Hakİmİn Ön İnceleme DuruŞmasini 8 Ay Sonraya Vermesİ- Sorumluluk Kapsami

Herkese merhaba,

icra takibi alacağımızda kötü niyetle itiraz eden borçlu vekilleri icrayı durdurmuştur.

İtirazın iptaline ilişkin mart 2012 de tarafımızdan dava ikame edilmiştir.
Davalı yan bu güne kadar dilekçelerimizin tebliğine rağmen hiçbir cevap dilekçesi sunmamıştır.

3 kere mahkemesine gitmeme rağmen duruşma günü verilmediğini öğrendim. bir keresinde hakimin tatilde olduğu, bir keresinde katibin yeni gelmesi sonucu yalnışlıkla dosyayı yerine kaldırıp işlem yapmayı unuttuğunu beyanı vb.gibi meselelerle ile karşılaştım. En sonunda mayıs ayında alacağımızın da tehlikeye girdiğine ilişkin ek yeni dilekçemi sunarak tedbir ve müzekkere yazılmasına ilişkin dilekçe sundum. En sonunda ön incelemeye daveti temmuz ayında zorlayarak yazdırabildim.

sonuç:

Dava Tarihi :29.03.2012

Ön inceleme Duruşmasınadavet tutanağı :09.07.2012

Ön İnceleme duruşma günü :15.11.2012

şimdi tedbir taleplerim değerlendirilmediği için yeniden dilekçe hazırladım ve duruşmanın öne alınmasını talep ettim. Hakimin bu hususta ihmali yokmudur? hakimin uymakla yükümlü olduğu süreler nelerdir? bu hususta açık bir madde bulunması halinde işlem yapacağım için yardımlarınızı ve tecrübelerinizi bildirirmisiniz?

Ne diyecek üstadım benım de başıma geldi çağlayanda 6 aydır daha icra hakiminin önüne dosya getirilmemiş her aradığımda kalem ağlıyor avukat hanım kaç tane dosyamız var biliyor musunuz diyor kanunda da diyor ki şikayet üç gün içinde incelenir diyor bir yolunu buluyorlar çok iş yükümüz var vb sanki diğer mahkemelerin yok da olan sıze oluyor yıpranıyorsunuz şu yapılabilir geç gelen adalet adalet değildir tüm sorumluluk sizdedir adil yargılanma ilkesini ayaklar altına alınmıştır şeklinde direkt HSYK'ya şikayet dilekçesi gelsin müfettişlerde görsünler günlerini

Özel iş hayatında bir yere gelemeyecek insanları memur sıfatıyla adliyelere (ki en önemli devlet görevidir) öyle veya böyle dolduruyorlar. Devlet memuru olduğu için pek çok güvencesi var. Bunların başında da işi kaybetme korkusunun olmayışı geliyor. Daha devlet memuru olduğu gün emekliliği düşünüyor. Özel sektörde olsa ya devlettekinin 2 katı verimli çalışacak ya da işsiz kalacak, dikiş tutturamayacak. Memur olunca kurum aksıyor. Kurum aksayınca adalet aksıyor...
Bunu yargının her kademesi için söylüyorum. Ve lakin "bütünü kapsayacak" şekilde değil elbette.
Fakat istisnalar da kaideyi bozmuyor ne yazık ki...

Belki biraz zorlama olacak ama benim aklıma gelen: TCK 257/2:

(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Sayın Kınay;
belirttiğiniz TCK 257/2 olaya uygun olmasına uygun ama suç duyurusu da yine Savcıya yapılacağından iyice düşünülmesi gerek derim.Davacı iken davalı olunmasın