Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

boşanma davasında yetki itirazının şekli

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-04-2008, 10:05   #1
law in law

 
Varsayılan boşanma davasında yetki itirazının şekli

TMK nun 168.maddesine göre, boşanma davası eşlerin son altı ay birlikte oturdukları yer mahkemesinde yada davacının ikametgahında açılabiliyor.
Eşler son altı ay A şehrinde yaşamıştır. Davacı fiilen eşinden ayrıldıktan sonra B şehrine taşınıyor. Nüfusa kayıtlı olduğu yer ise C şehridir.
Davalı taraf yetki itirazında bu dava nüfusa kayıtlı olduğu yer olan C şehrinde yada 6 ay birlikte oturdukları A şehrinde açılmalıdır, diye süresinde yetki itirazında bulunmuş.
Davacı taraf olarak davacının ikametgahını naklettiği x şehri muhtarlığından aldığımız ilmuhaberi sunduk.Yerleşmek niyetiyle değil sadece dava açmak için ikametgahı nakletti. Davacı çalışmıyor.Bir arkadaşının evini tebligat adresi olarak göstermiştir. Yetki itirazında haklılık var ancak yetki itirazında birden fazla yer gösterilmesi nedeni ile yetki itirazı geçersizmidir.? bu şekilde hatalı bir itiraz yetkisiz mahkemeyi yetkili hale getirir mi?
Teşekkürler...
Old 20-04-2008, 14:02   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

TMK. MADDE 168.- Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeriveya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir

MADDE 19.- Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.
Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz.
------------------
Boşanma davalarında başlangıçta davacının tercih hakkı bulunmaktadır. Davacı davasını ; davacı veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde veya son altı aydır birlikte oturdukları yer mahkemesinde açabilir.

Yerleşim yeri sürekli kalma niyetiyle oturulan yerdir. Eski Nüfus K.nun 4. mad. nüfusa kayıtlı olunan yerin ikametgaha karine teşkil ettiğini kabul ettiğinden yerleşim yeri tespit edilirken nüfus kaydının bulunduğu yere itibar edilmekteydi. Fakat yeni Nüfus Hizmetleri K. Böyle bir hüküm taşımadığından bu ölçütten vazgeçilmiştir. Yerleşim yeri her türlü kanıtla ispat edilebilir.

1.Davacı ancak , yerleşim yerinin (C) şehri olmayıp davasını açtığı (B) şehri olduğunu her türlü delill ispat ederek yetki itirazının reddini sağlayabilir.

2.Eğer (B) şehri taraflardan birinin yerleşim yeri değilse ;
Davalı yetkili olabilecek mahkemeleri doğru olarak göstermiştir. ( Nüfusa kayıtlı olunan C şehrini davacının yerleşim yeri olarak gösterdiği kanısındayım) En azından birlikte oturulan yer bölümü doğrudur. Bu yönden yetki itirazı geçerli sayılacaktır. ( HUMK. Mad. 23) Davalı geçersiz bir yer söyleseydi yetki itirazı geçersiz sayılıp ret edilecekti.

Bu durumda tercih hakkı davalıya geçtiğinden , davalının tercihini tek bir yer olarak belirtmesi gerekirdi. Oysa davalı yetkili mahkeme olarak iki yeri birden göstermiştir. HUMK 27. mad. sine uygun beyanda bulunmamıştır.

Böylece, davalı tercih hakkını yasaya uygun şekilde kullanamadığından tercih hakkı yeniden davacıya geçmiştir. Davacı bu kez tercih hakkını TMK. 168 maddesine uygun biçimde kullanmak zorundadır.Davacı ya kendi yerleşim yerini veya davalının yerleşim yerini ya da son 6 aydır birlikte oturulan yeri tercih ettiğini açıklayacak, sonuçta yetki itirazı kabul edilerek dosya davacının tercih ettiği yer mahkemesine gönderilebilecektir.

Saygılarımla.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 1992/11197

K. 1992/12088

T. 30.11.1992

• BOŞANMA DAVASINDA YETKİ

• YETKİ İTİRAZI

1086/m. 9, 23, 27, 187/2, 195

ÖZET : İşin bidayetinde yetkili mahkemeyi seçim hakkının davacıda olduğu kuşkusuzdur. Ancak davanın yetki kuralı dikkate alınmadan açılması halinde, davalının tek ve doğru olarak yetkili mahkemeyi göstermesi gerekir. Doğru olmakla beraber birden çok mahkemenin yetkili gösterilmesi halinde ise tercih hakkının yeniden davacıya geçeceğinin kabulü gerekir.
Boşanmada yetki kamu düzeni ile ilgili değildir. Davalı tarafından ilk itiraz olarak ileri sürülmediği takdirde, yetkisiz mahkeme tarafından boşanmaya karar verilmesi imkân dahilindedir.

DAVA VE KARAR : Seyhan Kandemir ile Gülay Kandemir arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda tarafların boşanmalarına dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 9/son maddesi "boşanma veya aykırılık davalarında yetkili mahkeme davacının ikametgâhı veya eşlerin davadan evvel son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir" kuralını getirmiştir. (( TMK.nun 168 mad. göre davalının yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.)) Boşanmada yetki kamu düzeni ile ilgili değildir. Davalı tarafından ilk itiraz olarak ileri sürülmediği takdirde yetkisiz mahkeme tarafından boşanmaya karar verilmesi imkân dahilindedir.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 23. maddesi, birden fazla yer mahkemesinin yetkili olarak gösterilmesi yasaklanmamıştır. Ancak bu aşamada, sözü edilen yâsanın 27. maddesindeki "mahkeme vazifedar veya selahiyattar olmadığından dolayı dava arzuhalinin reddine karar verdiği takdirde arzuhalı ve dava dosyasını ait olduğu mahkemeye gönderir" hükmünü nasıl bir uygulama olanağı bulacağı sonucu ortaya çıkmaktadır.

İşin bidayetinde yetkili mahkemeyi seçim hakkının davacıda olduğu kuşkusuzdur. Ancak davacı tarafından yetki kuralı dikkate alınmadan davanın açılması halinde, davalının tek ve doğru olarak yetkili mahkemeyi göstermesi gerekmektedir. Doğru olmakla beraber birden çok mahkemenin yetkili gösterilmesi halinde ise tercih hakkının yeniden davacıya geçeceğinin kabulü gerekmektedir ( 25.12.1987 gün ve 1987/5061103 sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararı ).

Yukarıda açıklanan ilke çerçevesinde yetki konusunun halli gerekirken eksik inceleme sonucu 13.5.1992 günlü oturum yazılı gerekçe ile yetki itirazının reddine karar verilıp, işin, esasının incelenmesi usul ve yasaya aykındır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün göşterilen sebeple ( BOZULMASINA ) bozma sebebine göre diğer yönlerin ıncelenmesine yer olmadığına oybirliğiyle karar verildi.
Old 21-04-2008, 13:42   #3
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1987/2-506
Karar: 1987/1103
Karar Tarihi: 25.12.1987
ÖZET: Davada, davalı her ne kadar iki yer mahkemesinin yetkili olduğunun belirtmişse de özellikle bir tercihte bulunmuş, sonra da ortak ikametgahın Düzce"de olduğunu ileri sürerek davanın Düzce Mahkemesinde açılması gerektiğini belirtmiştir. Hal böyle olunca davalının yetki itirazında Düzca Asliye Hukuk Mahkemesinin gösterilmesi icabederken Mardin ve Düzce Mahkemelerinin birlikte gösterilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
(1086 S. K. m. 9, 23, 27)
Dava: Taraflar aras
ındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tokat Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 22.10.1986 gün ve 369 - 628 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.1.1987 gün ve 11494 - 400 sayılı ilamı ile,
(..Davacı, yetki itirazını kapsayan cevap dilekçesinde hem Düzce ve hem de Mardin mahkemelerini yetkili olarak göstermiştir. Her ne kadar davanın açıldığı Tokat Mahkemesi, HUMK.'nun 9/son maddesine göre hem davacının ikametgahı, hem de eşlerin davadan önce son defa altı aydanberi oturdukları yer mahkemesi değildir. Yetkisizlik kararı verilebilmesi için yetkili mahkemenin doğru olarak gösterilmesi gerekmektedir (HUMK.'nun 23/son). Bu durumda birden fazla mahkemenin yetkili olarak tutulmaması usul ve kanuna aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Davacı kadın kocası aleyhine Tokat Asliye Hukuk Mahkemesinde boşanma davası açmış; davalı ikametgahının Düzce'de bulunması sebebiyle Düzce Mahkemesinin yetkili bulunduğunu ileri sürerek davanın yetki yönünden reddini istemiştir. Mahkeme, tarafların nüfusta kayıtlı olduğu Mardin veya son altı aydır ikametgahının bulunduğu yer olan Düzce Mahkemesince davanın açılması gerektiğin benimseyerek davayı yetki yönüden reddetmiştir. 2. Hukuk Dairesi yetki itirazında bulunurken yetkili mahkemenin de doğru olarak gösterilmesi gerektiği, iki yer mahkemesini yetkili gösterilemeyeceği nedeniyle kararı bozmuş, mahkeme direnmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 23. maddesi hükmünce "Salahiyettar olmayan bir mahkemede aleyhine dava ikame olunan kimse esasa girişmezden evvel bu bapta itirazda bulunmazsa o mahkemenin salahiyetini kabul etmiş addolunur. Şu kadar ki munhasıran iki tarafın arzularına tabii olmayan mesail bundan müstesnadır. Mahkeme bu nevi davalarda hitamı muhakameye kadar re'sen veya iki taraftan birinin talebi üzerine ademi salahiyet kararı verir. Mahkemenin salahiyettar olmadığını iddia eden taraf salahiyettar mahkemeyi beyana mecburdur". Olayda davanın açıldığı Tokat Mahkemesinin davaya bakmaya yetkili olmadığı ve bu itibarla da yetki itirazının yerinde bulunduğu tartışmasızdır. Tartışılmaması gereken husu Usulün 23. maddesini son hükmü uyarınca yetki itirazında bulunan davalının yetkili mahkemeyi doğru olarak gösterip göstemediği yönüdür. Davalının yetkili olarak gösterdiği Düzce ve Mardin Mahkemelerinin her ikisi de yetkilidir. O halde davalı yetkili mahkemeyi doğru olarak göstermiştir. 23. maddenin ne sözü ne de özü iki mahkemenin yetkili olarak gösterilmesini yasaklamamıştır.
Bu konu ile ilgili bazı sorunlar Hukuk Genel Kurulu'nun 22.9.1976 gün ve 1957/2554 sayılı kararında tartışılarak o olayın özelliği de açıklanmak suretiyle şu esaslar benimsenmiştir: "Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında Usulün 23. maddesinde "Mahkemenin selahiyattar olmadığını iddia eden taraf salahiyettar mahkemeyi beyana mecburdur" denilmiş olmasına, olayda davalı vekili selahiyettar mahkeme olarak Ankara ve Sivas Mahkemelerini göstermiş usulüne uygun bir itirazdan söz edilip edilemeyeceği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır: Önce şu husus belirtilmelidir ki Usulün 23. maddesinin metni az olarak gösterme olanağı yasaklanmamıştır. O halde itirazda bulunulurken birden fazla yer mahkemesini yetkili olarak gösterebilme olanağı kabul olunmalıdır. Ancak bu takdirde 27. maddenin "mahkeme vazifedar veya salahiyettar olmadığından dolayı dava arzuhalinin reddine karar verdiği takdirde arzuhali ve dava dosyasını ait olduğu mahkemeye gönderir" hükmünün nasıl bir uygulama bulacağı sorunu ortaya ati olduğu mahkemeye gönderir" hükmünün nasıl bir uygulama bulacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu davanın görülmesinde birden fazla yer mahkemesinin yetkili bulunması halinde, seçim hakkının davacıya ait bulunduğu tartışma götürmeyecek kadar açık bir keyfiyettir. Davacı da seçimi yaparak davayı haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesi olarak kabul ettiği Erzincan Mahkemesinde açmış, davalı ise davanın Ankara veya Sivas'ta açılması gerektiğini, Erzincan Mahkemesinin yetkisiz olduğunu ileri sürmüştür. Davacı haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesini tercih etmiş, ancak fiilin vuku bulduğu yer zannıyla davayı Erzincan'da açmıştır. Dosyadaki delillerden haksız fiilin vuku bulunduğu yerin Sivas olduğunun anlaşılmış bulunması ve Erzincan Mahkemesi'nin de yetkili mahkemelerden hiçbiri olmaması itibariyle davalının yetki itirazı kabul olunarak davanın yetki yönünden reddi ve dosyanın Sivas Mahkemesine tevdii gerekir."
Temyize konu olan bu davada ise davalı her ne kadar iki yer mahkemesinin yetkili olduğunun belirtmişse de özellikle bir tercihte bulunmuş, sona ve ortak ikametgahın Düzce"de olduğunu ileri sürerek davanın Düzce Mahkemesinde açılması gerektiğini belirtmiştir. Hal böyle olunca davalının yetki itirazında Düzca Asliye Hukuk Mahkemesinin gösterilmesi icabederken Mardin ve Düzce Mahkemelerinin birlikte gösterilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen knedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.12.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma Davasında Yetki Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 14 04-11-2009 09:07
tenkis davasında yetki ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 2 29-09-2007 22:48
Boşanma davasının açılış şekli ve iddiaların ispatı Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 02-09-2007 19:19
yetki itirazının kaldırılması zeynep deniz alıcı Meslektaşların Soruları 7 17-04-2007 13:05
Yetki itirazının reddi kararından sonra dava davalı vekili tarafından takip edildiğinden karar düzeltme talebinin reddi dark Hukuk Soruları Arşivi 6 01-12-2006 00:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05343199 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.