|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
04-10-2011, 18:19 | #1 |
|
kamulaştırmasız el atma davalarında zamanaşımı
Sayın meslektaşlarım;
- 2942 Sayılı Yasa’nın 38. Maddesi taşınmaz malın malik zilyedveya mirasçılarının bu taşınmaz mal ile ilgili her türlü dava hakkının yirmiyıl geçmekle son bulacağını belirtmekte idi. - Söz konusu 38. Madde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilerek20 yıllık dava açma süresi iptal edildi. - Bunun yanı sıra 2942 Sayılı Yasada, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrasında zaman bakımından bir sınır kalmamıştır. - Ancak 5999 sayılı Yasa’nın 1. Maddesi ile 2942 sayılı Yasa’ya eklenen Geçici6.Maddede BİR ZAMAN SINIRLAMASI GETİRİLMİŞTİR. Bu zaman sınırlamasının aralık tarihi 09/10/1956 ile 04/11/1983’tür. - 6111Sayılı Yasa’nın Geçici 2. Maddesinde de, “4/11/1983 tarihli ve 2942sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6 ncı maddesi hükmü, 4/11/1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanır” hükmü getirilerek1983 tarihinden sonraki uygulamalar da kapsama alınmıştır. - ANCAK HER ÜÇ YASADA DA 09/10/1956 TARİHİNDEN EVVELKİ DURUMLAR İÇİN BİR UYGULAMA BELİRTİLMEMİŞTİR. - Ancak 221 Sayılı Yasada dava açma süresi 2 yıl ile sınırlandırılmıştır. 221 sayılı yasanın 4. maddesinde aynen 'gayrimenkulün bedelini dava hakkı bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki sene sonra düşer' denilmiştir. yukarıdaki hukuki betimlemeden sonra sorum şu: 02/04/1956 tarihinde cebri satış suretiyle alınan ve alındığı anda bağ vasfında olan ancak park olarak kullanılan gayrimenkulle ilgili olarak, ki halen daha park vasfındadır, malikin k.sız el atma sebebiyle dava açma hakkı zamanaşımı bakımından var mıdır? |
04-10-2011, 18:39 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
9.10.1956 tarihinden önce gerekleştirilen k.sız el atma davaları Türkiye de zamanaşımına takıldığı için AHİM e taşınıyor bir çok dosya.şahsi kanaatim iç hukuk yollarında herhangi bir çözümün olmadığı yönünde |
04-10-2011, 20:22 | #3 |
|
Bence de iç hukuk yollarında herhangi bir çözüm yok gibi görünüyor. Ancak AİHM'e gitmek bir yol olabilir. Ama şöyle bir ihtimal de var; zamanında usulüne uygun olarak kamulaştırılmış ve malik de parasını almışsa, AİHS'nde yer alan hangi hakkınızın ihlal edildiğini iddia edeceksiniz? Mülkiyet hakkı ihlal edilmiş olabilir mi diye düşünülebilir ama malik parasını almışsa zor gibi.
Aşağıdaki kararı inceleyin bir, bu davada malik kamulaştırma bedelini aldığı halde AİHM'den tazminat kazanmış, faydası olur umarım. http://www.kararara.com/aihm/turkce2/aihm11288.htm |
05-10-2011, 08:08 | #4 |
|
öncelikle teşekkür ederim.
konuyu biraz daha genişletme gereği duyuyorum. satın alındığında kamuya tahsis edilmiş - fiilen - bir gayrimenkul için, satın alan kişi tarafından k.sız el atma nedeniyle taz. davası ikame edildiği bir durumda, davacının kötüniyetinden bahsedebilir miyiz? şu hususu da belirtmemem gerekiyor. yukarıda bahsettiğim olayda idare vekiliyim. dolayısıyla verilen cevaplar benim adıma olumlu görünmekte |
05-10-2011, 08:29 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Başkasına ait bir taşınmaz idare tarafından kamuya tahsis edilmişse taşınmaza kamulaştırmasız el atılmış demektir. Tapu kayıtlarına güvenerek taşınmazı satın alanın kötüniyetli olduğu söylenemez: Davacıya yönelik "El atılmış olduğunu bildiğin halde neden satın aldın?" sorusu idareye yönelik "Başkasına ait olduğunu bildiğin halde neden el attın?" sorusunun gölgesi altında ezilir. Saygılarımla |
05-10-2011, 15:54 | #6 |
|
Sayın Armağan Konyalı'ya katılıyorum. Kamulaştırma yapmadan, fiilen kamuya tahsis etmek demek kamulaştırmasız el atmak demektir. Bu durumda tapu siciline güvenerek taşınmazı satın alanın kusurlu veya haksız olduğu düşünülemez.
|
06-10-2011, 17:15 | #7 |
|
Sayın Konyalı. Verdiğiniz yanıttaki betimlemeniz her ne kadar savunmama yaramasa da haklı ve yerinde. Bu durumu geçersek; zamanaşımı hususundaki görüşlerinizi de paylaşırsanız sevinirim. teşekkürler.
|
06-10-2011, 19:59 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Sizin olayınızda idarenin el atması 1956 yılında olduğuna göre, Anayasa Mahkemesi kararından önce 20 yıllık süre geçmiş demektir. Bu nedenle açılacak kamulaştırmasız el atma davasında umut göremiyorum. Sayın üyemiz Yücel Kocabaş'dan ben böyle öğrendim. Ayrıntılı bilgi için sitemizin arama motorundan Sayın üyemiz Yücel Kocabaş'ın çok sayıdaki ilgili mesajlarını tarayınız. Saygılarımla |
06-10-2011, 20:02 | #9 |
|
Bir de Yargıtay'ın diliyle konuyu aktarayım:
T.C. YARGITAY 5. Hukuk Dairesi E:2005/7984 K:2005/11638 T:27.10.2005 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 38. maddesine göre; idarenin el koyma tarihinden itibaren 20 sene geçmekle taşınmaz malikinin her türlü dava hakkı düşer. Başka bir anlatımla, mülkiyet bu süre dolmakla el atan idareye geçer. Bu husus 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 705. maddesindeki "Taşınmaz mülkiyetinin kazınılması tescille olur. Miras, Mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanun da öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır" hükmü ile açıklığa kavuşturulmuştur. Diğer taraftan Anayasa Mahkemesince; 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 38. maddesi iptal edilmiş ise de, Anayasanın 153/son maddesi uyarınca; Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesi uyarınca, Kamulaştırma Yasasının 38. maddesinin iptal edilmesinden önceki kazanılmış haklara uygulanması imkanı da bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.05.2005 gün ve 2005/5-288 Esas-2005/352 sayılı kararında da bu husus benimsenmiştir. 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 38. maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilme ve dava tarihine kadar 20 seneden fazla süre geçmiş ise taşınmaz maliki olan davacı tarafın her türlü dava hakkı düşeceğinden, bu husus araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması, vs vs (Kararı gönderen üyemiz Sayın Av. Bülent Sabri Akpunar'a teşekkür ederiz.) |
29-05-2013, 09:32 | #10 |
|
6487 Sayılı Kanunla imar uygulamasından kaynaklı kamulaştırmasız el atma davalarında idari yargının görevli olduğu hüküm altına alınmıştır.
Kanunla bu hükmün kesinleşmemiş tüm davalara tatbik edileceği belirtilmiştir. Sonuç olarak Yargıtayda olanlar dahil imar uygulamasından kaynaklanan tüm kamulaştırmasız el atma davalarında adli yargı yerlerince GÖREVSİZLİK KARARI verilecektir. Yine Aynı kanunla kamulaştırmasız el atma davalarında maktu vekalet ücreti ödeneceğide hükme bağlanmıştır. BAZI KANUNLAR İLE 375 SAYILI KANUNHÜKMÜNDE KARARNAMEDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN Kanun No. 6487 Kabul Tarihi: 24/5/2013 |
09-09-2020, 14:41 | #11 |
|
sayın meslektaşlarım, sitede yaptığım araştırmalardan , 1974 yılında fiilen el atılan taşınmazımız için zamanaşımı sorununa takılmadan dava açabileceğimizi öngörüyorum. Ancak AYM kararlarının geriye yürümezliği ilkesince de çekincem bulunmakta. Bu konuda son durum nedir acaba?
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kamulaştırmasız el atma | hukukcu15 | Meslektaşların Soruları | 11 | 29-05-2013 09:36 |
Kamulaştırmasız el atma davalarında malikin değişmesi | Av.Gülay | Meslektaşların Soruları | 2 | 20-08-2011 13:19 |
Kamulaştırmasız El Atma Davasında Müstakbel El atma Olur Mu? | avukat.derviş.yıldızoğlu | Meslektaşların Soruları | 4 | 19-08-2011 15:04 |
Kamulaştırmasız el atma davası ve zamanaşımı Defii | Avukat halil | Meslektaşların Soruları | 13 | 21-12-2010 15:48 |
Kamulaştırmasız el atma | Av.Tevfik TATAR | Meslektaşların Soruları | 2 | 15-06-2007 13:15 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |