Hukuksal kararlar ile Çözümsüz bırakılan kadınlar

Merhabalar değerli hukukçularımıza hukuksal kararlarda büyük mağduriyetler yaşayan bir anne olarak iki sorum olacak. Birinci sorum ;
Boşanma davamız yerel mahkeme bünyesinde ağır bir mağduriyet içerisinde adli tatil öncesinde noktalandı. temyiz hakkımı ise yine adli tatil öncesinde ve zamanında kullandım ve gerekli itirazda bulundum. Ancak bugün mahkeme esas ve karar numarası ile internetten Yargıtay dosyasını sorguladığımda ; itirazın yargıtaya ulaşmadığını gördüm ve endişelendim. İtiraz dilekçesini vereli yaklaşık bir buçuk ay oluyor bu halde ne yapmalıyım.
ikinci sorum ise ; Eşinden şiddet mağduru bir bayanım ve eşimden özellikle de hamilelik dönemlerimde dört kez düşük tehlikesi yaşayacak kadar ağır şiddetler gördüm ve bunların hepsini mahkemede kanıtladım. Eşim evlilik öncesinde de psikolojik tedaviler görmüş biri. bunu da mahkemede kanıtladım. Eşim iki yıl süren dava sürecinde hiçbir şekilde şu an beş yaşında olan kızımız ile görüşme talebinde bulunmadı sadece direk velayeti talep ediyordu. kizim beş yaşında olmasına rağmen babası kızım ile hiç ilgilenmedi ve dava öncesinde de uzun süre ayrı yaşadığımız için kızım babayı madden ve manen hiçbir şekilde tanımıyor. Yolda görse dahi bu benim babam diyemez. Bu halde Adli tıp ve mahkeme uzmanlarının yaptığı boşanma davası incelemesinde ; babanın şiddete eğilimli olduğundan ; ve çocuğun babayı hiç tanımadığından fiziksel ve ruhsal sağlığı açısından yatılı olmamak kaydı ile hafta sonları ve kendini güvende hissedecek şekilde önce anne ve uzmanlar ve daha sonrasında uzmanlar eşliğinde görüşebilmesi konusunda bilimsel mütala ve raporlarını yazdılar. Ancak karar ; sanki normal bir boşanma imiş gibi uzmanların ve adli tıbbın kararları çiğnenerek ; babasını hiç tanımayan kızımın üstelikte bir başka ilde bulunan babaya bir ay süre ile yatılı , ve hafta sonları da yatılı olarak verilmesine karar verildi. Bu karara da temyiz içerisinde itirazımı yaptım. Ancak kızımın fiziksel ve ruhsal sağlığını hiçe sayarak verilen bu kararın iptaline karşı nasıl bir yol izlemeliyim. Başka nereye müracaat edebilirim. Bir anne olarak ciddi anlamda bugüne kadar fiziksel ve ruhsal tam ve sağlıklı bir yaşa getirdiğim kızımın uzman raporları dahi hiçe sayılarak verilen bu kararlar nedeni ile bozulmasından ciddi anlamda endişe ve tedirginlik duymaktayım.
Kanunlar şiddet uygulayan eş ve babadan mı yoksa şiddeti yaşayan eş ve çocuklardan mı yana ? Hakimlerimiz bu kadar düzenleme ve yasa çıkarılırken nasıl beş yaşındaki bebek yaşındaki bir çocuğun hayatını tehlikeye atma cesaretini gösterebiliyorlar anlayamıyorum ?
Kanunlarımız evet şiddet yaşayan kadınlar dan yana . Ancak verilen kararların kanunlar ile uyumlu olup olmadığının mutlak surette sayın üst makamlarımızca tahlil edilerek değerlendirilmesi gerekiyor .
Erkek kadından statü, maddi ve ekonomik anlamda daha iyi bir konumda ise bir şekilde yine kendi lehine çözümler bulabiliyor . Şimdi bu kararı veren hakim ; beş yaşındaki bir çocuğun fiziksel yada ruhsal sağlığı bozulmasına sebebiyet verdiği takdirde benim çocuğumu ya da çocuğumun sağlığını bana geri getirebilir , verebilir mi ? Ben ve benim gibi bir çok kadın ve çocuk eşlerimizin mevki, makam ve rütbeleri nedenleri ile ; hukuksal kararlar ile gerçekten mağdur ediliyor ve , ediliyoruz .

Sayın Katılımcı

Davanızın görüldüğü aile mahkemesi kaleminden dosyanızın safahatını öğrenebilirsiniz. 20 Temmuzda başlayan adli tatil, işlemleri uzatabilir.

Çocuk ile babanın kişisel ilişkisinin, çocuğun yararına kurulmadığı noktasında kararı temyiz etmeliydiniz. Temyiz etmişseniz sonucuna göre hareket etmek gerekecektir.

Bir avukattan doğrudan destek alırsanız hak kaybına uğramazsınız.

Saygılarımla,

Konuyu temyiz ettim. Ancak buna rağmen yine aynı şekilde karar onaylandığı takdirde ki ; bu durum uzman rapor ve görüşlerine rağmen onaylanabiliyorsa ; küçük yaşta bir çocuğun fiziksel ve ruhsal anlamdaki sağlığının hakim ve hukuksal açıdan korunmadığı anlamına gelir ki ; yazılı hukuk kurallarının uygulanmadığı net, somut belgeler ile küçük çocuğun sağlık durumunun ve hatta hayatının riske atıldığı bir kararın anayasa mahkemesinde ve daha ileri boyutta Avrupa insan hakları mahkemesinde de incelenmesi ve tahlil edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ve hatta bu süreçte İstanbul sözleşmesinin gereğince de küçük çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığının koruması ve devamı açısından zaman kaybetmeden bir anne olarak tüm düzenimi bozarak yurt dışına sığınmak ve hatta Avrupa insan haklarından bir avukat talep ederek hukuki süreci burada sağlıklı bir şekilde geçirmekle gerekli. Ancak sürecin bu kadar uzaması ve uzatılması, yazılı kanunların uygulanmaması , UZMAN rapor ve mütalaalarının ve hatta darp rapor ve mahkeme kararlarının hiçbir şekilde kayda değer alınmayarak kararların verilmesi ; aynı zamanda kadına yapılan şiddetin hukuksal olarak ta devamının sağlanmaya çalışıldığını göstermektedir ki keşke bu süreçleri hiçbir kadın yaşamasa ve hatta sadece yerel mahkemeler ile şiddet mağduru kadın ve çocukların sorunlarına tarafsız ve eşitlik içerisinde kararlar verilerek mağdur edilmeseler . . . Bir çocuğun kararı sadece bir insanın vicdanına bırakılıyor sa bu çok vahim sonuçlara da yol açabiliyor . . .

Sayın Katılımcı,

Kararı temyiz etmişsiniz. Eğer sonuç aleyhe gelirse karar düzeltme de isteyebilirsiniz.

Yine aynı biçimde bir sonuçla karşılaşırsanız ise kararın kesinleşmesinden sonra; baba ile çocuğun kişisel ilişkisinin yeniden düzenlenmesi için yeni bir dava açabilirsiniz. Bu davanın içinde çocuğunuzun mevcut görüşme sürelerinden zarar gördüğünü ispatlamak durumundasınız.

Her hukuki adımı bir avukatla birlikte atınız.

Saygılarımla,