Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Savunmayı savunmak

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-03-2008, 20:52   #1
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Savunmayı savunmak

Meslektaşlarıma,

Şüpheli olarak çağrıldığım Kadıköy Savcılığına, 12 Mart 2008 ÇARŞAMBA günü, saat 13.00 sularında savunma amaçlı olarak gideceğim.

Konu:

"...hukukun ayaklar altına alındığı, yargılama kurallarının çiğnendiği böyle bir faaliyeti Adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde gördüğümüzden kişisel ahlak ve onurumuz, ve avukatlık meslek kuralları çerçevesinde duruşmayı terk ediyoruz...vb..."

Şüpheli olarak soruşturmacıya giderken, mesleğinin avukat olması nedeniyle, şüpheli avukatın kendisi başka avukat/lar/ın hukuksal yardımından yararlanmalı mıdır ?

Hukukçu meslektaşlara saygı ve sevgilerimle.

Ömer KAVİLİ - 0532 322 00 23
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 04-03-2008, 20:57   #2
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Bence şüpheli kişi bir avukat da olsa bir başkasının savunmasına ihtiyaç duyabilir. Şüpheli konumunda bir kişinin duygu ve düşünceleri savunman rolünde iken taşıdığı duygu ve düşüncelerden farklıdır ve herkesin savunulmaya ihtiyacı vardır.
Old 05-03-2008, 00:09   #3
MASSAN

 
Varsayılan

Şüpheli olarak gitmeni anlayamadım,biraz açıklama yaparsanız belki bir yardımımız dokunur..
Old 05-03-2008, 09:58   #4
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
şüpheli avukatın kendisi başka avukat/lar/ın hukuksal yardımından yararlanmalı mıdır ?
Sayın Özge Yücel'in değindiği gibi, avukat da nihayetinde bir "insan"dır; hele "şüpheli" sıfatı da eklenmişse buna, meslektaşlarının en azından manevi desteğini almalıdır.

Hatta bu nokta "şüpheli kişi"nin iradesine de bırakılmamalı, ilgili baro re'sen harekete geçmelidir. Bir avukat böyle durumlarda kesinlikle yalnız bırakılmamalıdır. Mesleki dayanışmadan öte, etik bir gereklilik ve "vefa uğruna" diye düşünüyorum.
Saygılarımla.
Old 05-03-2008, 10:50   #5
avmurat

 
Varsayılan

Bir seminerde konuşmacı: "Soruştuma evresi travmatik bir durumdur." demişti.Sanırım bu durum içerisinde kişinin hukuki bilgi ve tecrübesi ne olursa olsun kendini savunamayacağı bir ruh halinde bulunabilir.Bu nedenle forumdaki yazılarınızdan, ne denli mesleki hakimiyete sahip olduğunuzu bilsem de avukat yardımı gerekli olabilir diye düşünüyorum, saygılarımla.
Old 05-03-2008, 11:09   #6
uye8490

 
Varsayılan

Avukatlık Kanunu'nda avukatın duruşmayı terkedemeyeceği ama meslek onurunun gerekli kıldığı durumlarda duruşmadan ayrılabileceği ve durumu hemen baroya bildirmesi gerektiği yönünde bir hüküm var sanırım.

Değerli meslektaşımız Kavili bu hüküm gereğince (zira bu hükümde bence avukata bir takdir yetkisi de tanınmıyor , meslek onuru gerektiriyorsa avukat duruşmadan ayrılmak zorundadır.Yani yasa maddesi bence emredici bir nitelik taşımaktadır.)duruşmadan ayrılmak durumunda kalmıştır.

Sayın Kavili'nin duruşmalardaki duruşunu,avukatlık onurunun gerekli kıldığı durumlarda sonucu ne olursa olsun,mesleğin onurunu sahiplenişini hepimiz az çok biliyoruz.
Bu suçtan (!) dolayı yapılacak soruşturmada meslektaşımızın her türlü bilgi donanımına sahip olduğuna ben kendi adıma eminim.

Ancak baronun ve tüm meslektaşların sayın Kavili'nin sadece kendi kişisel ve mesleki onurunu değil mesleğin de onurunu korumaya çalıştığı için şüpheli konumunda olduğunu hatırdan çıkarmayarak onu yalnız bırakmaması gerekir.
Mesleki dayanışmanın tezahürü ,mesleki onurun sahiplenişi açısından bence bu olmazsa olmaz bir şarttır.Kesinlikle gidilmesi gerek.
Old 05-03-2008, 12:39   #7
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Şüpheli olarak soruşturmacıya giderken, mesleğinin avukat olması nedeniyle, şüpheli avukatın kendisi başka avukat/lar/ın hukuksal yardımından yararlanmalı mıdır ?

"Evet, yararlanmalıdır" dersem sayın Kavili'nin "haydi, gel o zaman" diyeceğinden korkuyorum
Old 05-03-2008, 16:15   #8
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Bence şüpheli kişi bir avukat da olsa bir başkasının savunmasına ihtiyaç duyabilir. Şüpheli konumunda bir kişinin duygu ve düşünceleri savunman rolünde iken taşıdığı duygu ve düşüncelerden farklıdır ve herkesin savunulmaya ihtiyacı vardır.

Bu saptamanıza katılıyor ve teşekkür ediyorum.

Ömer KAVİLİ - 0532 322 00 23
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 05-03-2008, 16:17   #9
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Turhan Demiroğlu
Sayın Özge Yücel'in değindiği gibi, avukat da nihayetinde bir "insan"dır; hele "şüpheli" sıfatı da eklenmişse buna, meslektaşlarının en azından manevi desteğini almalıdır.

Hatta bu nokta "şüpheli kişi"nin iradesine de bırakılmamalı, ilgili baro re'sen harekete geçmelidir. Bir avukat böyle durumlarda kesinlikle yalnız bırakılmamalıdır. Mesleki dayanışmadan öte, etik bir gereklilik ve "vefa uğruna" diye düşünüyorum.
Saygılarımla.

Düşüncelerinize katılıyor ve teşekkür ediyorum.

Ömer KAVİLİ - 0532 322 00 23
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 05-03-2008, 16:22   #10
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avmurat
Bir seminerde konuşmacı: "Soruştuma evresi travmatik bir durumdur." demişti.Sanırım bu durum içerisinde kişinin hukuki bilgi ve tecrübesi ne olursa olsun kendini savunamayacağı bir ruh halinde bulunabilir. Bu nedenle forumdaki yazılarınızdan, ne denli mesleki hakimiyete sahip olduğunuzu bilsem de avukat yardımı gerekli olabilir diye düşünüyorum, saygılarımla.

Haklısınız, katılıyor ve teşekkür ediyorum.

Ömer KAVİLİ - 0532 322 00 23
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 05-03-2008, 16:25   #11
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yaren
Avukatlık Kanunu'nda avukatın duruşmayı terkedemeyeceği ama meslek onurunun gerekli kıldığı durumlarda duruşmadan ayrılabileceği ve durumu hemen baroya bildirmesi gerektiği yönünde bir hüküm var sanırım.

Değerli meslektaşımız Kavili bu hüküm gereğince (zira bu hükümde bence avukata bir takdir yetkisi de tanınmıyor , meslek onuru gerektiriyorsa avukat duruşmadan ayrılmak zorundadır.Yani yasa maddesi bence emredici bir nitelik taşımaktadır.)duruşmadan ayrılmak durumunda kalmıştır.

Sayın Kavili'nin duruşmalardaki duruşunu,avukatlık onurunun gerekli kıldığı durumlarda sonucu ne olursa olsun,mesleğin onurunu sahiplenişini hepimiz az çok biliyoruz.
Bu suçtan (!) dolayı yapılacak soruşturmada meslektaşımızın her türlü bilgi donanımına sahip olduğuna ben kendi adıma eminim.

Ancak baronun ve tüm meslektaşların sayın Kavili'nin sadece kendi kişisel ve mesleki onurunu değil mesleğin de onurunu korumaya çalıştığı için şüpheli konumunda olduğunu hatırdan çıkarmayarak onu yalnız bırakmaması gerekir.
Mesleki dayanışmanın tezahürü ,mesleki onurun sahiplenişi açısından bence bu olmazsa olmaz bir şarttır.Kesinlikle gidilmesi gerek.

Düşüncelerinize katılıyor ve teşekkür ediyorum.

Ömer KAVİLİ - 0532 322 00 23
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 05-03-2008, 16:27   #12
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan HERKESE, haydi gel o zaman

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
"Evet, yararlanmalıdır" dersem sayın Kavili'nin "haydi, gel o zaman" diyeceğinden korkuyorum

Korkulan oldu ve "haydi, gel o zaman" diyorum, herkese.

Ömer KAVİLİ - 0532 322 00 23
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 05-03-2008, 17:02   #13
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan MASSAN
Şüpheli olarak gitmenizi anlayamadım, biraz açıklama yaparsanız belki bir yardımımız dokunur..

Sayın meslektaşım,

Kadıköy Asliye Ceza Mahkemesinde sanık olarak yargılanan avukat meslektaşımın duruşması sırasında gerçekleşen olaylardandır. Mahkeme yargıçlık makamındaki görevli ile vekileden sanık avukat meslektaşımız arasında Yargıcın Reddi, karşılıklı Tazminat Davaları olmuş; biz ise savunma makamında görev yapmak üzere duruşmaya ilk kez katılmıştık.
Daha önceki yargılama sonunda verilen mahkumiyet kararı Yargıtay tarafından bir çok noktadan Bozulmuş ve bozmadan sonraki ilk duruşma yapılmaktadır.
Bu duruşma gününden yaklaşık 40 GÜN önce, dosyadan örnek verilmesi dilekçeyle istenmiş ise de bu konuda 40 gün boyunca karar VERİLMEMİŞ ve duruşma günü geldiğinde DURUŞMA AÇILMIŞTIR.
İşte bu duruşma sırasında biz öncelikli olarak 40 günden bu yana KARAR VERİLEMEYEN dosyadan örnek verilmesine ilişkin isteğimizi yinelemiş ve 40 günlük sürede karar verilememiş böylelikle de duruşma başlatılmış ise, Yargıtay bozma kararına diyeceklerimizden önce, 40 gün önceki isteğimiz konusunda karar verilmesini istedik ise de duruşma tutanağına

" Sanıklar müdafiisinden SORULDU : biz Yargıtay ilamına karşı görüş bildirmiyoruz. bu sırada sanıklar müdafiilerinden av.Ömer Kavili mahkeme kürsüsüne yürüyerek hakim ve savcıya bağırarak el kol hareketi yaparak... "

biçiminde yazdırılması üzerine tartışma başlamış sürmüştür.

Olayların temeline ilişkin ayrıntılar "müdafii"lerime ayrıntılı olarak anlatılacak ise de bu aşamada siteye bu kadar yazılmıştır.

Lütfen yorumlarımızı yaparken işin esasına ilişkin olmamasına ve böylece "Yargı Organlarını Etkilemek" konularına girilmemesine dikkat çekmek istiyorum.

Saygılarımla.

Ömer KAVİLİ - 0532 322 00 23
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 05-03-2008, 17:38   #14
Av.H.AtılAyaydın

 
Varsayılan

Ömer bey İstanbul'da olup sizin yanınızda olmak isterdim. Avukatlık mesleğinin hakettiği onuru kazanması açısından ,sizin gibilerin çoğalmasına son derece ihtiyaç vardır.Bu ihtiyaç günden güne de daha fazla artıyor. Kazanız mubarek olsun

Saygılar
Old 05-03-2008, 18:01   #15
üye14540

 
Varsayılan

Sayın Kavilli, ben bu siteye yaklaşık bir yıl önce üye oldum, bu süre içerisinde sizin mahkemelerle ilgili bu tür sorunlarınızı sanırım bir kaç kez okudum, siz idealist bir avukat olduğunuzu tahmin ediyorum, sanırım sizin bu meslektaşınız da sizin gibi idealist,bu nedenle de belki fevri davranıyorsunuz ve meslektaşınız da öyle davranıyor,,hiçbir yargıcın meslektaşı olan avukatlarla bu tür polemiklere girmek istediğini sanmam, yargıçların en son istedikleri böyle polemiklerdir, ben 15 yıllık yargıcım, şimdiye kadar böyle olaylar başıma gelmedi, hiç bir avukat da el kol hareketleriyle üzerime yürümedi, meslektaşım bazı avukatların yaptıkları en büyük hata, aldıkları davaları müvekkillerinin davası değil de kendi davaları gibi içselleştirmeleridir,nasıl mağdur veya sanık ya da davacı veya davalı olay hakkında objektif düşünemez ve bu davalarda itidalli olamazsa, böyle içselleştiren avukat da ne yazık ki bu davalarda kendini bu taraflarla özdeşleştirdiğinden itidalli davranamamak riskiyle karşı karşıya bulunmaktadır, sanırıım arkadaşınızın da başına bu geldi, eğer yargıç istediğiniz şekilde olayları, anlatımları tutanağa geçmemişse bunu önce sözlü talep edip, reddedildiğinde de dilekçe ile bunu isteyebilirdi arkadaşınız, dilekçede bunun içeriğini de yazabilirdi ve dilekçe dosya içerisine girebilirdi,bu tür polemiklere girmek doğru değildir,hem yargıç hem de avukat için hoş değildir,sakın yanlış anlaşılmasın, ben olayı bilmediğim için somut olayla ilgili bir değerlendirme yapmıyorum, sadece naçizane mesleki deneyimlerimden elde ettiğim izlenimle,genel bir değerlendirme yapmak gereksinimi hissettim, bunu da paylaşmak istedim.Bu arada bu sorunu neden buraya kadar taşıdınız buna da anlam veremedim. Saygılarımla
Old 05-03-2008, 19:18   #16
Av.Barış

 
Varsayılan

Geçen gün Diyarbakır 2.Ağır ceza mahkemesine Temyiz dilekçesi bırakmak için gittiğimde orada bir meslektaşımı görmüştüm."Ne yapıyorsun?" diye sorduğumda "talimatla ifade veriyorum" demişti.Bende hemen cmk merkezine haber verip müdafii olarak atanmayı talep ettim ve de bu talep kabul edildi.Konu son derece basit bir nedenden geliyor.
Meslektaşımız viranşehir adliyesine dosya örneği almak için gittiğini ve orada bulunan kalem personelinin ve hakimin keşifte olduğunu anahtarında onlarda old. bundan dolayı dosya örneğinin alınamayacağını, biraz beklenmesi gerektiğini belirtmişlerdir.Sabah saat 9:00 dan akşam saat 17:30'a kadar kalem personelinin gelmesini beklediğini ve nihayet geldiğinde anahtara niye burada bırakmadığını sorduğunda alınan cevap üzerine meslektaşımız hakimi Adalet bakanlığı ceza işleri genel müdürlüğüne şikayet etmiş ve alışılageldiği üzere bakanlık'da hakim hakkında soruşturma yapılmasına gerek görülmedi şeklinde karar vermiş.Bunun üzerine meslektaşımızın Ankara idare mahkemesine "İptal davası" açması üzerine bahsi geçen hakim avukat arkadaşımızı şikayet etmiş ve şikayet dilekçesinde "bana iftira atıyor,terbiye sınırlarını aşıyor" gibi ifadeler kullandığını gördüm.Adalet bakanlığı herzaman ki gibi çifte standart uygulayarak jet hızıyla meslektaşımızın yargılanması gerektiğini belitmiş ve arkadaşımızın davası'da c.savcılığı tarafından süratle açılarak Ş.Urfa A.C.M de 25 nisanda görülmeye başlayacak.
Bunları neden anlattığımı herhalde anlamışsınızdır.Bi tarafta görevini ihmal ettiğini düşündüğümüz bir kişi hakkında şikayette bulunuyorsunuz ve o sizi şikayet ediyor ve şikayet dilekçesinde bir hukukçunun kullanmaması gereken ifadelere yer veriliyor.Ve arkadaşımız mağdur durumdayken sanık rolüne bürünüyor.
Sayın Av.Ömer Kavilli.Siz hakkınızı aradığınız için şüpheli konumundasınız.Keşke bir çok meslekktaşımız böyle olumsuz durumlarda böyle tavırlar koyabilse herşey daha iyi olabilirdi.MAdem bu olay mesleğiniz nedeni ile meydana gelmiş sizinde mesleğinizi yerinize getirdiğiniz sırda karşılaştığınız zorluklar neticesinde yine aynı konularda sizin çektiğiniz sıkıntılarda size hak verecek insanlardan yani Avukatlardan yardım almanız gerektiği inancındayım.Mesleki dayanışmanın bu tür olaylarda önemli old. düşünüyorum.Çünkü bir hukuk adamı olarak karşılaştığımız bu olumsuz durumlarda yanlız olmamamız gerektiğini düşünüyorum.En azından mesleki bağların hızla azaldığı bu dönemde bu tür olgular bizi böyle durumlarda haksızlıklara karşı koruyacak tek unsurdur.Avukatların ne olursa olsun şüpheli ya da sanık olduğu dosyalarda kanuınun öngördüğü bütün olanaklardan yararlanması gerekmektedir.Baronuzunda bu konuda size destek vermesi gerekmektedir.
Biz duruşma gününde tam kadro olarak Şanlıurfa'ya gideceğiz.
Sizinde İstanbul barosu Avukat hakları komisyonu kurucularından olduğunuzu duymuştum.Bence sizde meslektaşlarınızdan sizin yanınızda olmasını isteyin.
Saygılar...
Old 06-03-2008, 08:49   #17
sultanahmet

 
Varsayılan

Sayın Yargıç Şenoğlu. Görüşlerinizi, uygulamada yaşanıan sorunlara uygun düşmemektedir. Avukatların, kendilerini azarlayan yargıç ve savcılar karşısında sesinin çıkmadığı, alttan alan tavır sergilediği hallerde doğaldır ki sorun çıkmamaktadır. Burada önemli olan, avukatın haksızlığa ve hukuka aykırılığa itiraz eden muhalif tavrının,özellikle yargıçlarca saygısızlık ve suç addedilmesidir.
Old 06-03-2008, 10:25   #18
Av.H.AtılAyaydın

 
Varsayılan

sultanahmet'e katılıyorum, genel olarak bakıldığında, bu tür olayların istisna değil , avukatlara takınılan genel bir tavır olduğu görülmektedir, tabi bunda biz avukatların da büyük payı vardır. Ben Ömer bey gibilerinin çoğalması gerekir derken onu kastetmiştim.Geçenlerde bir duruşma sırasında Yargıtay'dan bozma kararı üzerine sayın hakim yorum yapıyordu, karar hakıında atıp tutuyordu. Aslında yapması gereken basitti , eğer kararının arkasında ise "direnme" değil ise "uyma" kararı verecekti.Ancak sayın hakim "uyma" kararı verdiği halde atıp tutmaya devam etti ve "ben böyle bişeyi ilk defa görüyorum,böyle bozma kararı mı olur"şeklinde atıp tutmaya devam edince ben de dayanamadım , " herşeyin bir ilki vardır hakim bey" dedim. Konu orda kapandı.
Old 06-03-2008, 11:15   #19
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Toplumda köklü değişiklikler, ancak birlik ve çokluk halinde mümkün olabilmektedir. Hakim-savcı-avukat üçgenindeki bu eğri çizgiler için bazen ne kadar umutsuz olsam da; burada görüyorum ki birlik ve çoğunluk için hala umut var...Hukuki boyutu aşmadıkça her savunmanın arkasında olmak hukukçu olmanın asli gereklerindendir diye düşünüyorum.. Keşke İstanbul'da olsaydım da,göründüğünden çok daha anlamlı olacağından, mezkur duruşmada Sayın Kavili'yi savunan belki de 30. meslektaşı olsaydım..
Old 07-03-2008, 14:58   #20
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Gülsüm Sezen
Toplumda köklü değişiklikler, ancak birlik ve çokluk halinde mümkün olabilmektedir. Hakim-savcı-avukat üçgenindeki bu eğri çizgiler için bazen ne kadar umutsuz olsam da; burada görüyorum ki birlik ve çoğunluk için hala umut var... Hukuki boyutu aşmadıkça her savunmanın arkasında olmak hukukçu olmanın asli gereklerindendir diye düşünüyorum... Keşke İstanbul'da olsaydım da, göründüğünden çok daha anlamlı olacağından, mezkur duruşmada Sayın Kavili'yi savunan belki de 30. meslektaşı olsaydım...

Sayın Av.Gülsüm Sezen,
Katılımınızın 'göründüğünden çok daha anlamlı olacağı" saptamanıza katılıyor ve bu soruşturma sürecinin Avukatlık Mesleği ile Meslek İlkelerinin uygulama alanı olmasını istiyorum.

Destek iletinize teşekkür ederim.

Ömer KAVİLİ - 0532 322 00 23
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 07-03-2008, 16:19   #21
askeplion

 
Varsayılan

Sayın av. Ömer Kavilli,
sadece anlattıklarınız baki kalmak kaydı ile, sizi tebrik ediyorum.Vermiş olduğunuz kararın doğru olduğunu ve kalbimin sizinle olduğunu bilmenizi isterim. Ne varki; dosyayı, olan olayları ve hakikatı bilmediğimiz için bunun ötesine giren yorum yapmanın da doğru olmadığına inaniyorum.

Sayın Dr. Fuat Şenoğlu,
avukatın müvekkilini içselleştirmesi ile özdeşleşmesi kavramları farklıdır diye düşünmekteyim. Sanırım biz görevimizi iyi yapabilmek için içselleştiririz ama özdeşleşmeyiz. Kavram kargaşası olduğu düşünülebilir. Ancak; söylemiş olduğunuz dilekçe ile dosyaya taleplerin girme hadisesinde ise yargı sistemimizde avukatların haklarını ve saygınlığını içselleştirmemiş temyiz ve itiraz merciileri olduktan sonra ne anlamı kalacak ki. Demem o ki; yerel mahkemede de üst mahkemede de avukata belli bir açıdan bakan mantık olduğu müddetçe hangi delili koyarsanız koyun netice değişmeyecektir.
Özel de ise sizin, iyi niyetinize inaniyor ve bu işin karşılıklı olarak tekamül bulacağına olan inancınıza katılıyorum. Sanırım karşınıza olumsuz örneklerin çıkmaması da sizin iyi niyetli ve gereği gibi davranmış olmanızdandir.
saygılarımla
Old 09-03-2008, 11:28   #22
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

Sayın Şenoğlu,
1-Ömer arkadaşım halen başında olan derdi ve bunun benzerlerini avukat kamuoyu ile paylaşma yöntemini haklı olarak tercih eden ve şahsi değil mesleki problemi olan bu tür sorunları çevresi (aile çevresi değil hukuk çevresi ile) ile paylaşmayı beceri ile yapan bir meslektaşımızdır.Ve bu tarzı da esasen doğru olandır.
2-İnanın sizin haklı olmanızı çok isterdim.Zira haklı olsanız bizlerin de derdi bu kadar çok olmazdı.Mutlaka haklı olduğunuz ve sizin belirttiğiniz tarzda olaylarda vardır.Çünkü hiç birimiz masum değiliz.Hepimiz bu toprağın ürünüyüz.Hepimiz bu toprağın doğal sonuçlarının ürünüyüz.Amma bu doğal sonuç bazen çığrından çıkabiliyor.Ve kişisel olarak canı yanan feryat edebiliyor.Ne yazık ki meslek kuruluşları bu gibi konularda fazlaca hassas olmadığı için ilkesel yada kurumsal olarak mücadele vermek te pek mümkün olmuyor.oysa hakim ve savcılar açısından ise tam bir kurumsal korumaya geçiliyor.Hakimler hakkında yapılan hiç bir şikayet neticeye ulaşmıyor.Siz daha iyi biliyorsunuz ki matbu olarak (işlem yapılmasına gerek olmadığına) şeklinde cevap geliyor.Ya da öyle bir sorun var ki hiç bir şekilde aşılamıyor.Şöyle ki bir hakimle mahkemelik olacak olursanız ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan geliyor.En orjinal usul işlemleri bu davalarda görülüyor.En yasal talepleriniz bu davalarda reddediliyor.Çünkü aynı adliyede görev yapan aynı lojmanda oturan eşleri gün arkadaşı çocukları okul arkadaşı olan hakimlerimiz mecburiyet psikolojisi içerisinde dayanışmaya giriyorlar.İnanın çaresiz ezilmiş bir hale geliyoruz.Ben hukuksal çaresizlik içerisinde bir tek şey yapabiliyorum.Ve beddua ediyorum.Bedduam da şu inşallah çocuklarınız avukat olur hele kızınız varsa inşallah avukat olur ve inşallah ceza ve icra işi yapar merci hakimlerine icra memurlarına 32 dişini gösterir cezaevi girişlerinde tacize maruz kalır.İnşallah emekli olup hakimlikten avukatlığa terfi edersiniz ve inşallah bizim çektiğimiz gibi çileler ile tanışırsınız.İnşallah cezaevi girişinde sim kartınızı unuttuğunuz için yargılanırsınız.Çünkü hukuken teslim bayrağını çektim.varmıdır bilmiyorum ama varsa ilahi güce havale ediyorum.
Bu arada bu beyanım sakın teslimiyeti seçtiğim olarak anlaşılmasın ama yorulduğumu kesinlikle kabul edebilirim.Benim gibi inatçı biri bile yorulmuşsa mevcut problemlerin hepsi bir nedenle görülememktedir.
Bir kısım problemler mesşlektaşlarımızın aşırı boyun eğişi nedeniyle
Bir kısım problemler meslektaşlarımızın bunu kamuoyu ile paylaşmayı tercih etmeyişi nedeniyle su yüzüne çıkmamaktadır.
Ömer arkadaşım daha işin başında oluşu heyecanı ve teknolojiyi iyi kullanan biri olduğu için dikkat çekmektedir.ve doğrusu da budur.
Ben şahsen paylaşmayı sevmediğim ve artık yorulduğum için şu an dinlenmedeyim ama meselenin sizin beyan ettiğiniz gibi olmadığını kendi yargılandığım davalar nedeniyle rahatlıkla söyleyebilirim.
samimi görüş ve düşünceleriniz nedeniyle de kutluyor teşekkür ediyorum.
Ömer sana gelince devam et arkandayız.Bana verdiğiniz kadar destek olacağımdan emin olabilirsin.uğur poyrazın bana benim uğura verdiğim kadar ve de AHM nin geçmişte bana verdiği kadar sana destek olacağımdan emin ol.Yalnız ümit ediyorum herkes aynı derecede destek olmaz. Sevgiler
Old 13-03-2008, 04:13   #23
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

12 Mart bitti, artık 13 Mart. Sayın Kavili'den ses seda yok. "Elma dersem çık!"
...
...
"Elma!"
Old 13-03-2008, 10:27   #24
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Ömer Bey; 2 gündür ajandamda "Ömer Kavili-duruşma" yazıyor. Lütfen bizi sonuçtan haberdar edin, inşallah yüreğimizle de olsa yanınızda olabilmişizdir.
Old 13-03-2008, 11:24   #25
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,
Savcılık ifade alma aşamasında CMK.5271.149/2 uyarınca mesleksel dayanışma amaçlı olarak zamanını ayırıp emek harcayarak savcılığa kadar gelen değerli meslektaşlarım ve dostlarımdan 15 avukat ifade sırasında dışarı çıkartılmıştır; yasa gereği !

Baro bölge temsilciliği odasında ve her yerde anlattığımız olaylarla ilgili ayrıntıları ve muhataplarımın duruşma sırasındaki tutumlarını ve bizim savunma makamı olarak tutum ve sözlerimizi, duruşma tutanağında cümle sonundaki nokta ile diğer cümle ilkharf arasında dünya kadar söz ve olay olduğunu ve fakat onların duruşma tutanağına yazdırılmamış olduğunu ve diğer konu başlarını anlattım.

Ayrıca, Havana Kuralları ve Pekin Sözleşmesi uyarınca, ortada suç sayılacak bir eylem olmadığından bizim hakkımızda salt avukata baskı amacıyla başlatılan bu araştırma ve soruşturmaya derhal son verilmesini istedik.

Söz verip koşulları uygun olduğundan gelebilen ve koşulları uymadığından gelemeyip yüreğindeki sevgisini yollayan arkadaş, dost ve meslektaşlarıma saygı ve sevgilerimle.

Savunma muhaliftir.

Ömer KAVİLİ - 0532 322 00 23
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "


AVUKATLAR AVUKATI SAVUNUYOR

Mahkemeye Hakaret ettiği iddiası üzerine Adalet Bakanlığınca hakkında Soruşturma izni verilen İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Av.Ömer KAVİLİ, meslektaş dayanışması içinde Kadıköy Adliyesinde ifade verdi.

Türkiye Barolar Birliğini temsilen Genel Sekreter Av.Güneş GÜRSELER, İstanbul Barosunu temsilen Av.Ömer YASA ve İstanbul Barosu Kadıköy Temsilcileri adına Av.Coşkun KARAKAŞ, müdafi sıfatıyla Cumhuriyet Başsavcı Vekilinin ifade almasında hazır bulundular. İfade Tutanağına adları yazılan 12 avukat ise CMK.149/2 maddesi gereğince huzurdan çıkarıldılar.

İşlem bittikten sonra açıklama yapan Av.Ömer KAVİLİ, Bir Avukatın Eski Pendik Cumhuriyet Başsavcısına iftira ettiği iddiasıyla görülmekte olan davada Mahkemeye hakaret ettiğinin iddia edildiğini belirtti. KAVİLİ’nin açıklamasına göre Adalet Bakanlığı tarafından soruşturulmasına izin verilen iddia şöyle özetlenmektedir:

“...mahkeme kürsüsüne doğru yürüyüp Hâkim ve Cumhuriyet Savcısına el kol hareketleri yaparak yüksek bir sesle “siz duruşmaya saat 10:00 olmadan başladınız, ayrıca duruşmaya gelen avukatların isimlerini yazdırırken meslektaşıma ayağa kalk dediniz. Hangi hakla meslektaşımı ayağa kaldırıyorsunuz? O zaman Savcı Bey de ayağa kalksın, Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir. Yargıç tarafından sözlerimizin değiştirilerek yazıldığını gördüğümüz için sözlerimizi bizzat ve aynen yazdırmak istiyoruz.” Şeklinde sözler söyleyip bunları tutanağa geçirttikten sonra “Duruşma usul ve yasalara aykırı olarak yapılıyor. Hukukun ayaklar altına alındığı, yargılama kurallarının çiğnendiği böyle bir faaliyeti adil yargılama hakkını ihlal niteliğinde gördüğümüzden kişisel ahlak ve onurumuz ve avukatlık meslek kuralları çerçevesinde duruşmayı terk ediyoruz” diyerek salondan ayrıldığınız iddia edilmektedir.”

Olay hakkında görevli Cumhuriyet Başsavcı Vekiline ifade veren Av.Ömer KAVİLİ yaptığı açıklamada, “Türkiye Barolar Birliği ve İstanbul Barosunun olaya önem vererek meslek dayanışması içinde üst düzeyde benim yanımda olmaları, mesleğimizin bağımsızlığı ve her bir avukatın meslek örgütünün bir parçası olduğunun bilinmesi bakımından önemlidir. Bu bakımdan örgütümle gurur duyuyorum. Sayın Başsavcı Vekiline olayı tüm ayrıntıları ile anlattım ve müdafilerimle birlikte tüm kanıtları da kendilerine teslim ettim. Dilerim olayda kimin kusurlu olduğu kısa sürede ortaya çıkar.” demiştir.

Bir Cumhuriyet Başsavcısının, “kendisine hakaret ettiğini iddia ettiği” bir avukat ile ilgi şikayetinin yargılanması sırasında, bu kez “avukatı savunan avukatlara” karşı hasmane davrandıkları ileri sürülen duruşma yargıcı ve duruşma savcısının şikayetlerinin anlamlı olduğunu söyleyen hukukçular, Adalet Bakanlığının ön araştırma yapmadan avukat hakkında alelacele soruşturma izni vermesini de sakıncalı bulduklarını dile getirmektedirler.
Old 13-03-2008, 11:27   #26
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
12 Mart bitti, artık 13 Mart. Sayın Kavili'den ses seda yok. "Elma dersem çık!"
...
...
"Elma!"

Doğru, Yalova'nın Elma'sı ünlüydü ! Ben kırmızı olanını severim.
Old 13-03-2008, 11:29   #27
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Gülsüm Sezen
Ömer Bey; 2 gündür ajandamda "Ömer Kavili-duruşma" yazıyor. Lütfen bizi sonuçtan haberdar edin, inşallah yüreğimizle de olsa yanınızda olabilmişizdir.

Şimdilik ifade aşamasındayız; eğer duruşma aşamasına geçerlerse, eminim, savunma makamına geniş bir salon gerekecek.
Old 13-03-2008, 11:31   #28
Av.Barış

 
Varsayılan

Bugün yine bizim adliyede anlatılanlara göre bir olay olmuş.BEn görmedim ama duyunca çok üzüldüm.İl dışından duruşmaya girmek için giren bir bayan avukat arkadaşımıza bazı kendini bilmezler saldırmış ve dosya evraklarını yırtmışlardır.Bu olaylar sırasında orada bulunan adli kolluk görevlileri hiçbir işlem yapmamış ve bu eylemi gerçekleştirenler ellerini kollarını sallayarak dışarı çık mışlardır.
Gerçektende çok üzücü bir durum.MEslektaşımıza geçmiş olsun.
Old 13-03-2008, 11:31   #29
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Orada işin resmi boyutu değil, manevi boyutu iri olmalıydı ve umuyorum ki olmuş... Mesafelerden dolayı hiç değilse bu sayfalardaki dalgaların bile desibeli yüksek olmalı...Sesimizin giderek artması temennisiyle...
Old 13-03-2008, 11:33   #30
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Şimdilik ifade aşamasındayız; eğer duruşma aşamasına geçerlerse, eminim, savunma makamına geniş bir salon gerekecek.

E mezkur ajanda, duruşma ajandam olduğu için o kadar kalem sürçmesi olmuş artık..Yüreğe bakmalı Özde sizinleyiz...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Danıştayda Açılan İdari Para Cezasına İtiraz Davası - Savunmayı Genişletme Sorunu bsdbsdbsd97 Meslektaşların Soruları 0 03-08-2007 23:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08555508 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.