Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kanuni mirasçıya yapılan intifa hakkında tenkis

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-05-2008, 00:34   #1
nyd

 
Mesaj kanuni mirasçıya yapılan intifa hakkında tenkis

Bir kız ve bir erkek iki çocuğu olan müvekkilimin annesi 14 sene önce (1994 yılında) mülkiyetinde bulunan tek gayrimenkulü üzerinde müvekkilim lehine intifa hakkı tesis ediyor.Müvekkilim doğduğundan beri anneden hiç ayrılmamış ve anneye kızı tarafından bakılıyor. Ocak 2008 de ölüyor.Müvekkilimin abisi ölümle intifa hakkı tesis edildiğini öğreniyor ve istem kısmı tapu kaydının iptali,miras payı oranında tescil ve saklı paya tecavüz edilen kısmın tenkisi talepli dava açıyor.İntifa hakkı tesisi yasal koşulları taşıdığından iptal istemi yerinde değil. Ancak intifa hakkının saklı paya tecavüzü nedeniyle tenkisiyle ilgili bir karar bulamadım.Bilgisi olan meslekdaşlarımdan yardım bekliyorum.teşekkürler.
Old 16-05-2008, 08:21   #2
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

4721/
Madde 568.- Mirasbırakan, tahmin edilen devam sürelerine göre sermayeye çevrilmeleri hâlinde tasarruf edilebilir kısmı aşan intifa hakkı veya irat borcu ile terekesini yükümlü kılarsa, mirasçıları, intifa hakkının veya irat borcunun tenkisini ya da tasarruf edilebilir kısmı vererek bu yükümlülüğün kaldırılmasını isteyebilirler.

T.C.YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARI
Esas No.1994/4 Karar No.1994/4 Tarihi 11.11.1994
..5- (743 sayılı) Medeni Kanunun 510. maddesi "Temadisi tahmin edilebilen müddetlerine nazaran sermayeye tahvilleri halinde tasarruf nisabını tecavüz edecek miktara bali bir intifa hakkı veya irat ile terekesinin mukayyet kılan murisin , mirascıları ; bu intifa hakkı veya irad ile terekesini mukayyet kılan murisin, mirascıları bu intifa hakkı iradı haddi layıkına tenkis ettirmekte yahut tasarruf miktarını vererek mirasını kayıttan kurtarmakta muhayyerdir" demektedir. Görüldüğü gibi burada tercih hakkı davacınındır...

Konuyla ilgili şaşılacak derecede az karar var. Eski ve yeni Medeni Kanun'un ilgili hükümleri benzer..Değişik proğramlardan aramak gerek. Bulunamazsa madde hükmüne göre kanaatimce şu yol izlenecek:

-İntifa hakkının tahmin edilen devam süresi bulunacak (Bu konuda P.M.F. yaşam tablosu esas alınabilir)
-İntifa hakkının mirasın açıldığı tarih itibariyle parasal karşılığı bulunacak, (bu karşılık, kira getirisi olabilir mesela diye düşünüyorum)
-Parasal değeri bulunan intifa hakkı, farazi devam süresine göre sermayeye çevrilecek (Peşin değer tabloları kullanılabilir)
-Terekenin mirasın açıldığı tarih itibariyle değeri belirlenecek,
-Sermayeye çevrilen intifa hakkı, tasarruf edilebilir kısmı aşıyorsa tenkise tabi olacak. Bu noktadan sonra bilinen tenkis hesabı..
-Bu konuda tercih hakkı ters çevrilmiş: Davacı tercih hakkını kullanarak intifa hakkının tenkisini ya da tasarruf edilebilir kısmı vererek bu yükümlülüğün kaldırılmasını isteyebilecektir.

Saygılarımla...
Old 16-05-2008, 08:44   #3
nyd

 
Varsayılan

Sayın meslekdaşım teşekkür ederim.Saygılar.
Old 09-02-2013, 12:16   #4
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/10282
K. 2008/13285
T. 25.12.2008
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları Ali N…..'nın ilk eşinden olan çocuklarından mal kaçırmak amacıyla 1162 ada 7 parseldeki dairenin bedelini kendisi ödediği halde çıplak mülkiyetini 2. eşten olma davalı oğlu adına, 1/2 intifa hakkını da davalı 2. eşi adına, ayrıca 1386 parseldeki dairenin 1/2 payının çıplak mülkiyetini satış suretiyle davalı oğluna muvazaalı temlik ettiğini ileri sürerek miras payı oranında tapu iptal-tescil ve intifa hakkının terkini veya tenkis isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 1162 ada 7 parseldeki dairenin tamamı ve 1386 parseldeki dairenin 1/2 payı yönünden tapu iptal-tescil ve tenkis isteklerinin reddine, 1386 parselde kalan 1/2 pay yönünden temliki işlemin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; gereği görüşülüp, düşünüldü.
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil veya tenkis isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 1386 parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümün 1/2 payının davalı Cihaner'e temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmiş olmasında öte yandan davaya konu diğer taşınmazlar yönünden miras bırakanın bedelini üçüncü kişiye ödeyerek sicil kayıtlarının davalılar adına tescilinin sağlanması gizli bağış (elden bağış) niteliğinde olup, bu taşınmazlar yönünden 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı tevhidi içtihadın uygulama yeri olmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Nevarki, davacılar iptal ve tescil isteği yanında tenkis isteğinde de bulunmuşlardır. Mahkemece, tenkis isteği de reddedilmiş ise de bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olduğu söylenemez.
Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır.
Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez.
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak NAKTİN ödetilmesine karar verilmelidir.
Hal böyle olunca, gizli bağışa konu olan taşınmazlar yönünden tenkis isteği yönünden yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ : Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.12.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/4965
K. 2012/5895
T. 3.7.2012
DAVA : Taraflar arasında görülen tenkis davası sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
KARAR : Davacı Fatma A…, 29.7.2007 tarihinde vefat eden murisi babası Ümit Ç….’nun 1142 ada 31 parselde bulunan 14 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın intifa hakkı ile 2/7 oranındaki mülkiyet hakkını 26.11.1997 tarihli düzenleme şeklindeki vasiyetname ile davalı eşi Yıldızhan Ç’na vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte davalının saklı pay sahibi mirasçılardan olmadığını, murisin saklı pay kurallarını ihlal ettiğini, tasarruf nisabını aştığını belirterek 7000 TL tenkis alacağının davalıdan tahsili ile kendisine ödenmesini talep etmiş, diğer davacılar Nilay G, Filiz K ve Semiha N aynı gerekçelerle davalı Yıldızhan Ç hakkında tenkis davası açmışlar, 7100 TL'nin davalıdan tahsili ile kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı zamanaşımı süresinin dolduğunu,intifa hakkının tenkise tabi olmayacağını, murisin Hekimhan İlçesinde temlik dışı terekesi bulunduğunu, davacıların saklı paylarının ihlal edilmediğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 3902.13 TL'nin dava tarihi olan 10.10.2008 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
SONUÇ : Mahkemece; davacıların saklı paylarına toplam 3902.13 TL oranında tecavüz edildiği sonucuna varılarak karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece hüküm tesis edilirken temlik dışı tereke dikkate alınmamış, temlike konu terekenin ölüm tarihi itibariye değeri tespit edilmemiş, davacıların saklı paylarını temlik dışı terekeden tahsil edip etmedikleri hususu araştırılmamış, sabit tenkis oranı belirlenmemiş, bölünmezlik konusunda araştırma yapılmamış, davalı tarafa tercih hakkıhatırlatılmamış, davacılar tarafından yasal faiz talep edilmediği halde talebin aşılması suretiyle tenkis alacağına yasal faiz yürütülmüştür. Tenkis(indirim) davası; murisin saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, önceye etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; murisin ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Murisin borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 3 aylık iaşe bedeli, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen pasif kalemlerin indirilmesi suretiyle net tereke tespit edilir. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. Medeni Kanun'un 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığını objektif ve subjektif unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunu'nun 565. maddesinin 1, 2 ve 3.bentlerinde gösterilenler ) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkisuygulanırken Medeni Kanunu nun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hissesinden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi ve tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkı dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alılanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir. Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği taktirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (sabit tenkis oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olmayacağı (MK.565) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkisoranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanılması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O halde mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde bir değerlendirme yapılmalı, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Belirtilen yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 03.07.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Mirasçıya Ödenmeyen Kira Gelirleri İçin İzlenecek Yol tiyerianri Meslektaşların Soruları 4 25-07-2007 20:32
Intifa Hakkı ile hisse alımı - inşaat sözleşmesi - intifa hakkı sahibinin onayı KAANKAL Meslektaşların Soruları 1 06-04-2007 12:47
Izale-i Şuyu Ve Intifa Hakkında 3.şahıs Meselesi iarabaci Meslektaşların Soruları 3 16-10-2006 00:00
Ayakta Teşhis Ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik Mustafa Çulfaz Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 17:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05623007 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.