Kanallar : Lütfen
Seçiniz |
|
|
|
|
Merhabalar
Bir müvekkilin aracını oğluna kısa süreliğine ödünç vermesi ve oğlunun aracı iade etmeyip farklı bir şehre kaçırması sonucu, müvekkil baba Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunuyor. Savcılık Altsoy-üstsoy arasında güveni kötüye kullanma suçunu şahsi cezasızlık sebebi olarak nitelendirip kovuşturmaya yer olmadığına karar veriyor. Bunun yanında araç için yakalama kararı çıkartıyor. Araç aylar sonra başka şehirde karşı yanın adresinde bulunup yakalanıyor ve müvekkile teslim ediliyor. Bu olayda araçtan mahrum kaldığı ve uğradığı zararlar için karşı yana tazminat/ araç kirası alacağı davası açılabilir mi? Ecrimisil şeklinde mi yoksa araçtan mahrumiyet kaynaklı belirsiz alacak davası olarak mı açılmalıdır? Nasıl bir yol izlenebileceğine dair bilgisi olan var mıdır?
|
|
|
Yazan : imsel,
Tarih : 12-10-2024 16:31
|
merhabalar meslektaşlarım,
Tahliye talepli icra takibini yetkili kiralanan taşınmazın bulunduğu yerdeki icra dairesi başlattık.Borçluya verilen 30 günlük süre doldu. Ancak kira alacağı, Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesine göre kiralayanın ikamet ettiği yerde ödenmesi gereken bir borç türü olması nedeniyle kiralayanın ikamet ettiği yerdeki icra dairesi de yetkili olması nedeniyle bu sefer tahliye davasını alacaklının (kiralayan) ikametgahı icra mahkemesinde açabilir miyiz?
yoksa borçlunun (taşınmazın) bulunduğu yerde tahliye davasını açmak (devam) zorunlu mu? tecrübe eden meslektaşım var mıdır?
ayrıca açılacak tahliye dasında arabuluculuk yok değil mi?
teşekkürler.
|
|
|
|
Merhaba meslektaşlarım,
Valiliğe yapılan fuzuli işgal başvurusu sonucunda kişiler konuttan çıkartıldıktan sonra ayrıca fuzuli işgal için sulh hukukta dava da açmaya gerek var mıdır?
-Şartlar uygun olarak yapılan başvuruya rağmen uygulamada işgalcilerin çıkartılmama durumu var mıdır?
|
|
|
|
Meslektaşlarım öncelikle hepinize kolay gelsin, meslekte yeni olduğum için yanlış adım atmamak adına sizlere danışmak istedim. Müvekkilin annesi ve babasından kalan taşınmazlar için ortaklığın giderilmesi davası açacağız. Her iki davada da mirasçılar ve dolayısıyla davalılar aynı. Taşınmazlar da aynı yerde bulunuyor. Arabuluculuk başvurusu yaparken ve dava açarken hem anne hem de babadan kalan taşınmazlar için ayrı ayrı mı başvuru yapmalıyım, hepsi için tek bir arabuluculuk başvurusu ve sonrasında dava açma imkanımız var mıdır? Şimdiden teşekkür ediyorum.
|
|
|
|
Danıştayda esastan havale için bekleme durumunda olan dosya için davacı vekili tarafından talebin doğru anlaşılmadığı yönünde beyanda bulunarak dilekçe reddi talep etmek mümkün müdür? Veya talebimizden kısmi vazgeçmede bulunmak mümkün müdür?
|
|
|
Yazan : Safter,
Tarih : 10-10-2024 00:14
|
lojistik firması, taşıma şirketinden 6 tır ile hizmet almak üzere anlaşıyor. Ancak şuan sadece 4 tır ile hizmet alımına devam etmek istediklerini belirtmiş olup diğer 2 tırdan hizmet almak istemiyorlar. bedelin de bu oranda indirilmesini talep ediyorlar. sözleşmede değişen iş koşullarına göre taşımanın yapılacağı ve yazılı olarak bildirimin yapılması üzerine yeni koşulların yürürlüğe gireceği yazıyor. Bu durumu taşıma şirketinin uyma zorunluluğu var mıdır. esaslı değişiklik olmaz mı. taşıma şirketi nasıl bir yol izleyebilir.
|
|
|
|
merhaba,
müvekkil 2021 yılında evleniyor. davalı eşin, evlilik öncesi babasından miras olarak kalan evinde bir süre oturduktan sonra bu ev satılıp, buradan gelen parayla başka bir ile yerleşiyorlar. müvekkilin beyanına göre, bu evin satımı öncesi tadilatı ve yeni taşındıkları yerde alacakları yer için müvekkil toplam 6 bin dolar para harcamış. müvekkilin harcadığı bu paraya ilişkin kendi beyanı dışında hiçbir delil yok.
dava dilekçemizde müvekkilin bunlar için 6 bin dolar harcadığını belirterek 200 lira üzerinden katılma alacağı talebinde bulunduk. mahkeme henüz dilekçeler teatisi tamamlanmadan bizden her bir alacak kalemini açıklamamızı istedi. 200 lira üzerinden katılma alacağı talebimizi yeniledik. müvekkil, yeni taşındıkları ilde yapılan dairenin davalı eş üzerine olduğunu söylese de mahkemece yapılan taşınmaz sorgusunda davalı eş adına herhangi bir taşınmaz çıkmadı.
şu an cevaba cevap dilekçesi aşamasındayız. hal böyle iken bu noktadan sonra harca esas değeri hangi değer üzerinden göstermek doğru olur ? yine 200 lira üzerinden gösterip katılma alacağı talebinde bulunmak, bilirkişi hesaplaması sonrası ıslah/talep arttırımda bulunmak yeterli olur mu ? cevaba cevap dilekçesinde harca esas değeri 6 bin dolar üzerinden değiştirirsem, ilerleyen safhalarda ıslah/talep arttırım yönünden sorun yaşar mıyım ?
|
|
|
|
Merhaba,
Çalışmakta olduğum şirketteki tek avukatım ve benden başka hukuk işlerini takibe yetkili personel yok.
Süresi içerisinde ikame ettiğim karşılıksız çek konulu icra ceza mahkemesinde görülen davanın son ve 4. celsesinde migren hastalığım sebebiyle (yaklaşık 1 gün sürdü) karar duruşmasını mazeretsiz olarak kaçırdım ve haliyle de hakim İİK hükmünü uygulayarak şikayetin düşmesine karar verdi.
Aynı günün akşamında bir hastaneden o gün için iş göremezlik raporu aldım ve dosyaya sundum fakat eski hale getirme veya yargılamanın yenilenmesini elbette mevcut durumda talep edemiyorum.
İstinaf etmem halinde eski hale getirme usulünün uygulanıp uygulanamayacağı hakkında herhangi bir bilgiye rastlayamadım. Genelde karşılaştığım kararlar bu konu özelinde değil maalesef.
Burada elbette hata benim. Farklı taraflardan bakıldığında hakimin yaptığında da usulen herhangi bir sorun zaten yok fakat kanun maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hukuki dinlenilme, adil yargılanma ve temsil edilme hakkının ihlal edildiğini düşünüyorum.
Tavsiye ve önerilere açığım sevgili meslektaşlar/üstatlar.
Teşekkürler.
|
|
|
|
Merhaba sayın meslektaşlarım,
Müvekkilin aracına bisiklet ile çarparak hasar veren küçüğe karşı dava açacağız.
Ev başkanı sorumluluğu olduğundan aile mahkemesinde açacağız, davalı olarak yalnızca babanın bilgileri var elimizde dilekçenin davalı kısmı nasıl olmalı ?
Hasar, değer kaybı ve ikame araç bedelleri için ayrı ayrı talepte bulunacağız hasara ilişkin fatura mevcut. Belirsiz alacak olarak mı açmamız gerekiyor ? Diğer kalemler bilirkişi raporu ile belirlenecek.
Uyap üzerinde hangi dava türünü seçeceğiz?
Şimdiden yanıtlarınız için teşekkür ederim..
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım, hukuki bir sorum olacaktı
müvekkil bir tarla kiralıyor 49 senelik sözleşmenin üstünden 17 sene geçiyor ve kiraya veren ölüyor. Mirasçıları başka kişilere kiraya veriyor bu durum için 3091 sayılı kanuna dayanarak kaymakamlıktan men talebinde bulunduk ancak reddedildi
İdare mahkemesinde dava açsak, taşınmazın el birliği mülkiyetinde olması kaymakamlık kararının haklı olası sebebiyle reddedilir mi ?
müvekkilime mirasçıları tarafından herhangi bir fesih beyanında bulunulmamış tbk uyarınca sözleşme hala devam etmekte aslında
|
|
|
|
Merhaba meslektaşlarım,
Danıştayda açılan yürütmenin durdurulması istemli idari işlemin iptali ve idari işleme dayanak olan yönetmeliğinde iptali talepli dava da Mahkemece''iptali istenilen maddelere yönelik davanın ehliyet yönünden reddine, dava konusu işlemin ise iptaline'' şeklinde karar verilmesi durumunda karşı vekalet ücretleri ne şekilde çıkmaktadır?
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım, müvekkilim noterde 49 senelik tarla kiralaması yapıyor yaklaşık 17 senedir müvekkil zilyet . Kiraya veren kişi ölüyor ve mirasçıları tarlayı başka kişilere kiraya veriyor. Kaymakamlığa 3091 sayılı kanuna dayanarak müdahalenin meni için başvurduk ancak talebimiz reddedildi. Gerekçe ise taşınmazların el birliği mülkiyetinde olduğu ve paydaşların , taşınmazların hangi kısımlarını kullandıklarını gösterir resmi bir belge olmadığı için tmk kapsamında uyuşmazlığın hakim tarafından giderilmesi sebebiyle müdahalenin meni talebinin reddine şeklinde
Öncelikle bu karara karşı idare mahkemesinde dava açmamın kararın iptali yönünde bir faydası olur mu zira müvekkilimin kira sözleşmesi mirasçılar tarafından feshedilmedi ve tarlanın kiraya verildiği kişiler de mirasçılar değil
Şimdiden teşekkürler
|
|
|
Yazan : ŞELALE,
Tarih : 05-10-2024 16:38
|
Merhaba, Müvekkilin benden önceki avukatı takipten sonra asliye ticaret mahkemesinde kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası açmış ek olarak da müvekkilin fazla ödemelerini istemiş. Bilirkişi raporunda alacaklı çıktık. Dosyada alacaktan kaynaklı tefrik talebim var. Ancak son duruşmada davacının dosyada görevsizlikle ilgili beyanı olmadığı için görevli saydı. Talep arttırımı için ıslah talebime karşılık 1 haftalık süre verdi. Islah ile miktarımı düşük tutup sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı dava mı açmalıyım yoksa bedeli ıslah ile bilirkişi raporundaki bedele mi yükseltmeliyim ?
|
|
|
|
Merhaba herkese. TBK 316 uyarınca sözleşmeye aykırılık (alt kiralama/kullanım hakkını devretme yasağına aykırılık) gerekçesiyle kiralananın tahliyesi için daha önce hiç karar almış olan, örnek karar ya da dilekçe paylaşabilecek olan var mı acaba?
|
|
|
Yazan : avhanim,
Tarih : 04-10-2024 17:54
|
Meslektaşlarım merhabalar, çed olumlu kararı hakkında iptal davası açabilmek için bahsedeceğim hususta bilginizi ve konuya dair elinizdeki emsal kararları rica edecektim;
Müvekkilin köyünün bulunduğu bölgede yapılacak GES projesi için çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından çed olumlu kararı verilmiş, çevre ve şehircilik il müdürlüğünün yazısı ile bu kararın askıda 30 gün halka duyurulması ve internet sitelerinde süresiz yayınlanması kararlaştırılmış. Öncesinde müvekkil de dahil olmak üzere köy halkı ile toplantı gerçekleştirilerek şirket tarafından ges projesi halka anlatılmış. Müvekkil de toplantıya katılmış. Buraya kadar bir problem yok ancak; çed raporu hakkında halkın görüş ve önerilerini almak üzere ilan edilen 10 günlük süreden müvekkilin haberi olmadığı için bakanlığa itirazda bulunamamış.
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği 14. maddesine göre; “Komisyon tarafından incelenerek son şekli verilen ÇED raporu, halkın görüş ve önerilerini almak üzere, Bakanlık ve/veya il müdürlüğü tarafından askıda ilan ve internet aracılığı ile 10 takvim günü görüşe açılır.”
Bu maddeye göre her bir ilgiliye tebligat zorunluluğu yok. Ancak aranızda çed raporundan haberdar olunamadığından itiraz edilemediğine dair iptal davası açan var mıdır? Varsa sonuç ne oldu? Şimdiden teşekkürler
|
|
|
|
Danıştay'da 2021 açılış tarihli dosyam var , 2 yıldır esastan havale için beklemede diyor. Öncelik talepli dilekçe gönderdim önceki senelerde . Yapılabilecek başka bir şey var mıdır? Danıştayda dosyası olan meslektaş varsa takribi ne zaman sonuçlanır bilgi verebilir mi
|
|
|
|
Ssç aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin icrasında nasıl bir yol izleyebilirim, takibi kime karşı açmam gerekiyor? Deneyimlemiş arkadaşlar yardımcı olursa çok sevinirim.
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhabalar,
Uzun zamandır merak ettiğim ayrıntılarını öğrenemediğim konu hakkında soru sormak istiyorum sizlere. Öncelikle Adalet Akademisinde verilen eğitim programının içeriği ve kullanılan kaynaklara erişim sağlayabileceğimiz bir alan var mıdır? Akademi müfredatını ve hangi kaynaklar üzerinden eğitim alındığını, mesleki faaliyetleri için ne gibi tavsiyeler verildiğini merak ediyorum.
Bir de istisnai davrananları hariç tutarak soruyorum ki bazı hakim ve savcılardaki avukatı aşağılama, cevap vermeme, dikkate almama gibi tavırlar neden azalmıyor? tecrübeleriniz ve genç avukatlara önerileriniz nelerdir?
şimdiden cevaplarınız için teşekkür eder, saygılarımı sunarım
|
|
|
Yazan : Matrix,
Tarih : 01-10-2024 15:57
|
Merhaba değerli meslektaşlar...Bizden evvel yazdırılan dava dilekçesi ile yalnızca DENKLEŞTİRME talep edilmiş.( Olayda gizli bağış söz konusu, muris ölümünden evvel kullandığı banka kredisi ile iki çocuğundan birisine konut alımında destekte bulunmuş. ) Bü-ana göre terditli dava açılarak TENKİS isteminde de bulunulması gerekirdi, diye düşünüyorum. Davada keşif yapılmış, tanıklar dinlenilmiş. Islah yoluna giderek denkleştirme ile tenkis de istemeliyi miyiz ? Bu arada, murisin ölüm tarihinden bu yana 6 sene geçmiş, dava tarihinden itibaren de 5 yıl geçmiş bulunmaktadır. tenkis istemi halinde hak düşürücü süre söz konusu olur mu ? Teşekkürler.
|
|
|
Yazan : bhdrvrl,
Tarih : 01-10-2024 15:09
|
Sayın meslektaşlarım,
Öncelikle uzun bir yazı olması ihtimaline binanen okumaya sabreden meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum. Sıkıntımız şöyle ki;
1-Müvekkilim adına yürüttüğüm katılma alacağı davasında belli bir miktar katılma alacağımız olduğu yönünde rapor geldi. Zaten edinilmiş mal olarak sadece bir adet gayrimenkul bulunmaktaydı ve davanın başında da ihtiyati tedbir konulmuştu. 8 Ekim 2025 tarihindeki duruşmada ıslah için süre isteyeceğiz ve muhtemelen Aralık 2024 veya Ocak 2025 gibi bir tarihe son bir duruşma koyulup karar tesis edilecek.
2-Ayrıca gayrimenkulun alınması esnasında çekilen konut kredisinin henüz ödenmemiş taksitleri ve biriken borçları için banka tarafından çok önceden başlatılan icra takibinde de satış aşamasına gelindi, Aralık 2025 tarihinde satışı yapılacak. Biz de zaten uzun zamandır, katılma alacağımızı tahsil edebilmenin en efektif yolu olarak, ilk derece mahkemesinden kararı aldığımızda bankanın satış yapacağı dosyadaki hacze iştirak etmeyi ve para davalıya iade edilmeden önce kendi alacağımızı almayı görüyorduk.
3-Hatta katılma alacağı davamızı açarken, yarın öbür gün bizim davamız henüz bitmeden bankanın icra dosyasından satış yapılıp alacaklılara ödeme yapıldıktan sonra kalan para davalıya verilirse, katılma alacağımızı tahsil etmekte zorluklar yaşayabiliriz diye düşünmüştük. Bundan dolayı da, gayrimenkule tedbir konulmasını talep ederken, ilaveten satışın gerçekleşeceği icra dosyasına da bir tedbir yazısı gönderilmesini, satış yapılıp bankanın alacakları ödendikten sonra kalan paranın davalıya iade edilmemesini ve dosyada tutulmasını talep ettik ve mahkeme de kabul edip icra dairesine bu yönde tedbir yazısı gönderdi. "dairenizin .... Esas sayılı dosyasında taşınmazın haczen satılması sonucu alacaklıya ödeme yapıldıktan sonra bakiye kalan kısmın davalı .......'ya ödenmemesi için bakiye kısmına ihtiyadi tedbir uygulanmasına dair karar verilmiş olup, gereğinin ifası ile mahkememize İVEDİ şekilde bilgi verilmesi rica olunur." şeklindeki yazıya cevaben icra dairesi tarafından bu tedbiri vakti geldiği zaman dikkate alacakları şeklinde olumlu cevap verilmiştir.
4-Şimdi öğrendiğimiz kadarıyla davalı tarafın eski tarihli bir senet düzenleyerek kendisine karşı bir icra dosyası başlattırma niyeti bulunmakta. Böylece o dosya suretiyle, bankanın alacağına ilişkin icra dosyası kapsamında yapılacak satıştan kalan ve doğrudan kendisine verilmeyecek paraları bu icra dosyası vasıtasıyla tanıdığı bir kişi tahsil edecek ve böylece bizim katılma alacağımıza ulaşmamız engellenecek.
Açıkçası haklı alacağımıza ulaşmamızı engellemek adına çok ucuz ve basit bir yol olduğuna ve buna kolayca engel olunabilecek hukuki yollar olduğuna inanıyorum ama ilk defa böyle bir dosyayla yüz göz olduğumuz için de izleyeceğimiz hukuki yolu tam olarak tespit edebilmiş değilim. Meslektaşlardan bilgisi yahut tecrübesi olanların yardımcı olması mümkünse çok sevinirim. Herkese iyi çalışmalar dilerim.
|
|
|