Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kılavuz Kaptanın Gemi Adamı Sayılması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-09-2010, 12:56   #1
butterfly

 
Varsayılan Kılavuz Kaptanın Gemi Adamı Sayılması

Arkadaşlar,
Kılavuz kaptanın gemi adamı sayıldığına dair bir çok araştırma yapmama rağmen Yargıtay Kararına ihtiyaç duymaktayım. Bu konuda yardımcı olabilecek meslektaşlarım varsa çok memnun olurum. Teşekkürler.
Old 27-09-2010, 13:10   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/11920
Karar: 2007/29801
Karar Tarihi: 08.10.2007

FESHİN GEÇERSİZLİĞİ İŞE İADE DAVASI - KILAVUZ KAPTANLARIN GEMİ ADAMI OLMASI - DENİZ VE HAVA TAŞIMA İŞLERİNDE 4857 SAYILI İŞ KANUNUNUN UYGULANAMAYACAK OLMASI - DAVACININ 4857 SAYILI YASA KAPSAMI DIŞINDA OLMASI - DAVANIN REDDİ GEREĞİ

ÖZET: Alınan bilirkişi raporunda davacı hakkında Deniz İş Kanunu hükümlerinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı belirtilmiş ise de söz konusu raporun nazara alınması mümkün bulunmamaktadır. Zira davacı kılavuz kaptan olup belirli bir kılavuzluk bölgesi için gemilerin seyir ve yönetimi ile görevli kimsedir. Görevini gemide yerine getirmektedir. Kılavuz kaptanların gemi adamı olduğu ve Deniz İş Kanunu kapsamında bulundukları aynı yasada açık olarak belirlenmiştir. 4857 sayılı Yasada, deniz ve hava taşıma işlerinde bu yasanın uygulanmayacağı belirtildiğinden davacının 4857 sayılı Yasa kapsamı dışında olması nedeni ile işe iade davası açma hakkı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

(854 S. K. m. 2, 27) (4857 S. K. m. 4, 18, 19, 20)

Dava: Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 08.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.


NOT: KONUNUN ÖNEMİ NEDENİYLE YEREL MAHKEME İLAMINI AŞAĞIDA YAYIMLIYORUZ.


T.C.
KADIKÖY
1. İŞ MAHKEMESİ

ESAS: 2006-624
KARAR: 2007/95

Davacı tarafından davalı hakkında açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:

TALEP: Davacı vekili dilekçesinde müvekkilin davalı işyerinde 05.03.2004 tarihli iş sözleşmesi ile kılavuz kaptan olarak çalışmakta iken 02.05.2006 tarihinde noter ihtarı ile iş akdinin sona erdirildiğini iş sözleşmesinin feshinin haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığını belirterek feshin geçersizliğine işe başlatılmama halinde 4 aylık ücret ve sosyal haklar ile 8 aylık tazminata karar verilmesini istemiştir.

Savunma: Davalı vekili davanın yersiz olduğunu davacının iş sözleşmesinin işletmenin zarar etmesi nedeni ile davacı ile birlikte diğer çalışanlarında tenkisat nedeni ile işten çıkarıldığını davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Deliller ve Tartışması: İlgili belgeler istenmiş tanıklar dinlenmiş bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

Davacının davalı işyerinde 05.03.2004 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 05.03.2004 tarihinden itibaren kılavuz kaptan olarak çalışmaya başladığı ve iş akdinin 02.05.2006 tarihli noter ihtarı ile işçi azaltılması ve ekonomik nedenle sona erdirildiği davanın yasal süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.

İncelenen dosya kapsamına göre, sözleşmenin 3. maddesinde davacının Deniz İş Kanunu hükümlerine göre kılavuz kaptan olarak çalışmasının kararlaştırıldığı, 7. maddesinde çalışma düzeninin Deniz İş Kanunu hükümlerine göre tespit edildiği, 9. maddede ise sözleşmede düzenlemeyen konularda Deniz İş Kanunu ilgili hükümlerinin uygulanacağı kararlaştırılmıştır.

Alınan bilirkişi raporunda davacı hakkında Deniz İş Kanunu hükümlerinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı belirtilmiş ise de söz konusu raporun nazara alınması mümkün bulunmamaktadır. Zira davacı kılavuz kaptan olup belirli bir kılavuzluk bölgesi için gemilerin seyir ve yönetimi ile görevli kimsedir. Görevini gemide yerine getirmektedir. Deniz İş Kanunu’nun 2/C maddesinde kaptan tanımı verilmiş, 27/1 maddesinde ise kılavuz kaptanların dahi bu kanunun iş sürelerine ilişkin hükümlerine tabi bulunmadıkları hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü gibi kılavuz kaptanların gemi adamı olduğu ve Deniz İş Kanunu kapsamında bulundukları yasanın 2/C ve 27/1 maddesinde açık olarak belirlenmiştir. 4857 sayılı yasanın 4/a maddesinde Deniz ve hava taşıma işlerinde bu yasanın uygulanmayacağı belirtildiğinden davacının 4857 sayılı yasa kapsamı dışında bulunduğundan, 18 ve devam eden maddelerinde hüküm altına alının işe iade davası açma hakkı bulunmadığından davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.

Hüküm: Yukarda açıklanan nedenlerle:

Davacının gemi adamı olması nedeni ile 4857 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince işe iade hükümlerinin ve İş Yasası’nın hakkında uygulanması mümkün bulunmadığından davasının reddine,

Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,

Davalı vekiline tarife gereği takdir olunan 450.00.YTL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Bakiye 0.90.YTL Karar harcının davacıdan alınıp hazineye gelir kaydına,

Dair yasa yolu açık olarak verilen karar davacının ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup anlatıldı. 12.02.2007 (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 27-09-2010, 13:27   #3
butterfly

 
Varsayılan

Çok teşekkür ederim. Başka karar varsa ve alabilirsem de çok memnun olurum.
Old 27-09-2010, 13:29   #4
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

bir de dolaylı olarak belirtilen (çok dolaylı ama) bir danştay kararı var ekliyorum
Old 27-09-2010, 13:33   #6
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

umarım işe yarardır. yardımcı olacağından şüphe duyarak ekliyorum



T.C. Danistay
10.Dairesi

Esas: 2002/3757
Karar: 2004/4911
Karar Tarihi: 18.05.2004

REKABET KURULU KARARININ İPTALİ İSTEMİ - KONSORSİYUMUN KILAVUZLUK VE RÖMORKAJ HİZMETLERİ KARŞILIĞI BELİRLEDİĞİ ÜCRET TARİFESİNİN TCDD VE TDİ TARİFELERİNDEN YÜKSEK OLDUĞU YÖNÜNDE HERHANGİ BİR BİLGİ VE BELGE BULUNMAMASI

ÖZET: Şikayet edilen hususlarla ilgili olarak yapılan önaraştırma sonucunda düzenlenen raporda, konsorsiyumun kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri karşılığı belirlediği ücret tarifesinin TCDD ve TDİ tarifelerinden yüksek olduğu yönünde herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Diğer yandan, şikayet edilen Dekaş ve Med Marine'nin ücret tariflerini taahhütnamede öngörülen şekilde hazırlamaları, bir zorunluluk olup, maliyet, müşteri rakiplerinden bağımsız olarak aşırı fiyat belirlemelerinin söz konusu olamayacağı, bu itibarla konsorsiyumun aşırı fiyat uyguladığı ve 4054 sayılı Yasanın 6. maddesini ihlal ettiği yönündeki davacılar iddiası yerinde görülmemiştir.

(4054 S. K. m. 4, 6, 41, 43, 44, 45, 46, 47, 48) (İzmit Liman Yönetmeliği m. 23) (DİDDK. 03.05.2007 T. 2004/2375 E. 2007/856 K.) (DİDDK. 28.01.2010 T. 2007/2874 E. 2010/124 K.)

İstemin Özeti: İzmit limanında kılavuzluk ve römorkaj hizmeti veren Deniz Kılavuz A.Ş. (Dekaş) ve Med Marine Denizcilik Römorkaj ve Eskort Hizmetleri Ticaret Ltd. Şti. (Med Marine) nin 4054 sayılı Rekabet Kanunu'nun 4. ve 6. maddelerini ihlal ettiklerinden bahisle davacıların şikayeti üzerine yapılan önaraştırma sonucunda düzenlenen rapora dayanılarak soruşturma açılmasına gerek bulunmadığı yolundaki Rekabet Kurulu'nun 28.11.2000 tarih ve 00-47/495-270 sayılı kararının, Dekaş ve Med Marine konsorsiyumunun aşırı fiyat uygulamak suretiyle 4054 sayılı Kanunun 6. maddesini ihlal ettikleri, farklı coğrafi pazarlarda aynı hizmeti veren diğer teşebbüslerin de uyumlu eylem içinde aynı azami fiyatları uyguladığı, bu durumun 4054 sayılı Yasanın 4. maddesine aykırı olduğu Dekaş'ın yasal zorunluluk olan staj yapması gereken kaptanlara staj yaptırmama ve gereksiniminden fazla kılavuz kaptan istihdam ederek potansiyel rekabeti engellemek suretiyle 4054 sayılı Yasanın 6/a maddesini ihlal ettiği, Dekaş'ın istihdam ettiği kılavuz kaptanlardan cezai şart öngören taahhütname aldığı, Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.nin İzmit coğrafi pazarından çekilmesinin yasaya aykırı olduğu, konsorsiyumun belirli bir coğrafi pazarda elde etmiş olduğu ticari avantajı bir başka coğrafi pazarda rekabeti bozacak şekilde kötüye kullanması suretiyle 4054 sayılı Yasanın 6/d bendini ihlal ettiği iddialarıyla iptali istemiyle dava açılmıştır.

Savunmanın Özeti: Kılavuz kaptanlarla yapılmış olan istihdam sözleşmesinde, kaptanların şirketten ayrılmaları halinde 250.000 ABD Doları tutarındaki bir meblağı cezai şart olarak ödeyeceklerine ilişkin bir hükme rastlanmadığı, farklı coğrafi bölgelerde faaliyet gösteren teşebbüslerin aynı fiyatı uygulamalarının ticaret gereklerden kaynaklandığı, konsorsiyumun uyguladığı fiyatların devlet kuruluşlarınca uygulanan fiyat tarifesini aşmadığı, aşırı fiyat belirlenmesinin mümkün olmadığı ileri sürülmek suretiyle davacıların iddialarının ve davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

D. Tetkik Hakimi: Erkan Yılmaz

Düşüncesi: Önaraştırma raporu ile tespit edilen bilgi ve belgelerin, 4054 sayılı Yasa kapsamında yapılan değerlendirilmesi sonucunda, soruşturma açılmasına gerek bulunmadığı yolundaki Rekabet Kurulu'nun dava konusu kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir

Danıştay Savcısı: Nevzat Özgür

Düşüncesi: Dava, Deniz Kılavuzluk A.Ş ile Med Marin Denizcilik Römorkaj ve Eskort Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinden oluşan müşterek teşebbüsün yaptığı uygulamalarla 4054 sayılı Yasayı ihlal ettiği iddiası üzerine yapılan önaraştırma sonucunda düzenlenen rapor değerlendirilerek soruşturma açılmasına gerek bulunmadığına ilişkin olarak verilen 28.11.2000 günlü ve 00-47/495-270 sayılı Rekabet Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun <Kurulun İnceleme ve Araştırmalarında Usul> başlıklı dördüncü kısmında yer alan 40.maddesinde Rekabet Kurulunun re'sen veya kendisine intikal eden başvurular üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için önaraştırma yapılmasına karar vereceği, önaraştırma yapılmasına karar verildiği takdirde önaraştırma yapmakla görevlendirilen raportörün elde ettiği bilgileri, her türlü delilleri ve konu hakkındaki görüşlerini Kurula yazılı olarak bildireceği, 41. maddesinde önaraştırma raporunun Kurula teslimini takiben Kurulun elde edilmiş olan bilgileri değerlendirerek soruşturma açılmasına veya açılmamasına karar vereceği belirtilmiş, 43., 44., 45., 46. ve 47. maddelerinde ise Kurulun soruşturmaya başlaması halinde uygulanacak idari usul çerçevesinde delillerin toplanması, tarafların bilgilendirilmesi, tebligat ve cevap verme ve sözlü savunma toplantısına ilişkin kurallara yer verilmiştir.

Yasanın bu düzenlemesine göre soruşturma açılmasına yeterli bilgi ve belge varsa doğrudan soruşturma açılmasına karar verilebileceği, doğrudan soruşturma açılmasına yetecek bilgi ve belge bulunmadığı hallerde ise daha fazla bilgi veya belge elde edebilmek için önaraştırma yapılabileceği ve önaraştırma yapmakla görevlendirilen raportörün elde ettiği bilgi ve deliller ile önaraştırma raporu Kurulca değerlendirilerek soruşturma açılmasına veya açılmamasına karar verilebileceği, bu iki karar türünden birini verme hususunda Rekabet Kurulunun takdir yetkisinin bulunduğu ve bu yetkinin 4054 sayılı Yasanın 1. maddesinde belirtilen amaçları gerçekleştirme hedefi doğrultusunda kullanılması gerektiği açıktır.

Bu bağlamda, önaraştırma sonucunda rekabet kurallarını ihlal eden eylem, karar ve anlaşmaların söz konusu olmadığının hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkması halinde Kurulca soruşturma açılmamasına karar verileceği, ancak önaraştırma sonucu elde edilen bilgi ve delillerin bu sonuca ulaşmaya elverişli olmaması veya yetersizliği halinde ise soruşturma açılmasına karar verilmesi gerektiği konusunda duraksamaya yer yoktur.

Başka bir anlatımla, ihbar ve şikayet başvurularında ileri sürülen iddia ve deliller ile re'sen araştırma sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların noksan olduğu ve dolayısıyla önaraştırmaya konu edilen olayın soruşturma açılmasına gerek bulunmadığı yönünde kesin bir kanaate ulaşmaya yetecek ölçüde aydınlatılmadığı hallerde Kurulca soruşturma açılmasına karar verilerek 4054 sayılı Yasanın 43. ve devamı maddelerinde düzenlenen idari usulün uygulanması sonucunda yapılacak değerlendirmenin 48. maddede öngörülen nihai kararla sonuçlandırılması gerekir.

Aksi takdirde rekabet kurallarının ihlal edildiğine ilişkin iddialar açıklığa kavuşmadan soruşturma açılmaması yönünde alınan kararın rekabetin korunması amacına hizmet etmeyeceği kuşkusuzdur.

6.7.1995 günlü ve 22335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değiştirilen İzmit Liman Yönetmeliği’nin 23. maddesinde İzmit Körfezinde bulunan limanlara girip çıkacak 1000 GRT ve daha büyük Türk ticaret gemileri ve 150 GRT ve daha büyük yabancı bayraklı gemiler ve yatların klavuz almak zorunda oldukları, keza maddede belirtilen ölçüleri aşan gemilerin römorkör almak zorunda oldukları, 28.1.1998 günlü ve 23244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Klavuzluk ve Römorkaj Hizmetleri Teşkilatları Hakkında Yönetmeliğin 6. maddesinde klavuzluk ve römorkaj hizmetleri vermek isteyen kuruluşların Denizcilik Müsteşarlığı’ndan izin almalarının şart olduğu, idarenin izin verirken iznin hangi sınırlar içinde olduğunu ve süresini belirteceği, 7. maddesinde yeni veya yeniden teşkilat kurulacak bir bölge için ön izin almak üzere aynı sırada birden çok klavuzluk/römorkaj teşkilatı müracaat ettiği takdirde, idarenin müracaat edenler içerisinde en yeterli personel ve ekipmanı sağlayacağını taahhüt eden kuruluş veya ortaklığa ön izin vereceği, 8. ve 9. maddesinde izin süresinin idarenin belirleyeceği bir süre olacağı, ancak taahhütlere uymadığı tespit edilen veya değişebilecek yeni şartlara uyması istendiği halde uymayan kuruluş veya ortaklığın iznini iptal etmeye idarenin yetkili olduğu, 10. maddesinde her bir teşkilat bölgesi sınırları içinde yalnız bir teşkilata izin verileceği, bununla birlikte bir limanın idari sınırları içinde kalıp daha önceden mevzuattan gelen haklarına dayanarak kendi tesisine ait sınırlar içinde klavuzluk/römorkaj hizmeti vermekte olan kuruluşların kazanılmış hakları bulunduğundan, bu hizmetleri vermeye devam edebilecekleri kurala bağlanmıştır.

Aktarılan bu düzenlemelere göre İzmit Körfezinde bulunan 30 limana girip çıkacak belli ölçülerdeki gemilerin klavuz ve römorkör almak zorunda oldukları, belli bir bölgede klavuzluk ve römorkaj teşkilatı kurmak için birden çok başvuru olması halinde Denizcilik Müsteşarlığının müracaat edenler içerisinde en yeterli personel ve ekipman sağlayacağını taahhüt eden kuruluş veya ortaklığa izin vereceği, bu iznin süresiz değil belli bir süre ile sınırlı olduğu, hatta süre bitmeden de Yönetmelikte sayılan koşulların gerçekleşmesi halinde sözü edilen iznin idarece iptal edilebileceği, bu halde bir başka teşebbüse klavuzluk ve römorkaj izninin idarece verilebileceği, her bir klavuzluk/römorkaj teşkilatı bölgesi içinde yalnız bir klavuzluk/römorkaj teşkilatının faaliyet gösterebileceği, bununla birlikte bir limanın idari sınırları içinde kalıp daha önceden mevzuattan gelen haklarına dayanarak kendi tesisine ait sınırlar içinde klavuzluk/römorkaj hizmeti vermekte olan kuruluşların bu hizmetleri vermeye devam edebilecekleri kuşkusuzdur.

Dosyanın incelenmesinden, şikayetçilerin, İzmit Körfezinde alınması zorunlu olan klavuz kaptanlık hizmetinin tek sunucusu konumunda olan ve pazarda hakim durumda bulunan DEKAŞ'ın rekabete kapalı olan klavuz kaptanlık hizmeti pazarının olası yasal değişiklik sonucu rekabete açılması halinde rakiplerin pazara girişini engellemek için klavuz kaptanlık stajı yapma istemiyle başvuran kaptanlara staj yaptırmadığı, keza ehliyet sahibi klavuz kaptanların bir başka şirket bünyesinde hizmet sunmalarının önüne geçmek üzere TDİ'de görev yapmaya devam eden klavuz kaptanlardan müşterek teşebbüs haricinde faaliyet gösterilmesi halinde 250 bin ABD Doları tutarında cezai şart öngören taahhütnameler aldığı, böylece potansiyel rakiplerin olası faaliyetlerini önleyerek hakim durumu kötüye kullandığını iddia ettikleri ve önaraştırma sırasında TCDD Limanlar Dairesi Başkan Vekilinin DEKAŞ'ın önce TCDD'de çalışan klavuz kaptanları daha yüksek ücretlerle istihdam ettiğini, ardından da TCDD'de çalışmaya başlamak için başvuran kaptanlara staj yaptırmadığını, bunun üzerine bir başka şirketin genel müdür yardımcısı olan ve klavuz kaptan ehliyeti bulunan Ergün Atakan'ın başvuruda bulunan 5 kaptana staj yaptırdığını ifade ettiği, önaraştırmayı yapan üç rekabet uzman yardımcısının önaraştırma raporunda bu eylemin bir sonucu olarak TCDD'nin Derince Limanında bir süre klavuz kaptan hizmeti sunamadığı, bu durumda limana yanaşacak gemilerin de DEKAŞ'tan hizmet almak zorunda kaldıklarına yönelik yazışmaların varlığının hakim durumun kötüye kullanıldığı yönündeki kanaatlerini güçlendirdiğini belirttikleri, keza şikayetçi konumunda bulunan birden fazla şirketin yetkilisinin klavuz kaptanların 250.000 Amerikan Doları ödemelerini öngören sözleşmeyi şikayet konusu yapmalarının önlenmesini teminen sözleşmelerin bir nüsha olarak düzenlendiği yolundaki iddialarının bu kişilerin birbirinden bağımsız teşebbüslerin idarecileri olmalarına karşın varlığı öne sürülen tazminat sözleşmesinin ayrıntıları üzerinde dahi aynı görüşte olmalarının bu içerikte bir sözleşmenin varlığı yönündeki kuşkuları güçlendirdiğini önaraştırma raporunda vurguladıkları görülmektedir.

Bu duruma göre rekabet hukuku ilkelerine aykırı olduğu öne sürülen tazminat sözleşmesinin gerçekten mevcut olup olmadığının anlaşılabilmesi için açılacak soruşturma kapsamında ilgili klavuz kaptanların ifadelerine başvurulması gerektiği kuşkusuzdur.

Keza, 31.12.1997 günlü ve 23217 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Klavuz Kaptan Yeterlikleri Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesi uyarınca ilgili limanda hizmeti yürüten klavuzluk teşkilatı nezdinde yapılması zorunlu olan ve bir başka yerde yapılması mümkün bulunmayan klavuz kaptanlık stajına engel olunduğu yolundaki iddianın gerçekliğinin anlaşılabilmesi için de önaraştırma raporunda adı geçen Ergün Atakan ve staj başvurusunda bulundukları ileri sürülen 5 kaptanın ifadelerinin alınması ve staj başvurusu yaptıklarına ilişkin belgeleri sunmalarının ilgililerden istenmesi ve tanık göstermeleri halinde tanıkların dinlenmesinin açılacak bir soruşturma kapsamında gerçekleşebileceği konusunda duraksamaya yer yoktur.

4054 sayılı Yasanın 4. maddesinin (d) bendinde piyasaya yeni gireceklerin engellenmesinin rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama etkisi doğuran ve bu nedenle hukuka aykırı ve yasak olan hallerden biri olduğu belirtildiğinden ve 6. maddesinin (a) bendinde ticari faaliyet alanına başka bir teşebbüsün girmesine doğrudan veya dolaylı olarak engel olunması hakim durumun kötüye kullanılması hallerinden biri olarak sayıldığından, şikayet konusu olayda bu unsurların mevcut olup olmadığının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.

Bu itibarla önaraştırma raporunu hazırlayan rekabet uzman yardımcıları tarafından, DEKAŞ'ın çeşitli eylemleriyle pazara giriş engeli oluşturduğu değerlendirmesine ulaşılırken, yasal düzenlemenin belli bir bölgede yalnız bir kuruluşun hizmet vermesine olanak tanıdığının da gözönünde tutulduğu, ancak DEKAŞ'ın gerek klavuzluk ehliyeti almak üzere girişimde bulunan kaptanların yasal gerekliliklerini yerine getirmesine engel olması ve DEKAŞ'ın hizmet izninin son bulmasının ardından hizmet vermeye yetkili kuruluşun seçimi şeklinde oluşacak rekabetin önlenmesi, gerekse bu hizmet pazarında faaliyet gösterme arzusu olan gerçek kişilerin bu uygulama sonucu mesleki ehliyete sahip olamamaları ve dolayısıyla pazara girmelerini engelleyici amaçları ve bu doğrultularda sonuçları olan bir eylem olarak görüldüğünün önaraştırma raporunda belirtildiği de dikkate alınarak soruşturma açılması rekabet hukukunun amaç ve ilkeleri ile 4054 sayılı Yasada öngörülen usul açısından gerekli olduğu halde dava konusu Rekabet Kurulu kararında staj yaptırmama iddiasıyla ilgili hiç bir değerlendirmeye yer verilmeden soruşturma açılmasına gerek bulunmadığına karar verildiğinin belirtilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan, şikayet başvurusunda bulunan ve müşterek teşebbüs ile hizmet protokolü imzalamış olan Eksay Denizcilik ve Ticaret A.Ş'ne müşterek teşebbüs tarafından gönderilen yazıda <başka coğrafi bölgelerde kendileri ile çalışmamaları halinde bu tutumun İzmit Körfezinde de kendileri ile çalışmak istemedikleri şeklinde yorumlanacağı> belirtilmiş olup o dönemde İzmit Körfezinden başka İskenderun Körfezinde de hem TCDD ve hem de şikayet edilen Med-Marine firmasının römorkaj hizmetleri sunması bakımından, bu yazının içeriğinden, Med-Marine'nin Eksay A.Ş'den bu limanda kendisi ile çalışmasını talep ettiği, aksi halde İzmit Körfezindeki faaliyetlerini güçleştireceği gibi bir sonuç çıktığı, bu durumun 4054 sayılı Yasanın 6. maddesinin (d) bendine aykırı olarak belli bir coğrafi pazarda elde edilen ticari avantajın bir başka coğrafi pazardaki rekabet koşullarını bozacak şekilde kötüye kullanılması eyleminin gerçekleştiğini gösterdiği, bu nedenle soruşturma konuları arasına dahil edilmesinde yarar olacağı önaraştırma raporunda belirtildiği halde dava konusu Rekabet Kurulu kararında bu yönde bir uygulama tespit edilemediği gibi aksi yönde uygulama bulunduğunun raportörlerce yapılan incelemelerde belirlendiği gerekçesiyle soruşturma açılmasına gerek bulunmadığına karar verildiğinin belirtilmesinin rekabet hukukunun amaç ve ilkeleri ile bağdaşmadığı açıktır. Zira bu denli somut ve belgeye dayalı iddiaların ancak bir soruşturma sonucunda gerçek olup olmadığının anlaşılabileceğinde kuşku bulunmadığı gibi kararda belirtildiğinin tersine raportörlerce aksi yönde uygulama bulunduğuna ilişkin somut bir tespitte yapılmış değildir.

Açıklanan nedenlerle yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan soruşturma açılmasına gerek bulunmadığına ilişkin olarak alınan dava konusu Rekabet Kurulu kararının iptalinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, duruşma için önceden belirlenen ve taraflara usulüne uygun olarak bildirilen 4.5.2004 tarihinde davacılar vekili Av. Metin Karaçağlayan'ın ve davalı idare vekili Av. Ayperi Samantır'ın geldikleri ve Danıştay Savcısının hazır olduğu görülerek duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilip dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verilerek dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:

Davacıların dava konusu Rekabet Kurulu'nun 28.11.2000 tarih ve 00-47/495-270 sayılı kararına yönelik olarak şekil yönünden ileri sürdükleri iddialar yerinde görülmemiştir.

Dava, İzmit limanında kılavuzluk ve römorkaj hizmeti veren Deniz Kılavuz A.Ş. (Dekaş) ve Med Marine Denizcilik Römorkaj ve Eskort Hizmetleri Ticaret Ltd. Şti. (Med Marine) nin 4054 sayılı Rekabet Kanunu'nun 4. ve 6. maddelerini ihlal ettiklerinden bahisle davacılar tarafından yapılan şikayet üzerine yapılan önaraştırma sonucunda düzenlenen rapora dayanılarak soruşturma açılmasına gerek bulunmadığı yolundaki Rekabet Kurulu'nun 28.11.2000 tarih ve 00-47/495-270 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

6.6.1996 tarihinden itibaren Denizcilik Müsteşarlığı’nın izni ile 20 yıllık süreyle İzmit Limanında Kılavuzluk ve Römorkaj hizmetleri konsorsiyum şeklinde Deniz Kılavuz A.Ş.(Dekaş) ve Med Marine Denizcilik Römorkaj ve Eskort Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi (Med Marine) tarafından rekabet ortamında yürütülmekte iken, belirtilen bu hizmetlerin 28.1.1998 tarihinde yürürlüğe giren Kılavuzluk ve Römorkaj Hizmetleri Teşkilatları Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin 1. fıkrasında yer alan her bir kılavuzluk/römorkaj teşkilat bölgesi sınırları içinde bir kılavuzluk/römorkaj teşkilatına izin verilir kuralı gereğince ve diğer kuruluşların kazanılmış hakları da korunmak suretiyle Dekaş ve Med Marine adı geçen yönetmeliğin eki taahhütnamelerin gereğinin yerine getirilmesi şartıyla ve Denizcilik Müsteşarlığının izni ile İzmit Limanında kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerini sunan tek yetkili teşebbüs haline gelmişlerdir.

Bu izne dayanarak kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerini yürüten Dekaş ve Med Marine teşebbüsünün kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerine aşırı fiyat uygulamak suretiyle 4054 sayılı

Yasanın 6. maddesini ihlal ettikleri davacılar tarafından ileri sürülmüştür.

28.1.1998 tarih ve 23244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kılavuzluk ve Römorkaj Hizmetleri Teşkilatları Hakkında Yönetmeliksin 3 No.lu Eki olan ve Dekaş ve Med Marine tarafından kabul ve taahhüt edilen Kılavuzluk/Römorkaj Teşkilat. İzin Taahhütnamesinin İdari ve Mali Şartlar başlıklı 2. maddesinde, hizmetlere uygulanacak tarifelerin TCDD ve TDİ tariflerinden yüksek olmayacağını, TCDD ve TDİ bu hizmetlerden çekildiği takdirde tespit edilecek tarifelerin idarenin görüşü alınarak hazırlanacağı kuralı yer almıştır.

Yukarıda yer alan iddia da dahil olmak üzere şikayet edilen hususlarla ilgili olarak yapılan önaraştırma sonucunda düzenlenen raporda, konsorsiyumun kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri karşılığı belirlediği ücret tarifesinin TCDD ve TDİ tarifelerinden yüksek olduğu yönünde herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Diğer yandan, şikayet edilen Dekaş ve Med Marine'nin ücret tariflerini yukarıda yer alan taahhütnamenin 2. maddesinde öngörülen şekilde hazırlamaları, bir zorunluluk olup, maliyet, müşteri rakiplerinden bağımsız olarak aşırı fiyat belirlemelerinin söz konusu olamayacağı, bu itibarla konsorsiyumun aşırı fiyat uyguladığı ve 4054 sayılı Yasanın 6. maddesini ihlal ettiği yönündeki davacılar iddiası yerinde görülmemiştir.

Davacılar tarafından ikinci olarak, Dekaş ve Med Marine dışındaki teşebbüslerin de aynı azami fiyatlar, uygulamakta olduğu, bu durumun 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesine aykırı olduğu öne sürülmektedir.

4054 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet-kar gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi yönündeki teşebbüsler arası uyumlu eylemler yasaklanmıştır.

Önaraştırma raporunda, her bir liman ilgili coğrafi pazar olarak kabul edilmek suretiyle coğrafi pazarlar belirlenmiştir. Bu belirleme çerçevesinde 6 kamu kuruluşu ve 12 özel teşebbüsün önemli bölümünün sadece kendi tesislerine gelen ve bu tesislerden yüklenen eşyayı nakleden gemilere hizmet verdiği, üçüncü kişilere hizmet sunan liman işletmelerinin pazar paylarının oldukça düşük olduğu, ilgili coğrafi pazarlardaki mevcut teşebbüslerin iddia edilen eylemlerinin ilgili ürün pazarındaki rekabet koşulların, etkilemekten uzak olduğu tespit edilmiş olup, bu tespitler karşısında davacılar iddiasının hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır.

Deniz Kılavuz A.Ş.nin ihtiyacından fazla kılavuz kaptan istihdam ettiği, kılavuz kaptanlara şirketten ayrılmaları halinde 250.000 ABD. Dolarını ödemelerini öngören bir sözleşme imzalattığı, böylece pazara girip engeli oluşturduğu yönündeki davacıların bir başka iddiasına gelince;

28.1.1998 tarihinde yürürlüğe giren Kılavuzluk ve Römorkaj Hizmetleri Teşkilatlan Hakkında Yönetmelik gereği İzmit Limanında yürütülen hizmetlerin konsorsiyum şeklinde Dekaş ve Med Marine tarafından yürütüldüğü, bir başka anlatımla anılan limanda bir başka teşebbüsün faaliyet göstermesine hukuki olanak bulunmadığı, bir dönem de adı geçen konsorsiyumun istihdam edeceği personel sayısını, belirlemesinde 4064 sayılı Yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.

Diğer yandan, Dekaş'ın kılavuz kaptanlarla yapmış olduğu hizmet sözleşmesinin 7. maddesinde, gemi adamının (Kılavuz Kaptan'ın) kılavuzluk hizmetiyle ilgisi olan hiç bir şirket veya kuruluşa ortak veya üye olamayacağı, buna aykırı davrananların hizmet sözleşmelerinin tazminatsız olarak sona erdirileceği kuralı yer almıştır.

Hizmet sözleşmesinin gerek yukarıda aktarılan maddesinde ve gerek sözleşmenin tamamında, kılavuz kaptanların şirketten ayrılmaları halinde, 250.000 ABD doları tutarında bir meblağı ödeyeceklerine ilişkin cezai şart öngören hükme rastlanmamıştır.

Davacıların, Dekaş ve Med Marine konsorsiyumunun İzmit körfezinde tekelleşmesini sağlamak amacıyla TDİ'nin anılan körfezden çekildiği yönündeki iddiasına gelince;

4054 sayılı Yasanın 4/b maddesinde, mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması veya kontrolü yasaklanmıştır.

TDİ'nin İzmit Limanında yürüttüğü kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri ile ilgili faaliyetini sona erdirmesini, bir başka deyiş ile pazarı rakibine terketmesini yukarıda aktarılan yasanın 4/b maddesi ile yasaklanan <hizmet piyasaların bölüşülmesi> olarak değerlendirilmek için, TDİ'nin herhangi bir hizmet pazarı ya da coğrafi pazardaki payını artırmış olması gereklidir. Önaraştırma Raporu ile TDİ'nin herhangi bir hizmet pazarı veya coğrafi pazardaki payını artırmadığı, TDİ Genel Müdür yardımcısının da ifade ettiği gibi, ticari koşulların zorlamasının bir sonucu olarak İzmit Limanındaki faaliyetin sona erdirildiği tespit edildiğinden, davacılar iddiası yerinde görülmemiştir.

Davacıların, Dekaş'ın yasal zorunluluk olan staj yapması gereken kaptanlara staj yaptırmama yönündeki iddiasına gelince;

Bu iddia ile ilgili olarak TCDD Limanlar Dairesi Başkan Yardımcısı ile yapılan görüşmede, İzmit Körfezi Derince Limanında da faaliyet gösterdikleri belirtildikten sonra kılavuz kaptan hizmeti sunarken karşılaşılan güçlüklerin neler olduğu sorusuna cevaben, Dekaş'ı doğrudan muhatap almadıklarını, yazışmaların Denizcilik Müsteşarlığı ile yapıldığını, Kılavuz kaptan ehliyeti almak isteyen kaptanlara Dekaş'ın staj yaptırmadığının anlaşıldığı, hatta bunun sonucu olarak Ergün Atakan adlı kaptanın başvuruda bulunan 3 kaptana staj yaptırıldığı ifade edilmiştir.

Bu çerçevede, Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığının TCDD Genel Müdürlüğü ile 19.1.2000, 11.2.2000 ve 8.3.2000 tarihlerinde yapmış olduğu yazışmalarda, Dekaş'ın kaptanlara staj yaptırmadığı yönünde bir tespit bulunmamaktadır. 11.2.2000 tarihli yazıda TCDD Genel Müdürlüğü bünyesinde istihdam edilecek stajer kılavuz kaptanların stajlarının Dekaş-Med Marine Konsorsiyumu tarafından yaptırılması uygun görülmüş olup, anılan yazının aksini ortaya koyacak herhangi bir bilgi ve belgede bulunmamaktadır.

Davacılar tarafından konsorsiyumun hakim durumundan yararlanarak gemi acenteliği pazarında rekabeti bozmayı amaçladığı, Eskay Denizcilik ve Ticaret A.Ş. (Eskay) ile yapılan protokol ve yazışmanın bu durumu doğruladığı, iddiasına gelince; 4054 sayılı Yasanın 6/d maddesi ile belirli bir piyasadaki hakimiyetin yaratmış olduğu finansal, teknolojik ve ticari avantajlardan yararlanarak başka bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabet koşullarını bozmayı amaçlayan eylemler yasaklanmıştır.

Dekaş ve Med Marine'nin, Eskay Denizcilik ve Ticaret AŞ. ile 17.6.1996 tarihinde yapmış olduğu protokol ile Eskay'ın acenteliğini yaptığı tüm gemilerin kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinin TDİ'nin halen yürürlükte olan tarifesindeki fiyatlar esas alınmak suretiyle Dekaş ve Med Marine tarafından yürütüleceği öngörülmüş, 17.12.1997 tarihinde ise konsorsiyumun Eskay’a yazmış olduğu yazıda, başka coğrafi bölgelerde kendileri ile çalışmamaları halinde bu tutumun İzmit Körfezinde de kendileri ile çalışmak istemedikleri şeklinde yorumlanacağı bildirilmiş ise de, yapılan incelemede bu yönde bir uygulamanın varlığı tespit edilmemiştir.

Kaldı ki, 28.1.1998 tarihinde yürürlüğe giren Kılavuzluk ve Römorkaj Hizmetleri Teşkilatları Hakkında Yönetmelik ile her liman bölgesinde sadece bir kuruluş veya konsorsiyum tarafından kılavuzluk ve römorkaj hizmetinin yürütülebileceği öngörüldüğünden belirtilen protokol ve yazının uygulanma olanağının kalmadığı, bu nedenle 4054 sayılı Kanunun ihlalinin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak davacılar tarafından ileri sürülen iddialar, Rekabet Kurulunun dava konusu soruşturma açılmasına gerek bulunmadığı yolundaki 28.11.2000 tarih ve 00-47/495-270 sayılı kararının iptalini gerektirecek nitelikte görülmemiştir

Açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 700.000.000 TL’nin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacılara iadesine, 18.05.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 27-09-2010, 13:37   #7
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

rica ederim. aman kararı okumaya kalkmayın ben koyulaştırıp altını çizmiş olmama rağmen zor buldum içinde ilgili yeri
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Gemi Siciline Kayıtlı gemi Satışı-Noterde Devir Gamze Dülger Meslektaşların Soruları 5 01-10-2010 22:54
gemi adamı , kıdem,ihbar,izin, incitanesi Meslektaşların Soruları 3 15-06-2010 15:41
Gemi Adamının Gemi Alacağı Hakkı Av.Mehmet Ali Helvacı Meslektaşların Soruları 2 20-11-2009 00:06
Deniz İş Kanuna tabi kaptanın iş aktini feshetmesi Av. Elif Handan Meslektaşların Soruları 1 11-09-2009 13:10
Boğazlarda Kılavuz Kaptan mecburiyeti? yersu.sev Hukuk Soruları 1 30-12-2008 13:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05929208 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.