18-08-2006, 20:07 | #1 |
|
kasten yaralama suçu failinin tutuksuz yargılanması
saygıdeğer hukukçu meslektaşlarım,size bir sorum olacak.
bundan 2ay önce bir yakınıma karşı kasten yaralama suçu işlendi.ayrıca fail hakkında asliye ceza mahkemesinde kamu davası açıldı.ancak failin tutuksuz yargılanmasına karar verilmiş.duydugum kadarıyla fail uyuşturucu madde bağımlısı imiş.bildigim kadarıyla fiilde kasten yaralama[m.86] fiilinin ağırlaşmış hali sözkonusu.zira fiil bıçakla işlenmiş.yani hakimin 1,5 yıdan 4,5 yıla kadar hapis cezasına hükmetmesi gerekiyor.ancak olay akabinde yakınım olan mağdurun1 hafta boyunca tedavi altında kalmasına rağmen failin hemen serbest bırakılmış olması yakınlarımın adalet duygularını rencide etmiştir.peki bu faile uyuşturucu madde bağımlılarına özgü güvenlık tedbiri uygulanması gerekmez mi,daha da önemlisi failin tutuklu yargılanması gerekmezmiydi.sorumu cevaplarsanız sevinirim.saygılarımla... |
18-08-2006, 22:09 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Öncelikle yakınınıza geçmiş olsun diyorum. Tutuklama sebepleri CMK 100vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Tutuklama öncelikle bir tedbirdir ve koşulların bulunup bulunmadığının takdiri sorgu hakimine aittir.
Buna göre hakim somut olayda takdir yetkisini kullanmış ve bu şartların bulunmadığına kanaat etmiş ki tutuklama kararı vermemiş. Bu gibi olaylarda özellikle mağdur hakkında verilen rapor önemlidir. Burada büyük ihtimalle "Basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir" bir yaralanma olduğuna dair rapor verilmiştir. Ceza büyük ihtimalle alt sınır olan 1.5 yıl üzerinden tayin edilip buradan artırma ve indirimler yapılacağından. Ceza 2 yılı aşmayacaktır. 2 yılı aşmayan cezalarda tecil veya Adli Para cezasına dönüştürülebilmektedir. Bu hal ve şartlar altında tutuklama yoluna gidilmemesi normaldir. Ağırlaştırıcı bir hal olsaydı tutuklanabilirdi. |
18-08-2006, 22:21 | #3 |
|
Bazen silahla yaralama suçlarında bile tutuklama kararı çıkmayabiliyor.
|
20-08-2006, 14:19 | #4 |
|
Kasten Yaralama
sn.av.doğanel verdiğiniz cevap için teşekkür ederim.
ancak sözkonusu fiil mükerrir fail tarafından işlenmiş olduğu için cezanın ertelenememesi gerekir.zira sözkonusu failin birçok kez hapis cezası aldığı biliniyor.ayrıca failin toplumsal tehlikeliliği yüksek birisi olduğu için ve suçun işlendiği günden sonraki mağdurun yakınlarına karşı tehdit niteliği taşıyan hareketlerde bulunması nedeniyle tutklanmama kararının hatalı olduğunu düşünmekteyim.yine yaralama fiili uyuşturucu madde etkisinde işlendiği için m.190 ve m,191 hükümleri gereğince kovuşturma yapılması gerektiğini düşünüyorum.ayrıca söylemek gerkir ki bıçak darbelerinin karında barsak bölgesine isabet etmesi, mağdurun -söylemesi hoş olmasa da-barsaklarının dışarı çıkmış olması ve mağdurun bu nedenle 1 hafta tedavi görmesi bana ortada basit bir yaralama olmadığını düşündürüyor. ancak hernekadar tutuklanma kararı verilmemiş olsa da sonuç olarak fail hakkında mahkumiyet verildiğinde yine mahkum olacağı süre kadar hapis yatacaktır.saygılarımla... |
20-08-2006, 15:29 | #5 | |||||||||||||||||||
|
Verdiğiniz bilgilere göre gerçekten hatalı bir tutuklama kararı söz konusu. Bağırsakların dışarı çıktığı bir durumda "Kişinin Hayati Tehlikesi" olacağını düşünmek için hekim olmaya bile gerek yoktur. 87'deki Neticesi Sebebiyle ağırlaşmış yaralama vardır ve ceza artacaktır. Ancak tekerrür kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı halinde söz konusudur. Kişinin henüz sorgu hakiminin önünde olduğu durumda tekerrürün bir gerekçe olarak düşünülmesi mümkün değil. Sabıkalı kişi olması tutuklama için kanaat olabilir. Uyuşturucu ise şöyledir. Eğer uyuşturucu bağımlısı olduğunu sorgu esnasında belirtmiş ise tabi ki tahkikat yapılır. Ancak Uyuşturucu kullanma artık yalnızca tedavi tedbirine uymama koşulu ile cezalandırılıyor. Olayın içinde ayrıca uyuşturucu soruşturuluyor mu onu anlayamadım. Bu durumda genel uygulama tutuklama yapmak şeklindedir ama neden böyle olmuş anlamadım. Belki eylemin fail tarafından yapıldığı konusunda kuvvetli şüphe oluşturacak yeterli delil yoktur. Ya da keyfi bir durum... Öte yandan failin mağdurun yakınlarını tehdit etmesi olay gününden sonra gelişen yeni eylemlerdir ve ayrı müracaatları ve ayrı soruşturmaları gerektirir. Bu durumda bu konuda müracaatta bulunursanız bu konular ayrı ayrı kamu davalarına sebep olacaktır. Tekrar geçmiş olsun. |
21-08-2006, 13:54 | #6 |
|
ıustınıanus
cevabınız için teşekkür ederim. saygılarımla...
|
22-08-2006, 12:23 | #7 | |||||||||||||||||||
|
Sn.Doğanel, Bağırsaklar karın zarının hemen altında olduğundan bağırsakların tamamıyla dahi dışarı çıkması her durumda hayati tehlikeye yol açmaz. Bu yönde verilmiş raporlara istinaden hüküm kurulan birçok yargıtay kararı da mevcuttur. Site üyelerinin yanlış bilgilenmemesi için dipnot olarak bu mesajı yazma gereği duydum. Selam ve saygılarımla... Av.M.Aydın Bilen |
31-08-2006, 17:47 | #8 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sn. Bilen
Katkınız ve ikazınız için teşekkürler! Ancak sanırım anlayış yeni dönemde biraz değişiyor. Şöyle ki! Adli Tıp Kurumunun internet sitesinde yeni TCK uygulamasında nasıl rapor verileceğine dair kapsamlı bir bilgi yazısı var. Buna göre
http://www.atk.gov.tr/yeni_tck.swf Durum uygulamayla ve yeni kararlarla netleşecek sanırım. |
20-10-2006, 19:26 | #9 |
|
arkadaşlar yeni tck da yapılması düşünülen yeni değişikliklerle bu sorun galiba artık çözüme kavuşacaktır.zira bildiğim kadarıyla tasarıda kasten yaralama,yağma... suçlarında failin tutuklu yargılanması öngörülüyor.belirttiğim üzere bu tür durumlarda failin tutuksuz yargılanması toplum vicdanını sızlatmaktadır.değişiklik gerekçesi de muhtemelen bu fikir olacaktır.
|
06-11-2006, 11:52 | #10 |
|
selamlar....66 yasında bir müvekkilim kasten yaralama sucundan halen tutuklu olarak yargılanmaktadır.....rapor hayati tehlike olduğu yönündedir......ilk celsede tahliye talebim reddedilmiştir.
|
09-01-2007, 15:00 | #11 |
|
Artık 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ceza Kanunu değişiklikleri ile Silahla işlenen Kasten Yaralama Suçunda tutuklama kararı verilebilmektedir.Zira yeni değişiklik şu şekildedir.
"5271 sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendine, (2) ve (5) numaralı alt bentlerinden sonra gelmek üzere, sırasıyla aşağıdaki alt bentler eklenmiş ve diğer alt bent numaraları buna göre teselsül ettirilmiştir. "3. Silahla işlenmiş kasten yaralama (madde 86, fıkra 3, bent e) ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (madde 87)," Umarım bu düzenleme adalet duygularına daha çok hitap eder.Cezanın amacı olan Islah,ödetme ve değerlendirme bu şekilde gerçekleşebilir. |
21-05-2010, 12:31 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Sn.Bilen Bahsetmiş olduğunuz yargıtay kararı/kararları sizde mevcut ise bilgilerini öğrenebilirmiyim. Şu an zor bir durumda olan yakınımın çok ihtiyacı olacak çünkü. Şimdiden teşekkür ederim. Saygılar... |
07-07-2010, 15:36 | #13 |
|
Vücutta meydana gelen yaralanmaların Adli Tıp Kurumu ve bu kuruma şube müdürlüklerince vasıflandırılmasında kullanılan bir rehber var. Adli Tıp Kurumu'nda görevli doktorlar yaraların vasıf ve hayati tehlikeye neden olup olmadığı konusunda bu rehberi kendilerine yol gösterici olarak kullanmaktalar.
http://www.adlitabiplik.saglik.gov.t...gen_rehber.pdf Karın ve bağırsak bölgesinde meydana gelen yaralanmalarda, bırakın bağırsakların dışarı çıkmasını, herhangi bir damarda harabiyet meydana gelmese dahi, Adli Tıp Kurumu bölge itibariyle "hayati tehlike geçirmiştir" raporu vermektedir. |
09-07-2010, 01:09 | #14 |
|
sayın iustinianus 5237 sayılı TCK'nun
86/1 fıkarasına göre; Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Demektedir. Ancak bu suç silahla işlenirse (bıçak veya silahtan sayılan demir çubuk taş odun vb) aynı maddenin e fıkrası gereğince;e) Silâhla, İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Dolayısı ile hakim alt sınırdan ceza verirken; MADDE 61. - (1) Hâkim, somut olayda; a) Suçun işleniş biçimini, b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları, c) Suçun işlendiği zaman ve yeri, d) Suçun konusunun önem ve değerini, e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını, g) Failin güttüğü amaç ve saiki, Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. (2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır. (3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hâllerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz. (4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hâllerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır. (5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir. Cezayı belirler. Uyuşturucu madde kullanma suçuna gelince; bahsettiğiniz kişinin uyuşturu madde kullanmaktan dolayı ceza alması için öncelikle söz konusu kişinin uyuşturucu madde kullanırken yakalanması gerekir veya kullandıktan çok kısa bir süre yakalanması gerekir ki; kan idrar ve saç tahlilinden uyuşturucu kullandığı tespit edilebilsin. Zira aradan 2 gün bile geçmekle artık tahlilde uyuşturucu kullandığı çıkmamaktadır. Diyelim ki uyuşturucu madde kullandığı sabit. Bu durumda bile kişinin sabıkası yoksa denetimli serbestlik tedbirine hükmedilir ve denetimli serbestlik tedbirlerinin gereğine uygun olarak sanık tedavi görürse hapis de yatmaz. Ancak bu kararı verebilmesi için sanığın önceden benzer bir suçtan dolayı sabıkasının olmaması gerekir. müesssir fiil sonucunda ise sanığa verilecek ceza 2 yılın altında ise seçenek yaptırımlara(şartlarıda var ise) erteleme, para cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakıulması)tabi tutulabilir. Bu yüzdende başta hapis yatması tazminata neden olacağından ve verilecek ceza kısa süreli olduğundan bir tutuklama nedeni gözükmüyor. Neden mi? çünkü Ceza kanunumuzda tutuklama nihayetinde bir tedbirdir ve başka şekilde amaca ulaşılabiliyorsa tutuklama kararı verilemez. |
09-07-2010, 12:44 | #15 |
|
Tutuklama Kararı
Tutuklama kararı nihayetinde tedbirdir. Yaralama suçu CMK'nun 100. Maddesi nde ki tutuklamayı gerektir katalog suçlardan da değildir. Dolayısı ile hakimin vermiş olduğu karar yanlış diyemeyiz. Takdirini dopru olarak bu yönde kullanmıştır. Çünkü kimse yargılanmadan suçlu ilan edilemez Siz ise çoktan mahkemeyi sonuçlandırmışsınız ve vicdanınızda da hükmü kurmuşsunuz. Şahıs ancak kanuni şartları varsa tutuklanabilir. Bu olayda da alacağı ceza 1.5-4.5 yıl değil 2 yıldan 5 yıla dır. Uyuşturucu madde kullanıcılığından ise sabıkası yoksa ve denetimli serbestlik kararının gereğini yerine getirirse hapis yatmayacaktır.
|
29-05-2011, 13:07 | #16 |
|
sayın üye tutuklama nedenleri ve hangi hallerde tutuklama kararı verileceği kanunda belirtilmiştir.asıl olan tutuksuz yargılamadır.diğer sorunuza cevap vermek gerekirse, tamamen tıbbi bir konu.kişi hakkında alıcak rapor doğrultusunda tedbir uygulanıp uygulanmayacağına karar verilir.kolaylıklar dilerim
|
18-10-2012, 12:27 | #17 |
|
cmk 100/3 maddesinde ’Silahla işlenmiş kasten yaralama (madde 86, fıkra 3, bent e) ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (madde 87)’’
ifadesinden, aradaki ''ve 'sebebi ile ikisinin beraber olması gerektiği sonucunu çıkarıyorum. Özetle sadece 86 md. 3/e nin tek başına yeterli olmadığını ,silahlı yaralama sonu md. 87 hükümlerinin de beraber vücud bulmuş olması gerektiğini düşünüyorum. Bu da benim yorumlamam. Saygılarımla. |
25-07-2013, 17:50 | #18 |
|
Suç m.100 de ki kataloga girse bile tutuklama sebeplerinin varlığı ya da yokluğu yine de değerlendirilmelidir.Çünkü tutuklama sebepleri varsayılabilir diyor tutuklanır demiyor.Olay başımıza ya da yakınlarımızın başına geldiğinde bende dahil sanık ve ya şüphelinin tutuklanma yoluyla cezasını çekmesini istiyoruz malesef.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Avukat yargılanması | Av. Muzaffer ERDOĞAN | Meslektaşların Soruları | 3 | 16-01-2009 00:39 |
Tele-yaralama (tck 123) | Armağan Konyalı | Hukuk Sohbetleri | 4 | 04-07-2007 20:07 |
Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi : TCK başlığı hatalı mı? | canerilkan | Hukuk Soruları Arşivi | 10 | 11-01-2007 13:19 |
Memurların Yargılanması | volkan | Hukuk Soruları Arşivi | 3 | 10-01-2007 17:57 |
taksirle adam yaralama | av.zuhala | Meslektaşların Soruları | 15 | 05-09-2006 01:05 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |