Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ayıplı mal ihtarnamesi. Acil!!!

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-09-2009, 12:10   #1
Av.Ömer

 
Varsayılan Ayıplı mal ihtarnamesi. Acil!!!

Sayın meslektaşlarım;
Yaklaşık iki yıl önce müvekkilim "0" km araç almış ancak bu süre içinde 4 kez aynı sorun nedeniyle araç servise alınmış. Her defasında arızanın giderildiği rapor edilse de arıza halen devam etmektedir. Biz firmaya noterden ihtar çekmeyi düşünüyoruz ancak kapsamlı bir ihtarname örneği bulamadık. Elinde ayıplı malın aynen değişmine dair kapsamlı ihtarnamesi olan meslektaşlarımın paylaşmasını rica ediyorum. Saygılarımla...
Old 28-09-2009, 16:05   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Av.Ömer,

Öncelikle bu ihtarnameden evvel,ehil bilirkişiler (makina mühendisi ve otomotivden anlayan bilirkişi mühendis ) aracılığı ile delil tespiti yaptırmanızı özellikle tavsiye ediyorum.

Bu tespitten sonra ihtarnamenizi tespit raporu ile birlikte ilgilisine tebliğ ettirdiğiniz takdirde ve yine ayıba dair zamanaşımı süresini de dikkate alarak işlem yapmanızı tavsiye ederim.

Çünkü karşı tarafınız bunun büyük ihtimalle kullanımdan doğan arıza olduğunu ileri sürecek ve arızanın giderildiğine dair araç bakım fişlerine dayanacaktır.Olayda arızanın niteliği ve ayıp kapsamında kalıp kalmadığı önemli sorun halini alacaktır.

Aynı hususta yaşadığımız davada yerel mahkeme "Servisinde arızanın giderilmesi için ehil eleman çalıştırmayan ve arızanın aynı şekilde altı kere meydana gelmesine rağmen,giderildi denerek devamlı oyalanan tüketiciyi haklı,satıcıyı ise hakkın kötüye kullanılması sebebiyle haksız bulmuş,zamanaşımı itirazları bu sebeble reddedilmiştir"

Bu tespitte aynı arızanın tekrar gündeme geldiği belirlenmeli, ihtarname ondan sonra çekilmelidir.ihtarnamede 4077 SK. belirlenen seçimlik hakkınızı kullanmalısınız.

Saygılarımla




T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2004/4-84

K. 2004/99

T. 25.2.2004

• TÜKETİCİNİN KORUNMASI ( 4077 Sayılı Yasa Gereğince Ayıptan Dolayı Aracın Yenisi ile Değiştirilmesini Yapılan ve Yapılacak Tüm Masrafların İstenilmesi )

• AYIPLI MAL VEYA HİZMET ( Ambalajında-Etiketinde-Tanıtma ve Kullanma Kılavuzunda Yer Alan veya Satıcı Tarafından Vaat Edilen veya Standırdında Tespit Edilen Nitelikte Olmayan Maddi-Hukuki veya Ekonomik Eksiklikler İçeren Mal veya Hizmet Olması )

• BORÇLAR KANUNU GÖRE AYIPLI MAL ( Bir Maldaki Ayıp Satıcının Zikr ve Vaat Ettiği Vasıflarda veya Niteliği Gereği Malda Bulunması Gereken Lüzumlu Vasıflarda Eksiklik Olması )

• SATICININ SORUMLULUĞU ( Ortada Ayıp Sayılan Bir Eksikliğin Olması Ardından Maldaki Eksikliğin Önemli Olması ve Ayıbın Malın Yarar ve Zararının Alıcıya Geçtiği Anda Var Olması Tüketicinin Ayıbın Varlığını Bilmeden Malı Satın Almış Olması )

• ZAMANAŞIMI ( Satıcının Ayıba Karşı Sorumlu Tutulanların Daha Uzun Bir Garanti Süresi Vermemesi Daha Uzun Bir Süre Sorumluluk Üstlenmemeleri Halinde Ayıplı Maldan Doğan Davalarda Malın Tüketiciye Tesliminden İtibaren İki Yıllık Zamanaşımı Olması )

• ARAÇTA ÜRETİM HATASI ( Davacı Aracı Birçok Kez Servise Götürmesine Rağmen Hata Gidirelememasinde Gizli Ayıp Olması Zira Üreticinin Onarımı Yetkili Servis İstasyonları Eliyle Yapması )

• ÜRETİCİNİN EKSİKLİĞİ ( Deneme Yanılma ile Aracı Tamire Çalışan ve Parça Değişikliği Yoluna Giden Servis Çalışanlarının Serviste Bulundurulmasının Sonuçlarının Tüketiciye Mal Edilmesinin Düşünülememesi )

4077/m.4,13


ÖZET : Tüketici yasası ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4.maddesinde yer almaktadır. Anılan maddenin birinci fıkrasında; "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir."denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.
Görüldüğü üzere; Borçlar Kanunundaki ayıp kavramı ile yukarıda açıklanan 4077 sayılı Kanununun 4.maddesinde yer alan ayıp kavramları birbiri ile örtüşmektedir. Borçlar Kanuna göre; bir maldaki ayıp; satıcının zikr ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan ikinci tür olan yani lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumludur. Ayıp, maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Bunlardan yola çıkılarak ;satıcı ve dolayısıyla teselsül ilişkisi nedeniyle ithalatçıyı maldaki ayıptan sorumlu tutmanın maddi koşulları; ortada ayıp sayılan bir eksikliğin olması, ardından maldaki eksikliğin önemli olması ve ayıbın malın yarar ve zararının alıcıya geçtiği anda varolması, tüketicinin ayıbın varlığını bilmeden malı satın almış olması, olarak sayılabilir.
Yeri gelmişken belirtmekte yarar vardır ki, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinin gerek davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan gerekse 4822 sayılı kanunla değişerek 14.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren şeklinde satıcının ayıba karşı sorumlu tutulanların daha uzun bir garanti süresi vermemesi daha uzun bir süre sorumluluk üstlenmemeleri halinde ayıplı maldan doğan davaların/sorumluluğun ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ancak, satılan malın ayıbı tüketiciden satıcının hile ile ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse 2 yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacağı, hükmü yer almaktadır.
Bu bağlamda; olayın açıklanan gelişimi ve deliller karşısında araçta üretim hatası bulunup, bunun gizli ayıp olduğunda kuşku yoktur. Zira, Davalı üretici onarımı yetkili servis istasyonları eliyle yapmaktadır. Bu istasyonlar satılan araçların teknik özellikleri itibariyle arıza ve ayıbı doğru ve tam teşhis edebilecek, en kısa sürede ve tam anlamıyla giderebilecek elemanlar bulundurmak zorundadır. Deneme yanılma ile aracı tamire çalışan ve parça değişikliği yoluna giden servis çalışanlarının serviste bulundurulmasının sonuçlarının tüketiciye mal edilmesi düşünülemez. Kaldı ki, üretim hatasının varlığını rahatlıkla tespit edebilecek nitelikte olması gereken servisin tüketiciyi sonuç alınamayan tamirlerle oyalaması ve arızanın belli periyotlarla tekrarlaması karşısında davada zamanaşımının varlığından da söz edilemez.
DAVA : Taraflar arasındaki "tüketiciyi koruma " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Birinci Tüketici Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 17.12.2002 gün ve 2002/452-2002/1852 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 10.07.2003 gün ve 2003/7048-9167 sayılı ilamı ile; ( ...Dava, ayıplı otomobilin yenisiyle değiştirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece 4077 sayılı kanunun 4/4. maddesi uyarınca fatura tarihinden itibaren iki yıl geçtiğinden ve davacının araçtaki ayıpların hile ile gizlendiği hususunda herhangi bir iddiası olmadığı gibi bu yönde belge de ibraz edilmediğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamına göre davacı tarafından 5.7.2000 tarihinde satın alınan Fiat Siena 1.2 tipi araç arıza göstermesi üzerine 2.7.2001, 18.7.2001, 23.3.2002, 13.6.2002 ve 13.8.2002 tarihlerinde beş defa arızanın giderilmesi için davalı şirketin yetkili servisine götürülmüştür. Serviste her defasında fren ön diskleri ve balatalar değiştirilmiş, aynı işlem defalarca tekrarlanmış, ancak araç belli bir süre sonra aynı arızayı göstermiştir. Davalının ürettiği aracın bakımı ve tamiri yine davalının yetkili kıldığı servislere aittir. Bundan çıkan sonuç davalı üreten ile servisler arasında bir hukuki ilişkinin varlığıdır. Servisler konularında uzmandırlar. Olayda, davacının aracı birden fazla tamire götürmesi nedeniyle servislerin aynı arazının tamirle giderilemeyeceğini, üretimden kaynaklandığını bilmeleri gerekir. Bunun davacıya söylenmemesi arızanın gizlenmesi ve davacıyı oyalama sonucunu da doğurur. Bu gibi durumlarda zamanaşımı işlemez. Şu durumda, işin esasının incelenip varılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Anılan yön gözetilmeden yazılı şekilde verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı 04.11.2002 tarihli dava dilekçesinde özetle; 04.07.2000 tarihinde almış olduğu Siena 1.2 S tipi aracı adına tescil ettirdiğini, 9000 km.ye geldiğinde fren tertibatında titremeler oluşmaya başladığını, 14835 km.ye geldiğinde bunun iyice rahatsız edecek boyuta ulaştığını, 02.07.2001 tarihinde fabrika yetkili servisinde garanti kapsamında fren disklerinin torna edilerek, balatalarının da değiştirildiğini, ancak arıza devam ettiğinden 18.07.2001 tarihinde yine aynı serviste garanti kapsamında fren ön diskleri ile balataların değiştirildiğini, ancak sorunun devam ettiğini, yine aynı servise 13.06.2002 tarihinde 30365 km iken aracın garanti kapsamında fren ön diskleri ve balatalarının değiştirildiğini, 13.08.2002 tarihinde aynı arıza tekrarlayınca bu kez fabrikaya dilekçe fakslayarak otomobilinin yenisi ile değiştirilmesini istediğini, iki buçuk aydır cevap verilmediğinden ve aracını da verimli bir şekilde kullanılmadığından, 4077 sayılı Kanunun 4. maddesi gereği ayıptan dolayı aracın yenisi ile değiştirilmesini, yaptığı ve yapacağı tüm masrafların davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı şirket vekili 17.12.2002 günlü ilk celsede vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davalı gösterilen Tofaş Oto AŞ.nin Tofaş Türk Otomobil fabrikası tarafından devir alınarak isminin bu şekilde değiştiğini belirterek aracın 30.06.2000 tarihli fatura ile müvekkili şirketin bayii Birmot A.Ş.'nin eski yetkili satıcısı Ceyhan Mot.Ar.Tic.San.A.Ş. den satın ve teslim aldığını, garanti süresinin Fiyat-Siena 1.2 S yönünden bir yıl olduğunu ,4077 sy 4/4 fıkrası gereği malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihinde dolmuş olduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, garanti süresini arıza yapmadan dolduran araçta sonradan ortaya çıkan şikayetlere dayanılarak değişim talep edilemeyeceğini, 4077 s.y. m.13 ve TRKGM-2001/6 s.Tebliğ m.14 deki şartların oluşmadığını, davanın esastan da reddini, savunmuştur.
Yerel Mahkeme; "Dava 4077 sy 4 ve 13.maddenin kapsamındadır.Dava konusu araç Ankara Trafik Tescil Müdürlüğünde 05.07.2001 tarihinde davacı adına tescil edildiği ruhsatnameden anlaşılmıştır.Yine dosyaya ibraz edilen servis fişlerinde normal bakımının yapıldığı gibi şikayet üzerine fren disk ve balatalarının muhtelif tarihlerde değiştirildiği ve bunların garanti kapsamında yapıldığı görülmektedir.4077 sy nın 4/4 madde ve fıkrasında belirtilen 2 yıllık zaman aşımı fatura tarihi ve tescil tarihi 05.07.2000 tarihi olması nedeni ile 06.07.2002 tarihinde sona erdiği ve davacının davasını 04.11.2002 tarihinde açmakla zaman aşımı itirazının yerinde olduğu ve davacı tarafından da araçtaki ayıpların hile ile gizlendiği hususunda herhangi bir iddia olmadığı gibi bu yönde herhangi bir belgenin de ibraz edilmediği ve yine araçtaki arızalar itibariyle hilenin şartlarının da oluşmadığı bu itibarla yasanın öngördüğü 2 yıllık zaman aşımı itirazının kabul edilmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir.
Davacı tarafın temyizi üzerine Yüksek Özel Daire; "Dosya kapsamına göre davacı tarafından 5.7.2000 tarihinde satın alınan Fiat Siena 1.2 tipi araç arıza göstermesi üzerine 2.7.2001, 18.7.2001, 23.3.2002, 13.6.2002 ve 13.8.2002 tarihlerinde beş defa arızanın giderilmesi için davalı şirketin yetkili servisine götürülmüştür. Serviste her defasında fren ön diskleri ve balatalar değiştirilmiş, aynı işlem defalarca tekrarlanmış, ancak araç belli bir süre sonra aynı arızayı göstermiştir. Davalının ürettiği aracın bakımı ve tamiri yine davalının yetkili kıldığı servislere aittir. Bundan çıkan sonuç davalı üreten ile servisler arasında bir hukuki ilişkinin varlığıdır. Servisler konularında uzmandırlar. Olayda, davacının aracı birden fazla tamire götürmesi nedeniyle servislerin aynı arazının tamirle giderilemeyeceğini, üretimden kaynaklandığını bilmeleri gerekir. Bunun davacıya söylenmemesi arızanın gizlenmesi ve davacıyı oyalama sonucunu da doğurur. Bu gibi durumlarda zamanaşımı işlemez. Şu durumda, işin esasının incelenip varılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir."gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir.
Dava, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna dayanılarak açılmış, ayıplı araç imal edilmesinden ve tamirinden kaynaklanan malın aynıyla değiştirilmesi istemine ilişkindir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; araçta bulunan ayıbın hile ile gizlenmiş "gizli ayıp" niteliğinde ve buna göre davalı yanın "zamanaşımı definin" yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
İlkin, uyuşmazlığın temelinde yatan ayıp kavramı üzerinde durmakta yarar vardır;
"Tüketici yasası ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4.maddesinde yer almaktadır. Anılan maddenin birinci fıkrasında; "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir."denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.
Görüldüğü üzere; Borçlar Kanunundaki ayıp kavramı ile yukarıda açıklanan 4077 sayılı Kanununun 4.maddesinde yer alan ayıp kavramları birbiri ile örtüşmektedir. Borçlar Kanuna göre; bir maldaki ayıp; satıcının zikr ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan ikinci tür olan yani lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumludur. Ayıp, maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Bunlardan yola çıkılarak ;satıcı ve dolayısıyla teselsül ilişkisi nedeniyle ithalatçıyı maldaki ayıptan sorumlu tutmanın maddi koşulları; ortada ayıp sayılan bir eksikliğin olması, ardından maldaki eksikliğin önemli olması ve ayıbın malın yarar ve zararının alıcıya geçtiği anda varolması, tüketicinin ayıbın varlığını bilmeden malı satın almış olması, olarak sayılabilir.
Yeri gelmişken belirtmekte yarar vardır ki, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinin gerek davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan gerekse 4822 sayılı kanunla değişerek 14.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren şeklinde satıcının ayıba karşı sorumlu tutulanların daha uzun bir garanti süresi vermemesi daha uzun bir süre sorumluluk üstlenmemeleri halinde ayıplı maldan doğan davaların/sorumluluğun ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ancak, satılan malın ayıbı tüketiciden satıcının hile ile ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse 2 yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacağı, hükmü yer almaktadır.
Hemen burada somut olaya baktığımızda; davacının satın aldığı ve davalı tarafından üretilerek satışa sunulan aracın satın alma tarihi olan 05.07.2000'den sonra fren sisteminde arızanın varlığının davalının yetkili servisince tespit edilip, parça değişikliklerinden sonra da aynı arızanın ortaya çıktığı, davacı tarafın aracı götürdüğü yetkili servisçe parça değişiklikleri ve yağlama gibi geçici tedbirlerle sorunun giderilmeye çalışıldığı ancak davacının araçtan beklediği verimi almasını önleyecek ölçüde aynı arızaların toplam beş kere tekrarladığı, davacının fabrikaya başvurusundan da sonuç alamadığı, anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda; olayın açıklanan gelişimi ve deliller karşısında araçta üretim hatası bulunup, bunun gizli ayıp olduğunda kuşku yoktur. Zira, Davalı üretici onarımı yetkili servis istasyonları eliyle yapmaktadır. Bu istasyonlar satılan araçların teknik özellikleri itibariyle arıza ve ayıbı doğru ve tam teşhis edebilecek, en kısa sürede ve tam anlamıyla giderebilecek elemanlar bulundurmak zorundadır. Deneme yanılma ile aracı tamire çalışan ve parça değişikliği yoluna giden servis çalışanlarının serviste bulundurulmasının sonuçlarının tüketiciye mal edilmesi düşünülemez. Kaldı ki, üretim hatasının varlığını rahatlıkla tespit edebilecek nitelikte olması gereken servisin tüketiciyi sonuç alınamayan tamirlerle oyalaması ve arızanın belli periyotlarla tekrarlaması karşısında davada zamanaşımının varlığından da söz edilemez.
Şu durumda mahkemece işin esası incelenip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksine gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir. Direnme kararı açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.02.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ayıplı Mal -Ayıplı Otomobil- Konusunda Emsal Bir Hukuk Genel Kurulu Kararı Av. Levent Kıray Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 16 13-08-2012 08:55
Tahliye Ihtarnamesi umutlaw Meslektaşların Soruları 1 05-09-2008 16:32
Tahliye Ihtarnamesi umutlaw Meslektaşların Soruları 12 05-05-2008 20:48
acil/iş sözleşmesinin feshi ve kıdem sorunu/ acil avenginakbaba Meslektaşların Soruları 5 18-01-2007 09:46
Şifahi sözleşmenin ispatı için Noter Ihtarnamesi çekilmesi Av.Ufuk Meslektaşların Soruları 3 12-01-2007 11:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04645991 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.