Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kamu kurumlarının itibarları sarsılır mı? Manevi tazminat hakkı varmıdır?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-09-2010, 14:50   #1
av_sibelll

 
Varsayılan kamu kurumlarının itibarları sarsılır mı? Manevi tazminat hakkı varmıdır?

Herkese iyi çalışmalar öncelikle. Arkadaşlar Genel müdürlüğe bağlı kamu kurumu olan işletme müdürlüğü hakkında yapılan bir operasyon neticesinde savcılıkça depolara el konulması ve bir kaç ay soınra teslim edilmesi sebebi ile idari zarar oluşmuştur. Uzun bir süredir iddianame hazırlanmamıştır. Sonuçta bu işletme ihalelere girip çıkmakta kendine ait işyeri sicil numarası bulunmaktadır. Müşteri çevresi vardır( ihaleler sebebi ile). Şimdi kovuşturma aşamasına geçildiğinde veya iş soruşturma aşamasında kalırsa yapılan haksız işlem sebebi ile müşteriler açısından itibarın yerine getirilmesi söz konusu olur mu, olursa ne şekilde olur, ayrıca uğranılan idari zarar açısından maddi tazminat istenebilir mi , kimden istenebilir( adalet bakanlığından mı?)manevi tazminat istenebilir mi ( zira işletme tüzel kişilik olduğu için manevi tazminat durumu olamaz ama yarıtayın bazı kararlarında tüzel kişiilerde manevi tazminat isteyebilmektedir. Teşekkürler.
Old 02-09-2010, 17:17   #2
Av. Mustafa Kale

 
Varsayılan

Aşağıdaki karar İdari Yargı da verilmiş bir karar olmasına karşın , işinize yarayabilir.

TÜZEL KİŞİLİĞİN KİŞİLİK HAKLARINA YÖNELİK DOĞRUDAN BİR SALDIRI HALİ VEYA FAALİYETLERİNİ AÇIKCA OLUMSUZ ETKİLEYECEK HUKUKA AYKIRI BİR TASARRUF YOKKEN; TÜZEL KİŞİLİĞİN TAZMİNİ GEREKECEK BİR MANEVİ ZARARA UĞRADIĞININ KABUL EDİLEMEYECEĞİ HK.<
Davacı : Elektrik Mühendisleri Odası
Vekilleri : Av. ...
Av. ...
Davalılar : 1-Başbakanlık
2-Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Davanın Özeti : 8.6.1996 tarih ve 22660 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi Hakkındaki 96/8269 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi Hakkındaki 96/8269 sayılı Kararnamenin Uygulama Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğin iptali istemiyle davacının açmış olduğu 1996/8792 esas sayılı davada, Danıştay 10.Dairesince verilen 19.2.1997 tarih ve E:1996/8792 sayılı yürütmenin durdurulması kararının, davalı idarelerce uygulanmadığı, kamuoyunda prestij sahibi olan Odanın açtığı davada verilen kararın uygulanmamasının Odanın etkisizliği gibi bir sonuca yol açacağı öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 28.maddesi uyarınca ... lira manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
Davalıların Savunmalarının Özeti : Danıştay 10.Dairesinin verdiği yürütmenin durdurulması kararının kendilerine tebliğ edildiği 4.3.1997 tarihinden itibaren kararın gereğinin yerine getirildiği, daha önce alınmış bulunan tekliflerin değerlendirilmeden bekletildiği ve firma belirleme işlemi yapılmadığı, dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının gazete haberinden alınan "Yap-işlet modeli için yasa hazırlanıp Başbakanlığa sunulduğu, tekliflerin bu Yasaya göre sonuçlandırılacağı" ifadesinin kararın uygulanmadığı anlamına gelmediği, manevi tazminat isteminin hukuki dayanağının bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : Yahya Şahin
Düşüncesi : Doktrinde ve yargı içtihatlarında; bir kişinin hukuka aykırı eylem veya işlem nedeniyle uğradığı değer kaybı, acı, ruhsal elem ve üzüntüler şeklinde ortaya konulan "manevi zarar"ı doğuracak ve manevi tazminat verilmesini gerektirecek durumların; ölüm, bedensel zarar ve kişilik haklarına saldırı hallerinde sözkonusu olabileceği genel kabul görmüştür.
2577 zayılı Yasanın 28.maddesine dayanılarak, yargı kararının uygulanmaması nedeniyle açılacak manevi tazminat davalarında tazminata hükmedilebilmesi; hizmet kusurunun yanısıra bir manevi zararın varlığı koşuluna bağlıdır.
Bir amacı gerçekleştirmek üzere kurulan tüzel kişiliğin, kişilik haklarına doğrudan saldırı teşkil eden durumlarda; tüzel kişiliğin mensuplarının bundan dolayı zarara uğraması halinde, bundan dolayı bu kişiler tarafından manevi tazminat istemiyle açılacak davalarda tazminata hükmedilebilmesi mümkün olduğu gibi, hukuka aykırı saldırının tüzel kişiliğinin saygınlığını yitirmesine, değer kaybına uğramasına veya amaçlarını gerçekleştirmek bakımından zor duruma düşürülmesine yol açması halinde, kişilik haklarının zedelendiğinin ve zarara uğradığının kabul edilerek, bunun onarılması amacıyla manevi tazminat istemiyle tüzel kişilik adına açılabilecek davalarda manevi tazminata hükmedilebilmesi mümkündür.
Bakılan dava ise, yargı kararının uygulanmaması sebebine dayanmakta olup, belirtilen şekilde kişilik haklarına doğrudan bir saldırı ve bunun sonucu gerçekleşen bir manevi zarar bulunmadan açıldığından hukuki dayanaktan yoksundur.
Açıklanan nedenle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Bilgin Arısan
Düşüncesi : Dava 8.6.1996 tarihli Resmi Gazetede neşredilen Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi Hakkındaki 96/8269 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Elektrik Enerjisi Üretim tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi Hakkındaki 96/8269 sayılı Kararnamenin Uygulama Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğin iptali talebiyle açılan davada Danıştay 10 uncu Dairesince verilen Esas No:1996/8792 sayılı ve 19.2.1997 tarihli yürütmenin durdurulması kararına uyulmadığından bahisle ... lira manevi tazminat talebiyle açılmıştır.
Manevi tazminat şahısların manevi varlıklarında uğranılan tecavüz dolayısı ile duyulan derin elem ve teessürün hafifletilmesi için ödenen sembolik meblağlardır.
Manevi tazminata hükmedilebilmesi için önce şahsın manevi varlığına bir tecavüz olması yani kişinin şahsiyet ve haysiyet veya sağlığı veya vücut tamamiyeti üzerine müdahale olması, sonra da bu müdahalenin ağır bir zarar meydana getirmesi ve bu müdahalayi yapanın da bu olayda ağır kusuru olması gerekmektedir.
Manevi tazminat kişi veya kuruluşların alakasız olaylardan bahisle devlet kuruluşlarından para kopartarak zenginleşme aracı olamaz.
Bu davada ise dava sebebi olarak ortaya sürülen gazetelerde çıkan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının Danıştay kararı üzerine Yap İşlet Modeli için kanun tasarısı hazırladık şeklindeki beyanatının Danıştay 10 uncu Dairesinin Esas No:1996/8762 sayılı yürütmenin durdurulması kararını uygulamamak sayılacağı iddiası gayri ciddi bulunduğu gibi kanun tasarısı hazırlamanın idarenin ağır hizmet kusuru olduğu iddiası da çok gayri ciddi bulunmakta ayrıca kanun tasarısının hükmi şahıs olan Elektrik Mühendisleri Odasına manevi hayatında üzüntü elem ve teessür meydana getirmesi ve hükmi şahsın duyduğu bu üzüntünün ... lira ile tedavi edileceği veya hafifletileceği iddiası da tamamen gayrı ciddi bulunduğundan hiçbir hukuki mesnedi bulunmayan davanın reddi gerekeceği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, 8.6.1996 tarih ve 22660 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi Hakkındaki 96/8269 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi Hakkındaki 96/8269 sayılı Kararnamenin Uygulama Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğin iptali istemiyle davacının açmış olduğu 1996/8792 esas sayılı davada, Danıştay 10.Dairesince verilen 19.2.1997 tarih ve E:1996/8792 sayılı yürütmenin durdurulması kararının, davalı idarelerce uygulanmadığı, kamuoyunda prestij sahibi olan Odanın açtığı davada verilen kararın uygulanmamasının Odanın etkisizliği gibi bir sonuca yol açacağı öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 28.maddesi uyarınca ... lira manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28.maddesinin 3 nolu fıkrasında; Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde, idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemelerde maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği hükme bağlanmıştır.
Yargı kararının idare tarafından uygulanmaması nedeniyle açılan manevi tazminat davalarında, tazminata hükmedilebilmesi; yargı yerlerince verilen kararın idare tarafından uygulanmamasıyla birlikte ancak bir manevi zararın mevcut olması halinde mümkün olabilecektir.
Manevi tazminat; kişinin manevi değerlerinde meydana gelen eksilme ile duyulan acı, üzüntü ve sarsıntının bir miktar parayla kısmen de olsa hafifletilmesini sağlamak amacına yönelik olup, bir manevi tatmin aracıdır.
Manevi tazminatın bu niteliği dikkate alındığında, manevi tazminata hükmedilmesini gerektirecek zarar; ölüm, bedensel zarar ve kişilik haklarına saldırı hallerinde sözkonusu olabilecektir. Gerçek kişiler yanında, tüzel kişilerin de kişilik haklarına yönelik bir saldırı nedeniyle manevi zarara uğrayabilecekleri, bu tür zararların da tazmini gerektiği açıktır.
Ancak, idare hukuku çerçevesinde, bir tüzel kişiliğin manevi zararından sözedilebilmesi için, idari tasarrufun hukuka aykırı oluşu tek başına yeterli değildir. İdarenin, hukuka aykırı tasarrufuyla, tüzel kişiliğin itibarını zedelemesi veya tüzel kişiliğin faaliyetlerini açıkça olumsuz biçimde etkilemesi halinde, idarenin manevi tazminat sorumluluğunun varlığı kabul edilebilir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı Elektrik Mühendisleri Odası tarafından, Bakanlar Kurulunun 8.6.1996 tarih ve 22660 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kuruluşu ve İşletilmesi Hakkındaki 96/8269 sayılı kararı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının anılan Kararnamenin Uygulama Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğinin iptali istemiyle açılan davada, Dairemizce verilen 19.2.1997 tarih ve 1996/8792 sayılı yürütmenin durdurulması kararından sonra, dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının çeşitli basın kuruluşlarında yeralan, yap-işlet modeli için ayrı yasa hazırlandığı ve ihalelerin sonuçlandırılacağı şeklindeki beyanatlarının davacı tarafından, Danıştay kararının uygulanmaması anlamına geleceği, bundan dolayı manevi zarara uğranıldığı belirtilerek, tüzel kişilik olan davacı Oda tarafından, manevi tazminat istemiyle, bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Elektrik Mühendisleri Odasının kişilik haklarına yönelik doğrudan bir saldırı hali mevcut değilken, Danıştay kararının davalı idarelerce uygulanmaması sonucunda kamuoyunda imajının zedelenmesi ve değer kaybına uğraması sözkonusu olamayacağından, olayda, manevi tazminat verilmesini gerektirecek koşullar bulunmamaktadır.
Kaldı ki, dosya içeriğinden, Danıştay kararının davalı idarelerce uygulanmaması durumunun da gerçekleşmediği sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine,27.4.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YÖ/ŞGK
Old 03-09-2010, 10:06   #3
aysun nalbant

 
Varsayılan

Sayın meslekdaşım,
Ben, müvekkilim olan bir otelin odalarındaki kasaların arızaları ve arızaların kasa üreticisi tarafından giderilmemesi, bu yüzden otelde odalarda hırsızlıkların oluşması veya sık sık oda kasalarının bozulması sebebiyle yoğun müşteri şikayetleri oluşması ve bu sebeplerle otelde itibar kaybı yaşandığı sebepleriyle açtığım maddi-manevi tazminat davasını, maddi tazminat yönünden kazandım, manevi tazminat isteğim ise; otelin sahibi ve işletmecisi olan şirketin manevi haklarının zedelenmediği gerekçesiyle (itibar kaybını da müşterilerden seçilen tanık anlatımlarıyla ispatladığımız halde) red edildi, temyiz ettim, Yargıtay aynı gerekçe ile kararı onadı.Siz bir idari kurumsunuz, biz özel bir şirketiz ama fark etmez, aynı durumla karşı karşıya kalırsınız sanırım.Kolay gelsin.
Old 03-09-2010, 11:20   #4
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Yargıtay bu gibi durumlara dar bir pencereden bakıyor ve sürekli gerçek kişiyle tüzel kişiyi karşılaştırarak karar veriyor.Yani gerçek bir kişiye hakaret ettiğinizde kalbinde üzüntü beyninde stres meydana geliyor ama tüzel kişinin bu tarz organları olmadığından tüzel kişi ızdırap duyamaz şeklinde değerlendiriyor.Yargıtay , tüzel kişiye yönelik haksız saldırı veya ithamlar , onun gelir kaybetmesine neden olur ve bu durum da maddi tazminatla telaffi edilebilir mantığıyla bakıyor.Ama ; öncelikle bizim maddi tazminat sistemimizde zenginleşme yasağı var ayrıca maddi tazminatta uğranılan gelir kaybının kalem kalem hesap edilmesi gerekiyor.Ve aslında tam da bu sebeple manevi tazminat da ödenmelidir ; çünkü itibarı zedelenen bir tüzel kişinin geleceğe yönelik olarak ne kadar meblağ gelir kaybına düçar olacağı asla tam olarak tespit edilemez.Gelir kaybının içinde sabitleşen gelirlerin yanında beklenen gelirler de vardır.Mesela 10 kişi ya da kurumla iş yapıyorsunuzdur ve böyle bir ortamda kaybettiğiniz itibar neticesinde hem mevcut müşterileri hem de onların tavsiye edebileceği sayısı belirsiz müşterileri kaybetmiş olursunuz.Olaya kanun mantığıyla değil ticaret mantığıyla bakmak gerekmektedir ve Yargıtaya sık sık , sadece kanuna değil aynı zamanda kanuna karşı olmamak kaydıyla hak ve nesafete göre de karar verilmek zorunda olunduğu hatırlatılmalıdır.
Old 03-09-2010, 11:50   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan M.SERDAR DEMİRTAŞ
Yargıtaya sık sık , sadece kanuna değil aynı zamanda kanuna karşı olmamak kaydıyla hak ve nesafete göre de karar verilmek zorunda olunduğu hatırlatılmalıdır.
Anladığım kadarıyla maddi tazminata ilişkin yasaların yetersiz kaldığı durumlarda verilen maddi tazminata ek olarak (ama ek maddi tazminat yerine) "manevi tazminat" da verilmesini öneriyorsunuz.

Eğer kanuna aykırı olarak maddi tazminat yerine manevi tazminat verilirse ortaya çıkacak hukuki düğümü adaletin kılıcı bile çözemez. Ayrıca, bence kanunlarda maddi tazminatın yeterince verilmesine engel bir hüküm bulunmamakta. Yargıtay isterse maddi tazminatın tam olarak verilmesini sağlayacak karar verebilir.

Hukuk, hukuk dışında çözüm ararsa kendini inkar etmiş olur.

Saygılarımla
Old 03-09-2010, 11:55   #6
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Ben , manevi tazminatın sebebinin tüzel kişiler açısından incinen bir kalp değil kaybedilen gelir olduğunu belirtmeye çalıştım.
Old 03-09-2010, 12:06   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av_sibelll
manevi tazminat istenebilir mi ( zira işletme tüzel kişilik olduğu için manevi tazminat durumu olamaz ama yargıtayın bazı kararlarında tüzel kişiiler de manevi tazminat isteyebilmektedir.
Sayın av_sibelll

Tüzel kişiler de manevi tazminat isteyebilir. Sizin de belirttiğiniz gibi Yargıtay tüzel kişilere manevi tazminat verilmesine karşı olmadığı gibi Kanun'da da aksine bir hüküm bulunmamakta:

T.C.
YARGITAY
Onbirinci Hukuk Dairesi
Esas No:2001/5879
Karar No: 2001/8933
Tarih: 12.11.2001
  • TAZMİNAT DAVASI ( Davalı Şirkete Verilen Malların Zamanında Ulaştırılmaması Sonucu Davacının İtibar Kaybetiği ve Rekabet Ortamında Zayıf Düştüğünden Bahisle )
  • TAŞIMA SÖZLEŞMESİ ( Sınav Sorularının Zamanında Ulaştırılmaması Nedeniyle Dersanenin Uğradığı İtibar Kaybı Karşılığı Tazminata Taşıyıcı Aleyhine Hükmolunmasının Gerekmesi )
  • GEÇ TAŞIMA NEDENİYLE TAZMİNAT ( Sınav Sorularının Geç Taşınması Nedeniyle Dersanenin Uğradığı İtibar Kaybı Karşılığı Manevi Tazminatın Taşıyıcı Aleyhine Hükmolunmasının Gerekmesi )
  • MANEVİ TAZMİNAT ( Taşıyıcı Şirketin Sözleşmeye Aykırı Olarak Sınav Sorularını Geç Taşıması Sonucu Davacı Dersanenin Uğradığı İtibar Kaybı Karşılığı Tazminattan Sorumlu Tutulmasının Gerekmesi )
  • İTİBAR KAYBINA SEBEBİYET VERME ( Sınav Soru Kitapçıklarının Geç Taşınması Nedeniyle Sınavın İptaline Neden Olarak Dersanenin İtibar Kaybına Sebep Olan Taşıyıcı Şirket Aleyhine Manevi Taminata Hükmolunması )
ÖZET :
Davacı dershanenin, ilan ettiği deneme sınav tarihinden sonra soru kitapçıklarının geç ulaşması nedeniyle sınavı iptal ettiği, sonradan yapılan sınava ait kağıtların da değerlendirmeyi yapacak dava dışı şirkete ulaşmadığı noktalarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır, sınavın zamanında yapılamaması, sonuçlarının da değerlendirilememesi yüzünden davacının öğrenciler, veliler ve rakip dershaneler nezdinde itibar kaybedeceği ve eleştirilere maruz kalacağı, güvenilirliğini bir miktar yitireceği açıktır. Dinlenen tanık beyanlarında da, bazı öğrencilerin bu yüzden kayıt sildirdiği, eleştiriler yaptığı, rakip dershaneler nezdinde zor duruma düştüğü de belirtilmiştir. O halde mahkemece, uygun bir miktar üzerinden manevi tazminata hükmedilmek gerekir.

DAVA :
Taraflar arasında görülen davada Malatya Asliye 3.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 12.4.2001 tarih ve 2000/210-201/149 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR :
Davacı vekili, müvekkili dershanenin 25.2.2000 tarihinde ÖSS. Deneme sınavı yapılacağını ilan ettiğini, sınavla ilgili soru kitapçıklarını, basan dava dışı firmanın müvekkiline gönderilmek üzere İzmir'den davalı kargo şirketine 22.2.2000 tarihinde teslim ettiğini, ancak müvekkiline ulaşmadığını, bu yüzden sınavın iptal edildiğini, daha sonra 28.2.2000 tarihinde yapılan sınava ilişkin cevap kağıtlarının okunması ve öğrencilerin aldıkları notların belirlenmesi için sınav kağıtları aynı şirkete gönderilmek üzere 28.2.2000 tarihinde davalı şirkete teslim edildiği halde bunların da ulaşmadığını, öğrencilerin ve velilerin sonuçları öğrenememeleri, önceki sınavın da yapılamaması nedenleriyle müvekkilinin itibar kaybettiğini, rekabet ortamında zor duruma düştüğünü, öğrencilerin bazılarının kayıtlarını sildirdiğini ileri sürerek, 250 milyon lira maddi, 1 milyar lira manevi tazminatın faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar doğrultusunda, davacı vekilinin 23.10.2000 tarihli dilekçesinde, kaybolan evrakların değerinin 150 milyon lira olduğunu beyan ettiği ve bunun tahsilini istediği, dershaneden kaç öğrencinin ayrıldığına dair somut bir bilgi olmadığı, hatta tanıklardan Kürşat'ın davacı dershaneden kaydını sildirmediği, ertesi yılda da kaydını yenilediği, dolayısıyla manevi tazminat koşullarının oluşmadığı sonucuna varıldığı gerekçeleriyle, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, diğer talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava geciken taşıma nedeniyle doğan manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı dershanenin, ilan ettiği deneme sınav tarihinden sonra soru kitapçıklarının geç ulaşması nedeniyle sınavı iptal ettiği, sonradan yapılan sınava ait kağıtların da değerlendirmeyi yapacak dava dışı şirkete ulaşmadığı noktalarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır, sınavın zamanında yapılamaması, sonuçlarının da değerlendirilememesi yüzünden davacının öğrenciler, veliler ve rakip dershaneler nezdinde itibar kaybedeceği ve eleştirilere maruz kalacağı, güvenilirliğini bir miktar yitireceği açıktır. Dinlenen tanık beyanlarında da, bazı öğrencilerin bu yüzden kayıt sildirdiği, eleştiriler yaptığı, rakip dershaneler nezdinde zor duruma düştüğü de belirtilmiştir. Mahkeme, dinlenen tanıklardan kayıt sildirmeyen tanığın durumunu gerekçe yaparak, manevi tazminat istemini reddetmiş, tanık beyanlarının özünü gözardı etmiştir.
O halde mahkemece, uygun bir miktar üzerinden manevi tazminata hükmedilmek gerekirken, yazılı gerekçelerle reddi, doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ :
Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.11.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kamu Kurumlarının borçlarından dolayı TEDAŞ tarafından elektriği kesilebilir mi? nisa Meslektaşların Soruları 7 29-02-2012 22:44
kamu görevlisinin yargı kararlarını yerine getirmemesi nedeni ile manevi tazminat aslihanalaca Meslektaşların Soruları 3 25-10-2011 14:23
Manevi tazminat hakkı doğar mı? av.knel Meslektaşların Soruları 6 27-07-2010 16:49
Birlikte yaşayan çiftlerin tazminat hakkı varmıdır? av.knel Meslektaşların Soruları 2 13-08-2008 14:09
Manevi tazminat hakkı Deunur Hukuk Soruları Arşivi 1 15-11-2006 13:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06042695 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.