Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ipotek süresi ve takibe itiraz

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-01-2008, 13:36   #1
faust

 
Varsayılan ipotek süresi ve takibe itiraz

müvekkilim tefeciden aldığı borç karşılığında tefeci lehine ipotek tesis etmiş. resmi senette aynen ''...iş bu taşınmazın tamamını xden aldığı 250.000 ytl borca karşılık 1. dereceden aylık yüzde 5 faizli 2 yıl müddetle x lehine tesis ettiğini.... şeklinde iptek tesis tarihi 7 mart 2007... x tefeci ipotek tesis tarihinden 10 ay sonra ihtarda bulunuyor müvekkil ipoteğin 2 yıl süreli olması sebebiyle itirazda bulunmuyor. x tefeci takibe geçip icra emri çıkartıyor... bu durumda resmi senetteki 2 yıl süre şartına uyulmamış oluyor. bu sebepten ötürü mercie gidilse ne olur icra müdürü resen incelemek zorunda değil mi
Old 12-01-2008, 23:02   #2
sailor1981

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım olayınızda kurulan ipotek ANAPARA ipoteğidir ve vade kararlaştırılmıştır...İcra Mahkemesine başvurun bence takıp ıptal edılecektır..emsal karar yazıyorum..saygılar
 «İpoteğin ‘iki yıl vade ile’ kurulmuş olması halinde, alacaklının iki yıldan önce ipoteğe dayalı olarak takip yapamayacağına dair karar: 12. HD. 16.5.2003 T. 8135/11219
Old 13-01-2008, 00:34   #3
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/6919
Karar: 2006/3324
Karar Tarihi: 30.03.2006
ÖZET: İpotek akti vadeli olarak düzenlenmiştir. Dosyaya sunulun sözleşme tapu dışı ve adi yazılı şekilde yapıldığından, resmi ipotek akit tablosundaki hükümleri değiştiremez, ipotek vadeli düzenlendiğine göre vadesi gelmeden takibe girişilemez.
(2004 S. K. m. 125)
Tararlar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazdı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, davalının oğlu İbrahim müvekkiline borcu sebebiyle Çorum İkinci İcra Müdürlüğü'nün 2002/2137 sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının bu icra dosyasına teminat olmak üzere davacı lehine taşınmazına ipotek tesis ettiğini, yanlar arasındaki sözleşmeye göre İbrahim'in borcu taksitler halinde ödenecek, taksitlerden biri ödenmediği takdirde borçlu ve kefile ihtar çekilmeksizin hem ipotek paraya çevrilecek, hem de takibe devam edileceğinin hükme bağlandığını, sözleşmede belirtilen ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine girişildiğini, takibe itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin borçtan şahsen sorumlu olmadığını, ipotek verdiği taşınmaz ile sorumlu olduğunu, ipotek senedinin davacıdan alınan borç para karşılığı olarak tesis edildiği halde, ipoteğin süreli teminat ipoteği olduğunu, ipoteğe konu borcun süresinin 30.06.2003 tarihinde dolduğu halde, takibe yasaya aykırı olarak bu tarihten önce başlandığı gibi ipotek alacağının faizsiz olarak belirlendiğinden işlemiş, işleyecek faiz talebinde de bulunulmayacağını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia savunma, taraflar arasında imzalanan 11.07.2002 tarihli sözleşme, ipotek akit tablosu, icra dosyaları, toplanan delillere göre davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, % 40 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davaya temel alman ipotekli takibin dayanağı olan resmi ipotek akit tablosundan davalının davacıdan almış olduğu borca karşılık taşınmazını ipotek verdiği anlaşılmaktadır. İpotek akti "30.06.2003 tarihinde Ödeme şartıyla", başka bir ifadeyle vadeli olarak düzenlenmiştir. Dosyaya sunulan 11.07.2002 tarihli sözleşme tapu dışında ve adi yazılı şekilde yapıldığından, resmi ipotek akit tablosundaki hükümleri değiştirir güçte kabul edilemez. O halde uyuşmazlığın resmi ipotek akti çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. İpotek, vadeli tesis edildiğine göre henüz vade gelmeden takibe girişilmesi akde aykırıdır. Mahkemece, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün (BOZULMASINA), bozma biçimine göre öteki yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 13-01-2008, 01:48   #4
Av.Fahri Sürücü

 
Varsayılan

İpoteğin 2 yıl süreli olması ile borcun MUACCEL OLMASI arasında ne gibi bağlantı olduğunu anlayamadım doğrusu...

bana ipoteğin süresi bittikten sonra paraya çevirme talebinde bulunulamayacakmış gibi geliyor,

sailor 1981, kararı gönderirseniz memnun olurum,,,

vade kararlaştırılmamış, borç akdi ipotek sözleşmesinde ifade edilmiş. İhtar çekilerek borç muaccel hale getirilmiş, buna bağlı olarak da takibe geçilmiş,

her ne kadar ipotek alacaklısı bir tefeci ise de,
sanki hukuka aykırı bir durum yokmuş gibi görünüyor..

konuyu yeniden değerlendirmekte fayda var
saygılarımla...
Old 13-01-2008, 12:24   #5
sailor1981

 
Varsayılan

IV- İpotek belgesinde bir vâde öngörülmüşse, alacaklı ancak bu vâdenin gelmesinden (dolmasından) sonra borçlu hakkında takipte bulunabilir.
Eğer ipotek süresiz olarak kurulmuşsa, alacaklının icra takibinden önce borçluya -BK. mad. 312’ye göre- ihtarda bulunduğunu kanıtlaması gerekir. Bunu kanıtlamadan borçlu hakkında takip talebinde bulunamaz.
(İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE TAKİPLERDE TAKİP TALEBİ..Av. Talih Uyar.... syf 13
Old 13-01-2008, 16:18   #6
advocat63

 
Varsayılan

sayın meslektaşım ipotek akit tablosunda öngürülen 2 yıılık sürenin dolması ipoteği sona erdirmez.Zira ipotek ayni hak olup ancak terkinle sona erer.


Özet: Taşınmaz rehni ancak terkinle (rehin hakkı sahibinin yazılı talebi ile) sona ereceğinden, ipoteğin belirli bir süre için kurulmuş olması halinde, bu sürenin sonunda ipoteğin kendiliğinden sona ermeyeceği Kamuya açıklık kuralı taşınmaz ipoteğinin sona ermesinde de hakim olduğundan; taşınmaz rehni (ipotek) terkin ile sona erer. (MK. 858) Tapu sicilinde bir tescil olduğu sürece, tescil edilmiş rehin hakkının mevcudiyeti karine olarak kabul edilir. (MK'nun madde 992/c-l) Rehin hakkı sahibinin yazılı terkin talebi ile (terkine rıza) terkin yapılır. Terkin için ayrıca hukuki bir sebep aranmaksızın rehin hakkı sahibinin tek başına muvafakati yeterlidir. İpotek hakkı sahibinin terkine muvafakat borcu olmasına rağmen, yazılı terkine muvafakat beyanında bulunmaktan kaçınırsa, taşınmaz maliki, mahkemeye başvurarak ipoteğin fekkine ilişkin alacağı ilamla tapu memurundan terkini talep edebileceği gibi İİK'nun 153. maddesi koşullarında da icra dairesinden terkin talebinde bulunabilir. (Alacaklı gaip, ikametgahı meçhul veya alacağını almıyorsa borçlu İİK' nun 153. maddesi gereği ipotek bedelini icra dairesine depo ederek, icra mahkemesinden takip koşulu aranmaksızın ipoteğin fekkini talep etmesi gibi). Rehinli alacaklının geçerli yazılı talebi üzerine yapılan terkin kurucu bir fonksiyon yerine getirir. Taşınmaz rehni gerek şekli, gerek maddi açıdan terkinle sona erer. (Prof, Dr. M. Kemal Oğuzman - Prof. Dr. Öner Seliçi - Prof. Dr. Şaibe Oktay - Özdemir Eşyaltu Kulu sf: 655). M.K rehinli taşınmazın tamamen yok olması halinde rehnin sicil dışı sona erdiğini kabul etmesi (MK'nun madde 858/f-l) ve MK. 858/2. fıkrası (kamulaştırma)'daki nedenler haricinde, ipoteğin, feragat, teminat altına alınan alacağın sona ermesi durumunda taşınmaz rehni doğrudan doğruya sona ermez. Tescil maddi değerini kaybetmiş olsa dahi, maddi durum sicil dışı değiştiğinden, tapu kütüğü gerçek duruma uymasa da, taşınmaz rehni sicildeki kayıt sürdüğü sürece "şekli bakımdan" tapu kütüğündeki hukuki varlığını sürdüreceğinden, terkin bu gibi halde de düzeltici bir görev olarak zorunludur. Her taşınmaz açısından ipotek yukarıda açıklanan özel durumlar dışında terkinle sona erer. Somut olayda, gözlendiği gibi; ipoteğin belirli bir süre için kurulmuş olması bu sürenin sonunda ipoteğin re'sen fekkini gerektirmeyeceğinden ve tapu kaydında müşteki ipotek alacaklısının ipoteği de halen tescilli olduğundan İİK' nun 134. maddesinde açıklanan ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerden olduğu nazara alınarak icra mahkemesince şikayetin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde “ipotekte belirlenen süre”nin dolması nedeniyle ipoteğin ortadan kalktığından bahisle istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. 12. HD. 21.4.2005 T. E:2005/4803 []

Old 22-03-2008, 00:17   #7
Av.Fahri Sürücü

 
Varsayılan

Sayın Sailor1981,
Av. Talih Uyar'dan yapmış olduğunuz alıntı, konuyu özetliyor, teşekkürler...

ancak
advocat63,
sunmuş olduğunuz içtihat sanki konuyla birebir örtüşmüyor,
ipoteğin terkin edilmeksizin geçerliymiş gibi addolunması, süresi biten ipoteğin terkini için mahkemeye başvuran borçlunun davayı kaybedeceği anlamına gelmez... kararın içeriği farklı...

ancak Talih uyar dan yapılan alıntıyı destekleyen bir içtihat sunulduğunda konu daha iyi anlaşılacaktır..

saygılarımla...
Old 22-03-2008, 00:29   #8
Av.Fahri Sürücü

 
Varsayılan

Sayın sailor1981 bir başka başlık altında konu incelenirken bu içtihatları sunmuş, konuya son noktayı koymuş,anlaşılan sürenin bitmesi ipoteği sona erdirmiyor, alacaklı taşınmazın satışını isteyebiliyor...

Konunun tartışıldığı başlığın adresi aşağıda sunulmuştur,
tıklamanız yeterli...

http://www.turkhukuksitesi.com/showt...6&goto=newpost


İpoteğin faizsiz (bila faiz) olarak kurulmuş olmasının, vade tarihine kadar alacaklının faiz istemesini önleyeceğini, fakat vadeden itibaren faiz istemesini önlemeyeceğini Bknz: 12. HD. 15.1.2004 T. 23019/231; 27.11.1986 T. 9481/13093

«İpotekli borcun, ipotek belgesinde öngörülen sürenin dolmasıyla muaccel olacağını, alacaklının bu tarihten itibaren gecikme faizi isteyebileceğini» Bknz: 12. HD. 2.3.1987 T. 7285/2858
Old 10-06-2008, 15:39   #9
Av.ALKIS

 
Varsayılan süre ve vade kavramlarının farkı

Değerli meslekdaşlarım
her iki kavramın birbirine karıştığını görüyorum..
ipoteğin süresi: temin ettiği borca hangi süre boyunca bu garantinin devam edeceğini gösterir. kefaletin süresine çok benzer.
ipoteğin vadesi daha doğrusu ipotekle temin edilmiş borcun vadesidir. akit tablosunda bir borç ve vadesi varsa bu vadeli ipotektir. vade gelmeden muaccel olmaz.
--
ipotek süresi dolduğunda kendiliğinden sona ermese de ipotek süresi bir aralık belirtir; ve bu aralıkta borçsuzluğunu ispatlayan mal sahibine ipoteğin terkinini isteme hakkı verir. yani şu şekilde
diyelim ki ipotek 01.01.2007 de bir yıl için tesis edildi ve bir cari hesabın teminatı..
bu durumda 31.12.2007 gününden sonra geçmiş bir yıl içerisinde borçsuzluğunu ispatlayan mal sahibi ipoteği terkin ettirebilir. o tarihten sonra cari hesaba ilave borç çalışması da sonuca etkili değildir.
dolayısıyla ipotek süresinin dolmasıyla ipotek kendiliğinden sona ermese de o süreçte yani zaman aralığında borçsuzluğu ispatlayabilirse sonraki herhangi bir tarihte ipoteği fekk ettirebilir.
selam ve sevgilerimle..
Old 11-08-2008, 12:54   #10
tahsindemirtas

 
Varsayılan

süreli ipotekte süre geçsede ipotek kendiliğinden terkin edilemez ya rehin hakkı sahibi isteyebilir veya dava açılacak o döneme ait boç kalmadıysa terkin edilebilir dedik.Fakat 1987 yılında ipotek kurulmuş 3 yıllık 1990 da süre bitmiş oldu aradan 18 yıl geçmiş bu durumda 87-90 yılları arasındaki ipoteğe konu olan brç ödenmediyse de biz dava açarak ipoteği kaldıramazmıyız? ipotek varken zamanaşımı alacak için uygulunmıcak mk ya göre fakat 90 da muaccel olduysa 90 dan itibaren zamanaşımı süresi başlamayacakmı?
Old 08-03-2009, 19:18   #11
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.ALKIS
Değerli meslekdaşlarım
her iki kavramın birbirine karıştığını görüyorum..
ipoteğin süresi: temin ettiği borca hangi süre boyunca bu garantinin devam edeceğini gösterir. kefaletin süresine çok benzer.
ipoteğin vadesi daha doğrusu ipotekle temin edilmiş borcun vadesidir. akit tablosunda bir borç ve vadesi varsa bu vadeli ipotektir. vade gelmeden muaccel olmaz.
--
ipotek süresi dolduğunda kendiliğinden sona ermese de ipotek süresi bir aralık belirtir; ve bu aralıkta borçsuzluğunu ispatlayan mal sahibine ipoteğin terkinini isteme hakkı verir. yani şu şekilde
diyelim ki ipotek 01.01.2007 de bir yıl için tesis edildi ve bir cari hesabın teminatı..
bu durumda 31.12.2007 gününden sonra geçmiş bir yıl içerisinde borçsuzluğunu ispatlayan mal sahibi ipoteği terkin ettirebilir. o tarihten sonra cari hesaba ilave borç çalışması da sonuca etkili değildir.
dolayısıyla ipotek süresinin dolmasıyla ipotek kendiliğinden sona ermese de o süreçte yani zaman aralığında borçsuzluğu ispatlayabilirse sonraki herhangi bir tarihte ipoteği fekk ettirebilir.
selam ve sevgilerimle..

Elimde bir ipotek belgesi var. İpotek belgesinde süresi 30.08.2009 olarak geçiyor. Resmi Senette ise açıklama kısmında 30.08.2009 vadeli denmekte.
Şimdi sizin anlatımınıza göre ben bu ipotek belgesini ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe koyamayacağım çünkü vadesi gelmemiş. Diğer taraftan 30.08.2009 a kadar beklersem vadesi gelecek ama önyüzündeki süre geçtiğinden yine takibe koyamayacağım. Siz ne dersiniz??
Old 02-09-2010, 21:47   #12
Suat Baddal

 
Varsayılan Kavramlar KariŞiyor

Alıntı:
Yazan av.murat kılıç
Elimde bir ipotek belgesi var. İpotek belgesinde süresi 30.08.2009 olarak geçiyor. Resmi Senette ise açıklama kısmında 30.08.2009 vadeli denmekte.
Şimdi sizin anlatımınıza göre ben bu ipotek belgesini ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe koyamayacağım çünkü vadesi gelmemiş. Diğer taraftan 30.08.2009 a kadar beklersem vadesi gelecek ama önyüzündeki süre geçtiğinden yine takibe koyamayacağım. Siz ne dersiniz??

Değerli meslektaşlarım,

Kavramların birbirine karıştırıldığı kanısındayım.Zira ipoteğin süresi ile ipotekli borcun vadesi ayrı kavramlardır.Aşağıda bir alıntı yapacağım.

"36-MK 858, Tescil edilen rehnin terkininin yanısıra, taşınmazın yok olması sonucunda da rehnin sona ereceğini öngörmekte ve kamulaştırmaya ilişkin kanun hükümlerinin saklı olduğunu belirtmektedir.(MK 858/II)Gerçekten, taşınmazın yok olması, kamulaştırmanın vuku bulması, belirli bir süre ile sınırlı olarak kurulan rehinlerde sürenin dolması ile hem maddi hem de şekli değerini yitirir."*

*(KÖPRÜLÜ/KANETİ s.347)

TÜRK MEDENİ HUKUKUNDA TAŞINMAZ REHNİ
SÜMER ALTAY-ALİ ESKİOCAK SAYFA 18
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ipoteğin para çevrilmesi, süresi geçmiş ipotek mustafayıldız Meslektaşların Soruları 5 22-03-2008 00:21
süresi içerisinde ikinci itiraz dilekçesi üye14072 Meslektaşların Soruları 1 07-01-2008 21:41
Takibe Itiraz - faturaya dayalı ilamsız takip avyusuf Meslektaşların Soruları 1 31-05-2007 14:26
İlamsız takibe kısmi itiraz, aynı konuda kambiyo takibi! Avukat Canip Kazan Meslektaşların Soruları 3 03-04-2007 02:10
nafakaya itiraz süresi mkaraca Meslektaşların Soruları 5 14-03-2007 23:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03587508 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.