Önalım hakkı kullanılacak payın elbirliği ile mülkiyete konu olması - Muvafakatın süresi?

Merhabalar Sayın Meslektaşlar;

Tüm forumu okumama rağmen şimdiki soracağım sorunun yanıtını bulamadığım gibi, bu konuda hiçbir Yargıtay içtihadına da rastlamadım. Olay ilginç; Şöyle ki;

Bir gayrimenkulün paydaşı olan (X) kendi payını 3. kişiye satıyor. (Y) kişisi ise bu gayrimenkulede diğer bir paydaş. Ancak onun payı, kardeşi (DİYELİM Kİ Z) ile birlikte elbirliği ile mülkiyete konu. (Babaları ölmüş ve miras olarak bu pay Y ve Z ye kalmış.)

(Y) kişisi (X) kişisine yasal önalım hakkını kullanmak için 3 aylık yasal süre içerisinde ÖNALIM DAVASI açıyor. (Z) ise, kardeşi (Y)'nin babalarından kalma hisse için açtığı bu davaya sonradan muvafakatname veriyor. Ama bu muvafakatnameyi 3 ay geçtikten sonra veriyor.

Şimdi sorum şu;

Yasal önalım hakkını kullanacak paydaş, eğer kendi payına elbirliği ile mülkiyetle ortak ise; bu paya ortak olan diğer kardeşin davaya muvafakatnamesini yine dava açma süresi olan yasal 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde mi vermesi gerekir, yoksa davaya muvafakat her zaman yapılabilir mi?

NOT: Hisseyi alan (X) hem (Y)'YE hem de (Z)'YE satışı konu alan ihbarnameyi usulüne göre tebliğ ettirmiştir.

Yani; Elbirliği ile mülkiyete konu bir hakka ortak olan birisinin, diyelim ki savsaklığı ile veya ilgilenmemesi nedeniyle, diğer ortağın hakkının zayi olmaması gerektiğini düşünen Yargıtay, (Aşağıda değindiğim muhtelif kararlarında hakime; diğer ortak muvafakatname hiç vermezse temsilci atayacaksın diyor.) acaba muvafakatnamenin süresinde verilmemesi halinde, Şufa hakkını süresinde dava açan diğer ortağın kullanılabileceğini düşünüyor mu? Bu konuda ben bir karar bulamadım yardımcı olursanız sevinirim.

---------------

* Biliyoruz ki Yargıtay yerleşik içtihatlarında;

"Elbirliği ile mülkiyette paydaşlardan biri önalım davasını açabilir ama açtığı davaya devam edebilmesi için diğer ortakların muvafakatname vermesi gereklidir, bu da olmazsa terekeye temsilci atanır."

Demektedir. ANCAK BU MUVAFAKATNAMENİN DE DAVA AÇMA SÜRESİ OLAN 3 AYLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE İÇERİSİNDE VERİLMESİNİN GEREKİP GEREKMEDİĞİ ŞİMDİYE KADAR HİÇ TARTIŞILMAMIŞTIR.

Lütfen değerli görüşlerinizi esirgemeyiniz. Saygılarla..

Alıntı: Yazan lawforall Merhabalar Sayın Meslektaşlar; Tüm forumu okumama rağmen şimdiki soracağım sorunun yanıtını bulamadığım gibi, bu konuda hiçbir Yargıtay içtihadına da rastlamadım. Olay ilginç; Şöyle ki; Bir gayrimenkulün paydaşı olan (X) kendi payını 3. kişiye satıyor. (Y) kişisi ise bu gayrimenkulede diğer bir paydaş. Ancak onun payı, kardeşi (DİYELİM Kİ Z) ile birlikte elbirliği ile mülkiyete konu. (Babaları ölmüş ve miras olarak bu pay Y ve Z ye kalmış.) (Y) kişisi (X) kişisine yasal önalım hakkını kullanmak için 3 aylık yasal süre içerisinde ÖNALIM DAVASI açıyor. (Z) ise, kardeşi (Y)'nin babalarından kalma hisse için açtığı bu davaya sonradan muvafakatname veriyor. Ama bu muvafakatnameyi 3 ay geçtikten sonra veriyor. Şimdi sorum şu; Yasal önalım hakkını kullanacak paydaş, eğer kendi payına elbirliği ile mülkiyetle ortak ise; bu paya ortak olan diğer kardeşin davaya muvafakatnamesini yine dava açma süresi olan yasal 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde mi vermesi gerekir, yoksa davaya muvafakat her zaman yapılabilir mi? NOT: Hisseyi alan (X) hem (Y)'YE hem de (Z)'YE satışı konu alan ihbarnameyi usulüne göre tebliğ ettirmiştir. Yani; Elbirliği ile mülkiyete konu bir hakka ortak olan birisinin, diyelim ki savsaklığı ile veya ilgilenmemesi nedeniyle, diğer ortağın hakkının zayi olmaması gerektiğini düşünen Yargıtay, (Aşağıda değindiğim muhtelif kararlarında hakime; diğer ortak muvafakatname hiç vermezse temsilci atayacaksın diyor.) acaba muvafakatnamenin süresinde verilmemesi halinde, Şufa hakkını süresinde dava açan diğer ortağın kullanılabileceğini düşünüyor mu? Bu konuda ben bir karar bulamadım yardımcı olursanız sevinirim. --------------- * Biliyoruz ki Yargıtay yerleşik içtihatlarında; "Elbirliği ile mülkiyette paydaşlardan biri önalım davasını açabilir ama açtığı davaya devam edebilmesi için diğer ortakların muvafakatname vermesi gereklidir, bu da olmazsa terekeye temsilci atanır." Demektedir. ANCAK BU MUVAFAKATNAMENİN DE DAVA AÇMA SÜRESİ OLAN 3 AYLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE İÇERİSİNDE VERİLMESİNİN GEREKİP GEREKMEDİĞİ ŞİMDİYE KADAR HİÇ TARTIŞILMAMIŞTIR. Lütfen değerli görüşlerinizi esirgemeyiniz. Saygılarla..

Önalım davasının görüldüğü mahkemece, önalım davasını açan iştirakçi (elbirliği) ortağa diğer mirasçıların muvafakatını getirmesi, bu mümkün olmazsa, terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilecek ve davacının bu hususları yerine getirmesi için, yine mahkemece beklenecek ve bu bekleme sürecinde davacı, bu işemleri yapma yolunda olduğuna dair mahkemeye kanaat verecek ve gerçekleştirirse, dâvaya devam olunacak.
Burada, öyle üç ay gibi veya başka bir süre aranmamaktadır.
Kolay gelsin...

Alıntı: Önalım davasının görüldüğü mahkemece, önalım davasını açan iştirakçi (elbirliği) ortağa diğer mirasçıların muvafakatını getirmesi, bu mümkün olmazsa, terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilecek ve davacının bu hususları yerine getirmesi için, yine mahkemece beklenecek ve bu bekleme sürecinde davacı, bu işemleri yapma yolunda olduğuna dair mahkemeye kanaat verecek ve gerçekleştirirse, dâvaya devam olunacak. Burada, öyle üç ay gibi veya başka bir süre aranmamaktadır. Kolay gelsin...

Sayın C_OKYAY Görüşünüz için teşekkür ederim.

Payın ortaklarından birisinin kendisine satışın ihbarnameyle bildirilmesine rağmen süresi içerisinde Şufa hakkını dava açarak kullanmaması halinde; diğer ortağın kullanmasıyla kendisine 2. bir şans veriliyor diyebilir miyiz öyleyse?

Alıntı: Yazan lawforall Sayın C_OKYAY Görüşünüz için teşekkür ederim. Payın ortaklarından birisinin kendisine satışın ihbarnameyle bildirilmesine rağmen süresi içerisinde Şufa hakkını dava açarak kullanmaması halinde; diğer ortağın kullanmasıyla kendisine 2. bir şans veriliyor diyebilir miyiz öyleyse?

Sizin belirttiğiniz, yerleşik Yargıtay içtihatları karşısında,
2. bir şans veriliyor diyemeyiz. Çünkü, iştirâk hâlindeki mülkiyette zorunlu dâva arkadaşlığı vardır. Tek başına kimse bir dâvayı açıp yürütemez.
Yargıtay; "madem tek başına bir dâva açmışsın, hemen reddedilmesin, ben sana bir şans tanıyayım, şu şu işlemleri yap" diyor.
Esasen, Yüksek Yargıtay, şansı, tek başına dâva açana tanıyor.
Kolay gelsin...