Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tenkis Davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-07-2009, 08:47   #1
Derya DEMİR

 
Varsayılan Tenkis Davası

Müvekkilimin eşi, 01.01.2009 tarihinde vefat ediyor. Vefat etmeden önce noterde düzenleme şeklinde vasiyetname hazırlıyor ve bu vasiyetnameyle daha önce ölen eşinden ona kalan tüm malvarlığını sağ olan eşine bırakıyor. Murisin ölümüyle birlikte, vasiyetnamenin açılması için vasiyetname sulh hukuk mahkemesine intikal ettiriliyor. Bu dava sürerken, murisin önceki eşinden olan 4 çocuğu saklı paylarının ihlal edildiği gerekçesiyle tenkis davası açıyorlar. Bu arada muriin müvekkilimden olan zihinsel engelli küçük bir kızı da mevcut. Öncelikli olarak, zihinsel engelli ve küçük olan kızın da saklı payı zedelenmiş oluyor, ona vasii tayin edildi, onun da açılan tenkis davasına katılması mümkün mü, yoksa ayrı bir dava açarak davaların birleştirilmesi mi istenmeli? Diğer soruya gelince, muris oldukça ağır hastayken çocukları onun bakımıyla hiç ilgilenmemişler, müvekklim yıllarca ona hizmet etmiş ve kimseden yardım almadan, hem zihinsel engelli küçük kızının ihtiyaçlarını hem de ölen eşinin tüm ihtiyaçlarını tek başına karşılamış. Diğer çocuklardan destek görmek bir yana babalarını görmeye dahi gelmemişler, aynı apartmanda oturmalarına rağmen hem de bu durumda ne yapmam gerekiyor?
Old 08-07-2009, 10:17   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1. Tenkis davasında mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından saklı pay sahibi her mirasçı yalnız başına dava açabileceğinden , vasinin ayrı bir dava açıp dilerse önce açılan dava ile birleştirme talebinde bulunması gerekir.

2. Tenkis davalarında asıl olan miras bırakanın saklı pay kurallarını ortadan kaldırma amacıyla hareket edip etmediğidir. Eşler arasında birbirine bakım görevi bulunmaktadır. Yapılan bağışın bu hizmetler karşılığında sayılabilmesi için akla mantığa uygun olağanüstü hizmetler olması ve miras bırakanın kastının saklı paya tecavüz bulunmayıp bağışın bu hizmetlerin karşılığını teşkil ettiğinin kanıtlanması gerekir. Genelde mal varlığının tamamının veya tamamına yakın bölümünün bağışı , ikinci eş faktörü davalının aleyhine olarak değerlendirilebilir. Diye düşünüyorum.
Old 08-07-2009, 10:54   #3
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

Y2.HD E. 2003/2462 MAHFUZ HİSSE İHLALİ ( Minnet ve Şükran Hisleriyle Yapıldığı Sabit Olan Bağışın Tenkisinin Mümkün Olmaması )
-Kazancı-

Karar metnine ulaşabilirseniz yararlı olabileceği düşüncesindeyim.

Saygılarımla.

EK:
Y2.HDE. 2004/839
Old 08-07-2009, 12:30   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Tuzumuz bulunsun..:)

Alıntı:
Yazan Av.Turhan Demiroğlu
Y2.HD E. 2003/2462 MAHFUZ HİSSE İHLALİ ( Minnet ve Şükran Hisleriyle Yapıldığı Sabit Olan Bağışın Tenkisinin Mümkün Olmaması )
-Kazancı-

Karar metnine ulaşabilirseniz yararlı olabileceği düşüncesindeyim.

Saygılarımla.

EK:

Y2.HDE. 2004/839

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/2462
Karar: 2003/3445
Karar Tarihi: 13.03.2003

ÖZET: Murisin, davalı ikinci eşine yaptığı rücu şartıyla bağışın, saklı payı bertaraf etmek kastıyla yapıldığına ilişkin delil bulunmamaktadır. Tanıklar; murisin, uzun yıllar yatalak durumda yaşayan ilk eşi Şadiye’ye ve yaşlı annesine bakmış olması sebebiyle minnet duygusuyla taşınmazını davalıya temlik ettiğini söylemişlerdir. Bu durum karşısında Türk Kanunu Medenisinin 507/4. maddesi (4721 TMK. m. 565) koşulları bulunmamaktadır.


(4721 S. K. m. 565) (818 S. K. m. 242) (743 S. K. m. 507)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar : Murisin 24.2.1997 tarihinde öldüğü, dava konusu (2) parsel sayılı taşınmazını, 13.9.1990 tarihinde ikinci eşi davalı Remziye’ye < .... kendisinden önce ölümü halinde, mülküne rücu etmesi kayıt ve şartıyla> hibe ettiği (BK. m. 242) anlaşılmaktadır.

Murisin, davalı ikinci eşine yaptığı rücu şartıyla bağışın, saklı payı bertaraf etmek kastıyla yapıldığına ilişkin delil bulunmamaktadır. Tanıklar; murisin, uzun yıllar yatalak durumda yaşayan ilk eşi Şadiye’ye ve yaşlı annesine bakmış olması sebebiyle minnet duygusuyla taşınmazını davalıya temlik ettiğini söylemişlerdir. Bu durum karşısında Türk Kanunu Medenisinin 507/4. maddesi (4721 TMK. m. 565) koşulları bulunmamaktadır. Davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde tenkise karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/839
Karar: 2004/1717
Karar Tarihi: 16.02.2004

ÖZET: 4722 sayılı kanunun 17.maddesine göre mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. Somut olayda davalıya yapılan taşınmaz temliki 1990 tarihinde minnet duyguları ile bağış şeklinde yapıldığı kanıtlanmıştır.Bu davalı yönünden Türk Kanunu Medenisinin 507/4. maddesi koşulları oluşmadığından davanın reddi gerekir.
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde TMK 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. O zaman davalıdan tercihi sorulmak, sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, mirasın açıldığı gündeki değerleri, o günden karar gününe kadar geçen süre içindeki toptan eşya fiyat endeksleri ile, bu süre içinde oluşan nitelik ve imar değişikliği gibi fiyata etkili özel unsurlar ve hakkaniyet kuralları dikkate alınıp, değer hakim tarafından belirlenmeli ve davalıya fazla verilen bölümün değerinin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak NAKTİN ödetilmesine karar verilmelidir.


(4722 S. K. m. 17) (4721 S. K. m. 561, 563, 564, 565, 570) (743 S. K. m. 503, 507)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

1-Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. (4722 S.K. md.17)

2-Davalı İsmail'e yapılan taşınma temliki 7.5.1990 tarihinde bağış şeklinde yapılmış, toplanan deliller ve tanık beyanları ile bu bağışın minnet duyguları ile yapıldığı kanıtlanmıştır. Bu davalı yönünden Türk Kanunu Medenisinin 507/4. maddesi koşulları oluşmadığından davanın reddi gerekirken kabulü ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

3-Davalı İnci yönünden temyize gelince;

a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle 8.9.1994 tarihinde yapılan satışların bedelli olduğu kanıtlanamadığına göre davalı İnci'nin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

b)Davalı İnci saklı pay sahibi mirasçı olduğundan hakkında Türk Kanuni Medenisinin 503. maddesinin uygulanmaması ve sabit tenkis oranının hatalı tespiti bozmayı gerektirmiştir.

Tenkis davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası karşılıksız kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır.

Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile, (iadeye) denkleştirmeye (TMK.md.669) ve tenkise tabi (TMK.md.514, 565) olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık geçim giderleri, terekenin yazımı, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. (TMK.md.507) Miras bırakanın Türk Medeni Kanununun 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse 2004/839 2004/1717
kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.

Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Türk Medeni Kanununun 565, maddesinin 1,2 ve 3 fıkrasında gösterilenler) veya saklı payı ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Türk Medeni Kanununun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı saklı paylı mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan saklı paydan fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları, en sonda da kamu yararına yapılan kazandırmaları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla orantılı sorumluluk kuralı gözetilmelidir.

Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olmayacağı (TMK.md.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.

Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. O zaman davalıdan tercihi sorulmak, sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, mirasın açıldığı gündeki değerleri, o günden karar gününe kadar geçen süre içindeki toptan eşya fiyat endeksleri ile, bu süre içinde oluşan nitelik ve imar değişikliği gibi fiyata etkili özel unsurlar ve hakkaniyet kuralları dikkate alınıp, değer hakim tarafından belirlenmeli ve davalıya fazla verilen bölümün değerinin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak NAKTİN ödetilmesine karar verilmelidir.

Sonuç: Hükmün 2. ve 3/b bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, hükmün davalı İnci'nin diğer temyiz itirazları yönünden 3/a bendinde gösterilen nedenlerle REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 16.02.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Ekledim

Saygılarımla,

Old 08-07-2009, 14:50   #5
Derya DEMİR

 
Varsayılan

Vasiyetname ile tüm malvarlığını bırakması temlik ya da bağış olarak nitelendirilebilir mi peki?
Old 09-07-2009, 16:56   #6
Hasan Coşkun

 
Varsayılan

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Tarih : 04.07.2005
Esas No : 2005/10640
Karar No : 2005/10477
TENKİS DAVASI
VASİYETNAME
MİRASIN GEÇİŞİ
ÖZET : MİRASÇILIK VE MİRASIN GEÇİŞİ, MİRAS BIRAKANIN ÖLÜMÜ TARİHİNDE YÜRÜRLÜKTE OLAN HÜKÜMLERE GÖRE BELİRLENİR. TENKİS DAVASI SÜRESİNDE AÇILMIŞ OLUP ( TKM.M.513 ), VASİYETNAMELER KAYITSIZ ŞARTSIZ TENKİSE TABİDİR.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 3.5.2005 tarihinde temyiz eden Fatma Hatipoğlu vekili Av. Hasan Sarı geldi. Karşı taraf Aydemir Hatipoğlu ve arkadaşları vekili Av. Türel Varas geldi. Gelenlerinkonuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. ( 4722 S.K. md.17 )

Miras bırakan 7.6.2001 günü vefat etmiş bu dava ise 5.4.2002 tarihinde açılmıştır. Dava süresinde açılmış olup ( TKM.m.513 ), VASİYETNAMEler kayıtsız şartsız TENKİSe tabidir. Olaya uygun düşmeyen gerekçe ile ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 400 YTL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-07-2009, 10:11   #7
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Vasiyetname karşılıksız kazandırmadır.BK.nun 234 maddesindeki bağış tarifinde geçtiği gibi bir ivaz taahhüt edilmeksizin malı bir kimseye temliki anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla miras bırakanın vasiyetname ile tüm malvarlığını bırakması temlik ya da bağış olarak nitelendirilebilir .
Diye düşünüyorum.
Old 13-07-2009, 10:29   #8
Derya DEMİR

 
Varsayılan

Teşekkür ederim yanıtlarınız için! Hasan Beyin son gönderdiği Yargıtay kararı oldukça aleyhe olsa da şansımı bir deneyeceğim sonuçta bilgi veririm! Herkese iyi çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tenkis davası Av.Ayşegül Çoban Meslektaşların Soruları 3 19-12-2008 00:09
Vasiyetnamenin Tenfizi, Tenkis Davası İçin Dava Şartı Mıdır? Av.Turhan Demiroğlu Meslektaşların Soruları 2 02-05-2008 23:26
vasiyetname-tenkis davası-yetkili mahkeme av.remzieroglu Meslektaşların Soruları 2 03-03-2008 16:03
Tenkis davası ve zamanaşımı iddiası ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 3 06-09-2007 10:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,13044190 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.