Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Uyuşturucu ticaretinde (TCK188/3) maddenin fazlalığı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-04-2014, 09:23   #1
feridun bahşi

 
Varsayılan Uyuşturucu ticaretinde (TCK188/3) maddenin fazlalığı

Uyuşturucu madde ticaretinde TCK 188/3 maddesi kapsamında ele geçirilen esrarın miktarının cezanın belirlenmesindeki etkisi nedir.
Yargıtay'ın son zamanlardaki uygulamalarında örneğin ele geçen miktar 100 kg olursa 7 yıl, 300 kg olursa 10 yıl gibi bir uygulaması mevcut mudur?
Buna benzer elinde yargıtay kararı olan meslektaşım vrasa ve paylaşırsa sevinirim...
Selam saygı ve sevgiler...
Feridun Bahşi
Old 25-04-2014, 10:56   #2
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan feridun bahşi
Uyuşturucu madde ticaretinde TCK 188/3 maddesi kapsamında ele geçirilen esrarın miktarının cezanın belirlenmesindeki etkisi nedir.
Yargıtay'ın son zamanlardaki uygulamalarında örneğin ele geçen miktar 100 kg olursa 7 yıl, 300 kg olursa 10 yıl gibi bir uygulaması mevcut mudur?
Buna benzer elinde yargıtay kararı olan meslektaşım vrasa ve paylaşırsa sevinirim...
Selam saygı ve sevgiler...
Feridun Bahşi

Dediğiniz şekilde bir karar olduğunu sanmıyorum.

Öyle bir uygulama olmadığı kanısındayım
Elinde 100 kg - 300 kg uyuşturucu madde bulunduran kişi bu uyuşturucu maddeleri içmek için bulundurmayacağına göre 188/3 den ceza verilir diye düşünüyorum.

Esrar kullanan kişinin 1 yıllık kullanımı baz alınır diye düşünmekteyim.

Elinde o kadar uyuşturucu madde bulunduran kişi uyuşturucu maddeyi ; Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerden kokain maddesini, ''başkalarına veren'', ''satın alan'' ve ''bulunduran kişi'' sıfatını kazanarak, ''uyuşturucu madde ticareti yapmak'' suçunu işlediği kanaati oluşur.

Alıntı:
T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 1982/271
Karar: 1982/315
Karar Tarihi: 28.06.1982




(765 S. K. m. 404) (5237 S. K. m. 190)
Dava: Yurt dışında uyuşturucu maddelerden esrar ihraç etmekten sanık Nihat'ın hükümlülüğüne dair 22.1.1982 gün ve 54/6 sayılı hüküm re'sen sanık vekilinin temyizi üzerine Yargıtay Beşinci Ceza Dairesi'nce incelenerek 5.5.1982 gün ve 1363/1520 sayılı ilam ile onanmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın CMUK.nun 322. maddesi uyarınca özel dairenin onama kararına itiraz etmesi, onama kararının kaldırılmasını ve hükmün bozulması istemini bildiren 26.5.1982 gün ve 100 sayılı itiraznamesiyle dosyanın birinci başkanlığına gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Esrar ihraç etmek suçundan sanık Nihat'ın TCK.nun 403/1-2, 59, 31 ve 33. maddeleri gereğince otuz sene ağır hapis ve fer'i cezalarla tecziyine ilişkin hüküm özel dairece incelenerek :
Türkiye'den Almanya'ya dönmekte olan sanığın, Yugoslavya Macaristan arasında Knejvo Sınır Kapısı'nda yapılan aramada Wolksvagen marka özel vasıtasını marka özel vasıtasının motor bölümünde bulunan takım çantası içinde yakalanan 460 gr. toz ve 50 gr. plaka halindeki esrarların sanık tarafından Türkiye'den çıkarıldığı kabul ve gerekçeli kararında suçun oluşmasına ve niteliğine ait kanıtları açıklayan mahkemenin takdir ve kanati karşısında, sanığın esrarlardan bilgisi bulunmadığı, bir başkası tarafından her zaman konulmasının mümkün olduğuna dair savunmaları yerinde görülmediği gibi, aşamalarda esrar içtiği hususunu ileri sürmemiş bulunduğu gerekçesiyle onanmasına karar verilmiştir.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı'nca :
(Kamu davasına konu; Türkiye'den Almanya'ya dönmekte olan sanığın Yugoslavya - Macaristan arasındaki sınır kapısında yapılan aramada, özel otosunun motor bölümünde 460 gr. 50 santigram ağırlığında esrarın yakalanmasından ibarettir.
Dosyanın incelenmesinde; sanığın, soruşturma aşamalarında özde değişmeyen savunmalarında, otosunda bulunan esrarla ilgisi olmadığını buna müsait olan otosuna başkaları tarafından konmuş olabileceğini bildirmiş ve suç konusu esrarı ticaret amacıyla yurt içinden çıkarttığına dair ihbar, haberalma veya durumundan şüphelenme gibi bir hal üzerine otosunun aranmış olduğuna dair bir delil de bulunmadığı, ancak hudut kapısında normal şekilde yapılan aramada esrarın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Buna benzer olaylarda, önceki ceza uygulamalarında, yurt dışına çıkarılan veya yurt içine sokulan uyuşturucu maddenin kişisel ihtiyaç için yeterli miktarda olup olmadığına ve bu maddeyi kullanıp kullanmadığına bakılmaksızın, miktar ve bir içimlik dahi olsa ihraç veya ithal kabul edilerek buna göre hüküm kurulmakta ve bu kabulü pekiştiren Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları da bulunmakta iken, bilahare görüş ve kabulün adalet duygusuna uymadığı göz önüne alınarak itiraz edilmiş ve itiraz üzerine ittihaz olunan Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 1.3.1982 tarih ve 17/76 sayılı kararında : "TCK.nun 403. maddesinin uygulanmasında güdülen amacın insanlık için büyük sorunlar yaratan, nitelikleri itibariyle vahim sayılan uyuşturucu maddelerin uluslararası trafiğinin, diğer deyişle uluslararası ticaretini önlemek olduğu, şayet ithal ve ihraç edilen uyuşturucu madde miktarı kişisel gereksinmeyi karşılayacak miktarda ise bunun kullanma amacıyla bulundurulduğunun kabulü gerektiği" belirtilmiştir.
Sanık savunmasında: "Esrarın kendisine ait olmadığı, durumu itibariyle başkaları tarafından bulunduğu yere konmasının mümkün olduğunu" söyleyip suçluluğunu kabul etmemiştir. Dolayısıyla da soruşturma aşamalarında esrarı kullandığından bahsetmemiştir. Bu davranışı ise, inkarı içeren savunma biçiminin doğal bir sonucu olarak kabul edilmek gerekir.
Nitekim; diğer suçlarda sanığın suç külliyen inkar ettiği ahvallerde, bunu inkar yollu savunmanın gereği kabul edip olumlu veya olumsuz bir beyanı olmadığı halde, cezalandırırken lehine olan halleri gözönünde alarak hüküm kurulmaktadır. Örneğin; zorla kadın kaçırmak suçlarında, medeni halleri müsait olduğu ve suç sabit bulunduğu, takdirde, sanığın suçu külliyen inkar etmesine rağmen hakkında TCK.nun 433. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmediğine göre, sanığın da soruşturma evrelerinde, esrar içtiğinden bahsetmemesi savunmasının doğal sonucu olarak kabul edilmelidir.
Özel dairenin yerleşmiş içtihatlarından çıkarılan ve geçerli olan bir kurala göre normal veya tesadüfen yapılan aramada sanık üzerinde yakalanan esrarın miktarı "1 - 2 kg. " esas alınarak bunun satışını yapmak veya başkasına temin etmek amacıyla bulundurulduğu sonucuna varılamaz. Ancak, ihbar veya şüphe üzerine bu miktardaki esrarla yakalanması halinde miktar nazara alınarak diğer delillerinde yardımıyla satmak için bulundurulduğunun kabul edilmesi öngörülmektedir. Özel dairenin bu hususu doğrulayan muhtelif kararları mevcut olduğu gibi ilişikte sunduğumuz 4.5.1982 gün ve 1433/1477 sayılı kararı da bu kuralı bir kere daha vurgulamış bulunmasına göre :
Olayımızda, sanıktan esrarın elde edilme şekline ve yabancı bir ülkede oturan sanığın esrarı teminindeki güçlük ve tehlike ile, götürülen esrar miktarı gibi haller, yukarıdaki kural göz önüne alındığında, bunun içmek amacıyla yurt dışına çıkarıldığının kabulünü gerektirirken, bahis konusu CGK. ve daire kararları da bu görüşü doğrulamış bulunmasına rağmen, sanığın elde edilen esrarı içmek maksadiyle bulundurduğu ve dolayısıyla hakkında TCK.nun 404/2. maddesinin uygulanması gerekirken, ihraç kabul edilerek TCK.nun 403/1 - 2. maddeleriyle hüküm kurulması isabetsiz olduğundan, özel daire onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmesi) talep olunmuştur.
Görüldüğü gibi; oluşta ve sübutta özel daire ile C. Başsavcılığı görüşleri arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu olan husus, yurt dışında yapılan aramada arabasında 460 gr. toz ve 50 gr. plaka halinde esrar elde edilen sanığa TCK.nun 403/1 - 2. maddesinin mi, yoksa 404/2. maddesinin mi uygulanması gerektiği hususudur.
Ceza Genel Kurulu'nun 1.3.1982 gün ve 17/76 sayılı kararında ayrıntılarıyla açıklandığı gibi : ("ithal veya "ihraç" edilen uyuşturucu madde miktarı çok az ise ve kişinin kendisi de uyuşturucu madde kullanıyor ve kişisel gereksinmeleri "ihtiyacı" için yeterli miktarı aşmıyorsa, uyuşturucu madde "ithal" veya "ihraç" suçu değil, bu maddeleri "kullanma için bulundurma" suçu oluşmuş olur. Roma Mahkemesi'nin 10 Kasım 1966 tarihli bir kararı da aynı mahiyettedir).
Sanık, uzun bir süredir yurt dışında işçi olarak çalışmaktadır. Bu süre zarfında eline geçen ve çalışmaya devam ettiği sürece geçecek olan para miktarı, özel arabasının oluşu ve aynı araba ile götürdüğü anlaşılan hediyelerin değeri gözönünde tutulduğunda; arabasında yakalanan esrarların yurt dışında satışından elde edilebilecek para miktarı çok düşük seviyede kalmaktadır. Bu miktar para için, kişiliği açıklanan sanığın "müebbet ağır hapis cezası" ile cezalandırılmasını gerektiren bir suç işlemeyi göze aldığını kabul etmek, olayları normal çerçevesi içinde değerlendiren bir düşünüş ve yorum tarzı sayılamaz.
Esasen esrar ihtal veya ihracı yoluyla para kazanmayı düşünen sanıkların, araçlarına yaptırdıkları özel bölmelerde veya başka yerlerde külliyetli miktarda esrar naklettikleri veya "eroin" gibi az miktarda satışından dahi büyük paralar kazanılan uyuşturucu maddeleri beraberinde götürmeyi tercih ettikleri bilinen bir gerçektir.
Objektif bir değerlendirişte: Esrar satışı ve ticareti yaptığı belirlenemeyen sanığın, suç konusu esrarı kendi ihtiyacında kullanmak üzere çalıştığı yere götürdüğünü kabulde zorunluluk bulunmaktadır. Esasen sanık, esrar kullandığını ve bu amaçla arabasına koyduğunu kabul etseydi, yukarıda açıklanan Ceza Genel Kurulu Kararı ışığında kendisine uygulanacak yasa hükmü, TCK.nun 404/2. maddesiydi. Sanık tüm cezalardan kurtulmak amacıyla "suç konusu esrarı arabasına başkaları tarafından konulmuş olabileceğini, kendisinin esrar kullanmadığını" ileri sürdü diye, sanığın TCK.403/1 - 2. maddesiyle cezalandırılmasına karar vermek, sanığın asıl eylemini değil, ikrarda bulunmamasını cezalandırmak anlamında bir uygulamaya yol açacağından kabul edilemez.
Yukarıda açıklanan ve itiraz yazısında belirtilen sair hususlar gözönünde tutulduğunda, C. Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının kabulü ile, Beşinci Ceza Dairesi'nin 5.5.1982 gün e 1363/1520 sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenle BOZULMASINA, depo parasının sanığa geri verilmesine, bozma nedeni ve sanığın tutuklanma tarihi gözönünde tutularak sanığın tahliyesine, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu değilse salıverilmesi hususunun mahalline telle bildirilmesi için C. Başsavcılığı'na müzakere yazılmasına, 28.6.1982 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.
Old 25-04-2014, 12:16   #3
seyitsonmez

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan feridun bahşi
Uyuşturucu madde ticaretinde TCK 188/3 maddesi kapsamında ele geçirilen esrarın miktarının cezanın belirlenmesindeki etkisi nedir.
Yargıtay'ın son zamanlardaki uygulamalarında örneğin ele geçen miktar 100 kg olursa 7 yıl, 300 kg olursa 10 yıl gibi bir uygulaması mevcut mudur?
Buna benzer elinde yargıtay kararı olan meslektaşım vrasa ve paylaşırsa sevinirim...
Selam saygı ve sevgiler...
Feridun Bahşi


Merhaba,cezanın alt sınırından uzaklaşma gerekçesi olabilir.
Old 25-04-2014, 13:31   #4
feridun bahşi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seyitsonmez
Merhaba,cezanın alt sınırından uzaklaşma gerekçesi olabilir.
Evet, alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi, ancak ne kadar miktara alt sınırdan ne kadar uzaklaşılacağı konusunda bir yargıtay kararı olduğunu biliyorum, bulamadım.
teşekkür ederim.
Old 25-04-2014, 13:32   #5
feridun bahşi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Dediğiniz şekilde bir karar olduğunu sanmıyorum.

Öyle bir uygulama olmadığı kanısındayım
Elinde 100 kg - 300 kg uyuşturucu madde bulunduran kişi bu uyuşturucu maddeleri içmek için bulundurmayacağına göre 188/3 den ceza verilir diye düşünüyorum.

Esrar kullanan kişinin 1 yıllık kullanımı baz alınır diye düşünmekteyim.

Elinde o kadar uyuşturucu madde bulunduran kişi uyuşturucu maddeyi ; Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerden kokain maddesini, ''başkalarına veren'', ''satın alan'' ve ''bulunduran kişi'' sıfatını kazanarak, ''uyuşturucu madde ticareti yapmak'' suçunu işlediği kanaati oluşur.
188/3 maddesinden ceza alacağı kesin, önemli olan alt sınırdan uzaklaşılacak mı?
uzaklaşılırsa ne kadar?
aradığım cevap bu...
duyarlılığınız için teşekkürler
Old 25-04-2014, 13:38   #6
seyitsonmez

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan feridun bahşi
188/3 maddesinden ceza alacağı kesin, önemli olan alt sınırdan uzaklaşılacak mı?
uzaklaşılırsa ne kadar?
aradığım cevap bu...
duyarlılığınız için teşekkürler

Bundan sonrası niyet okuma işine giriyor. Kararla birlikte öğrenirsiniz artık.
Old 25-04-2014, 13:47   #7
feridun bahşi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seyitsonmez
Bundan sonrası niyet okuma işine giriyor. Kararla birlikte öğrenirsiniz artık.
Hayır.
Niyet okuma filan değil.
Bu konuda Yargıtay'ın net bozması var.
Ancak bulamadım, bu sebeple elinde olan vardır belki diye soru açtım.
Belli ki sizin elinizde yok.
yine de teşekkür ederim.
Old 25-04-2014, 14:00   #8
seyitsonmez

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan feridun bahşi
Hayır.
Niyet okuma filan değil.
Bu konuda Yargıtay'ın net bozması var.
Ancak bulamadım, bu sebeple elinde olan vardır belki diye soru açtım.
Belli ki sizin elinizde yok.
yine de teşekkür ederim.


Burada 811 gram kullanma sınırında kabul dilmiş.

T.C. YARGITAY

Ceza Genel Kurulu
Esas: 2012/10-1335
Karar: 2013/423
Karar Tarihi: 22.10.2013


UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇU - ŞÜPHEDEN ARINMIŞ KESİN VE İNANDIRICI DELİL ELDE EDİLEMEMESİ - ESRAR MADDESİNİN YILLIK ŞAHSİ KULLANIM SINIRLARINDA İÇERİSİNDE OLMASI - SUÇUN İŞLENDİĞİNİN ŞÜPHE BOYUTUNDAN ÖTEYE GEÇEMEDİĞİ HUSUSU - İTİRAZIN REDDİ

ÖZET: Somut olayda, ihbar üzerine yakalanan sanığın üzerinde taşıdığı poşetin içerisinde ele geçirilen kenevir bitkisi dışında, uyuşturucu madde ticareti yaptığı yolunda teknik ya da fiziki takip, tanık beyanı, iletişimin tespiti gibi somut, yeterli, her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı herhangi bir delil elde edilememesi, uygulamada ilke olarak kabul edilen yıllık uyuşturucu madde kullanım miktarı göz önünde bulundurulduğunda, adli raporda belirtilen .. gramlık esrar maddesinin yıllık şahsi kullanım sınırları içerisinde olması, sanığın uyuşturucu maddeyi satmak için değil kullanmak amacıyla satın aldığı yönündeki aksi kanıtlanamayan istikrarlı savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği şüphe boyutundan öteye geçememektedir.

(5237 S. K. m. 52, 53, 54, 62, 63, 188, 191) (5271 S. K. m. 308)

Dava ve Karar: Uyuşturucu madde ticareti suçundan sanığın TCK'nun 188/3, 62/1, 52/2, 53/1, 54 ve 63. maddeleri uyarınca beş yıl hapis ve 4.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 06.11.2007 gün ve 25-369 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 07.12.2011 gün ve 5259-58263 sayı ile;

<İstanbul'dan esrar getirerek satacağı ihbarı üzerine, iskelede feribottan inen ve kendisini almaya gelen araca binmek üzereyken yakalanan sanığın, elinde bulunan poşet içerisinde net miktarı 345,510 gramdan ibaret esrarı, satma veya başkasına verme gibi kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ilişkin delil elde edilemediği, sanığın fiilinin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden uyuşturucu madde ticareti suçundan hüküm kurulması> isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 04.01.2012 gün ve 17878 sayı ile;

<Sanıkla ilgili yapılan ihbar ayrıntılı olup, eşkal bilgilerini, ihbar anında bulunduğu yerin yanı sıra temin ettiği esrarı satmak amacıyla getirdiğini de içermektedir.

Geçmiş hükümlülüklerine bakıldığında aynı suçu daha önce de işlediği ve alışkanlık haline getirdiği görülecektir. Olayın hemen sonrasında düzenlenen ekspertiz raporunda net 811,2 gram olarak belirtilen esrarın ele geçiriliş yeri ve şekli göz önüne alındığında kullanım amacıyla bulundurma sınırlarının üzerinde olup, ihbarın içeriğini doğrular mahiyettedir. Eylemi ticari amaçla uyuşturucu madde bulundurmak suçunu oluşturmuştur> düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurarak, yerel mahkeme hükmünün onanması isteminde bulunmuştur.

CMK'nun 308/1. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 02.10.2012 gün ve 19376-14671 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmemesi üzerine dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanığın uyuşturucu madde ticareti suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın fiilinin uyuşturucu madde ticareti mi, yoksa kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu mu oluşturacağının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya kapsamından;

Emniyet Müdürlüğü görevlilerince düzenlenen ihbar, olay ve yakalama tutanağının; <Emniyet Müdürlüğünü telefonla arayan ve kimliğini açıklamak istemeyen, sesinden orta yaşlarda olduğu tahmin edilen erkek bir şahsın, kırk beş elli yaşlarında, orta boylu, saçları hafif kır, üzerinde kumaş pantolon, mavi mont bulunan erkek şahsın esrar getirerek piyasaya satacağını, feribotta bulunduğunu, aracının olmadığını, iskeleden kendisini birinin alacağını bildirmesi üzerine, ihbarın doğruluk derecesini araştırmak üzere oluşturulan ekiple feribot iskelesine intikal edilerek tertibat alınmış, alınan eşkal üzerine çalışmalara başlanmış, eşkale uyan bir şahsın elinde siyah renkli, dolgun, ağzı kapalı bir poşetle feribottan indiği görülmüş, fiziki takibe alınarak nereye gideceği, kiminle buluşacağı öğrenilmeye çalışılmış, feribot çıkışında minibüs durağında beklediği ve beyaz renkli bir minibüsün durağa geldiği görülmüş, minibüse doğru hareket ederek binmeye çalıştığı sırada kaçma ihtimaline binaen yakalanmış, araçta bulunanların üst aramalarında herhangi bir suç unsuruna rastlanmamış, şüpheli şahsın elindeki siyah poşet rızası ile açıldığında iki ayrı poşet halinde, siyah poşetin içinde beş yüz oniki, beyaz torbada sekiz yüz elli sekiz gram olmak üzere toplam bin üç yüz seksen gram ağırlığında, renk, koku ve görünüm itibarıyla esrar olduğu tahmin edilen yeşil bitki parçacıkları ele geçirilerek muhafaza altına alınmıştır> şeklinde olduğu,

Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuarları Dairesince düzenlenen raporda; yeşil renkli bitki parçalarının, uyuşturucu maddelerden tetrahydrocannabinol ihtiva eden, esrar elde etmeye elverişli hint keneviri bitkisi parçaları olduğu,

Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda; tüm miktarlar dahil olmak üzere, toplam net ağırlığı 1.335 gram bulunan maddenin kenevir bitkisi olduğu, elemek suretiyle 345.510 gram toz esrar elde edilebileceğinin belirtildiği,

Sanığın; uyuşturucu kullandığını, olay günü de kullanmak amacıyla esrar almak için İstanbul'a gittiğini, dönüşte kayınbiraderini arayıp kendisini iskeleden almasını istediğini, kayınbiraderinin hasta olduğu için kaynını gönderdiğini, iskelede minibüse bineceği sırada polislerin kendisini yakaladığını, araçta bulunan diğer kişilerin uyuşturucu maddeyle ilgileri bulunmadığını, uyuşturucu maddeyi satmak amacıyla değil kullanmak amacıyla satın aldığını savunduğu,

Olay gecesi sanığın bineceği minibüsün içerisinde bulunan ve haklarında uyuşturucu madde ticareti suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen tanıklar ile uyuşturucu madde ticareti suçundan hakkındaki beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş bulunan Ertan Yüklen'in, sanığın üzerinde yakalanan esrar maddesi ile ilgilerinin bulunmadığını beyan ettikleri,

Anlaşılmaktadır.

TCK'nun 188. maddesinin üçüncü fıkrasında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçu; <uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır> şeklinde hüküm altına alınmış, madde gerekçesinde, üçüncü fıkrada uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretine ilişkin eylemlerin ayrı bir suç olarak tanımlandığı belirtilmiştir. Buna göre uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içerisinde satışı, satışa arzı, başkasına verilmesi, nakli, depolanması ya da kazanç amacıyla satın alınması, kabul edilmesi ya da bulundurulması, uyuşturucu madde imal, ithal ya da ihraç etme suçlarını düzenleyen bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç oluşturmaktadır.

191. maddenin birinci fıkrası ise; <kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır> şeklinde düzenlenmiş olup, bu fıkranın gerekçesinde de; izlenen suç politikası gereği uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak değil, kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak fiilleri suç olarak kabul edilmiştir.

Fiilin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu mu, yoksa uyuşturucu madde ticareti suçunu mu oluşturacağının belirlenmesinde etkin rol oynayan husus, sanığın amacıdır.
Uyuşturucu madde bulundurmanın kullanma amacına yönelik olup olmadığının tespit edilmesinde dikkate alınması gereken ve öğreti ile uygulamada da kabul görmüş olan bazı ölçütler bulunmaktadır.

Bu ölçütlerden ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma ya da devir veya tedarik etme hususunda herhangi bir davranış içerisine girip girmediği, ikincisi; uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Şahsi kullanımı için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin evinde veya işyerinde bulundurmaktadır. Uyuşturucu maddenin çok sayıda ve özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde bulunması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartı sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yer veya yakınında hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirti olacaktır. Kabul edilen üçüncü ölçüt ise bulundurulan uyuşturucu veya uyarıcı madde miktarıdır. Şahsi kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliği, cinsi ve kalitesi ile somut olayın özelliklerine göre değişiklik gösterebilmektedir.

Adli Tıp Kurumu tarafından esrar kullananların her defasında bir ila bir buçuk gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebilecekleri değerlendirilmektedir. Yine esrar kullanma alışkanlığı olanların, birkaç aylık ihtiyacı karşılayabilecek miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında ya da kolay ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur. Buna göre esrar kullanan faillerin, olağan sayılan bir süre içerisinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları durumunda, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı, ancak uyuşturucu maddenin ticaret amacıyla bulundurulduğuna ilişkin başkaca somut delil yoksa şahsi ihtiyaç ya da daha az miktarda uyuşturucu madde bulundurulmasının kullanmak amacı taşıdığı kabul edilmelidir.

Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; <suçsuzluk> ya da <masumiyet karinesi> şeklinde, Latincede ise <in dubio pro reo> olarak ifade edilen <şüpheden sanık yararlanır> ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi halinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Bir ihbar üzerine yakalanan sanığın üzerinde taşıdığı poşetin içerisinde ele geçirilen kenevir bitkisi dışında, uyuşturucu madde ticareti yaptığı yolunda teknik ya da fiziki takip, tanık beyanı, iletişimin tespiti v.b gibi somut, yeterli, her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı herhangi bir delil elde edilememesi, uygulamada ilke olarak kabul edilen yıllık uyuşturucu madde kullanım miktarı göz önünde bulundurulduğunda, adli raporda belirtilen 345,510 gramlık esrar maddesinin yıllık şahsi kullanım sınırları içerisinde olması, sanığın uyuşturucu maddeyi satmak için değil kullanmak amacıyla satın aldığı yönündeki aksi kanıtlanamayan istikrarlı savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği şüphe boyutundan öteye geçememektedir.

Bu itibarla; sanığın sübuta eren eyleminin kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu yönündeki Özel Daire bozma ilamında bir isabetsizlik bulunmadığından, itirazın reddine karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan onbir Genel Kurul Üyesi; <sanığın eyleminin uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturacağı, dolayısıyla itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği> görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,

2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.10.2013 tarihinde yapılan müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 22.10.2013 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
uyuşturucu madde ticaretinde aracılık etme qendal21 Meslektaşların Soruları 11 28-10-2012 12:50
uyuşturucu madde satışı,uyuşturucu kullanımı /önceden uyuşturucu tedavisi av.yağmur deniz Meslektaşların Soruları 3 05-10-2012 10:25
Uyuşturucu Ticaretinde Telefon Kayıtları av.buğra Meslektaşların Soruları 22 22-04-2009 08:08
uyuşturucu ticaretinde net esrar miktarı kurtoglu Meslektaşların Soruları 2 18-10-2008 01:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04108191 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.