Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

1 den fazla ölümlü trafik kazası ve uzamış zamanaşımı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-02-2009, 21:00   #1
ican

 
Varsayılan 1 den fazla ölümlü trafik kazası ve uzamış zamanaşımı

Merhaba değerli arkadaşlar,

Özellikle Mesleki anlamda zor durumda olan bir avukat arkadaşın sorunu nedeniyle konuyu açıyorum.
Trafik kazası 2001 yılında olmıuş ve 2 kişi ölmüş. Maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açılmış ve nihayetinde davanın kararı 2006'da verilmiş. Ancak hükümde faiz hususu belirtilmemiş ve avukat arkadaş da bir şekilde gözden kaçırmış ve temyiz etmemiş. Karar onanmış. Ancak bir yargıtay kararında, hükümde yer almayan hususların muktesep hak oluşturmayacağına dair bir bilgi buldum. Acaba maddi ve manevi tazminat açısından faiz kısmı için yeni bir dava(kısmi dava olsa daha iyi zira meblağ fazla olduğu için davanın reddi halinde yüksek vekalet ücreti sözkonusu olabilir) uzun zaman aşımından faydalanılarak açılabilirmi? Şimdiden ilginiz teşekkürler..
Old 25-02-2009, 23:01   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Öncelikle rahat olmanızı öneririm zira, avukat arkadışınız mesleki anlamda zor durumda değil. Trafik kazalarından doğan maddi zararların tazmini istemiyle açılan davalarda zamanaşımı konusuna ilişkin olarak, yasal durum ve yerleşik uygulamaya egemen ilkeler hakkında şu genel açıklamaların yapılmasında yarar görmekteyim;
Somut olayda olduğu gibi, trafik kazası sonucunda ölüme sebebiyet verilmesi , ona karşı işlenmiş bir haksız fiil niteliğindedir. Borçlar Kanunu’ nun 41. maddesinde genel olarak haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de, haksız fiilden zarar görenin, bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davanın, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren bir ve her halde haksız fiil tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir. Buna karşılık, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 109. maddesinin ilk fıkrasında, yine bir haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin tabi bulunacağı zamanaşımı süresi yönünden Borçlar Kanunu’ nun 60. maddesindeki düzenlemeden farklı, özel bir hüküm getirilmiş; anılan hükümdeki bir yıllık zamanaşımı süresi, bu tür tazminat davaları yönünden iki yıl olarak düzenlenmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, davanın cezayı gerektiren bir eylemden doğması ve Ceza Kanununun bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmesi halinde, bu sürenin, maddi tazminat talebiyle açılacak davalar için de geçerli olacağı hükme bağlanmıştır.

Görüldüğü üzere, Borçlar Kanunu’ nun 60. ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından bir yıl yerine, iki yıl olarak öngörülmesidir.

2918 S.K. nun 109/2. maddesindeki düzenlemenin gözden kaçırılmaması gereken yönü, ceza kanununa öngörülen daha uzun zamanaşımı (uzamış zamanaşımı) süresinin tazminat talebiyle açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Eylemin ceza kanununda suç sayılmış olup olmadığı, kural olarak hukuk hakimince belirlenecektir. Söz konusu hüküm, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Ceza davasının açıldığı hallerde, sanığın mahkumiyet kararından önce veya sonra ölmüş olması da, sonuca etkili değildir. Yine, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından, sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayırım da yapılmamış; böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu öngörülmüştür.

Ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı (uzamış zamanaşımı) süresi, her halde olay tarihinden itibaren işlemeye başlar; sürenin işlemeye başlaması için, zarar görenin zararı ve onun failini öğrenmesi koşulu aranmaz. Ancak, zarar veya onun faili, uzamış zamanaşımı süresinin bitmesinden sonra öğrenilmiş ise; davanın öğrenme tarihinden itibaren, 2918 S.K. nun 109. maddesindeki iki yıllık süre içerisinde açılması gerekir.

Öte yandan, uzamış zamanaşımı, suç sayılan eylemin failinin, tazminat davasının açılmasından önce veya davanın görülmesi sırasında ölmüş olduğu durumlarda, mirasçıları bakımından da uygulanır.

Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde :

Açılacak faiz davasındaki istemin dayandırıldığı eylemin, aynı zamanda olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun 455 maddesi çerçevesinde ölüme sebebiyet suçunu da oluşturduğu; ölü sayısı ve anılan hükümdeki (455/2) cezanın tür ve miktarı itibariyle, somut olayda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 109/2. maddesi uyarınca, tazminat istemi bakımından, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun 102/3. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği açıktır.Uzamış zamanaşımı süresi olay tarihinden itibaren işlemeye başlar. Bu kuralın dayanağı, somut olay bakımından 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun 103. maddesindeki “ Müruruzamanın başlangıcı tamamiyle icra olunmuş cürüm ve kabahatler hakkında fiilin vukuu gününden… itibar olunur” hükmüdür. Öte yandan, aynı Kanunun 104. maddesinde zamanaşımının kesildiği haller için salt ceza davaları yönünden öngörülen ‘yarı oranında uzama’ kuralı, hukuk davalarında uygulanmaz.

Açıklanan bu duruma göre arkadaşınız davayı açarsa ;
trafik kazası 2001 tarihinde meydana gelmiş; dava 2009 tarihinde; yani, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 109/1. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin bitiminden sonra ve ancak aynı maddenin ikinci maddesi uyarınca uygulanması gereken on yıllık uzamış zamanaşımı süresinin dolmasından önce açılmış olacaktır, dolayısıyla da süresi içerinde açılmış sayılacaktır .
Faiz hususunda açılacak davaya gelince, ilamda faize ilişkin hüküm yoksa (ki anlattığınız duruma göre faiz hussunda karar verilmemiş) karar tarihinden itibaren faiz istenebilir. O halde yapmanız gereken olay tarihinden karar tarihine kadar işleyen faizi hesaplayarak bunu müddeabih yapmak suretiyle faize ilişkin dava açmaktır.
Kolay gelsin. İyi çalışmalar.
Old 27-02-2009, 11:00   #3
Av.Mustafa yağan

 
Varsayılan İlk davayı kısmi dava olarak mı açtınız

ilk davayı kısmi dava olarak açtıysanız ve fazlaya ilişlin haklarınızı saklı tuttuysanız,unttuğunuz faiz için zamanaşımı süresi içerisinde(ceza zamanaşımı)faiz davası açabilirsiniz..2001 yılı olduğu için 765 sayılı yasadaki suç için öngörülen cezanın üst sınırına göre 455 nci maddeye göre 10 yıldır....hesap yapıp faizi tam belirleyip dava açın çünkü dava sırasında zamanaşımı bitebilir...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ölümlü Trafik Kazası abdullahekinci Meslektaşların Soruları 5 19-01-2011 10:27
ölümlü trafik kazası demokles Meslektaşların Soruları 14 17-02-2009 18:19
Ölümlü trafik kazası av.fulyaf Meslektaşların Soruları 2 22-08-2008 16:25
Ölümlü trafik kazası av.alperdogan Meslektaşların Soruları 3 22-07-2008 11:16
Trafik kazalarında uzamış ceza zamanaşımı Noyan Yiğit Meslektaşların Soruları 5 20-03-2007 18:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04021311 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.