Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

üç

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-07-2022, 16:11   #1
Av. Can Yıldırım

 
Varsayılan üç

Merhaba sayın meslektaşlarım. Biraz uzun olacak zira olay karışık. Umarım yardımcı olabilirsiniz.

Müvekkilimin bankaya olan borcu nedeniyle evinin (aile konutu) üzerinde ipotek bulunmaktadır. Bakiye borcu ödeyemediği için evin satılma tehlikesi söz konusu olunca A ile anlaşır. A bankaya olan bakiye borcu kapatacak müvekkil ise borcu karşılığı evini A'ya ipotek verecek. Anlaşılan gün ve saate tapuya gidilir. Müvekkil A yerine ortağı B ile karşılaşır. Bunu bilen müvekkil durumu önemsemez ve tapuda işlemler yapılır. Aradan iki sene geçince evin B tarafından C'ye satıldığını C'nin araması ile öğrenir. C müvekkilin aynı köyden eski komşusu olup C'yi dava açmakla tehdit edince C bir hafta sonra evi D'ye satar ve devreder. Müvekkil, okuma yazma bilmediğinden imzaladığı sözleşmeyi okuyamadığını fakat yine de tapu dairesinde kendisine okudum anladım yazdırıldığını söylemekte. Satış sözleşmesi incelenince gerçekten de okuma yazma bilmediği halde kendisine okudum anladım yazdırıldığı görülmekte. Kaldı ki, müvekkil evi satın alırken gerçekten de okuma yazma bilmediğinden iki şahit huzurunda parmak basarak evi devraldığı görülmektedir. Diğer önemli bir husus ise, müvekkilin ipotek sözleşmesi sanarak imzaladığı satış sözleşmesinde evin değerinin 18.500,00 TL olmasıdır. Bundan sonr taşınmaz C'ye 150.000,00 TL'ye, C'den D'ye ise 160.000,00 TL'ye satılmıştır.

D'ye iradenin fesada uğratılması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açtık. Tanıklarımızdan bazıları ve bir kısım mahalli bilirkişiler dava dışı A, dava dışı B ile B'den evi satın alan D'nin işbirliği içerisinde olduğunu anlatmışlardır. Tanık ve mahalli bilirkişilerin tamamı ise evin daha önce hiç satılığa çıkarılmadığını, 2005 yılından bu yana kesintisiz ve aralıksız davacının ve ailesinin evde ikamet ettiklerini doğrulamışlardır. Davacının evi satma ihtiyacının olmadığını da belirtmişlerdir. Davamız reddedildi. İstinaf mahkemesi de başvurumuzu esastan reddetti.

Biz mahkemeden D'nin evi satın alma gücünün bulunmadığını bunun araştırılmasını talep ettik. Mahkeme bunu hiç araştırmadı. Davalının hiç alakası olmayan bir köyden ev almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu da belirtsek de dikkate alınmadı. Ev çok kısa aralıklarla 3 kişi arasında devrediliyor ve bu durum da mahkemece dikkate değer görülmüyor. Bunlara karşılık biz asıl malikin gizlenmeye çalışıldığını, alım gücü olmayan D'nin evi alarak nam-ı müstear ilişkinin söz konusu olduğunu ifade etsek de yine de mahkemenin dikkatini çekebilmiş değiliz.

Sorularıma gelecek olursak;
1- Siz olsaydınız farklı bir yol izler miydiniz? Diğer bir deyişle açılan dava ile izlenen yolun doğru olduğunu düşünüyor musunuz?
2- Bu tip davalarda TMK 1023'ün koruyuculuğundan hakkın kötüye kullanılması ile faydalanmaya çalışan kişinin alım gücünün olup olmadığının araştırılmasını talep edebilmekte miyiz? Bu çok aşırı bir talep olarak değerlendirilir mi?
3- Müvekkilin eşinin, eşine, ara maliklere ve mevcut malike aile konutuna dayanan tapu iptal ve tescil davası açması durumunda 3. malik olan D yine TMK 1023'ün koruyuculuğuna sığınabilecek midir?

Zaman ayıran meslektaşlarıma ve hukukçulara teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07422709 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.