Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İstinat Duvarı Çökmesinde Tazminat Sorumluluğu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-01-2009, 22:53   #1
avozgur_yalcin

 
Varsayılan İstinat Duvarı Çökmesinde Tazminat Sorumluluğu

Tüm meslektaşlarıma saygılarımla,

Değerli arkadaşlarım, terzi kendi söküğünü dikemezmiş misali ben de kendi sorunuma tam anlamı ile çare olamadım. Sorunum-uz- ' u kısaca özetlemek gerekir ise:
İnşaat aşamasında müvekkilim olan müteahhitten bir daire aldım ve 6 ay önce daireye oturdum. Bizim bina inşaatının bitmesıne yakın bir zamanda binamızın arkasında bululan ve kot farkı itibari ile bizim binadan oldukça yukarıda kalan arsada da inşaata başlandı. (bizim binanın en üst katı yukarıdaki inşaatın giriş katına karşılık geliyor.) Bizim binamızın istinat duvarının hemen arkasıdan kendilerinin istinat duvarını yaptılar ve arkasını yığma toprak ile doldurdular. Tüm uyarılarımıza rağmen bu işi oldu bittiye getirip inşaatlarının yapımını sürdürdüler. Belediyedeki hatırlı dostları nedeniyle elimiz kolumuz bağlı kaldı. Ne yazık ki dün, bu istinat duvarı, yağan yağmur ve kar ın etkisi ile arkasındaki toprağı taşıyamadı ve bizim istinat duvarımızı da yıkarak binamızın üzerine devrildi. Çok şükür yaralanan olmadı ama 6 dairede ciddi hasar oluştu. Enkaz kaldırma, yeniden istinat duvarı yapımı ve binamızdaki 6 dairenin hasarı yaklaşık 100.000 TL civarında. Bu gün hemen hasar tesbiti yaptırdım. Bir kaç güne kadar rapor çıkacak. Sorun ise şurada düğümlendi. Bu davanın davacısı ve davalısı kim-ler- olacak.

Benim düşüncem şöyle:

DAVACI: bizim binanın müteahhidi henüz iskan alma aşamasında olduğu için arsa sahiplerine bina devir teslimi yapmadı. Dolayısı ile müteahhidimiz davacı olmalı diye düşünüyorum.

DAVALILAR :1- Doğrudan üst inşaatın arsa sahipleri. (BK 58 gereği)

2- Arsa sahipleri ile müteahhit birlikte (BK 58/2 gereği arsa sahiplerinin rücu hakkı düzenlenmiş olduğu için müteahhide dava açmakta şüpheye düştüm.
3- Bu binada müteahhit 3-4 daire satmış ve kat irtifakı tapusu vermiş, bu kişiler de bina sahibi olarak davada davalı olarak gösterilebilir mi.(Henüz bina bitmediği için bu kişileri de bu aşamada bilemiyoruz.)
Görüşleriniz için şimdiden teşekkürler...
Old 08-01-2009, 23:58   #2
Av.Y.Selim ÜSTÜN

 
Varsayılan

Üstadım ilk önce geçmiş olsun diyerek başlamak istiyorum.
Açacağınız davada davacı olacak kişiler o 6 dairenin sahipleri kendi daireleri için ayrıca tüm bina ve çevre düzenlemesindeki zararlar içinde tüm maliklerdir. Netice olarak zarar gören dairelerin mülkiyeti halen tapuda kime aitse dava hakkıda ona aittir diye düşünüyorum. Burada devir teslimin önemli olacağını düşünmüyorum. Çünkü ayni hakların nakli için teslim aranmamakta tapuda yapılan devir yeterli görülmektedir (Eğer halen tapuda malik müteahitse davacı elbette o olacaktır).

Öte yandan davalınız ise hem diğer binanın müteahiti hemde arsa sahipleridir. Bk mad. 58-2 deki rücu sadece davalılarınız arasındaki iç ilişkisini düzenlemektedir.Size karşı her iki davalıda müştereken ve müteselsilen sorumludur. Zarar veren binanın arsa sahiplerinin müteahite rücu ilişkisi kendi iç ilişkileridir.
Old 09-01-2009, 12:08   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

Özgür, öncelikle geçmiş olsun diyorum.

Sayın unknomnriter'e katılıyorum.

1. Davacıların zarar gören malikler olduğunu düşünüyorum.

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/4825
K. 2004/13022
T. 10.11.2004
DAVA : Davacı Muammer Kranta ve Aksel Lochner vekili Avukat Kamuran Özbaş tarafından, davalı Mevlüt Usta ve Cedric John Hale aleyhine 22.1.2001 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet nedeni ile reddine dair verilen 5.11.2003 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Yerel mahkemece dava husumetten reddedilmiş, kararı davacılar temyiz etmişlerdir.

Davacılar Çeşme Dalyan Mahallesinde dava dışı SS. Gülkörfez Yapı Koop. adına kayıtlı taşınmaz üzerinde inşa edilen ikiz binalardan 3 ve 4 nolu binaları kullandıklarını, 17 ve 18 no'lu binaları kullanan davalılarla komşu olduklarını, davalıların aralarındaki duvarı yıkarak yerini değiştirmesi sırasında bahçelerine, bahçe aksesuarlarına verilen zarar ile davalıların hatalı yaptıkları duvarı yeniden yapmaları karşılığı zararlarının hüküm altına alınmasını istemişlerdir. Yerel mahkeme dava konusu taşınmazın tapusunu getirtmiş, davacılar lehine kat irtifakı tesis edilmediği gerekçesiyle davayı husumetten reddetmiştir. Davacıların iddiası mülkiyete değil, davalıların haksız eylemine dayalıdır. Dosyadaki tanık beyanlarından ikiz binaların koperatifçe yapıldığı ve 1992-1993 yıllarında kuralarının çekilerek ilgililere teslim edildiği ve daha sonra herkesin kendine ayrılan kısımda bahçe vb. çalışmalar yaptığı ve binaları bu şekilde kullanageldikleri anlaşılmaktadır. Şu durumda taşınmazların davacılar tarafından kullanıldığı sabit olduğuna göre işin esasına girilerek varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken davanın husumet yokluğundan reddi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10.11.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.





2. Davalıların ise, arsa sahipleri ile müteahhidin müteselsil sorumlu olduğu kanaatindeyim. Arsa sahiplerinin taşınmaz malikin sorumluluğu kapsamında müteahhidin ise, BK.m.41 uyarınca sorumlu olduğunu düşünüyorum, ama tabi husumet yöneltirken dikkat etmekte fayda var.

"Hakim, her davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi olgular ve talep sonuçlarıyla bağlı olup, tarafların dayandığı yasa hükümleriyle ve onların hukuki nitelemeleri ( tavsifleri ) ile bağlı değildir. Aksine hakim, olayın ileri sürülüş ve gerçekleşme biçimine göre uygulanacak yasa hükmünü re'sen arayıp bulmak ve uygulamakla yükümlüdür.
Bir mülk sahibi, hafriyat ve inşaatta bulunurken komşusunun arsasına zarar vererek veya zarara maruz bırakarak veya üzerindeki mebaniyi ( bina, yapı, temel ) tehlikeye koyarak ızrar edemez; ederse mülk sahibi M.K. m.656'ya göre sorumlu olur.
M.K. m.656 ve 662'ye göre komşuluk hukuku açısından sorumlu olan taşınmaz maliki, taşınmaz üzerinde aynî bir hak olan mülkiyet hakkı sahibi kişi olabileceği gibi, irtifak intifa hakkı gibi sınırlı bir aynî hak sahibi de olabilir.
Müteahhit iş sahibine tabi durumda olmadığından, iş sahibinin onun iş görürken yaptığı zarardan B.K. m.55'e göre sorumlu tutulamaz.
Şayet iş aletlerinin seçiminde, işin düzenlenmesinde iş sahibinin talimatına göre hareket ediliyor iş sahibi de o işteki bilgisi dolayısıyla işi sevk ve idare ediyorsa hizmet akdinin varlığına hükmetmek gerekir.
Ancak, taşınmazını bir eser meydana getirmesi için istisna sözleşmesi uyarınca müteahhide bırakan kişi, M.K. m.656, 662 ve müteahhid de B.K. m.41'e göre doğan zarardan müteselsilen sorumludur"(4. HUKUK DAİRESİ E. 1979/12889 K. 1980/3654 T. 20.3.1980)
Old 09-01-2009, 13:17   #4
Av. Filiz Taş

 
Varsayılan Duvarın çökmesinde tazminat sorumluluğu

Alıntı:
Yazan unknownwriter
Üstadım ilk önce geçmiş olsun diyerek başlamak istiyorum.
Açacağınız davada davacı olacak kişiler o 6 dairenin sahipleri kendi daireleri için ayrıca tüm bina ve çevre düzenlemesindeki zararlar içinde tüm maliklerdir. Netice olarak zarar gören dairelerin mülkiyeti halen tapuda kime aitse dava hakkıda ona aittir diye düşünüyorum. Burada devir teslimin önemli olacağını düşünmüyorum. Çünkü ayni hakların nakli için teslim aranmamakta tapuda yapılan devir yeterli görülmektedir (Eğer halen tapuda malik müteahitse davacı elbette o olacaktır).

Öte yandan davalınız ise hem diğer binanın müteahiti hemde arsa sahipleridir. Bk mad. 58-2 deki rücu sadece davalılarınız arasındaki iç ilişkisini düzenlemektedir.Size karşı her iki davalıda müştereken ve müteselsilen sorumludur. Zarar veren binanın arsa sahiplerinin müteahite rücu ilişkisi kendi iç ilişkileridir.
öncelikle geçmiş olsun diyorum.YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ E. 2004/13847
T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/13847

K. 2004/14306

T. 23.12.2004

• ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIM ( Çekişmeli Duvarın İmar Mevzuatına Aykırı Olarak İnşa Edilmiş Olması Halinin Tek Başına Komşuluk Hukukuna Aykırılık Teşkil Etmeyeceği - Bu Halin İdari Yaptırım ve İdari Yargıyı İlgilendireceği )

• KOMŞULUK HUKUKU ( Elatmanın Önlenmesi - İmar Mevzuatına Aykırı Olarak İnşa Edilmiş Olan Duvarın Tek Başına Komşuluk Hukukuna Aykırılık Teşkil Etmeyeceği/Bu Halin İdari Yaptırım ve İdari Yargıyı İlgilendireceği )

• İMAR MEVZUATINA AYKIRI YAPILAŞMA ( Tek Başına Komşuluk Hukukuna Aykırılık Teşkil Etmeyeceği/Bu Halin İdari Yaptırım ve İdari Yargıyı İlgilendireceği - Elatmanın Önlenmesi )

• GÖREV ( Komşu Parsel Malikine Zarar Veren Yapılaşmada Elatmanın Önlenmesi Davasının Adli Yargıda Görüleceği )

• İDARİ YARGI ( Komşuluk Hukukuna Aykırılık Teşkil Eden İmar Mevzuatına Aykırı Yapılaşmada Elatmanın Önlenmesi Davasının İdari Yargıda Görüleceği )

4721/m.683,737

ÖZET : Çekişmeli duvarın imar mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş olması halinin tek başına komşuluk hukukuna aykırılık teşkil etmeyeceği, bu halin idari yaptırım ve idari yargıyı ilgilendireceği muhakkaktır. Ne var ki anılan yapılaşmanın davacı komşu parsel malikine bir zarar vermesi halinde bu iddianın adli yargı yerinde inceleneceği tartışmasızdır. Mahkemece bu yolda bir araştırma ve inceleme yapıldığı söylenemez.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 261 ada 15 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, aynı yer 261 ada 1 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının, belediyeden ruhsat almadan ve belediyeler tip imar yönetmeliğinin 18/1 maddesinde öngörüldüğü şekilde imar yoluna çekme mesafesi bırakmadan yaptığı duvar inşaatının evinin önünü kapattığını, bu nedenle zarar gördüğünü ileri sürüp elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir.
Davalı, dava konusu duvarın ev inşasına ait olmayıp istinat amaçlı bahçe duvarı olduğunu, ruhsata ve izne tabi olmadığını, ileride yapılacak ev inşasından bahisle muhtemel zarar için dava açılamayacağını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, olayda komşuluk hukuku yönünden önlem alınmasını gerektiren bir yön bulunmadığı, davacının iddiasının imara aykırılık açısından değerlendirilmesi gerektiği, bu tür uyuşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Senem Altınbulak'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişmeli 1 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının kendi mülkiyet alanında bir duvar inşa ettiği anlaşılmaktadır. Kayden 15 parsel sayılı taşınmaz maliki olan davacı, anılan duvarın komşuluk hukuku açısından kendisine zarar verdiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet: geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683 ncü maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. " hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir.
O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.
Çekişmeli duvarın imar mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş olması halinin tek başına komşuluk hukukuna aykırılık teşkil etmeyeceği, bu halin idari yaptırım ve idari yargıyı ilgilendireceği muhakkaktır. Ne var ki anılan yapılaşmanın davacı komşu parsel malikine yukarda belirtildiği anlamda bir zarar vermesi halinde bu iddianın adli yargı yerinde inceleneceği tartışmasızdır. Mahkemece bu yolda bir araştırma ve inceleme yapıldığı söylenemez.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle gerekli soruşturma yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 11-01-2009, 22:31   #5
avozgur_yalcin

 
Varsayılan

Arkadaşlar teşekkür ederim.
Davalılar konusunda tereddüt yok gibi. Ancak davacılar bakımından halen net bir sonuca ulaşamadım. Zira inşaat aşamasında olan ve ufak tefek işler bakımından tam olarak bitmeyen apartmanımızda kat irtifakı kurulmuş durumda. Özellik arzeden durum ise şu; Bu durumda müteahhidin hissesine düşen 8 dairede de kat irtifakı arsa sahiplerinin adına çıkıyor. Zarar gören dairelerin 4 tanesi müteahhide ait olduğu halde kat irtifakı arsa sahipleri üzerinde. Binayı tam ve sağlam olarak teslim yükümlülüğü altında olan müteahhidimiz olay nedeniyle bu yükümlülüğünü yerine getiremediği için tüm zararlar bakımından tek başına dava açabilecek mi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ehlİyetsİz AraÇ Kullananin Tazmİnat SorumluluĞu Deniz Karakaş Meslektaşların Soruları 1 21-12-2008 18:56
Tazmİnat Davasi Av.Özlem PEKSÜSLÜ Meslektaşların Soruları 4 20-12-2008 22:24
Nafaka, Tazmİnat Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 09-07-2008 13:46
Küçüğe Tazmİnat bsdbsdbsd97 Meslektaşların Soruları 1 23-04-2008 19:39
Tazmİnat-100.000usd av.knel Meslektaşların Soruları 3 31-03-2007 14:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05484605 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.