Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

vekalet ücreti hesabı

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-04-2012, 11:04   #1
adalet için

 
Varsayılan vekalet ücreti hesabı

Mrb, birkaç davacı tek bir vekille maddi ve manevi tazminat davası açıyor(manevi talep için toplam bir rakam belirtilip istemde bulunuluyor) maddi tazminat davası tümden reddediliyor manevi tazminat davası ise yalnızca bir davacı yönünden kısmen kabul görüyor bu durumda ;
1)davalı vekili yararına hükmedilecek vekalet ücreti ne olur?(maddi ve manevi yönden)Her bir davacı yönünden ayrı ayrı hesaplanması gerekmez mi?Ancak bu durumda AAÜT gereği hesap davacı vekili vekalet ücretini geçiyor aykırılık söz konusu mudur? Birde icra takibi için kesinleşmeye ihtiyaç var mıdır?Teşekkürler...
Old 25-04-2012, 11:57   #2
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/12809
K. 2006/3364
T. 28.3.2006
• RED KARARINA BAĞLI AVUKATLIK ÜCRETİ ( Haklarındaki Dava Aynı Nedenle Reddedilen Davalılar Yararına Her Davalı İçin Ayrı Ayrı Vekalet Ücretine Hükmedilmiş Olması Usul ve Yasaya Aykırı Olduğu )
• BİRDEN FAZLA DAVALI ( Birden Çok Gerçek ve Tüzel Kişi Aleyhine Açılan Bir Davanın Davalılar İçin Müşterek Bir Sebepten Dolayı Reddedilmesi Halinde Red Kararına Dayalı Olarak Tek Avukatlık Ücretine Hükmedilmesi Gereği )
• VEKALET ÜCRETİ ( Birden Çok Gerçek ve Tüzel Kişi Aleyhine Açılan Bir Davanın Davalılar İçin Müşterek Bir Sebepten Dolayı Reddedilmesi Halinde Red Kararına Dayalı Olarak Tek Avukatlık Ücretine Hükmedilmesi Gereği )
27.6.1956, 2/14 Sayılı YİBK
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi/m. 3/2
ÖZET : Davacıya karşı birlikte sorumlu bulunan birden çok gerçek ve tüzel kişi aleyhine açılan bir davanın, davalılar için müşterek bir sebepten dolayı reddedilmesi halinde, red kararına dayalı olarak tek avukatlık ücretine hükmedilmesi gereğini öngördüğü halde, davayı avukat aracılığıyla izleyen ve haklarındaki dava aynı nedenle reddedilen davalılar yararına, yazılı şekilde her davalı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
DAVA : Davacı, davalı Kurum tarafından işveren olduğu gerekçesiyle aleyhine yapılan tespit ve tescil işleminin iptali ile işveren sıfatı taşımadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ercan Turan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : 27.6.1956 Tarih, 2/14 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3/2. maddesindeki düzenleme, davacıya karşı birlikte sorumlu bulunan birden çok gerçek ve tüzel kişi aleyhine açılan bir davanın, davalılar için müşterek bir sebepten dolayı reddedilmesi halinde, red kararına dayalı olarak tek avukatlık ücretine hükmedilmesi gereğini öngördüğü halde, davayı avukat aracılığıyla izleyen ve haklarındaki dava aynı nedenle reddedilen davalılar yararına, yazılı şekilde her davalı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının 5-8 satırları arasındaki vekalet ücretine ilişkin "350.000.000 lira ret nispi vekalet ücreti; davacıdan alınarak davalı kuruma verilmesine, 350.000.000 lira ret nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı H.S.'ye verilmesine," ibareleri silinerek, yerine "350.000.000 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle, davayı vekil aracılığıyla izleyen - Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı ile HS'ye verilmesine" ibaresinin yazılmasına ve kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,28.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 1999/11225
K. 2000/321
T. 24.1.2000
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 18.10.1999 günlü ve 1999/6476-1999/8658 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacılar tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMKnun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR : Dava, haksız eylemden doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş ve davalılar yararına ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmedilmiştir.
Bir davada, müteselsilen sorumluluğu istenilen davalıların birden fazla olması halinde her davalı için ayrı ayrı vekalet ücreti verilmez. Öte yandan görevsizlik kararının, delillerin toplanmasından sonra veya toplanmadan önce verilmiş olmasına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 8. maddesi gözetilerek vekalet ücretinin belirlenmesi gerekir. Mahkemenin anılan yönleri gözetmeden yanlış avukatlık ücretine hüküm kurmuş olması bozmayı gerektirmiş ise de karar onanmış olduğundan, davacıların karar düzeltme istemi kabul edilmeli ve karar gösterilen nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacıların karar düzeltme isteklerinin kabulüne onama kararının kaldırılmasına, kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve karar düzeltme isteyen davacılardan önce alınan onama harcı ile peşin alınan red karar harcının istek halinde geri verilmesine 24.1.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 25-04-2012, 12:10   #3
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/11815
K. 2003/2046
T. 3.3.2003
• MADDİ TAZMİNAT DAVASI ( Davacının Haksız Tedbir Kararı Verdiği Gerekçesiyle Hakimlerin Sorumluluğuna Yönelik Olarak Açmış Olduğu Maddi Tazminat Davası Olması )
• MANEVİ TAZMİNAT ( Davanın Reddedilmesi Üzerine 1086 Sayılı Yasadan Kaynaklanan Ayrıca Davalılar Lehine Olarak Manevi Tazminata Hükmedilmesinin Gerekmesi )
• TARAFLI DAVRANDIKLARI İDDİASIYLA HAKİMLERE KARŞI AÇILAN DAVA ( Davanın Reddedilmesi Halinde 1086 Sayılı Yasanın Gereği Olarak Hakimler Lehine Manevi Tazminata Hükmedilmesinin Gerekmesi )
• MÜTESELSİL SORUMLULUK ( Davalılar Hakkındaki İddiaların Farklı Olaylara Dayandırılması Nedeniyle Davalılar Arasında Dayanışmalı Bir Durumun Olmadığının Gözetilmesinin Gerekmesi )
• VEKALET ÜCRETİ ( Davalılar Arasında Dayanışmalı Bir Durum Olmadığı Gözetilerek Ayrı Ayrı Vekalet Ücretine Karar Verilmesinin Gerekli Olması )
1086/m.576
818/m.41
ÖZET : Dava, davalı hakimlerin taraflı davranmak suretiyle karşı taraf yararına haksız yere tedbir kararı verdikleri iddiasıyla tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verildiğine göre HUMK'un 576/2 maddesi uyarınca davalılar yararına manevi tazminata hükmedilmelidir. Yerel mahkemece bu konuda karar verilmemiş olması bozma nedenidir.Ayrıca; Davalılar hakkındaki iddialar farklı olaylara dayandırıldığından aralarında dayanışmalı ( müteselsil ) sorumluluk bulunmamaktadır. Nitekim davacıda her bir davacıdan ayrı ayrı tazminat istemiştir. Bu durumda Avukatlık Yasası ve ücret tarifesi hükümleri uyarınca her bir davalı yararına ayrı ayrı vekalet ücretine karara verilmelidir.

DAVA : Davacı Palmiye Konut Yapı Koop. vekili Avukat Nihat Tınaz tarafından, davalı Ayşe S. ve arkadaşları aleyhine 12/07/2001 gününde verilen dilekçe ile haksız tedbir kararı veren Hakimlerin sorumluluğu nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/07/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : 1-Dava, davalı hakimlerin taraflı davranmak suretiyle karşı taraf yararına haksız yere tedbir kararı verdikleri iddiasıyla tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verildiğine göre HUMK'un 576/2 maddesi uyarınca davalılar yararına manevi tazminata hükmedilmelidir. Yerel mahkemece bu konuda karar verilmemiş olması bozma nedenidir.

2-Davalılar hakkındaki iddialar farklı olaylara dayandırıldığından aralarında dayanışmalı ( müteselsil ) sorumluluk bulunmamaktadır. Nitekim davacıda her bir davacıdan ayrı ayrı tazminat istemiştir. Bu durumda Avukatlık Yasası ve ücret tarifesi hükümleri uyarınca her bir davalı yararına ayrı ayrı vekalet ücretine karara verilmelidir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan davacılar yararına tek vekalet ücreti verilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/03/2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 25-04-2012, 12:12   #4
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/6053
K. 2005/6087
T. 15.11.2005
• TASARRUFUN İPTALİ ( Elinde Geçici veya Kesin Aciz Belgesi Bulunan Alacaklıların Açabileceği )
• AKTİF HUSUMET ( Tasarrufun İptali Davasını Elinde Geçici veya Kesin Aciz Belgesi Bulunan Alacaklıların Açabileceği )
• BORÇLUNUN ADRESİNDE YAPILAN HACİZ ( İcraca Düzenlenen Tutanakla Borçlunun Aciz Hali Saptandığı - Ön Koşulu Gerçekleşen Davada Borçlunun Lehine Tasarrufta Bulunduğu Diğer Davalının da Borçlunun Damadı Olması Nedeniyle Tasarruf İptale Tabi Olduğu )
• YASAL KARİNE / İYİNİYET ( Tasarrufun İptali Davasında Yasal Karinenin Varlığı Ayrıca İyiniyet Araştırması Gerektirmediği )
• MECBURİ DAVA ARKADAŞLIĞI ( Tasarrufun İptali Davasında Davalılar Arasında Olduğu - Dava Aynı Sebeple Reddedildiğine Göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince Davalılar Yararına Tek Vekalet Ücreti Gerektiği )
• VEKALET ÜCRETİ ( Davalılar Mecburi Dava Arkadaşı Olup Dava Aynı Sebeple Reddedildiğine Göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince Davalılar Yararına Tek Vekalet Ücreti Gerektiği )
2004/m.105,143,277,280
ÖZET : Dava, tasarrufun iptali istemiyle açılmıştır. İİK'nun 277 ve devamı maddelerince açılan tasarrufun iptali davalarını, elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilir. Borçlunun adresinde yapılan hacizde, haczi kabil mal bulunamamış, icraca düzenlenen tutanakla borçlunun aciz hali saptanmıştır. Böylece ön koşulu gerçekleşen davada borçlunun lehine tasarrufta bulunduğu diğer davalının da borçlunun damadı olması nedeniyle 278. ve 280. maddeleri uyarınca tasarruf iptale tabidir. Yasal karinenin varlığı ayrıca iyiniyet araştırması gerektirmez. Mahkemenin bu nedenlerle davayı kabulü yerine aksine düşünceyle reddine karar vermesi bozmayı gerektirir.

Diğer yandan davalılar mecburi dava arkadaşı olup dava aynı sebeple reddedildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 4.maddesince davalılar yararına tek vekalet ücreti yerine ayrı ayrı vekalet ücretine hüküm kurulması da kabul biçimi bakımından bozmayı gerektirir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, tasarrufun iptali istemiyle açılmış, davalılar iyiniyetli olduklarından reddini savunmuş, mahkemenin davanın reddine dair kararı davacı tarafça temyiz edilmiştir.

İİK.nun 277 ve devamı maddelerince açılan tasarrufun iptali davalarını, elinde geçici ( İİK.105.md. ) veya kesin ( İİK.143.mad. ) aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilir. Borçlunun adresinde 9.5.2005 tarihinde yapılan hacizde, haczi kabil mal bulunamamış, icraca düzenlenen tutanakla borçlunun aciz hali saptanmıştır ( İİK.105/2.md. ). Böylece ön koşulu gerçekleşen davada borçlunun lehine tasarrufta bulunduğu diğer davalı Zeynel'in de borçlunun damadı olması nedeniyle 278. ve 280. maddeleri uyarınca tasarruf iptÖle tabidir. Yasal karinenin varlığı ayrıca iyiniyet araştırması gerektirmez. Mahkemenin bu nedenlerle davayı kabulü yerine aksine düşünceyle reddine karar vermesi bozmayı gerektirir.

Diğer yandan davalılar mecburi dava arkadaşı olup dava aynı sebeple reddedildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 4.maddesince davalılar yararına tek vekalet ücreti yerine ayrı ayrı vekalet ücretine hüküm kurulması da kabul biçimi bakımından bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 15.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 25-04-2012, 12:12   #5
adalet için

 
Varsayılan

Sayın Önal,yanıtınızın için tşk.le birlikte eklediğiniz kararlarda davalılar bakımından dava arkadaşlığı söz konusu olup sormuş olduğum soruyu yanıtlamıyor.
Old 25-04-2012, 12:15   #6
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

Mefhumu Muhalifinden sonuç çıkarabilirsiniz. Birde davacılar yönünden aynı sebeble mi red edilip edilmediği de önemli o hususlara da dikkat etmeniz gerekir.
Old 25-04-2012, 12:26   #7
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
E. 1954/2
K. 1956/14
T. 27.6.1956
• KİŞİ ALEYHİNE AÇILAN DAVANIN REDDİ ( Dava Konusunun Kıymet Veya Tutarı Üzerinden Vekalet Ücreti Belirlenmesinin Gerekmesi )
• DAYANIŞMALI SORUMLULUK ( Davacıya Karşı Sorumlu Bulunan Birden Çok Gerçek ve Tüzel Kişilere Karşı Açılan Davanın Reddi )
• AVUKATLIK ÜCRETİ ( Davacıya Karşı Dayanışmalı Sorumlu Bulunan Birden Çok Gerçek ve Tüzel Kişilere Karşı Açılan Davanın Reddi )
• DAVA KONUSU KIYMET ( Vekalet Ücretinin Buna Göre Hesaplanması )
3499 s. Avukatlık K. m. 128-134 ( Bu yasa 1969 g. ve 1136 s. yasayla yürürlükten kaldırıldı. )
15.9.1941 tarihinde Tasdik Olunan Avukatlık Ücret Tarifesinin İzah ve Tatbik Tarzına Dair Umumi Hükümler
31.5.1944 g. ve E. 1942/34 K. 1944/21 s. Yg. İçt. Bir. K.
25.4.1945 g. ve E. 1943/21, 1944/7 K. 1945/9 s. Yg. İçt. Bir. K.
17.11.1948 g. ve E. 1942/5 K. 1948/8 s. Yg. İçt. Bir. K.
22.12.1948 g. ve E. 1944/28 K. 1948/13 s. Yg. İçt. Bir. K.
8.6.1949 g. ve E. 1949/10 K. 1949/9 s. Yg. İçt. Bir. K.
7.4.1954 g. ve E. 1953/12 K. 1954/9 s. Yg. İçt. Bir. K.
14.4.1954 g. ve E. 1953/4 K. 1954/14 s. Yg. İçt. Bir. K.
ÖZET : Davacıya karşı dayanışmalı sorumlu bulunan birden çok gerçek ve tüzel kişilere karşı açılan bir davanın, bu kişiler ( davalılar ) için ortak nedenden ötürü reddi durumunda dava konusunun kıymet veya tutarı üzerinden bir vekalet ücreti belirtilmesi gerekir.

DAVA : Müteaddid hakiki veya hükmi şahıs aleyhine açılan bir davanın reddi halinde davalılar için tayin ve takdir olunacak vekalet ücretinin taaddüt edip etmiyeceği hususunda Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesinin 30.9.1949 tarih 4234/5000 sayılı ve 14.6.1951 tarih 4724/5201 sayılı ilamlariyle Ticaret Dairesinin 13.7.1951 tarih 3738/4105 sayılı ilamı arasında içtihat ihtilafı bulunduğu yolundaki Adliye Vekilliğinin 24.11.1951 tarih 14165 sayılı yazısı ve ilişiği ilamlar örneği Birinci Reislik tarafından Temyiz Tevhidi İçtihat Hukuk Kısmı Umumi Heyetine tevdi edilmekle keyfiyet müzakere olundu :

KARAR : Dördüncü Hukuk Dairesinin 14.6.1951 tarihli ilamı S. tarafından İktisat Vekilliği ile Ereğli Kömürleri İşletmesi aleyhine açılmış maden ocağı tesisat ve malzemesinin iadesi veya bedellerinin tahsili talebine mütedair davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi yolundaki hükme taalluk edip mahalli mahkeme reddedilen kısım için davalılar lehine vekalet ücreti taktir etmiştir. Temyiz ilamında ( Davalılar ayrı, ayrı hükmi şahsiyeti haiz müesseseler bulunmasına nazaran takdir olunacak ücreti vekaletin ayrı, ayrı gösterilmesi lüzumundan zühul olunması ) yolsuz görülmüş ve davalıların bu noktaya matuf temyiz itirazları kabul olunarak vekalet ücretine müteallik kısmı nakzedilmiştir.

Aynı dairenin 30.9.1949 tarihli ilamı ise; Başvekalet ile Maliye Vekilliği tarafından Ş. şirketi aleyhine ikame edilmiş bir davaya müteallik bulunmaktadır. Evvelce davalı şirket tarafından davacı Başvekalet ile Maliye Vekilliği aleyhine Devlet Şurasına iptal davası açılmıştır. Devlet Şurasınca hadisede husumet Başvekalete teveccüh etmiyeceğinden bahisle davalı mevkiinden çıkarılmış ve Maliye Vekilliği aleyhindeki iptal davası esas bakımından reddedilmiştir. Başvekalet ve Maliye Vekilliği Asliye Mahkemesine ikame ettikleri davada Devlet Şurasınca vekil ile temsil edildiklerini ileri sürerek vekalet ücretinin davalı şirketten tahsilini istemişlerdir. Asliye Mahkemesi yalnız Maliye Vekilliğinin vekalet ücreti talebini kabul, eylemiştir. Dördüncü Hukuk Dairesi: ( Davacılardan Başvekaletin Şurayı Devletler husumet noktasından davalı mevkiinden çıkarılması binnetice aleyhindeki davanın husumet sebebiyle reddi mahiyetinde olduğu gibi her iki davacının Şurayı Devlette aynı avukatlar tarafından temsil edilmesi, istenilen vekalet ücretinin vekile değil müvekkile ait olması bakımından, davacılardan Başvekaletin vekalet ücreti istemine engel olamayacağının gözönünde tutulmaması ) nı yolsuz görmüştür.

Temyiz Ticaret Dairesinin 13.7.1951 tarihli ilamı, Mete Vapuru sahipleri tarafından beş adet hakiki ve hükmi şahıs aleyhine açılmış bir davaya taalluk etmektedir. Mahalli mahkemesince davacıların dava hakkı bulunmamak noktasından dava reddedilmiş her bir davalı için ayrı, ayrı vekalet ücreti takdir olunmuştur. Ticaret Dairesi: ( Müddeabih meblağın tahsili ciheti tekerrür etmemek kaydiyle müteselsilen talep ve dava edildiğine ve davalılardan her birinin tediyede bulunması halinde hissesinden fazlasiyle diğer davalılara rücu edebileceğine ve dava reddedildiğine nazaran müddeabih nisbetinde taayyün edecek avukatlık ücretinin davalılara taksimi gerekirken bir müddeabih için beş davalı lehine ayrı ayrı ücret takdirinde isabet görülmediği ) neticesine varmıştır.

İçtihat ihtilafı müddeabihin müteaddit davalılardan müteselsilen tahsili talep ve dava edildiği ve dava reddolunduğu takdirde davalılardan her biri için ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği noktasına inhisar etmektedir. Bu hususta Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda ve Avukatlık Kanununda ve avukatlık ücret tarifesinde sarih bir hüküm mevcut değildir.

Müteselsil borçluların gerek kendi aralarındaki münasebete ve gerek alacaklıya karşı hukuki vaziyetlerine müteallik Borçlar Hukukunun umumi hükümleriyle usule müteallik işbu ihtilafın halli mümkün görülmemiştir.

Bir tek davada aynı müddeabihin müteselsilen tahsili müteaddit davalılardan talep edilmesi ve davalılar için müşterek olan bir sebepten dolayı davanın reddolunması muvacehesinde müddeabihte ve davanın red sebebinde vahdet bulunduğu aynı noktada toplanan müdafaanın mahkemece kabul olunduğu, şu suretle davanın reddini temin hususunda davalılar vekillerinin müşterek mesailerinin aynı neticeyi verdiği gözönünde tutularak davacıya karşı müteselsilen mesul bulunan müteaddit hakiki veya hükmi şahıslar aleyhine ikame olunan bir davanın davalılar için müşterek sebepten dolayı reddi halinde müddeabihin kıymet veya miktarı üzerinden bir vekalet ücreti tayin ve taktir olunacağına, 27.6.1956 tarihinde karar verildi.

AYKIRI GÖRÜŞ

M. T. Sebük

Tevhidi İçtihat Heyetince halledilecek mesele: ( Müteselsil borçlu sıfatiyle dava edilen birden ziyade şahıslar aleyhine ikame edilmiş olan davanın reddi halinde davayı kazanmış olan müddeaaleyhlerin vekillerinden her birine ayrı ayrı vekalet ücreti mi takdir edilecektir yoksa bir tek vekalet ücreti takdir edilip te her müddeaaleyhi ayrı ayrı temsil etmiş olan vekillere bu bir tek ücret taksim mi edilecektir ) meselesidir.

Meselenin halli için; müteselsil borç münasebetinde bir tek borç münasebetimi, yoksa müteaddit borç münasebetimi vardır? Sualini meri hukukumuza ve ilmi esaslara göre cevaplandırmak lazımdır.

İsviçre ve Türk Hukukunun kabul ettiği müteselsil borç münasebetinde müteaddit borçlu ve müteaddit borç mevcuttur. Bu görüşün kanuni mesnetleri şunlardır :

1- Borçlulardan biri aleyhine dava ikamesi diğer borçlularla olan borç münasebetini sükut ettirmez, yalnız ifa veya ifa yerine kaim muamelelerle borç nihayet bulur.

2- Müteselsil borçlulardan birisine ait borcun sükutu diğerlerinin borcunun sükutunu icap ettirmez diğer borçlulara ait borç baki kalır. ( Madde: 145 fıkra 2 ). Eğer müteselsil borçlulardan biri borç tediye olunmamış iken andan tehallüs etmiş ise diğer borçlular ancak halin veya borcun mahiyetinin irae ettiği nisbette bu beraetten istifade edebilirler.

3- Müteselsil borçlulardan birinin müruruzamandan feragatı diğer müteselsil borçlular karşı hüküm ifade etmez. ( B. K. madde: 139 fıkra ).

4- Müteselsil borçlulardan birinin muayyen bir şarta bağlı olması diğer borçlular için bu şartın bulunmaması mümkündür.

5- Müteselsil borçlulardan biri bir mehilden istifade edebildiği halde diğerleri etmeyebilir.

6- Muhtelif alacakların ayni zamanda vücut bulması lazım gelmez.

7- Borçlulardan birine karşı olan mutalebe hakkının hükümsüz olması diğerlerine karşı olan mutalebe hakkının hükümsüz olmasını istilzam etmez.

8- Alacaklı temlik veya borcun ibrası suretiyle her alacak üzerinde ayrı ayrı tasarrufta bulunabilir.

9- Alacaklı tarafından yapılan muacceliyet ihbar veya ihtarın ancak kendisine ihbar veya ihtar yapılan hakkında borcu muaccel kılar ve yalnız o borçluyu mütemerrit hale kor.

Şu kanuni ve hukuki sebeplerle müteselsil borç münasebetinde müteaddit borçlu ve müteaddit borç münasebeti olduğu tezahür ettiği gibi ilmi içtihatlar da bu görüşü teyit etmektedir. ( H. Oser Sehönenberger Borçlar Hukuku Şerhi sahife 903-904 No: 9, 10,11,

Becker sahife ... V. Tuhr Cevat Edeke tercümesi sahife 485 - 486. Fritz Funk. Borçlar Şerhi madde 142 ( 144 ). Sabri Şakir Fuat Hulusi Borçlar Kanunu Şerhi, sahife 305 ).

Müteselsil borç münasebetinde müteaddit borç münasebeti ve müteaddit borçlu olduğu böylece kabul edildikten sonra, alacaklı tarafından, müteselsil borçlu oldukları iddiasiyle müteaddit şahıslar aleyhine açılan bir davanın kaybedilmesi halinde ayrı ayrı vekille mahkemede kendilerini temsil ettirmiş olan borçlulardan her biri için davacının ayrı ayrı vekalet ücreti vermesi zaruri bir netice olur. Hukuken doğru olan bu netice mantıken ve usul kaideleri bakımından da doğrudur. Zira, alacaklı müteaddit şahsı dava etmekle bunlardan her birini ayrı ayrı masraf ihtiyar etmek ayrı ayrı vekil tutmak mecburiyetinde bırakmıştır. Vekalet ücreti masarıfı muhakemenin bir kısmıdır. ( Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu madde 423 fıkra 6 ).

Masarifi muhakeme ise bir davada haksız çıkan tarafa tahmil olunur. Alacaklı davada haksız çıkmış olduğundan müddeaaleyh borçlulardan her birinin ihtiyar ettiği masrafı ödeyecektir.

Davanın davalılar için müşterek olan bir defiden dolayı reddedilmesi halinde de durum, aynı olmak icap eder. Zira, borçluların müdafaa sebeplerinin müşterek bir noktada toplanacağı önceden kestirilemez. Diğer cihetten alacağın tamamı kendilerinden talep edilen borçlulardan her biri kendilerini müdafaa hususunda itimat ettiği bir avukatı tevkil etmek salahiyetini haizdir. Bu yüzden de müstakillen masraf ihtiyar edecektir. Davalının, davayı kazanmış olmasına rağmen bu masrafını davacıdan alamaması hukuki esaslarla kabili telif değildir.

İzah olunan sebepler muvacehesinde ekseriyetin kararı kanun hükümlerine ve ilmi ve hukuki esaslara aykırı bulunduğundan ekseriyet kararına muhalifim.

Şu noktayı da bilhassa belirtmek isterim ki, eğer müteaddit müteselsil borçlular aleyhine açılan dava borçlulardan her biri için ( Müşterek olmıyan derilerden ) şahsi münasebetten neşet eden defiden dolayı reddedilmiş ise her bir müddeaaleyh için davacı aleyhine vekalet ücreti takdir ve hükmedilecek demektir. Zira, kararın fıkrai hükmiye kısmında ( davanın davalılar için müşterek sebepten dolayı reddi halinde müddeabihin kıymet veya miktarı üzerinden bir vekalet ücreti tayin ve takdir olunacağı ) ibaresiyle bir tek vekalet ücreti sadece davanın müşterek defiden reddedilmesi sebebine hasredilmiştir.
Old 28-05-2012, 11:06   #8
Av.Dursun KARACA

 
Varsayılan Davalilardan Bİrİ Hakkinda Kabul, DİĞerİ Hakkinda Ret Karari Verİlİr İse Ne Olur?

Müteselsil sorumluluk olmamakla birlikte, iki davalıya karşı müteselsil sorumluluk esasına göre açılan bir davada, davalılardan biri hakkında kısmen kabul/ret, diğeri hakkında tümden ret kararı verilmiş ise, hakkındaki dava tümden reddedilen davalı lehine vekalet ücreti nasıl hesaplanacaktır? Davalıların avukatları ayrıdır.
Old 06-07-2012, 16:08   #9
denizizm

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Dursun KARACA
Müteselsil sorumluluk olmamakla birlikte, iki davalıya karşı müteselsil sorumluluk esasına göre açılan bir davada, davalılardan biri hakkında kısmen kabul/ret, diğeri hakkında tümden ret kararı verilmiş ise, hakkındaki dava tümden reddedilen davalı lehine vekalet ücreti nasıl hesaplanacaktır? Davalıların avukatları ayrıdır.
sorunuzun yanıtını bulabildiniz mi ? aynı konuyu araştırmaktayım saygılarımla
Old 07-07-2012, 08:37   #10
Av.Dursun KARACA

 
Varsayılan

Hakkındaki dava tümden reddedilen davalı/müvekkil lehine dava değerinin tümü üzerinden ayrı, nisbi vekalet ücreti ödenmesi gerektiğinden kararı temyiz ettim. Zira; davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı yok, hatta rücü davası olduğundan müteselsil sorumluluk ilişkisi de yok. Muhtelif Yargıtay kararlarından da bu sonuca vardım.
Old 14-03-2017, 14:04   #11
Özgür avukat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Dursun KARACA
Hakkındaki dava tümden reddedilen davalı/müvekkil lehine dava değerinin tümü üzerinden ayrı, nisbi vekalet ücreti ödenmesi gerektiğinden kararı temyiz ettim. Zira; davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı yok, hatta rücü davası olduğundan müteselsil sorumluluk ilişkisi de yok. Muhtelif Yargıtay kararlarından da bu sonuca vardım.

temyiz sonucunuz belli oldu mu ? aynı konuyu araştırıyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kira alacağı ve tahliyesi - vekalet ücreti hesabı advocate80 Meslektaşların Soruları 2 15-02-2012 17:15
Kira tespiti _ Vekalet ücreti hesabı Av.Hülya Büyükoğlu Meslektaşların Soruları 3 16-08-2010 14:21
Birikmiş nafaka alacağında vekalet ücreti hesabı Av.Ender Sezer Meslektaşların Soruları 2 11-08-2010 20:33
Senet takibinde vekalet Ücreti hesabı avukatderyaozmutlu Meslektaşların Soruları 2 08-06-2010 12:50
vekalet ücreti hesabı namutenahi Meslektaşların Soruları 8 28-08-2008 11:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06506610 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.