Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Islahla ZamanaŞimi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-07-2007, 12:02   #1
Av. C. Erol Bayrakdar

 
Varsayılan Islahla ZamanaŞimi

Sayın Meslektaşlarım

Yargıtay 2. HD'nin 02.03.2004 tarihli 1098/2590 sayılı kararının metnine esas no.sını bulamadığım için ulaşamadım.Bu kararın esa no.sını bilen var mı ? Ya da bu karar metni elinde olan var mı ?
İlgize şimdiden teşekkür eder,saygılarımı sunarım.
Old 23-07-2007, 13:20   #2
ecesaka

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/1098
K. 2004/2590
T. 2.3.2004
• ISLAH YOLUYLA İLERİ SÜRÜLEBİLME ( Zamanaşımı Def'i - Zamanaşımı Süresini Kaçıran Davalının Islah Yoluyla Zamanaşımı İtirazında Bulunması )
• ZAMANAŞIMI İTİRAZI ( Islah Yoluyla İleri Sürülebilmesi )
• SÜREYİ KAÇIRAN DAVALININ ZAMANAŞIMI İTİRAZINA DAVACININ KARŞI ÇIKMASI ( Islah Yoluyla Zamanaşımı İtirazında Bulunabilme )
1086/m.188,189,202/son
ÖZET : Davalı süresi geçtikten sonra verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş, davacı süresi geçtikten sonra yapılan zamanaşımı savına karşı çıkmış, davalı bunun üzerine ıslah dilekçesi vererek zamanaşımı savını yenilemiştir. Dairenin çoğunluğu süresinde yapılmayan zamanaşımı itirazının ıslahla yenilenebileceğini ve davacının bu işleme karşı çıkamayacağını savunarak mahkemenin davayı zamanaşımı nedeni ile reddetmesini onaylamıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre;

SONUÇ : Yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, 02.03.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ :

Konu: Davalı süresi geçtikten sonra verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş, davacı süresi geçtikten sonra yapılan zamanaşımı savına karşı çıkmış, davalı bunun üzerine ıslah dilekçesi vererek zamanaşımı savını yenilemiştir. Dairenin çoğunluğu süresinde yapılmayan zamanaşımı itirazının ıslahla yenilenebileceğini ve davacının bu işleme karşı çıkamayacağını savunarak mahkemenin davayı zamanaşımı nedeni ile reddetmesini onaylamıştır. Sayın çoğunluğun bu görüşlerine aşağıda belirtilecek nedenlerle katılma olanağı görülmemiştir.

Öncelikle usul hukukunun olayla ilgili temel kavramlarının tanımını yaptıktan sonra kanun irdelenmesi olayın daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.

1- Islahın Tanımı: Öğretideki hakim görüşe göre tanım; Islah taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltmesidir. ( Kuru - usul ) ( 1974 s. 608; Postacıoğlu - usul s. 453; berkin - usul sayı 145 bilge / önem s. 358; karafakik s. 236; Üstündağ usul s. 454; Yılmaz -ıslah 1982 s. 26-benimsenen bu tanım Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 83. maddesinde anlamını bulan tanımda en yakın tanımdır.

2- Islahın bir başka tanımı ise; Islah iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağını ortadan kaldıran bir imkandır. ( Üstündağ Medeni Yargılama Hukuku 1989.4.bası sh. 454 )

DAVA : Bir başkası tarafından ( davalı ) öznel ( subjektif ) hakkı zedelenen veya tehlikeye sokulan veya kendisinden haksız bir istekte bulunan kimsenin ( davacı ) mahkemeden hukuki korunma istemesidir.

Mahkemelerinin hukuki korumayı, en çabuk en adil ve ekonomik koşullarda yerine getirmek sağlamak üzere usul kuralları düzenlenmiştir. Usul kuralları genellikle emir edici kurallardır. Tarafların ve hakimin bu kurallara uyması zorunludur. Islahla ( usule ilişkin işlemlerden kabul edilen ) iddia ve savunmaların değiştirilebilmesine usulde yer verilmesi, davaların çabukluğu ve ekonomikliği nedenlerinden kaynaklanmaktadır.

Islahla ilgili usul kuralları:

1-Taraflar usule ilişkin işlem tamamen veya kısmen ıslah edebilir. ( m.83 ) Tahkikata tabi davalarda ıslah tahkikat sona erinceye dek yapılabilir. ( m.84 )

2-Islah yapan tarafın ıslahı götürdüğü tarihe kadar yapılmış olan işlemlerin, yapılmamış olmasını sağlar. ( m.87 )

3-Davalı cevap dilekçesi ile karşılık dava dahil olmak üzere tüm iddia ve savunmalarını ve savunma nedenlerini birlikte bildirmek üzere cevap dilekçesini davacıya tebliğ ettirdikten sonra onun onayı olmadan savunma nedenlerini genişletemez, değiştiremez.

Islah, bu kuralların ayrıcasıdır. ( m.202/1.2.3 ) öğretide tartışılan konu ( m.202/son ) ıslahın süreli usul işlemlerini kapsayıp kapsamayacağıdır.

Öğretideki bu tartışmaya girmeden önce, davanın açılması sonuçları iddia ve savunmanın ne şekilde yapılması gerektiğine ilişkin usul kurallarına değinmekte yarar vardır.

Davacı dava dilekçesi ile iddiasını ve iddianın dayanağı olan tüm olayları hukuki nedenlerini açıklamak ( m.179 ) davada dayanacağı dilleri bildirmekle yükümlüdür. ( m.163-180 )

Dava açılmakla taraflar yönünden oluşan sonuçlar:

1-Davalının onayı olmadan davacı davasını takipsiz bırakamaz.

2-Davalının onayı olmadan davacı davasını genişletemez, içeriğini değiştiremez.

3-Davada feragat ve ıslah bu kuralların ayrıcasıdır. ( m.185 )

İlk itirazlar ( md.197 ) ilk itirazların ileri sürülme zamanı ilk itirazlar davalı için cevap için öngörülen on günlük süre ( m.185 ) içinde veya hakim bir süre belirlemiş ise belirlenen bu süre içinde bildirmekle yükümlüdür. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 198. maddesinin öngördüğü ayrıcalıklardan yararlanma halinde öngörülen süre içinde bir itirazın yapılmış olması gerekir.

Davalı cevap vermek zorunda değildir. Davayı cevapsız bırakabilir. Bu halde uygulama davanın tümüyle red edildiğini kabul edilmektedir. ( m.201 ) Ancak cevap verilmiş ise cevabın yasal süre içinde yapılmış olması ve davalının dayandığı tüm olayları ve yasal dayanaklarını iddia ve savunmalarını kapsaması gerekir. ( m. 201 - 202 )

Yasanın belirlediği sürelerin hukuki niteliği: Yasanın belirlediği süreler kesindir. Bu süreler içinde yapılması gereken işlem yapılmamış ise bu hak sakıt olur. Hakim belirlediği sürenin kesin olduğunu kararlaştırabilir. Aksi halde süreyi geçiren taraf yenisini isteyebilir. ( m.163 ) Yasanın belirttiği süreler ve hakimin kesin olarak verdiği süreler ile hakimin verdiği ikinci süre hak düşürücü süredir.Bu husus yasada "bu hak sakıt olur" ve ikinci süreyi kaçıran tarafa yeniden süre verilmez. Sözleriyle açıklanmıştır. ( HGK. 7.10.1994 gün 1417 / 612 sayılı karar )

Hak düşürücü süreleri hakim tarafların ileri sürmesini beklemeksizin doğrudan dikkate alır. Zira yasa koruyucunun hak düşürücü süreyi koymasında kamu yararı egemendir.

Hukuki işlemin ıslahla düzeltilmesi, geçerli bir hukuki işlemin varlığını gerektirir. O halde dava dilekçesi olmadan, davacının cevap dilekçesi olmadan, davalının ıslah işlemine başvurması mümkün değildir. Hak düşürücü süreye tabi bir dava süre geçtikten sonra açılmış ise hakim doğrudan dava koşulu bulunmadığından, dava belirlenen zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılmış ise davalının yukarıda belirtilen ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 163. maddesi uyarınca hak düşürücü olan on günlük cevap süresi içinde zaman aşımı itirazı ile karşı çıkmış ise hakim esasa girmeden davayı red etmekle yükümlüdür. Hakim süresi içinde zaman aşımı itirazı yapılmamış ise davanın esasına girecektir. Süresinden sonra yapılmış olan zamanaşımı itirazı hiç yapılmamış gibidir. ( 2.H.D 31.03.1995 gün 2932/3861 ve 12.06.1995 gün 6121/6916 S.K ) Belirtilen bu kabul şekli yargının kararlılık kazanmış görüşüdür. ( 15.H.D 19.12.1975 gün 4013 - 5019 S.K. )

Bu düşünceler çerçevesinde süresi geçtikten sonra yapılmış ve karşı çıkılmış bir savunma hiç yapılmamış gibidir. Aynı hukuk sonucu doğurur.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 83. maddesi taraflardan birinin usule ilişkin işlemini ıslah yolu ile düzeltilmesi mümkün kılınmıştır. Davaya cevap vermemiş veya verdiği cevap verilmemiş hükmünde kabul görmüş ise, ortada yapılmış bir işlem olmadığından o işlemin düzeltilmesi de söz konusu edilemez.

Zamanaşımı itirazı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 187. maddesinde sayılan ilk itirazlardan olmamakla beraber öğreti ve uygulamada zamanaşımı itirazının da on günlük cevap süresi içinde yapılması gerektiğinde görüş birliği vardır. O halde cevap süresi içinde yapılmamış olan zamanaşımı itirazının dikkate alınması davasının karşı çıkmaması ile olasıdır. ( m.202/2 ) Diğer taraf onay vermemiş ise zamanaşımı itirazı yapılmamış gibidir. Dikkate alınmaz.

Somut olayda birinci cevap dilekçesi ve bu dilekçe ile yapılan zamanaşımı itirazı on günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapılmış ve davacı bu itiraza süresinde karşı çıkmıştır. O halde yukarıdaki açıklamalar gereği zamanaşımı itirazı yapılmamış gibidir. Yapılmamış hukuki bir işlemin ıslahla düzeltilmesinin düşünülmesi temel hukuk kurallarıyla bağdaşmaz. ( Üstündağ süresinde cevap vermemenin müeyyidesi vardır. İstanbul Barosu dergisi 1962 sayı ve 4 sn 34 )

2- Süresinde yapılmayan zamanaşımına karşı çıkılmakla karşı koyan taraf için yasadan kaynaklanan kazanılmış hak doğmuş olur. Kazanılmış bir hak ıslahla ortadan kaldırılamaz. Zira bir tarafa hak tanınırken, diğer tarafın hakkı ortadan kaldırılmakla Anayasal eşitlik hakkı zedelenmektedir. ( Anayasa md. 10 )

3-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 202/son fıkrası cevap dilekçesinin süresi içinde verenlere tanınmış bir olanaktır. Süreyi geçirmiş olanlar bu haktan yararlanamaz. ( Üstündağ a.g.e. sh.35 )

4-Yargının kararlılık kazanan uygulamalarında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 202/son fıkrasının zamanaşımı itirazlarında uygulanma olanağı bulunmadığı yönündedir.

5- Olayımızda davalı, süresi geçtikten sonra zamanaşımı itirazında bulunmuştur. O halde ıslahla düzeltilmesi gereken usule ilişkin hukuki bir işlemin varlığından da söz edilemez. Yasal sürelerin ıslahla etkisiz hale getirilmesi de olası değildir. Zira yasal süreler tarafların yapması gereken usuli bir işlem değildir. O halde davalı yönünden yapılmamış hükmünde olan zamanaşımı itirazının dikkate alınmaması ve işin esasının incelenmesi gerekir.

Sayın çoğunluğun davanın zamanaşımına uğramış olması nedeni ile reddine ilişkin kararın onaylamasına katılmıyorum. Hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekir.

Başkan

A.İhsan Özuğur
Old 23-07-2007, 14:50   #3
Av. C. Erol Bayrakdar

 
Varsayılan

Sayın Ece Saka
Gönderdiğiniz Yargıtay kararı çok faydalı oldu.Zahmetiniz için çok teşekkür eder,saygılarımı sunarm.
Av. C. Erol Bayrakdar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Mal Rejimleri Davalarında Zamanaşimi Süresı Doc.Dr.Şükran ŞIPKA Aile Hukuku Çalışma Grubu 18 21-02-2017 14:08
Hirsizlik ZamanaŞimi tolga Meslektaşların Soruları 0 10-07-2007 08:19
Yüce Divandan Zamanaşimi Dersi kum Hukuk Haberleri 1 12-11-2006 14:57
ZamanaŞimi İtİrazinda Bulunulmayan Takİp avyusuf Meslektaşların Soruları 1 31-07-2006 17:03
Şufa Hakkinda ZamanaŞimi Av.Elvan Akkaya Meslektaşların Soruları 3 09-05-2006 17:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04007101 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.