Kira Alacaği

Tüm meslektaşlarıma iyigünler dilerim.
Müvekkil,01/01/2011 tarihinde kiraci ve kiracının kefili ile 10 senelik kira akdi imzalıyor.müvekkil yurtdışında ikamet ediyor ve bu nedenle sözkonusu gayrimenkul ile ilgilenemiyor, fakat kiracı 18 ay boyunca kirayı ödemiyor.Müvekkil Türkiye'ye geldiğinde 01/10/2012 tarihinde kiracı ile tahliye taahhütnamesini imzalıyor kiracı borcunu ödeyeceğini söylüyor ve gayrimenkulu boşaltıyor.Fakat borcuda ödemiyor.
Kefilin 3 dairesi var fakat heran satabilir bu nedenle en hızlı hangi yolu izlemem gerekir.?

İhtiyati haciz + icra takibi ( adi kefalet hükümlerini dikkate alınız.. )

bende aynı kanaatteyim fakat bu ihtar mevzusunda kafam karışık maalesef, burada 2 haklı ihtar yapılması gerekli mi?
ihtiyati haciz yapamadığımız takdir de evi satamaması adına ilamsız takip yapılabilinir mi?

30 GÜNLÜK SÜRE ZARFINDA KİRA ALACAĞI ÖDENMEMİŞ İSE TEMERRÜT NEDENİYLE TAHLİYE VE KİRA ALACAĞI DAVASI AÇABİLİRSİNİZ.Bu durumda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi'dir.Benim uygulamam ve halihazırdaki mevzuat hükümleri bu yöndedir.
İlamsız takip de yaparak aynı sonuca ulaşabilirsiniz.Tabii yine 30 günlük süre verilmesi şarttır.Bu süre içerisinde evi satarsa şayet, tasarrufun iptali davası gibi uzunca sürecek bir süreyi göz önüne almalısınız..

Kiracı evi boşaltmış diyorsunuz. O halde neden örnek 13 yapacaksınız?
Diğer yandan her yıl için kira bedeli belirlenmiş midir? Cevabınız hayır ise 1 yıldan sonrası için kefili sorumlu tutmanız zor görünüyor.
İlamsız takip yapıp kefilin itiraz etmemesi halinde evlere haciz koymaktan başka çare yok gibi. İhtiyati haciz talep ederseniz mahkemenin alacağın varlığı az çok ispat edilmeden ihtiyati haciz kararı vermeyeceğini düşünüyorum.

İhtiyati haciz kararı almanız mümkün değil, ilamsız takip yapmanız gerekecek, ancak konutta kiracı ile birlikte oturanların kefaletinin nitelikli (müteselsil) olarak kabul edilmesi gereğine dair Yargıtay kararları mevcut, size faydası olabilir.

Kiracının evi boşalttığını dalgınlıkla fark edememiştim...
1)İhtiyati haciz talep edilebilir, şartları oluşmuştur. ( İİK mad.257 )

2)YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
Tarih: 13.11.1996 Esas: 1996/12-589 Karar: 1996/760

İtirazın Kaldırılması - Kira Sözleşmesindeki Kefilin Sorumluluğunun Kira Süresi ile Sınırlı Olduğu


Özet:Kira sözleşmesindeki kefil, kira süresi ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Sözleşmenin yenilenmesi halinde kefaletin devam edeceğine ilişkin beyan kira miktarı muayyen olmadığından geçerli değildir. İtirazın kaldırılması davasının bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir. Bu hususlar göz önünde bulundurulmadan hüküm tesisi bozmayı gerektirir.
3)Kira sözleşmesinde kefilin müşterek ve müteselsil kefil olduğu yazılı değilse asıl borçluya yapılan icra takibi sonuçsuz kalmadan kefile müracaat edilemez.
4)T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/5059

K. 2006/7401

T. 26.6.2006

• KEFİLİN SORUMLU OLDUĞU AZAMİ SÜRENİN BELLİ OLMASI ( Ne Kadar Uzayacağı Belirsiz Bir Kira Süresine İlişkin Olan ve Kefili Sınırsız Bir Sorumluluk Altına Sokan Sözleşme Hükümleri Geçerli Olmadığı )

• KİRA SÖZLEŞMESİNDE KEFALET ( Süresi ve Ödenecek Kira Parasının Miktarı Açıkça Gösterilmiş Kira Sözleşmesini Kefil Sıfatıyla İmzalayan Kişi Sözleşmede Gösterilen Kira Süresi Boyunca Kiracının Ödemekle Yükümlü Bulunduğu Kira Paralarından Sorumlu Olduğu )

• KİRA SÖZLEŞMESİNİN UZAMASI HALİNDE KEFİLİN SORUMLULUĞU ( Kefilin Sorumluluğunun Devam Edebilmesi İçin Öncelikle Bu Hususun Sözleşmede Açıkça Kararlaştırılmış Olması Gereği )

6570/m.11

818/m.484

ÖZET : Borçlar Kanunu'nun 484. maddesi hükmü gereğince yazılı şekilde düzenlenmiş, süresi ve ödenecek kira parasının miktarı açıkça gösterilmiş kira sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalayan kişi sözleşmede gösterilen kira süresi boyunca kiracının ödemekle yükümlü bulunduğu kira paralarından kefil sıfatıyla kiralayana karşı sorumludur.
Kira süresinin, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun'un 11. maddesi gereğince uzadığı hallerde, uzayan kira süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için; öncelikle bu hususun sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olması gerekir. Bunun yanında, kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağı da açıkça gösterilmiş olmalıdır. Ne kadar uzayacağı belirsiz bir kira süresine ilişkin olan ve kefili sınırsız bir sorumluluk altına sokan sözleşme hükümleri geçerli değildir.
5)
T.C.YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/5082
K. 2005/6635
T. 27.6.2005

• KİRA ALACAĞI İÇİN BAŞLATILAN TAKİP ( İtirazın Kaldırılması - Borçlu İflas Etmedikçe Veya Hakkındaki Takip Sonuçsuz Kalmadıkça Adi Kefile Müracaat Edilemeyeceği )

• ADİ KEFALET ( Borçlu İflas Etmedikçe Veya Hakkındaki Takip Sonuçsuz Kalmadıkça Müracaat Edilemeyeceği - Kira Alacağının Tahsili İçin Başlatılan İcra Takibi )
• KEFİL ALEYHİNE İCRA TAKİBİ ( Borçlu İflas Etmedikçe Veya Hakkındaki Takip Sonuçsuz Kalmadıkça Adi Kefile Müracaat Edilemeyeceği )
818/m. 486

ÖZET : Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması talebine ilişkindir. Davaya dayanak kira sözleşmesindeki kefalet adi kefalet niteliğindedir. Kiralayanın adi kefile müracaat edebilmesi için borçlunun iflas etmesi veya hakkındaki icra takibinin sonuçsuz kalması ya da borçlu hakkında Türkiye'de tahkikat icrasının imkansız hale gelmesi gerekir. Açıklanan koşullar oluşmadığı halde kefil aleyhinde icra takibi yapılıp bilahare dava açıldığından kefil hakkındaki davanın reddi gerekir.
6)T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/5733
Karar: 2005/7114
Karar Tarihi: 05.07.2005
ÖZET: Adi kefilin borçtan sorumlu tutulabilmesi ancak kefalet sözleşmesinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında takibat icra olunup da alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması halinde mümkündür. Bu koşullar gerçekleşmediğine göre kefil hakkında açılan davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

(818 S. K. m. 44, 98, 486)
7) 2006 tarihli bir Hukuk Genel Kurul Kararında;

“………Borçlar Kanunu'nun 484. maddesi ve anılan İçtihadı Birleştirme Kararı birlikte değerlendirildiğinde, kira sözleşmelerindeki kefaletler bakımından şu saptamalar yapılabilmektedir:

Yazılı şekilde düzenlenmiş, süresi ve ödenecek kira paralarının miktarı açıkça gösterilmiş bir kira sözleşmesini kiracının kefili sıfatıyla imzalayan kişi; sözleşmede gösterilen kira süresi boyunca, kiracının ödemekle yükümlü bulunduğu kira paralarından, kefil sıfatıyla kiralayana karşı sorumludur. Zira, böylesi bir durumda, kefilin sorumluluğu süre ve miktar itibariyle belirlidir; kefil, sorumluluğunun kapsamını ve sınırlar

ını bilmektedir.

Kira süresinin, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun'un 11. maddesi gereğince uzadığı hallerde, uzayan kira süresi bakımından kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için; öncelikle bu hususun ( kefilin sorumluluğunun uzayan dönem için de devam edeceğinin ) sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olması gerekir. Bunun yanında, kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının açıkça gösterilmiş olması da şarttır. Eş söyleyişle, ne kadar uzayacağı belirsiz bir kira süresine ilişkin olan ve kefili sınırsız bir sorumluluk altına sokan sözleşme hükümleri geçerli değildir. Hakim, bu yönleri resen dikkate almakla yükümlüdür. …..”

hükmüne yer verilmiş ve ancak tüm bu şartları taşıyan bir kira sözleşmesinde kefilin kefaletinin geçerli olacağı ve yenilenen dönemlerde de devam edeceği açıkça belirtilmiştir. Aksi takdirde kefilin sorumluluğundan söz edilemeyecek ve ev sahipleri kira alacaklarının tahsili bakımından sahip olmak istedikleri güvenceden yoksun kalacaklardır.

cevaplarınınz için çok teşekkür ederim. kefil müşterek ve müteselsil kefil ve sözleşme 10 yıllıktır. Haliyleaçılacak takipte kefile haciz işlemi gerçekleştirmekte vs. bir sıkıntı yoktur. Fakat kefil, kiraya verenin kardeşi ve ve kira bedellerini kendisi almıştır. Müvekkile göndermemiştir.ihtiyati haciz işlemi yapamıyorum müvekkil teminat yatıramam dedi. Bu durumda ilamsız takip açmam gerekecek. Bu duruma istinaden ihtar çekmem gerekir mi?

İhtara gerek yok, doğrudan takip yapın.Bildiğiniz yolda yürüyün....