Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
23.08. Takı Konusunda Önemli İçtihat Değişikliği - Av.Habibe YILMAZ KAYAR
Haber Ekleyin

Yazan : Av.Yusuf Sanlı, Tarih : 23-07-2024 13:26
Herkese merhaba,

Müvekkilin da malikler arasında yer aldığı, elbirliği mülkiyetine konu bir adet taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası açmış bulunmaktayız. Yargılama sürerken, maliklerden birinin kısıtlı olduğunu ve diğer bir malikin de bu malike vasi olarak atandığını öğrendik ve bu husus iki taraf arasında menfaat çatışması meydana getirebileceğinden ayrıca bir temsil kayyımı davası ikame ederek kısıtlı için bu davada temsilen bir temsil kayyımı atanmasını sağladık. Ancak daha sonra malikler bir araya gelerek taşınmazın haricen satılmasının daha uygun olacağına kanaat getirdiler. Şimdi benim burada sorularım şu şekilde;

1- Harici satış için halihazırda derdest olan davadaki hakimden bir izin almak ya da bildirimde bulunmak gerekli midir?

2- Taraflardan biri kısıtlı olduğu için harici satışta nasıl hareket etmek gereklidir?

3-Taraflardan biri kısıtlı olduğundan dolayı belirli bir kişiye bu taşınmazın satışı mümkün müdür?

4- Kısıtlı adına aynı zamanda bu taşınmazın maliklerinden biri olan vasinin, satışa izin davası açması mümkün müdür yoksa yine menfaat çatışması mı gündeme gelecektir?


Hem ortaklığın giderilmesi, hem vasinin atandığı dosya, hem de temsil kayyımının atandığı dosya aynı mahkemede yer almaktadır. Ancak mahkeme hakimi ile bir türlü iletişim kuramadığımız için bir türlü doğru yolu bulamamış durumdayız. Benzer konuda tecrübeleri olan meslektaşlarımın bilgilerine ihtiyacım var.

Şimdiden çok teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3928, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : gbahsi, Tarih : 23-07-2024 12:23
Merhabalar meslektaşlarım iflas konusunda hiç karşılaşmadığım için yardımlarınızı bekliyorum.

Müvekkil, müflis şirkete dükkanını kiraya vermiştir. Şirketin ayrıca kira borçları bulunmaktadır.

Sorum şu; şirketin dükkanı tahliye etmesi için nasıl bir yol izlememiz lazım? Müvekkil kendisine teminat bedeli verilmediğinden bahisle dükkanın tahliyesi için talepte bulunmuş. Benzer şekilde diğer alacaklılar da talepte bulunmuş, onların taşınmazları tahliye edilmiştir.

Ayrıca müvekkil alacak kaydı yaptırmamış. Yalnızca dükkanını kiraya verdiği için dosyaya dahil olmuş. Alacak kaydını bu aşamada yapabilir miyim? Alacak kaydı için icra takibi başlatmış olmamız mı gerekmekte? Kira sözleşmesi ve ödenmeyen kiralara ilişkin beyan içerir talep dilekçesi yeterli olacak mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3873, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : gbahsi, Tarih : 23-07-2024 10:01
Meslektaşlarım merhaba. Müvekkilimin 1991 senesinde vergi kaydı bulunmakta ayrıca yine aynı tarihlerde ticaret odasına kayıtlı. Geriye dönük sigorta primlerini ödeyerek emekli olmayı istiyor. Konu ile ilgili güncel durum nedir bilgisi olan var mıdır? Şimdiden teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3886, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : pinaryy, Tarih : 22-07-2024 22:00
Değerli Meslektaşlarım Merhabalar;

Elimde birçok fatura var. Borçlu kısmi ödemeler yapmış ancak hangi faturadan ne kadar bedel ödedi belli değil. Bu durumda takibi nasıl açabilirim? faturaları dayanak belge olarak eklemek istiyorum ancak sunacağım faturaları nasıl belirleyeceğimi bilemedim. Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3919, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. İbrahim Cem GÖKDUMAN, Tarih : 22-07-2024 15:49
Merhabalar Sayın Meslektaşlarım.

Müvekkilimin yaklaşık 100 yıldır atalarından kalan 70.000,00 m2 tarlasının yarısı 08.01.1998 tarihinde Orman Komisyonu kararı ile hazine adına tescil edilmiştir. Diğer yarısı ise yine 08.01.1998 tarihinde Kadastro Tesisi işlemi ile müvekkil adına tapulanmıştır. Bu işlemden önce taşınmazın resmi kaydı bulunmamaktadır.

Tapulama işleminden önce müvekkil tüm tarlasını ekip biçmekte iken tapulama sonrası orman olarak bırakılan yerde tarımsal faaliyetlerini kesmiştir.

Sorum şu: Mülkiyet hakkına dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davası ile tanık beyanları doğrultusunda bu yerin kazanımı mümkün müdür?

Aksi halde ise kamulaştırmasız el atma davası açılabilir mi?

Her ikisinin de olmaması halinde nasıl bir hukuki yol izlenebilir?

Değerli görüşleriniz için teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3875, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Mr. Kök, Tarih : 22-07-2024 10:15
Saygıdeğer meslektaşlarım öncelikle merhabalar, umarım sağlığınız ve huzurunuz yerindedir.



Somut Olay: Müvekkilin kardeşleri ve murisin eşi vefatın ardından X kooperatifinde yer alan hisselerini ADİ yazılı bir biçimde KOŞULSUZ ŞARTSIZ müvekkile devrediyorlar. Müvekkil bu hisselerin devri sonucunda elde edilen B1 Blok 51 Nolu daireyi bir üçüncü kişiye satış yapıyor. Başka bir ilden başka bir taşınmazı bir üçüncü kişiden satın alıyor. Bu taşınmaza kardeşlerini bedelsiz ve süresiz kira sözleşmesi ile kiralıyor. Daha sonra kardeşlerin miras arasında ki uyuşmazlıktan dolayı diğer taşınmazlar için ortaklığın giderilmesi davası açılıyor. İşbu taşınmaz için ise arada ki kira sözleşmesi bedelsiz ve süresiz olmasından mütevellit Haksız El Atmanın Önlenmesi davası açılıyor. İŞbu dava da tam son aşamaya gelinmiş iken karşı taraf inançlı işlemden kaynaklı tapu iptal davası açarak bu davanın bekletici mesele yapılmasını talep ediyor. Somut olay yukarıda ki gibi üstadım.

Soru 1: Bilindiği üzere miras payı devri mirasçılar arasında adi yazılı olma şartı aranmaktadır. Olayımız bu şarta uymaktadır. Ancak inançlı işlemden kaynak işbu dosyaya bu pay devri sözleşmesini sunmam aleyhimize bir delil başlangıcı oluşturur mu ?

Soru 2: İnançlı işlemden kaynaklı tapu iptal davasında davacı taraf müvekkilin 3. kişiden satın aldığı taşınmaz için tapu iptal talebinde bulunuyor ? Ortada inançlı işleme dair tek bir yazılı bir husus yok müvekkilin 3. kişiden aldığı bir taşınmaz için hem tedbir hemde tapu iptal tescil mümkün mü ?

Soru 3: Dosya bu haliyle fikrimce sadece haksız el atmanın önlenmesini engellemek amacıyla açılmış bir dosya gibi gözükmektedir. Ancak gerek mesleğin başında oluşum gerekse de gözden kaçırdığım ve dikkat etmem gereken bir hususun olması ihtimaline karşı dönüşlerinizi en kısa zamanda bekliyorum esen kalınız.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3854, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Hukukçu3566, Tarih : 21-07-2024 17:02
Merhabalar. Konu acil biraz.
İdareye karsi İYUK M 13 'e göre açılacak tam yargı davasında idarenin kesin cevap vermemesi durumunda kesin cevabi bekleme sürelerini düzenleyen İYUK m10 hükümleri uygulanır mı?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4041, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Mustafa B., Tarih : 19-07-2024 21:11
Meslektaşlarım, üstatlarım merhaba.

Katılma alacağı ''...belirtilen araç üzerinde şimdilik 60.000,00-TL katılma alacağının yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.'' şeklinde açmış olduğum davada karar ''...plaka sayılı araç bakımından davacının 60.000,00-TL katılma alacağı olduğunun tespitine, toplam 60.000,00-TL olan katılma alacağına huzurdaki karar tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,'' şeklinde çıkmıştır. Ben tespiti ve tahsilini istememe rağmen yalnızca tespit olarak verilen kararı icraya koyarken sıkıntı yaşarım sanırım. Davalıdan alınarak davacıya verilmesi şeklinde bir hükümde cümle yok. Bu karar hatalı diye düşünüyorum. Yorumlarınıza ve yardıma ihtiyacım var. Yanıt verenlere şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3811, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : milatsu, Tarih : 19-07-2024 16:32
Meraba arkadaşlar, hazineye müvekkilin dht alanını olağanüstü zamanaşımını doldurması sebebiyle zilyetlik nedeniyle tescil davası açmış bulunuyoruz. Bu esnada cimer şikayeti sebebiyle tespit heyeti tarafından işgal edildiği gerekçesiyle tahliyesini sağlamak amaçlı kaymakamlığa yazı gönderilmiş.

İdari dava açıyorum, tahliye ihtarnamesi idari işlem değil diye red yiyorum.
zilyetlik davasını ileri sürüyorum dava açılmadan önce tespit yapılmış deniyor.
sorum: tahliye edilse, yeniden kullanmaya başlayıp 2. defa işgal tutanağı tutulduğunda zilyetlik davam tahliyeyi eneglleyebilir mi
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3752, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avb, Tarih : 19-07-2024 13:37
Merhaba meslektaşlarım,
Kiraya veren müvekkil için kira tespit davası veya terditli tespit ve tahliye davası açacağız. Ancak müvekkilin elinde kira sözleşmesi yok. Dolayısıyla kira sözleşmesinin başlangıç tarihini tayin edemiyoruz. İlk kira ödemesi ekimde ama müvekkil kiracının ağustosta oturduğunu tahmin ediyor. İgdaş, tedaş ve belediyeden kira sözleşmesini talep ettiğinde mahkemeden talep edebileceğini söylemişler benim de vekaletnamede özel yetkim yok. Bu durumda davayı ne zaman açabilirim? Ya da kira sözleşmesini nasıl bulabilirim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3768, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.tsmr, Tarih : 19-07-2024 10:21
Merhabalar meslektaşlarım,

Mal paylaşımına konu bir şahıs şirketi var. Fakat bunu dava yolunda nasıl izah edeceğimi ve sonuç talep olarak nasıl isteyeceğim konusunda çok kararsızım. Yardımcı olabilir misiniz?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3720, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Mert Hiçyorulmaz, Tarih : 18-07-2024 17:53
Merhabalar. Müvekkilim uzun süre önce yargılanıyor ve yokluğunda karar veriliyor. Karar müvekkilin daha önce hiç bulunmadığı bir adrese TK 35'e göre tebliğ ediliyor. 7 Günlük yasal süre geçtikten 1 gün sonra müvekkil tebligat konusunu içermeyen bir istinaf dilekçesi veriyor. İstinaf, başvurunun süresi geçtikten sonra yapıldığından bahisle kesin olmak üzere başvuruyu reddediyor. Müvekkil bu defa usulsüz tebligattan bahsederek Başsavcılıktan itiraz talep ediyor. Bu talebi de reddediliyor. Bahsini ettiğim karar nedeniyle diğer pek çok dosyasından tekerrür hükümlerine göre karar veriliyor.

Başsavcılıktan birden fazla kez itiraz talep etmenin önünde bir engel görünmüyor. Sizce izlememiz gereken yol nedir? Başsavcılık talebimizi kabul etse bile kesinleşme ortadan kalkar mı? Başka bir yol öneriniz var mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3779, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.alperşener, Tarih : 18-07-2024 13:19
Merhabalar değerleri meslektaşlar hepinize kolay gelsin. Sorum Şu;
Alacaklı vekilim olduğum dosyada lehimize icra inkar tazminatına hükmedildi. Bu hükmü icraya koymak için kesinleşmesini beklemelimiyim ve bu yönde elinde yargıtay kararı olan var mı?
Cevaplarınız için teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3756, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : BekenBey, Tarih : 18-07-2024 10:06
Borçtan dolayı banka müvekkilin hesabına bloke konulmuş. Müvekkil maaşını baska bankaya geçirmek istiyor banka buna izin vermiyor. Bu durumun hukuki alt yapısı mevcut mu
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3722, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Cahit Özdemirrr, Tarih : 17-07-2024 22:36
Değerli meslektaşlarım merhabalar, kafamda soru işaretleri barındıran bir konu hakkında değerli görüşlerinize ihtiyacım var, müvekkile SGK tarafından defter belgelerin süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle idari para cezası verildi ancak söz konusu ibraz istemini içeren tebligat şirketten çıkmış bulunan eski ortağa yapıldığı için usulsüz, aynı zamanda bu usulsüz tebligat nedeniyle kuruma itiraz süresini kaçırdık. 10 temmuzda da SGK tarafından söz konusu idari para cezasına ait ödeme emri müvekkile tebliğ edildi, müvekkil mali müşavirinin dedikleriyle hareket edip kuruma başvurmadan idari para cezasının iptali için idare mahkemesinde dava açmış, usulsüz tebligata rağmen mahkeme idari merci tecavüzü nedeniyle görevli idare merciine tevdii edebilir mi? Birde idari merci tecavüzünde karşı vekalet ücreti çıkabilir mi? Danıştay'ın 15. Dairesi, 2011/156 E. 2011/3298 K. sayılı kararında SGK'nın vermiş olduğu idari para cezalarında işverenlerce kuruma başvurulma şartının olmadığı yönünde karar vermiş, ayrıca sormak istediğim bu aşamada ayrıca iş mahkemesinde ödeme emrinin iptali davasının açılmasında yarar var mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3787, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. İbrahim Cem GÖKDUMAN, Tarih : 17-07-2024 15:39
Sayın Meslektaşlarım,

Tarla vasfında olan taşınmazlar adına ecrimisil tazminatı talepli dava açacağız. Daha önce müvekkilimizle ortaklığın giderilmesi davası açtık. Ancak merak ettiğim husus şu:

Ortaklığın giderilmesi davasını müvekkilimiz tek başına açtı. Ecrimisil davasında ise müvekkilimizin kardeşleri de birlikte dava açmak istiyorlar. İntifadan men şartı başlangıçta ortaklığın giderilmesi davası açmayan (davalı sıfatı ile dosyaya eklenen) hissedarlar açısından da sağlanmış olur mu?

Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3746, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.yasinsamlioglu, Tarih : 16-07-2024 21:16
Öncelikle tüm meslektaşlara selam ve saygılarımla bir soru sormak istiyorum. Müvekkilim bir alacağına karşılık olarak sözlü anlaşma ile 11.664 metrekarelik tapuda tarla niteliğine sahip arazinin 4.765 metrekaresinin kullanımı almış. Ancak tabii tapuda resmi bir işlem yapılmamış. Şimdi sorum şu olacak. Tapuda yaptığım incelemede 11.664 metrekarelik tarla nitelikli taşınmaz miras yolu ile 1/5'er pay olarak 4 paya ve 3/80 ile 13/80 olarak da 2 pay olmak üzere toplam 6 paya bölünmüş. Daha sonra bu pay sahiplerinden ikisinin vefat etmesi nedeniyle vefat eden murislerin 1/5'er payları mirasçılarına el birliği mülkiyeti olarak geçmiş. Buraya kadar olan kısmı özetlemek gerekirse şuanda söz konusu tarla nitelikli 11.664 metrekarelik taşınmazda A kişinin 1/5 payı B kişisinin 1/5 payı C kişisinin 3/80 payı D kişisinin 13/80 payı var Bunlarla beraber muris E kişinin 4 mirasçısının el birliği halinde 1/5 payı ve muris F kişisinin 10 mirasçısının el birliği halinde 1/5 payı var .

Burada müvekkil A kişinin 1/5 payı ile B kişinin 1/5 payı ve C kişisinin 3/80 payını satın alırsa toplam payı 35/80 oluyor ki bu da 11.664 metrekarelik arazinin 5.100 metrekaresine tekabül ediyor. O halde müvekkil 35/80 payı satın aldığında kendi payının 11.664 metrekarelik toplam araziden ifraz edilerek kendi adına tapulanmasını talep edebilir mi ?

Umarım problemi açıklayabilmişimdir. Şimdiden yanıt veren herkese teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3763, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : yorgun savaşçı, Tarih : 16-07-2024 14:05
Merhabalar değerli meslektaşlarım. Bir süredir özel nitelikte bankalara çeşitli platformlar üzerinden başvuru yapmaktayım. Daha önce bu tür kurumlarda çalışmış olan meslektaşlarım çalışma koşulları hakkında genel bilgi verebilir mi? Örneğin sık sık duruşmaya katılıyor muydunuz (birkaç meslektaşımdan bankada çalıştıkları süreçte adliye yüzü görmediklerini duymuştum), koşullarınızdan memnun muydunuz, icra ve iş hukuku hariç ne gibi uyuşmazlıklar ağırlıktaydı? Artı ve eksiler hakkında bilgi verecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3808, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukatt2121, Tarih : 16-07-2024 13:20
Merhaba meslektaşlarım,
Bankaya ibraz edilmiş karşılıksız çıkmış, keşide yeri bulunmamakta olan çek ile genel haciz yolu ile takip yapacağım.
Çekin sol üst köşesinde banka ve banka şubesi, banka şube numarası ve altında bir numara daha bulunmakta ilgili banka şubesi İstanbul ilinin Çatalca ilçesinde

-Çeki düzenleyen kişinin Mersis ve işyeri adresi BÜYÜKÇEKMECE/İstanbul'da bulunmakta

-Ciro eden borçlulardan birisinin Mersis adresi İstanbul Kağıthane de yurtiçi iş adresi İstanbul Beylikdüzü'n de bulunmaktadır.
-Bir diğer borçlu Mersis adresi Şanlıurfa da bulunmaktadır
-Diğer borçlu olan gerçek kişinin ise mernis adresi bulunmakta sistemde adresinin bulunduğu il görünmemektedir.
1-Çeke dayalı genel haciz yolu ile (örnek7) İcra takibini Çatalca'ya bağlı bulunan icra dairesinde açmayı düşünmekteydim. Ancak çekim kambiyo vasfına haiz olmadığından kambiyoya dayalı takip yapamayacağım. Bu sebeple borçlulardan birisinin yerleşim yerinde açmam gerekebileceğini düşünmekteyim. Olayım için Beylikdüzü veya Büyükçekmece'ye bağlı icra dairesinde açılabileceğini düşünüyorum. Emin olamadım sizlerin de fikirlerini almak istedim. Sizce icra takibini nerede açmalıyım?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3739, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : mamafi48, Tarih : 15-07-2024 15:34
Merhabalar Sayın meslektaşlarım. Müvekkil adına 2020 Eylül ayı kira alacağından kaynaklı tahliye istemli icra takibi başlatılmış ve borçluya usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmiştir. Borçlu ödeme emrine süresi içersinde itiraz etmemiş ve borcu da ödememiştir. Bunun üzerine tarafımızca borçluya karşı İcra Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açılmıştır. Borçlu cevap ve delil dilekçesi de dosyaya sunmamıştır.

Yargılama sırasında borçlu beyan dilekçesi sunarak her ne kadar 2020 Eylül ayında banka kayıtlarında borcun ödenmediği görülsede 2020 kasım ayında kira bedelinin açıklamasız olarak bankaya yattığı, TBK 102 uyarınca Kasım ayı için yatırılan kira bedelinin muaccel borç için yatırılmış olduğu kabul edileceğini ve Eylül ayına mahsup edilmesi gerektiğini, bu sebeple de davanın reddini talep etmiştir.

Sayın meslektaşlarım aksine bir yargıtay kararı aradım fakat pek bir sonuç alamadım. Sizin bu konuda bir bilginiz varsa ve yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3864, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03639507 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.