Satıcının Daire Yüzölçümünü Fazla Söylemesi Ayıp Sayılır mı?

Konut maliki olan satıcı, dairesini 280 metrekare olarak söyler. Tapuda daire 200 metrekaredir. Alıcı ayıp hükümlerine dayanarak hak dava edebilir mi?

Satıcı söyler; söylesin. Gerçek, tapuda yazılı olup,alıcının araştırma ve öğrenmesı gerekir. Kolay gelsin.

TBK 219/I:
“Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.”

Tüketici işlemi olması cevabınızı değiştirir mi?

Sorunuz, pek ayrintılı olmamakla birlikte, tapu görevlisi islem sirasinda dairenin,resmi senetteki niteliklerini alıcıya anlatmakta, alicı da okudum yazıp,imzalamaktadır. Kolay gelsin.

Merhaba,

Sözleşme öncesi sorumluluk (culpa in contrahendo) hükümlerine gidilebilir mi bakılabilir belki.

6502 sy. TKHK'ye baktığım da ilk bakışta gözüme bu çarptı;

MADDE 10 - (2) Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz.

“Alıcının bildiği ayıplar”
TBK.m.222/1 (Mülga BK.m.197):
“Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir".

6098 m.231:

Zamanaşımı
MADDE 231- "Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz."

Yargıtay 13 HD, 3.12.2015, E-K: 2015/27166-35408: “Dava, Borçlar Kanunu kapsamında satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, tapu sicili alenidir. Davacı taşınmazı tapudan satın alırken tapu siciline yazılmış olan yüzölçümü tutarını bilecek ve öğrenebilecek durumdadır. Resmi kayıtlarda yer alan taşınmaz yüzölçümü tutarı kendisinden saklanmış ya da hile ile gizlenmiş de değildir. 6098 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 244/2 maddesinde “Satılan taşınmaz, resmî bir ölçüme dayanılarak tapu siciline yazılmış olan yüzölçümü tutarını içermiyorsa; satıcı, özellikle üstlenmiş olmadıkça tazminat ile yükümlü değildir.” ibaresi bulunmaktadır. Somut olayda, davalı satıcının davaya konu taşınmazın tapu siciline yazılmış yüzölçümü miktarından daha fazlasını üstlendiği de kanıtlanmış değildir. Hal böyle olunca bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle ve davacının kandırıldığından bahisle davanın kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=16606

Alıntı: Yazan Av.Dr.Yahya DERYAL “Alıcının bildiği ayıplar” TBK.m.222/1 (Mülga BK.m.197): “Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir".

Evet, satış sözleşmesi,bir taahhüt, tescil ise bir tasarruf muamelesidir. Ne var ki tapuda, her ikisi de aynı anda gerçeklesmektedir.