Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Avukat/Kamu Görevlisi Değil/Yeni Yargıtay Kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-12-2012, 19:39   #1
av.ankarahukuk

 
Varsayılan Avukat/Kamu Görevlisi Değil/Yeni Yargıtay Kararı

Geçenlerde bir meslektaşımın müşteki olarak yer aldığı hakaret davasında hakimle olan kısa sohbetimde hakim, avukatların yakın bir zamanda verilmiş Yargıtay kararında kamu görevlisi sayılmadığına dair karar duyduğunu ifade etti. Araştırmalarıma rağmen şu ana kadar bu yönde bir bilgiye ulaşamadım. Bu konuda bilgisi veya duyumu olan meslektaşlarımın katkısını bekliyorum. Saygılarımla.
Old 03-12-2012, 20:41   #2
olgu

 
Varsayılan

Bahsettiğiniz karar 4. ceza dairesinin 2011 tarihli kararı.


T.C. YARGITAY

4.Ceza Dairesi
Esas: 2009/3133
Karar: 2011/3082
Karar Tarihi: 14.03.2011


TEHDİT VE HAKARET SUÇLARI - SANIKLARIN HACZİ ENGELLEMEYE YÖNELİK KATILAN AVUKATA TEHDİTLE DİRENME EYLEMLERİ - AVUKATIN HACİZ SIRASINDAKİ GÖREVİNİN YARGI FAALİYETİNE İLİŞKİN BULUNMADIĞI - FAZLA CEZA BELİRLENMESİNİN İSABETSİZLİĞİ

ÖZET: Sanıkların haczi engellemeye yönelik katılan avukata tehditle direnme eylemleri nedeniyle, alacaklı vekili olan avukatın haciz sırasındaki görevinin <yargı faaliyetine> ilişkin bulunmadığı gözetilmeden fazla ceza belirlenmesi isabetsizdir.


(2709 S. K. m. 141) (5271 S. K. m. 34, 230) (5237 S. K. m. 61, 265)

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:

1- Sanık M. A. hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;

Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik katılan Y. K.'ın temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

2- Sanıklar M. A. ve İ. A. hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;

Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

a- Anayasanın 141/3, 5271 saydı CYY. nın 34, 230/1. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının davanın tarafları ile herkesi inandıracak ve Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması, Yargıtay’ın gerekçelerde denetimi sağlaması ve disiplin işlemini yerine getirmesi için, kararın dayandığı tüm veriler ile bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, bu bağlamda iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler, kanıtların tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtların belirtilmesi, yargılama sonucunda oluşan vicdani kanıya göre, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen eylem ve bunun nitelendirilmesine ilişkin değerlendirmelerin açıkça gerekçeye yansıtılması gerektiği, buna göre sanıkların hangi söz ve eylemlerle, nerede hakaret ve tehdit suçlarını işledikleri, hakaret suçlarında aleniyet unsurunun ne şekilde oluştuğu, sanıkların tehdit eylemlerinin olayın gelişimine, eylemler arasındaki zaman aralığına göre ne şekilde fikir ve irade birliği içinde gerçekleştirildiği kanıtlara dayalı olarak gösterilmeden, yetersiz gerekçe karar verilmesi,

b- Sanıkların haczi engellemeye yönelik katılan avukata tehditle direnme eylemleri nedeniyle, alacaklı vekili olan avukatın haciz sırasındaki görevinin <yargı faaliyetine> ilişkin bulunmadığı gözetilmeden, TCY. nın 265/2 madde ve fıkrası uygulanarak fazla ceza belirlenmesi,

c- TCY. nın 61. maddesindeki ölçütler ve aynı yasanın 3. maddesindeki <fiilin ağırlığıyla orantılı ceza verilmesi ilkesi> çerçevesinde somut olay açıkça irdelenerek temel cezaların saptanılması gerektiği gözetilmeden, yalnızca soyut yasal ifadeler tekrar edilerek temel cezaların alt sınırlardan uzaklaşılarak belirlenmesi ve seçenek yaptırım olarak adli para cezası öngörülen suçlarda hapis cezalarının tercih edilmesi,

d- Sanıklara yaralama suçundan hükmolunan cezadan teşebbüs nedeniyle TCY. nın 35/2. maddesi ile indirim yapılırken gerekçe gösterilmeden üst sınırın altında indirim oranı uygulanması,

Sonuç: Yasaya aykırı ve sanıklar M. A., İ. A. müdafii ve katılan Y. K.'ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)



Ancak 4. ceza dairesinden bir üye ile yaptığım görüşmede, "dairenin istikrarlı kararının avukatın görevi sırasında kamu görevlisi sayılacağı, olaya göre farklı karar verilebilir, sırf o karara bakıp bu şekilde bir yorum yapmayın... "
Old 04-12-2012, 13:49   #3
av.isa1923

 
Varsayılan

Türk Ceza Kanunu'nun 6. maddesi bildiğiniz üzerine kanunda yer alan bazı kavramları tanımlamıştır.Kanuna göre:
"c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi",

"d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler ve adlî, idari ve askeri mahkemeler üye ve hakimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar," şekilinde ayrıma gidilmiştir. Kanunun açık hükmü gereğince avukat kamu görevlisi değildir, yargı görevlisidir.
Old 04-12-2012, 15:23   #4
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.isa1923
Kanunun açık hükmü gereğince avukat kamu görevlisi değildir, yargı görevlisidir.
Hakim ve savcı için de mi kamu görevlisi değildir diyeceğiz, o zaman?

Saygılarımla
Old 04-12-2012, 15:34   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.isa1923
Kanunun açık hükmü gereğince avukat kamu görevlisi değildir, yargı görevlisidir.
Bu görüşe katılamıyorum: Avukatlar hem kamu görevlisi hem de yargı görevlisidir.

Bu ikisini ayırmak için avukatın yaptığı işe bakmak gerekir:
- Avukat, vekil olarak yaptığı işlerde kamu görevlisidir.
- Avukat, yargı faaliyeti olarak yaptığı işlerde yargı görevlisidir.

Örneğin aşağıdaki sunulan madde iki işi ayırmış ve bu ayırıma göre cezalandırmıştır:
TCK
Görevi yaptırmamak için direnme
MADDE 265 - (1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Saygılarımla
Old 04-12-2012, 17:13   #6
av.isa1923

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Hakim ve savcı için de mi kamu görevlisi değildir diyeceğiz, o zaman?

Saygılarımla

Sayın Gemici ben avukatların kamu görevlisi olmadığını iddia etmedim. Keza Avukatlık kanunu m.1 uyarınca avukatların yaptığı iş kamu hizmetidir. Ancak ben Sayın av.ankarahukuk’un, avukatın bir ceza davasında kamu görevlisi sayılmadığına ilişkin Yargıtay kararı ile ilgili bilgi istemesi üzerine Ceza Kanunu’na atıf yaptım. Ben halen yanıldığımı düşünmüyorum. Ceza kanunun açık hükmü uyarınca hakim de, savcı da, avukat da görevini yaptığı sürece Türk Ceza Kanunu’na gore kamu görevlisi değildir, yargı görevlisidir.TCK bağlamında “Kamu görevlisi –yargı görevlisi ayrımı” sadece cezanın ağırlaştırıcı unsurları ile ilgili bir ayrımdır. Hakimlere de, avukatlara da görevini yaptığı sırada veya görevinden dolayı bir suç işlenirse TCK’nın kamu görevlileri ile ilgili hükümleri değil, yargı görevlilerine karşı işlenen suça ilişkin hükümler uygulanır. Kanunkoyucunun iradesi üzerinde tartışmaya mahal vermeyecek kadar açık olduğuna inanıyorum.
Yoksa hakim ve savcı da tabiki kamu görevlisidir. Eğer sayın av.ankarahukuk’un sorusu bir ceza davası hakkında olmasa idi, ben de bu şekilde cevap vermezdim. Saygılarımla
Old 04-12-2012, 17:43   #7
av.isa1923

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Bu görüşe katılamıyorum: Avukatlar hem kamu görevlisi hem de yargı görevlisidir.

Bu ikisini ayırmak için avukatın yaptığı işe bakmak gerekir:
- Avukat, vekil olarak yaptığı işlerde kamu görevlisidir.
- Avukat, yargı faaliyeti olarak yaptığı işlerde yargı görevlisidir.

Örneğin aşağıdaki sunulan madde iki işi ayırmış ve bu ayırıma göre cezalandırmıştır:
TCK
Görevi yaptırmamak için direnme
MADDE 265 - (1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Saygılarımla


Sayın Konyalı sizin verdiğiniz örnek üzerinden gidersek, avukatlar TCK bağlamında hem kamu görevlisi hem de yargı görevlisi olarak Kabul edilecekse TCK m.261 bağlamında Avukata karşı görevini yaptırmamak için direnilmesinde hem m.261/1 hemde m.261/2’nin ihlal edilmesi gibi bana göre anlamsız bir sonuç ortaya çıkar.



Bunun yanı sıra avukat duruşma esnasında Müvekkilini vekaleten hazır bulunuyorsa sizce avukat kamu görevlisi mi, yoksa yargı görevlisi mi anlamadım. Avukat kendi bürosunda dava dilekçesi yazarken de, haciz mahalinde müvekkilini vekaleten hazır bulunurken de TCK bağlamında yargı görevlisidir. Bu nedenle de avukatlara karşı bir suç işlenirse yargı görevlilerine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Bunun dışında avukat hangi işlerde kamu görevlisi sayılmaktadır? Bir başla deyişle Avukatlara karşı 5237 sayılı TCK bağlamında hangi suçların işlenmesi durumunda kamu görevlilere karşı işlenen suçlara ilişkin hükümler uygulanmalıdır? Örnek verir misiniz.

Saygılarımla
Old 04-12-2012, 17:51   #8
avmurat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan olgu
Ancak 4. ceza dairesinden bir üye ile yaptığım görüşmede, "dairenin istikrarlı kararının avukatın görevi sırasında kamu görevlisi sayılacağı, olaya göre farklı karar verilebilir, sırf o karara bakıp bu şekilde bir yorum yapmayın... "

Yargıtayın "Dosyaya özel" verdiği kararlarından biri demek ki...
Bu durum da ayrı bir tartışma konusu ya...
Fakat gerçekten de "İçimizi rahatlatan" açıklamayı yapan sayın üyenin dediği gibi, 4.Ceza Dairesinin bu yönde olmayan kararları da var.Bana daha bir tanesi yeni geldi.Aşağıya alıntılıyorum:

"Sanıkların, avukat olan katılanın, müvekkilinin alacağını haciz yoluyla tahsil amacıyla borçlunun adresine gidip görevini yaptığı sırada üzerine saldırıp, yaralayıp, hakaret etmekten ibaret eylemlerinin, 5237 sayılı TCK'nın 265 /1-2-3. ve 125/3-a madde ve fıkralarında düzenlenen yargı görevini yapan kişiye karşı direnme ve hakaret suçlarını oluşturabileceği, bu suçlara bakma görevinin de asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı biçimde karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine. 11.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
Old 04-12-2012, 19:23   #9
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan 5237 S.lı Türk Ceza Kanunu
Tanımlar
MADDE 6. (1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;
...
c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi,
d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler ve adlî, idarî ve askerî mahkemeler üye ve hakimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar,

Alıntı:
Yazan av.isa1923
Sayın Gemici ben avukatların kamu görevlisi olmadığını iddia etmedim. Keza Avukatlık kanunu m.1 uyarınca avukatların yaptığı iş kamu hizmetidir. Ancak ben Sayın av.ankarahukuk’un, avukatın bir ceza davasında kamu görevlisi sayılmadığına ilişkin Yargıtay kararı ile ilgili bilgi istemesi üzerine Ceza Kanunu’na atıf yaptım. Ben halen yanıldığımı düşünmüyorum. Ceza kanunun açık hükmü uyarınca hakim de, savcı da, avukat da görevini yaptığı sürece Türk Ceza Kanunu’na gore kamu görevlisi değildir, yargı görevlisidir.TCK bağlamında “Kamu görevlisi –yargı görevlisi ayrımı” sadece cezanın ağırlaştırıcı unsurları ile ilgili bir ayrımdır. Hakimlere de, avukatlara da görevini yaptığı sırada veya görevinden dolayı bir suç işlenirse TCK’nın kamu görevlileri ile ilgili hükümleri değil, yargı görevlilerine karşı işlenen suça ilişkin hükümler uygulanır. Kanunkoyucunun iradesi üzerinde tartışmaya mahal vermeyecek kadar açık olduğuna inanıyorum.
Yoksa hakim ve savcı da tabiki kamu görevlisidir. Eğer sayın av.ankarahukuk’un sorusu bir ceza davası hakkında olmasa idi, ben de bu şekilde cevap vermezdim. Saygılarımla

Renklendirdiğim kısımları, özellikle ' yargı görevi yapan' ve 'kamu geörevlisi' kavramlarını gözden geçirip düşüncenizi yazarsanız tartışmayı sürdürebiliriz. Yasa koyucu yargı görevi yapan kavramına neden gerek görmüş? Neden yargı görevlisi dememiş? Ceza kanununda yer almayan “Kamu görevlisi –yargı görevlisi ayrımı” hangi gerekçe ile yapıyorsunuz?
Yargı görevi yapan kamu görevlisi desek yanlış mı yapmış oluruz?

Saygılarımla
Old 04-12-2012, 20:51   #10
av.isa1923

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Yargı görevi yapan kamu görevlisi desek yanlış mı yapmış oluruz?

Haklısınız. Kaldı ki TCK m.94/2-b'de işkence suçunun nitelikli hali düzenlenirken; “avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla … işlenmesi halinde …
cezaya hükmolunur” denilmiştir. Bu madde de avukatın kamu görevlisi olduğunu, ezcümle benim ilk baştan itibaren hatalı olduğumu gösteriyor
Hukukta sadece kelimelerin değil, kelimelere eklenen eklerin de ne kadar önemli olduğunu bir kez daha öğrendim

Saygılar Dilerim
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukat Yargı Görevi Yapan Kamu Görevlisi midir? Av.BS Hukuk Sohbetleri 8 12-11-2013 11:25
kamu görevlisi disiplin hükümleri MEHMET AKİF 1873 Meslektaşların Soruları 3 05-10-2011 17:25
istifa eden kamu görevlisi.. narada Meslektaşların Soruları 3 29-02-2008 17:59
KİT Çalışanı Kamu Görevlisi midir? AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 3 19-06-2007 13:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10563207 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.