Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

bedelsiz kalan çekin icraya konması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-05-2008, 16:28   #1
apple pie

 
Varsayılan bedelsiz kalan çekin icraya konması

Değerli meslektaşlarım,
İki taraf ta tacirdir. Taraflardan borçlu şirket noterden düzenleme şeklinde yapılan temlikname ile bir kurumdaki istihkakını alacaklıya devretmiş, devrettiği kişinin elinde bulunan çeklerin teminat olarak verildiği, keşide tarihlerinin yazılı olmadığı, çeklerin hükümsüz olduğu, bedelsiz kaldığı, temlik tarihi itibariyle keşidecisine iade edileceği, keşidecisinin ibra edildiği açıkça belirtilmiştir. Arada başka da ciranta yoktur. Buna rağmen diğer taraf keşide tarih ve yerini yazarak icra takibine geçmiştir.
Verilen temlikle ilgili taraflar arasında daha sonra protokol yapılarak; temlikteki borcun 2008 yılı sonuna kadar ödeneceği kararlaştırılmıştrr. Çeklerin iade edilmesi için keşideci tarafından ihtar çekilmiş, buna rağmen çeki elinde bulunduran ve temlik alan şirket çekleri icraya koymuştur. Bu durumda noterden yapılan çeklerin temlik sözleşmesi ve protokole göre temlik tarihi itibariyle iade edileceğinin kararlaştırılmış olması nedeni ile çekler temlik sözleşmesi tarihi itibariyle bedelsiz kalmış mıdır? icra takibi yapılması her iki tarafın da tacir olması dikkate alınarak mümkün müdür? Tarihin ve keşide yerinin sonradan yazıldığı noter sözleşmesi ile ortada olduğuna göre; resmi evrakta sahtecilik ve bedelsiz kalan evrakı icraya koyma suçları oluşur mu?
Ayrıca daha sonradan temlik edilen istihkaklarla ilgili kurumda çıkan ihtilaflardan dolayı borçlunun dava açmış olması ve temliğin karşılığının henüz ödenmemesinin icraya ne gibi etkisi olabilir?
Old 30-05-2008, 13:28   #2
Av.Fatma Karataşlı

 
Varsayılan

Sayın meslektaşın, öncelikle yazdıklarınızdan anladığımı yazayım. İstihkak temlik edilmiş ve çeklerin bedelsiz kaldığı ve iade edilmesi kararlaştırılmıştır.
Daha sonra noterden nasıl bir temlik anlaşması yaptığınızı anlayamadım?
Bu konuda daha ayrıntılı açıklamalar yaparsanız net bir şeyler söyleyebileceğim. Kolay gelsin!!!!!
Old 30-05-2008, 16:02   #3
hukukcu1985

 
Varsayılan

umarım işinize yarar
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/6192
Karar: 2004/1092
Karar Tarihi: 10.02.2004

ÖZET: Somut olayda da, anılan teminat çekinin davalı şirket adına takas aracılığı ile ibraz edilerek arkası belgelendiğine göre, davacı şirketin ticari itibarının sarsıldığının kabulü gerekir.

(818 S. K. m. 49)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 13.12.2001 tarih ve 2000/503 -2001/769 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Lale tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalılar ile arasında yapılan protokol uygun olarak 4 adet teminat çeki verdiğini, teminat çeklerinin keşide tarihlerinden bir hafta önce iade edileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmeye rağmen 30.06.1999 keşide tarihli 5.000.000.000.-TL bedelli çekin bankaya ibraz edilip arkasına karşılıksızdır şerhinin yazdırıldığını, 31.07.1999 keşide tarihli 5.000.000.000.-TL bedelli teminat çekinin icraya konulmaması için ve iptal istemini içerir dava açtıklarını, müvekkil şirketin ticari itibarının zedelendiğini, 5.000.000.000.-TL manevi zararlarının oluştuğunu, ek dava ile de; davalıların neden oldukları iptal istemli davada 178.500.000.-TL maddi zararlarının oluştuğunu ileri sürerek, bu meblağların temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı şirket vekili, davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, teminat çeklerinin sözleşmeye aykırı şekilde ibrazından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Taraflar arasında 19.03.1999 tarihli protokol hükümlerine göre 30.06.1999 keşide tarihli 3136814 nolu 5.000.000.000.-TL bedelli çekin teminat çeki olduğu tartışmasızdır.

Uyuşmazlık, bu teminat çekinin protokol hükümlerine aykırı şekilde, ibrazı ile davacının manevi yönden zarara uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.

Somut olayda da, anılan teminat çekinin 30.06.1999 tarihinde davalı şirket adına takas aracılığı ile ibraz edilerek arkası belgelendiğine göre, davacı şirketin ticari itibarının sarsıldığının kabulü gerekir.

O halde mahkemece, BK. nun 49 ncu maddesine yukarıdaki açıklamalar ışığında manevi tazminat açısından değerlendirme yapılmak, sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Old 30-05-2008, 16:08   #4
hukukcu1985

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2003/12-3
Karar: 2003/28
Karar Tarihi: 22.01.2003

ÖZET: Borçlu takip dayanağı çekin boş olarak elden çıktığını ileri sürdüğü gibi, keşide tarihinde de tahrifat yapıldığına işaretle, dilekçesinde hamil ve ciranta aleyhine resmi evrakta sahtecilikten tahkikat yürütüldüğünü bildirmiştir. Adli Tıp Kurumu Fizik/Grafoloji İhtisas dairesinin 23.10.2000 tarihli raporunda "keşide tarihinin altında bulunan rakamların okunamadığı " belirtilmekle yetinilmiş, çekte iki keşide tarihinin varlığı kesin olarak tespit edilememiştir.Bu durumda tetkik merciince;ceza dosyası getirtilerek borçlunun şahsi hak bakımından müdahale ederek senedin iptalini isteyip istemediği, bilirkişi incelemesi yapılmasına ve tanık dinlemesine karar verilip verilmediğinin araştırılması ve böyle bir karar mevcut ise, HUMK.nun 317. maddesine göre artık bu senede göre işlem yapamayacağı cihetle, durumu ön (bekletici) mesele yapıp neticeyi beklemesi gerekir.

(2004 S. K. m. 317) (1086 S. K. m. 38, 298, 309, 317) (765 S. K. m. 349, 339)

Taraflar arasındaki "şikayet, borca itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa İcra Tetkik Merciince takibin iptaline dair verilen 16.12.2001 gün ve 1999/691-86 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 11.6.2001 gün ve 2001/9476-10399 sayılı ilamı ile; (...Borçlu itiraz dilekçesinde çekin boş olarak elden çıktığını ileri sürmüş, aynı zamanda keşide tarihinde tahrifat yapıldığını iddia etmiştir. Adli Tıp Kurumundan alınan raporda kesin olarak iki keşide tarihinin olduğu tespit edilememiştir. Borçlu resmi evrakta sahtecilikten tahkikat yürütüldüğünü iddia ettiğinden sözü edilen ceza dosyası getirtilip İ.İ.K'nun 317. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının da belirlenmesi gerekir. Mercice anılan hususların göz ardı edilerek takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, icra memurunun yasaya aykırı olarak yaptığı iddia edilen işlemin şikâyet yolu ile iptali istemine ilişkindir.

Davacı-borçlu, takip dayanağı çekin kooperatif yöneticilerinin rızası hilafına boş olarak elden çıktığını, M. Ali A. tarafından doldurulan çekin keşide tarihinde tahrifat yapılarak davalı-alacaklıya ciro edildiğini çekin keşide tarihinin kötü niyetli üçüncü şahıslar tarafından doldurulduktan sonra, yeniden keşide tarihinde tahrifat yapılması sebebiyle hamil ve ciranta aleyhine sahtecilikten tahkikat yürütüldüğünü ileri sürerek takibin iptaline ve haksız icra takibi nedeniyle %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir.

Davalı-alacaklı, çek ciro edildiğinde tüm unsurların bulunduğunu, borçlunun çekin boş olarak elden çıkmasından sonra keşide tarihinde tahrifat yapıldığı yönündeki iddiasının kötü niyetli ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, takibin devamına ve %40'dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

Tetkik Mercii'nin "keşide tarihindeki düzeltme borçlu kooperatifçe imzalanmadığından HUMK.nun 298. maddesi uyarınca keşide tarihinin yok sayılması gerektiği, bu durumda çekin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı" gerekçesiyle takibin iptaline dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık;Borçlunun hamil ve ciranta aleyhine resmi evrakta sahtecilikten tahkikat yürütüldüğünü iddia ettiği ceza dosyasının getirtilerek, HUMK.nun 317. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının belirlenmesinin gerekip gerekmediği, noktasındadır.

Senet, bir kimsenin vücuda getirdiği ve kendi aleyhine delil teşkil eden yazılı belgedir. Kambiyo senetleri Medeni Usul Hukukunda adi (gayriresmi) senet kabul edilmesine karşın Ceza Hukukunda resmi varaka (senet) hükmündedir. (TCK. m. 349, II)

Sahte bir senede dayanılarak aleyhine icra takibi yapılan borçlu, resmi veya gayri resmi senedin sahteliğini, açılmış bir davada hadise şeklinde ileri sürebileceği gibi, ayrı bir sahtelik davası da açabilir. (HUMK. m. 314. c 1)

Diğer taraftan borçlu, C. Savcılığına yapacağı başvuru ile, evrakta sahtekarlık yapan kişi aleyhine ceza mahkemesinde sahtecilik davası açılmasını sağlayabilir. (TCK. m. 339 vd.)

Takip dayanağı senet hakkında borçlunun "sahtelik iddiası" ile şikâyette bulunmasından sonra alacaklı hakkında "sahtecilik suçu"ndan dolayı kamu davası açılmış ise, bu davanın icra takibine etkisinin ne olacağı hakkında icra ve iflas yasasında bir hüküm bulunmadığından bu konuda HUMK. 317. maddesinin 2. cümlesinden yararlanarak soruna bir çözüm getirmek gerekir.

Bu noktada borçlu, ceza davasına şahsi hak bakımından müdahale ederek (CMUK. m. 365) sahte senedin iptalini istemiş ve mahkeme, sahteliği iddia edilen senet hakkında bilirkişi incelemesi yapılmasına ve senedin yazıldığını görenlerin tanık olarak dinlenmesine karar vermiş ise, senet ceza davası sonuçlanıncaya kadar hiçbir işleme dayanak yapılamaz. (HUMK. m. 317 c2) Eş deyişle, ceza davasının sonuçlanması, icra takibi için bekletici sorun yapılır. (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü C. 2, sh:1511, Talih Uyar Kambiyo Senetlerine İlişkin Suçların İcra Takibine Etkisi-Manisa Barosu Dergisi,1984 S:11, sh. 2)

Bilindiği ve Anayasa Mahkemesinin 26.10.1965 gün ve 25/57 sayılı kararında (R.G. 8.12.1965 sayı 1217) belirtildiği üzere icra tetkik mercii şikâyet ve itirazları belli bir usule uyarak yargılayan ve objektif hukuk kurallarını şikayet ve itirazlara uygulamak suretiyle bunları takip hukuku bakımından kesin hükme bağlayan mahkeme olarak tanımlanmaktadır.

Bu bağlamda İcra Tetkik Mercii "takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevini yerine getirirken kural olarak tanık dinleyemeyeceğinden dar (sınırlı) yetkili olup, sahtelik iddiasını incelemesi hakkındaki yetkisi genel mahkemeye göre kısıtlıdır. Genel Mahkemeler senetteki sahtelik iddiasını HUMK.nun 38, 309/1 ve 317. maddelerinin verdiği yetkiyle daha detaylı bir biçimde inceleme imkanına sahiptir.

Yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında somut olaya baktığımızda;Borçlu takip dayanağı çekin boş olarak elden çıktığını ileri sürdüğü gibi, keşide tarihinde de tahrifat yapıldığına işaretle, dilekçesinde hamil ve ciranta aleyhine resmi evrakta sahtecilikten tahkikat yürütüldüğünü bildirmiştir. Adli Tıp Kurumu Fizik/Grafoloji İhtisas dairesinin 23.10.2000 tarihli raporunda "keşide tarihinin altında bulunan rakamların okunamadığı " belirtilmekle yetinilmiş, çekte iki keşide tarihinin varlığı kesin olarak tespit edilememiştir.

Bu durumda tetkik merciince;ceza dosyası getirtilerek borçlunun şahsi hak bakımından müdahale ederek senedin iptalini isteyip istemediği, bilirkişi incelemesi yapılmasına ve tanık dinlemesine karar verilip verilmediğinin araştırılması ve böyle bir karar mevcut ise, HUMK.nun 317. maddesine göre artık bu senede göre işlem yapamayacağı cihetle, durumu ön (bekletici) mesele yapıp neticeyi beklemesi gerekirken, mahkemece yapılacak incelemeye ters düşebilecek biçimde, noksan tahkikatla takibin iptali ve direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

Sonuçavalı-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 22.01.2003 gününde, oybirliği ile karar verildi.
Old 30-05-2008, 16:55   #5
apple pie

 
Varsayılan

Sayın Karataşlı,
sözkonusu temliknameler noterde düzenlenmiştir. Daha sonra da ayrıca sözkonusu çekleri temlik tarihi itibariyle bedelsiz olduğu, keşidecinin ibra edildiği ve temliknamedeki miktarın 2008 yılı sonuna kadar ödeneceğine ilişkin taraflar kendi arasında bir protokol de düzenlemiştir. Umarın açıklayıcı olmuştur. Cevabınız için şimdiden teşekkürler...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bedelsiz Kalan çekin Iptali Istenebilir Mi? mustafayıldız Meslektaşların Soruları 1 10-05-2008 16:14
Kıbrıs Çekinin Takibe Konması üye19870 Meslektaşların Soruları 1 16-12-2007 21:00
borçlunun kızına sattığı eve haciz konması onur lengerli Meslektaşların Soruları 3 15-08-2007 16:51
Çekte Vade - Çekin Keşide tarihinin İlerki bir Tarih olması ve Çekin İbrazı uye9493 Meslektaşların Soruları 6 20-10-2006 02:42
Tapuya İcra Konması Murat Hukuk Soruları Arşivi 2 01-03-2002 22:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06704092 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.