Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : uye54331, Tarih : 16-11-2023 22:38
İlk derece mahkemesinin kesin nitelikteki kararına karşı sunulan istinaf dilekçesinin reddi kararının HMK m. 346/2 uyarınca istinafı olağan kanun yolu sayılır mı?

Davanın taraflarına tebligat dahi yapılmadan yalnızca davacının dilekçesi alınmak suretiyle dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde verilmiş bir mahkeme kararı düşünün. Üstelik karar kesin.

Bu karara karşı hukuki dinlenilme, adil yargılanma hakkının ihlali nedeniyle AYM nezdinde bireysel başvuru yapmadan önce istinafın reddi kararının istinafı sonucu beklenmeli mi, doğrudan bireysel başvuru yapılmalı mı?

AYM'nin bu konuda "MEHMET ALİ BEDİR VE TEVFİK GÜNAY BAŞVURUSU" emsal niteliğinde. Ancak bu başvuru 2013 yılında yapılmış. O dönem istinaf faaliyete başlamamıştı. Bu nedenle istinafa dair hükümler uygulanabilir değildi. Dolayısıyla istinafın reddinin istinafı gibi bir müessese yoktu. Yukarıda belirttiğim gibi bu durumda, bireysel başvuru için 30 günlük süreyi ne zaman başlatmak lazım?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1206, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat1804, Tarih : 16-11-2023 13:04
Merhaba meslektaşlarım,

Müvekkil müteahhit olup arsa payı sahipleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıyorlar. Müvekkil inşaatı yaparken oğlu vefat ediyor bu sebepten ötürü inşaatın yapımı aksıyor, arsa sahipleri ile görüşerek uzayan dönemler için aylık kira bedeli ödemesi yapıyor. Daha sonra sözleşme gereği arsa payı sahiplerine taşınmazları teslim ediyor taşınmazda ikamet etmeye başlıyorlar ancak bu süreçte müvekkile karşı dava açılıyor. Kira bedelleri haricinde tazminat talep ediliyor. Bu aşamada müvekkil de arsa sahiplerine ihtar çekiyor. Son 3 dairenin satış yetkisinin verilmesini aksi takdirde eksik hususların giderilemeyeceğinden ötürü iskan alınamayacağını beyan ediyor. Fakat arsa sahipleri satış yetkisini vermiyor. Sözleşme maddesi gereğince satış yetkisi vermeyen arsa sahiplerinin müteahhidin uğradığı zararlardan sorumlu olacağı yer alıyor. Müvekkilin gönderdiği ihtar üzerinden epey zaman geçmiş, yeniden bir ihtarname göndermek gerekir mi? Açılacak dava hususunda tecrübeli meslektaşlarımdan yardım talep ediyorum. Şimdiden çok teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1258, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Mr. Kök, Tarih : 15-11-2023 17:09
Meslektaşlarım merhabalar, müvekkil bir İşhanını kiralayarak otel yapmayı arzulamaktadır. Taşınmaz sahibi ile yapılacak kira sözleşmesine taşınmazın devri veya tahliye durumu için caydırıcı bir madde eklemek istiyoruz.(Örn: Taşınmazın devri halinde kiraya veren yapılan masraflar için 150.000 Dolar cezai şart öder.)Ancak bu hüküm Mülkiyet hakkına tecavüz oluşturacağından geçersiz olacağı kanaatindeyim.

Müvekkilin kiralanana yapacağı masrafların tazmini ve müvekkilin çıkarlarını korumak adına nasıl bir yol izleyebiliriz.

Bir ekspertiz raporu alarak kiralananın ilk halini kira sözleşmesinin ekine ekleyerek bir hüküm eklemenin faydası olur mu

Saygılarımla...
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1275, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av. aee, Tarih : 10-05-2024 11:28
Merhabalar. Müvekkilin bulunduğu ada ve parsellerde yapılan kadastro yenileme çalışmalarında komşu parsel ile müvekkilin bulunduğu sınırda değişiklik olmuş ve komşu parsel sahibi yıllardır var olan sınıra bu değişiklik sebebiyle uymayarak kazık çakmak suretiyle sınırını genişletme çabası içerisine girmiştir. Zaten var olan ve yıllardır kullanılan bu eski sınırı belirleyen çitler, ağaçlar bulunmaktadır. Ancak komşu parsel sahibi yeni kadastro çalışmasını fırsat bilip 60 metrekare civarında bir sapmayı ileri sürerek sınırını müvekkil tarafına doğru büyütmeye çalışmaktadır. Bu durumda başvurulabilecek davanın niteliği ne olabilir? Değerli görüşlerinize ihtiyacım vardır. Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :203, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukatik, Tarih : 09-05-2024 19:02
Meslektaşlarım Merhaba,
Müvekkilimizin kiracısı noter huzurunda taahhütname veriyor. Taahhüde dayalı süreç sonuçlanıyor. Mahkeme tahliyeye karar veriyor. Ancak istinaf ediyor. Aradan 6-7 ay geçiyor. Tahliye taahhüdündeki tarihte tahliye etmediği için müvekkil başka kiracı adaylarıyla kontrat yapamıyor. Kiracı 5 bin öderken rayiçte 40 bin civarıydı. Bu nedenle kira geliri mahrumiyet davası açacağız. Bu davayı kira tespiti davasında gibi bir bedel belirlemek mi lazım? Yoksa bu kira mahrumiyet davasını kısmi olarak açabilir miyiz?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :235, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Kaan CENGİZ, Tarih : 08-05-2024 17:39
Merhabalar meslektaşlarım, müvekkil aleyhinde kambiyo takibine yönelik ödeme emri müvekkile 29.04.2024 tarihinde tebliğ edilmiş. Müvekkil 9 gün sonra tarafıma ulaştı. Doğal olarak yasal şikayet süresi geçmiş bulunuyor. İcra takibini incelediğimde takibe konu senedin arkasında " .... adresteki inşaatın pvc ve cam korkuluk bina giriş kapısı ve posta kutusu işlerinin tamamlanması için verilen teminat senedidir. faturaları kesilip teslim edildikten sonra geçersizdir. iş teslim tarihi 15.04.2024 son gündür" ifadesi yer almaktadır. müvekkil ile diğer kişi arasında tanzim edilen sözleşme metninde teminat olarak alınan işbu senet bilgileri yer almamaktadır. takibe konu senedin vade tarihi kısmına teminat ibaresi yazılmamıştır. Şu iki konuda yardımlarınızı bekliyorum;
1-sadece senedin arka sayfasında yukarıda belirtilen ifadenin yazılı olması senedin teminat senedi olarak kabulü için yeterli midir?

2- takibin kambiyo senedi vasfında olmayan teminat senedine yönelik yapılmış olması durumunda süresiz şikayet yoluna başvurabilir miyim ?

Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :344, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : cakanha, Tarih : 07-05-2024 14:46
Herkese merhabalar,

Davacı olarak yer aldığımız bir belirsiz alacak davamızda Mahkeme tarafından bir bilirkişi raporu alındı. Mahkeme, rapora yönelik itirazları reddetti ve talep artırım için tarafımıza süre verdi. Talebimiz artırdık ve harcımı ödedik. Ancak bir sonraki duruşmaya kadar geçen süre içerisinde Mahkeme, bu dosyanın başka bir dosya ile çok benzer olduğunu, o dosya ile bu dosya arasında çelişki yaratacak bir sonuç ortaya çıkmasının yanlış olacağını düşündü ve birleştirme kararı verdi.

Mahkeme, çelişki yaşanmaması adına iki uyuşmazlığı da kapsayan yeni bir bilirkişi raporu alınmasını istedi. Yeni rapor da lehe olacak şekilde hazırlandı. Ancak talep ettiğimiz tutar ile arasında yaklaşık 300k tutarında bir fark mevcut. Mahkeme süre verdiği için talebimizi arttırdık. Ancak Mahkemenin sonraki işlemleri nedeniyle böyle bir pozisyonda kaldık.

Kısmen ret kısmen kabul kararı almamak için yapabileceğimiz bir yöntem var mıdır? İkinci talep artırım (talebi azaltarak) dilekçesi verilebilir mi?

Değerli görüşlerinizi rica ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :257, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : kaan_oz, Tarih : 07-05-2024 10:55
Değerli meslektaşlarım, meslek büyüklerim hepinize selamlar,

Kısa ve öz bir şekilde sorumdan bahsedeceğim, fikri ve tecrübesi olan değerleri meslektaşlarımın cevaplarını heyecan ile bekliyor olacağım.

Mülga olan 6570 sayılı kanuna gönderme yaparak tanzim edilen tahliye taahhüdünün hukuki geçerliliği ne durumdadır? Tahliyesi taahhüt edilen taşınmaz bir meskendir.

Saygılarımla.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :281, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : rosinante, Tarih : 03-05-2024 14:16
Merhaba, Müvekkil imam nikahlı olarak biri ile evli ve çocuğu var. İmam nikahlı eşi çocuğu nüfusuna almış çocuğun soyadı babanın soyadı ancak baba resmi nikahlı olarak başkası ile evli olduğu için müvekkil kendi soyadını kullanmakta. Müvekkilin ailesi müvekkile çok kötü davrandığı için soyadını müvekkil değiştirmek istiyor. İmam nikahlı eşinin soyadını alabilir mi? Yardımcı olursanız sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :473, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukatt2121, Tarih : 02-05-2024 17:05
Merhaba meslektaşlarım,
Muhatabımız dükkanı kiralayan kiracı, Örnek 13- tahliye talepli icra takibi başlatmayı düşünmekteyim. Ancak ödeme emrinin yapılacağı adres konusunda kararsızım .Ödeme emrini dükkana tebliğ ettirmeyi düşünüyorum. Ancak kira sözleşmesinde kiracının ikametgah adresi başka bir adres görünmektedir. Muhtemelen tebligat kiracıya ulaşmayacaktır. Devamında da 21/2 den tebligat talep etmeyi düşünmekteyim. Tebligatı dükkana çıkartmam durumunda tahliye davası aşamasına gelindiğinde tebligat dükkana çıkartılmış olduğu için usulsüz sayılır mı?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :447, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : avsenayilmz, Tarih : 02-05-2024 10:50
Değerli meslektaşlarım merhaba,

Müvekkil, klima tamiri için gittiği binanın çatısının çökmesi sonucu hayatını kaybediyor. Eser sözleşmesi kapsamında iş sahiplerinin söz konusu kazadan sorumlu tutulamayacağına ilişkin birçok Yargıtay kararı okudum.

Acaba, yapı malikinin sorumluluğuna gidilebilir mi? Müvekkilin olayında bina sahipleri (eser sözleşmesi kapsamında iş sahibi), aynı zamanda binanın maliki konumundadır. Bu itibarla sorumluluklarına gitmek mümkün müdür?

Şimdiden ilginize teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :390, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : AVUKAT2549, Tarih : 28-04-2024 20:00
Merhaba Sayın Meslektaşlarım,

Tarafımızca Örnek 14 icra takibi ikame edilmiştir. Takip açıldıktan 2 gün sonra kiracı evi tahliye etmiştir. İcra dairesi tebligatı kiracının adresine göndermiş ve iade dönmüştür. Tahliye edildiği için memnunuz fakat dosyadaki takip masrafları ve vekalet ücretinin tahsilatını nasıl yapacağız ? İzlenmesi gereken yol nedir ?

Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :629, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat9444, Tarih : 26-04-2024 12:37
Herkese merhaba,

Kira sözleşmesini malik olan müvekkilin kayınpederi yapmış kiracı ile. Şimdi kira tespit ve tahliye davası açacağız. Bende maliğin vekaletnamesi var. Bu durumda kiralayan olmayan malik bu davaları açabilir mi? Yoksa öncesinde kendisinin veya kayınpederinin ihtarname ile bilgilendirmede mi bulunması gerekir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1106, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : hukukçu077, Tarih : 25-04-2024 15:33
Herkese merhabalar,
Kambiyo senedi icra takibi başlatılmış olup borçluya ödeme emri senetteki adresine tebliğ edilecekken sehven mernis adresine tebliğ edilmiştir. Tebligat muhtara tebliğ edilmiş ödeme süresi geçmeden senetteki adresine de tebligat çıkmıştır. Bu aşamada ne yapmamız gerekiyor? Bu durumda herhangi bir sıkıntı var mı? Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1818, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : dejure, Tarih : 25-04-2024 14:29
Merhaba meslektaşlarım,

Murisin ölümü ile üç kardeşten biri dükkan niteliğindeki taşınmazı kiraya veriyor ve takribi 6 aydır kiraları tahsil ediyor. Kiracı ile şifahi yapılan görüşmelerde ödemeyi hisseleri oranında müvekkillerime yapmayı reddediyor. Bu durumda nasıl bir yol izlemek gerekir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1871, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Buğra YILDIZ, Tarih : 25-04-2024 12:31
Merhaba arkadaşlar;

Trafik kazası neticesinde ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talepli bir dava açtık. Sigorta şirketi tarafından mantıklı bir teklif yapıldı. Bizim sigorta şirketi ile dava içinde sulh olmamız durumunda diğer davalılar (araç sahibi ve araç sürücüsü) yönünden davaya devam edebilir miyiz? Dava dilekçemizin netice-i talep kısmında "müştereken ve müteselsilen davalı sigorta şirketinden, davalı araç sürücüsünden ve araç sahibinden müştereken ve müteselsilen tahsiline" karar verilmesini talep etmiştik.

Yanlızca sigorta şirketi ile sulh olsak, sigorta şirketi teminatının üstünde kalan miktar için diğer davalılara karşı davamız devam eder mi? Davamızın devam etmesi için sigorta şirketi ile sulh olursak bunu mahkeme önünde feragat olarak mı belirtmek gerekir?

Bilgi verirseniz sevinirim. Teşekkür ediyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :955, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : AVUKAT2549, Tarih : 24-04-2024 21:18
Merhaba Sayın Meslektaşlarım,
Kiracıya örnek 14 icra takibi yapıldı. Kiracının ev adresine değil de kiralamış olduğu dükkana tebligat yapılmıştır. Yerleşim yerine yapılmamasında bir mahsur var mıdır ? Dükkana yapılan bu tebligat geçerli midir ?

Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :971, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Sonay, Tarih : 24-04-2024 19:44
Merhabalar. Borçlu şirketin kasap deposuna fili hacze gittik. Orada bulunan 3. şahıs istihkak iddiasında bulundu. İcra memerunca İİK 96-97 'ye göre işlem yapıldı ve 3. şahıs tarafından istihkak davası açıldı. Açılan davada haczedilen malların muhafaza altına alınmasının ve satışını ile paraya çevrilmesinin tedbiren durdurulmasını talep etti. Mahkeme tedbir talebini reddetti. İcra hukuk mahkemesi 3. kişi tarafından istihkak davası açılmadan önce istihkaka konu mallar yönünden takibin devamına karar verdi.

Sorular
1-3.Kişinin açmış olduğu istihkak davası devam ederken haczedilen hayvanların satışı istenebilir mi?

2-İlk defa satış isteyeceğim ve usulü ve sıralamayı pek bilmiyorum pratikte. Satış aşamasında ne yapılması gerekiyor. Hangi talepler gönderiliyor. Yerinde satış nasıl uygulanıyor.

Şimdiden çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar
.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1062, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Burçin Yılmaz, Tarih : 24-04-2024 14:49
Müvekkilimin yakınlarına ait motosiklet 6 şubat 2023 depreminde enkaz altında kalmış. Motosikletin sahibi ve mirasçıları da depremde hayatını kaybetmiş. Bu yıl müvekkilim adına enkaz altında yok olan motosiklet için vergi tahakkuk etmiş. Bu motosikletin trafikten terkini için nasıl bir yol izlemek gerekir ? Benzeri olay ile karşılaşan meslektaşlarımın bilgi ve önerilerini bekliyorum...
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1848, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Enes Talha, Tarih : 21-04-2024 15:40
Herkese iyi günler dilerim,
Müvekkil yurt dışında boşanmış olup, ilgili kararda türkiyedeki mallar üzerinde de bir paylaşım yapılmıştır. Boşanma kararı, eski eş ile birlikte başvurularak konsolosluk tarafından tanınmış vaziyettedir. Sadece mevcut mal paylaşımı için ilgili kararın tenfizini talep etmek yeterli olacaktır diye düşünüyorum, ancak boşanma kararının mahkemece tanınmadığı için doğrudan tenfizine geçilemeyeceğine dair bir kaç söylenti kafamda soru işareti oluşturmaktadır. Bu konuda nasıl bir yol izleyebilirim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1022, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06055808 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.