Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

fotokopinin delil hükmü

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-05-2014, 16:31   #1
av.buğra

 
İnceleme fotokopinin delil hükmü

"....şu tarihten önceki borçlar a'ya aittir.
a imza b imza ...." şeklinde bir belgenin fotokopisi ve belge düzenlendiğinde imzaları bulunmamakla birlikte 2 şahit ifadesi ile belgenin geçerliliği için borçtan kurtulma davası açılabilir mi ?
Old 13-05-2014, 21:09   #2
fayuhervaz

 
Varsayılan

İmzasıbulunanalarca inkar edilip edilmediği önemli
Old 14-05-2014, 09:55   #3
incapita

 
Varsayılan

kaynak: www.kazanci.com
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/3556
K. 2009/2468
T. 28.4.2009
• ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT YAPIM SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( Tapu İptali ve Tescil - Fotokopi Belge Altındaki İmza da İnkâr Edilmiş ve Belge Aslı da İbraz Edilememiş Olduğundan Varlığı Kanıtlanamamış Davanın Reddi Gerektiği )
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Fotokopi Belge Altındaki İmza da İnkâr Edilmiş ve Belge Aslı da İbraz Edilememiş Olduğundan Varlığı Kanıtlanamamış Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Dayalı Davanın Reddi Gerektiği )
• SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( Tapu İptali ve Tescil - Fotokopi Belge Altındaki İmza da İnkâr Edilmiş ve Belge Aslı da İbraz Edilememiş Olduğundan Varlığı Kanıtlanamamış Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Dayalı Davanın Reddi Gerektiği )
• ADİ YAZILI ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT YAPIM SÖZLEŞMESİ ( Fotokopi Belge Altındaki İmza da İnkâr Edilmiş ve Belge Aslı da İbraz Edilememiş Olduğundan Varlığı Kanıtlanamamış Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Dayalı Davanın Reddi Gerektiği )
• FOTOKOPİ BELGE ALTINDAKİ İMZA ( İnkâr Edilmiş ve Belge Aslı da İbraz Edilememiş Olduğundan Varlığı Kanıtlanamamış Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Dayalı Davanın Reddi Gerektiği )
4721/m.706
818/m.213
2644/m.26
1512/m.60
ÖZET : Dava arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshi, tapu kaydının iptâli ve tescil istemlerine ilişkindir. Somut olayda davalı yanca, adî yazılı arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin varlığı kabul edilmeyerek ibraz edilen fotokopi belge altındaki imza da inkâr edilmiş ve belge aslı da ibraz edilememiş olduğundan, varlığı kanıtlanamamış kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı fesih, iptâl ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı delil başlangıcı dahi kabul edilemeyecek fotokopi belgeye itibar edilerek tanık dinlenmesi ve yine fotokopi belge üzerinde inceleme yapan Adli Tıp raporuna itibar edilerek sözleşmenin varlığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili
Kaynak :www.kazanci.com
Old 14-05-2014, 10:10   #4
olgu

 
Varsayılan

karar HUMK dönemine aittir, o zaman fotokopi yazılı delil başlangıcı kabul edilmiyordu. HMK 199 ve 202 birlikte değerlendirildiğinde fotokopinin delil başlangıcı olarak kabulünün mümkün olduğunu düşünüyorum.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/15421
K. 2012/512
T. 19.1.2012


DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 05.05.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil kademeli tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.05.2011 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dava inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademedeki istek ise tazminat talebine ilişkindir.

Davalı davanın zamanaşımına uğradığını senette A. T. mirasçılarının imzasının bulunmadığını davanın reddini s avunmuştur.

Mahkemece, senedin aslının sunulmadığını, A. T. mirasçılarının imzasının bulunmadığı, inanç ilişkisinin kanıtlanamadığı gerekçesi ile dava reddedilmiştir.

Hükmü davacı temyiz etmiştir.

İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.

İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.

İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de "inanılan" denir, inananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise "inanç konusu şey" olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır.

İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.

İnanç sözleşmesi, 5.2.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.

Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK'nun 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi "tanık" dahil her türlü delille ispat edilebilir.

Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m. 188) yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.

İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir.

Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince;

29.11.1995 tarihli inanılan kişi konumunda olan davalı O. T.'in imzasının da bulunduğu belgede 6380 m2'lik tarlada dava dışı A. S. T. adına kayıtlı 3/40 hissenin 4/160'nın dava dışı İ. S., 2/160 nın dava dışı A. H. S., 2/160'nın davalı O. T. , 4/160'nın A. T. mirasçıları olan davacılara ait olmak üzere satın alındığı, ancak toplam 12/160 hissenin davalı adına tescil edildiği, bilahare hisselerin sahiplerine verileceği aksi halde, her hissedara birer milyar liranın ödeneceği yazılıdır. Bu belgede, inanılan kişi olan davalı, arsada 4/160 hissenin A. T. mirasçıları olan davacılara ait olduğunu kabul etmiştir 29.11.1995 tarihli mukavele başlıklı belge yukarıda sözü edilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge niteliğindedir. A. T. mirasçılarının imzasının bulunmaması, taraflar arasında inanç ilişkisinin var olmadığını göstermez. Davalı taraf belge altında imzayı da inkar etmemiştir. İnanılanın imzasını taşıyan ve imzası inkar edilmeyen fotokopi belge yazılı senet olarak kabul edilmelidir. Bu durum karşısında taraflar arasında inanç ilişkisinin varlığının kabulü ile açıklanan ilkeler de gözetilerek, dava konusu taşınmazın 3194 sayılı İmar Kanununun 18 /son maddesi gereği ifrazının mümkün olup olmadığı da araştırılıp değerlendirilerek öncelikli talebi olan tescil istemi hakkında olmazsa, ikinci talebi hakkında bir hüküm kurulmalıdır.

Mahkemece açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
delil listesinde belirtilmeyip mahkemeye sunulan delil atılgan67 Meslektaşların Soruları 4 12-07-2013 17:33
boşanma davası hiç delil belge sunulmaması süreden sonra delil sunulması ıslah Av.Ercan Özçelik Meslektaşların Soruları 0 27-06-2013 20:56
Delil listesinde delil olarak gösterilen başka bir dosyanın esas nosunun yazılmamasından dolayı reddine karar verilmesi ALAMUT Meslektaşların Soruları 1 22-12-2012 13:14
delil listesinde yer almayan delil ileri sürülebilir mi Av. Tevrat DURAN Meslektaşların Soruları 7 05-04-2009 20:37
kesin süre iç.de delil listesi verilmemis ise ıslah ile delil sunulabilirmi av.mustafapak Meslektaşların Soruları 12 19-02-2009 12:05


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03484893 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.