Sayın Özge Yücel
Dilde daha anlaşılabilir olma amacını taşıyan yaklaşımları destekliyorum. Makalenin içeriğinde ifade edilen "Kuru bir dil kıskançlığı" yapılmadığı yönündeki açıklama bu düşüncemi destekliyor.
Dilde sadeleşme ve öztürkçeleşme konusu üzerinde düşündüğüm ancak tam anlamı ile bir sonuca varamadığım bir konu..
İfade edildiği gibi dil kıskançlığı anlamına gelecek hatta bu konuda durulacak yerin iyi ayarlanamaması nedeni ile komik durumlar oluşturacak çabalar dile katkı değil dile ket vurmaktadır.
Dilde sadeleşme ve öztürkçeleşme çabaları, dilde anlaşılabilirliği artırma ve iletişimi geliştirme ve dilde bir birlik meydana getirme sınırları içinde kaldığı takdirde desteklenebilir.
Dilde öztürkçeleşme çabaları eğer dili kuşa çeviriyorsa buna katılmam mümkün değildir. Bir dönem sadeleşme adına kullanılan sözcüklerin yerine öztürkçe sözcükler koyma çabası baya bir komedi oluşturmuştu.
Türkçedeki kullanılmayan ağulu sözcüklerin dil dışına itilmesi ancak yaygın kullanılan ve halk tarafından bilinen ifadelerin korunması ve bu yerleşmiş sözcüklerle uğraşılmaması gerektiği düşüncesindeyim.
Ayrıca öyle sözcükler varki dilde yerleşmiş anlamları oldukça geniş ve derin yerleşmiş zihinlere bu sözcükleri yeni ve öztürkçe sözcüklerle değiştirmeye kalktığımızda dili sığlaştırmış oluruz gibime geliyor. Bu tür sözcükler tek sözcük ancak yerine koyacağımız birden fazla sözcükle amacımıza ulaşamıyoruz bazen.
Dediğim gibi amaç dilde anlaşılabilirliği ve birliği sağlamaya yönelik olmalı, salt sözcüğün kökeni ve hangi dil kaynaklı olduğuna göre halk arasında yerleşmiş ve kullanılan dilleri çıkarmaya çalışmak dili sığlaştırmak olur ve amacını aşar düşüncesindeyim.
Sayın Özge Yücel in dil konusundaki yaklaşımını anlaşılabilirlik ve dilde birlik sağlama ve eğer mümkünse öncelikle türkçe sözcüklerin kullanılmasına yönelik isteğini ve yaklaşımını da bu nedenle doğru buluyorum ve destekliyorum.
Dili en iyi kullanması gerekenler hukukçulardır.
Saygılarımla...
|