Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ceza Temyizinde Yargıtay resen inceleme yapmak zorunda mıdır?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-01-2010, 11:36   #1
fatihlk

 
Varsayılan Ceza Temyizinde Yargıtay resen inceleme yapmak zorunda mıdır?

Ceza yargılamasında, temyiz dilekçesinde ileri sürülmese bile Yargıtay, temyiz dilekçesinde ileri sürülmeyenler dahil bütün hukuka aykırılıkları incelemek zorunda değil midir? Yani,
Avukat olarak temyiz dilekçesinin temyiz nedenleri kısmına “resen incelenecek diğer sebepler” şeklinde bir açıklama da eklemek zorunda mıyız? Konuyla ilgili:

5320 sayılı Yasanın 8. maddesi hükmü uyarınca HALEN yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY.nın "temyiz" ile ilgili 320. maddesinde:

“Temyiz mahkemesi, temyiz istida ve lâyihasında irat olunan hususlar ile temyiz talebi usule ait noksanlardan dolayı olmuş ise temyiz istidasında bu cihete dair beyan edilecek vakıalar hakkında tetkikler yapabileceği gibi hükme tesiri olacak derecede kanuna muhalefet edilmiş olduğunu görürse talepte mevcut olmasa dahi bu hususu tetkik eder” demektedir.

5271 Ceza Muhakemesi Kanununda ise şöyle demektedir:
Temyiz başvurusunun içeriği
MADDE 294.- (1) Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.
Temyizde incelenecek hususlar
MADDE 301.- (1) Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.
MADDE 302.
(2) Yargıtay, temyiz edilen hükmü, temyiz başvurusunda gösterilen, hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle bozar. Bozma sebepleri ilamda ayrı ayrı gösterilir.
(3) Hüküm, temyiz dilekçesinde gösterilen sebeplerle bozulduğunda, dilekçede açıklanmış olmasa bile saptanan bütün diğer hukuka aykırılık halleri de ilamda gösterilir.
Old 09-01-2010, 12:11   #2
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Eğer hukuka aykırılık hükme etki edebilecek nitelikte bir hukuka aykırılık ise talep olmasa dahi inceleme yapabilir.

Size yardımcı olabilecek nitelikte bir Ceza Genel Kurulu kararı sunuyorum.



T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu

E:2004/1-124
K:2004/155
T:29.06.2004

Diğer bir suçu işlemek için adam öldürme ve hırsızlık suçlarından sanık Ş.Ö.'nün, adam öldürme suçundan TCY'nın 450/7 ve 59/1. maddeleri uyarınca müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, dönüşen suç niteliğine göre yağma suçundan TCY'nın 495/1, 497/1, 522/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezalarının içtima ettirilerek sanığın 6 ay geceli gündüzlü hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Karabük Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 13.03.2003 gün ve 151-33 sayılı ve re'sen temyize tabi olan hüküm sanık vekili tarafından da temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce 03.05.2004 gün ve 3428-1618 sayı ile;
"Hükme esas alınan, polis kuvvetlerince düzenlenmiş 24.08.2002 tarihli sanık savunmasının 1. ve 2. sayfalarının, yer gösterme tutanağının 1. ve 2. sayfalarının, yakalama zaptetme tutanağının 1. sayfasının imzasız bırakılması" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 02.06.2004 gün ve 82203 sayı ile;
"Birinci ve ikinci sayfaları imzalanmayıp sadece son sayfaları hazır olanlarca imzalanan bu tutanakların sahih olmadıkları yolunda bir itiraz ileriye sürülmemiştir.
Bu tutanakların yanında hukuka uygun şekilde ve sübuta yeterli elde edilmiş deliller mevcuttur.
Örneğin 24.08.2002 günlü sanığın Cumhuriyet Savcısı, aynı günlü Sulh Hakimi huzurunda alınmış suçları kabul ve ikrar eden açık ve kesin anlatımları vardır.
Ayrıca sanığın kolluktaki anlatımları 24.08.2002 günlü tutanak ile kasete kaydedilmiş ve son soruşturma sırasında kasetin çözümü yapılarak çözüm tutanağı duruşmada okunmuştur.
Hukuka uygun şekilde tespit edilen bu ikrar 23.08.2002 günlü Cumhuriyet Savcısınca yapılan olay yeri inceleme tutanağı ile ele geçirilen bıçak üzerindeki kanın maktuleye ait olduğu yolundaki 17.10.2002 günlü ekspertiz raporu ve sanığın kaldığı evde çekyat altında bulunan maktuleye ait olduğu saptanan bilezikler gibi maddi ve fenni delillerle doğrulanmıştır.
Bir an için imzasız bırakılan tutanakların hiç tanzim edilmediğini kabul etsek yukarıda açıklanan delillerle gene de sübuta gidileceği izahtan varestedir.
Bu nedenle bozma nedenleri usul ekonomisine ters düştüğü gibi İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme'nin 6. maddesinde belirtilen "mahkeme tarafından davanın makul bir süre içinde" sonuçlandırılmasını öngören kaideye de aykırı düşmektedir. Tutanaklardaki imzaların tamamlattırılmasının davaya uzatmaktan başkaca bir katkısı olmayacaktır" görüşü ile itiraz ederek, özel daire bozma kararının kaldırılmasına, hükmün sair yönlerinin incelenmesi için dosyanın özel daireye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : İncelenen dosyada;
Kolluk tarafından düzenlenen ve sanığın ikrarını içeren üç sayfadan ibaret 24.08.2002 tarihli ifade tutanağının 1. ve 2. sayfalarının, sanığın benzer açıklamalarını içeren aynı tarihli üç sayfadan ibaret yer gösterme tutanağının 1. ve 2. sayfalarının ve sanığın yakalanmasına ilişkin bilgiler ile benzer açıklamalarını içeren iki sayfadan ibaret yakalama ve zaptetme tutanağının 1. sayfasının imzalanmadığı, sonuncu sayfalarının ise tutanakları düzenleyenler ve sanık tarafından imzalandığı anlasılmaktadır.
Mahkemece yapılan 03.10.2002 günlü ilk oturumda iddianame ve ekleri okunduktan sonra sorguya gecildiğinde, sanık Ş'nin müdafi tayinini isteyip savunmasını bundan sonra yapacağını bildirmesi uzerine aynı oturumda diger sanıkların sorgularının yapılmasını takıben yakalama, arama, yer gosterme ve otopsi tutanaklarının okunduğu ve bu hususun duruşma tutanağına geçirildiği,
24.10.2002 günlü ikinci oturumda ise, sanık Ş'nin müdafii huzurunda sorgusu yapıldıktan sonra, kolluk tarafından alınan ve manyetik ortamda kayda geçirilmiş bulunan beyanlarının, 24.08.2002 günlü kollukta, C.Savcılığı'nda ve Sulh Ceza Mahkemesi'nde verdiği ifadeleri ile otopsi tutanağı okunarak sanık ve müdafiinden diyeceklerinin sorulup duruşma tutanağına yazıldığı, sanığın yukarıda belirtilen tutanaklarda geçen açıklamalarına gerekçeli kararda da yer verildiği, ancak temyiz aşaması dahil yargılamanın hiçbir evresinde sözü edilen tutanakların sahteliği hususunda bir iddianın dile getirilmediği anlaşılmaktadır.
Sanığın öldürme ve yağma suclarından cezalandırılmasına karar verilen olayda, özel daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, hazırlık soruşturmasında düzenlenen bir kısım tutanaklardaki imza eksikliklerinin usule aykırılıktan dolayı bozma nedeni yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Ceza Muhakemeleri Usulü Yasamızın 307. maddesine gore; temyiz ancak hükmün yasaya aykırı olması sebebine dayanır. Yasaya aykırılık ise, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanmasıdır. Yasamızın 308. maddesinde sekiz bent halinde, tamamı usule ilişkin olan ve yasaya mutlak aykırılık oluşturduğu varsayılan haller sıralanmıştır. Bozmayı gerektirip gerektirmeyeceği hususunda Yargıtay'a araştırma yetkisi tanınmamış olan bu hallerin varlığının saptanması durumunda hükmün Yargıtay'ca bozulması gereklidir.
Anılan maddenin dışındaki muhakeme normlarına aykırılık bakımından ise, aykırılığın son karara etkisi bulunup bulunmadığının arastırılması gerekir. Hukuka aykırılığın son karara etki etmediği, aykırılığın kaldırılmasının da etkide bulunmayacagı muhakkak ıse, bu tur aykırılıkların bozma sebebi sayılmaları çoğu kez yargılamanın uzamasından başka bir işe yaramayacaktır. Nitekim CYUY'nın 320. maddesinde düzenlenmiş bulunan ve Yargıtay'ın, temyiz dilekçesinde ileri sürülmeyen husus ve vakıalarla ilgili incelemesini hükme etkili olabilecek derecedeki hukuka aykırılıklarla sınırlayan ilke de bu hususa işaret etmektedir.
Her ne kadar, yazılılık ilkesi gereğince hazırlık soruşturmasında yapılan işlemlerin tutanağa geçirilerek düzenleyenler ve hazır bulunan ilgililer tarafından imzalanması gerekli ise de, içerikleri sanığın C.Savcısı ve Sulh Hakimliği ifadelerindeki benzer anlatımlarıyla teyit edilmiş bulunan kollukça düzenlenmiş tutanaklara yönelik sahtelik iddiasında bulunulmadığı, üstelik tutanakların sonuncu sayfalarının düzenleyenler ve sanık tarafından imzalandığı, yine tutanakların içeriğini doğrulayan başkaca kanıtlar da bulunduğu dikkate alındığında, somut olayda, içeriğindeki hususları kanıtlayabilme özelliklerinde bir noksanlık meydana gelmediği saptanan tutanakların bir kısım sayfalarının imzalanmamış olması sonuca etkili bulunmadığından, açıklanan ilkeler ışığında bu hususun bozma nedeni sayılamayacağı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım kurul üyesi ise; özel daire bozma kararının haklı nedenlere dayandığını ileri sürerek itirazın reddi gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE, özel daire kararının KALDIRILMASINA, hükmün sair yönlerinin incelenmesi için dosyanın Yargıtay 1. Ceza Dairesi'ne gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı'na tevdiine, 22.06.2004 günü yapılan birinci müzakerede gerekli oy çoğunluğunun sağlanamaması üzerine 29.06.2004 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.
Old 10-01-2010, 17:59   #3
fatihlk

 
Varsayılan

içtihatları biliyorum ama eski veyani cmk da fark var ve konuyla ilgili halen eski cmk 320. maddesi geçerli. dolayısıyla resen incelemek zorunda kuralı halen geçerli olmalı. avukat olarak temyiz dilekçesinde incelenmesini unuttuğumuz bir hususu yargıtay incelemeyecek mi?sorum bu
Old 10-01-2010, 19:19   #4
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Yargıtay'ın, temyiz dilekçesinde ileri sürülmeyen husus ve vakıalarla ilgili incelemesini hükme etkili olabilecek derecedeki hukuka aykırılıklarda uygulanması gerekmektedir. Re'sen incelemeden anlaşılması gereken her hususun değil hükme etkili hususların incelenmesidir. Eğer avukat olarak temyiz dilekçesinde unuttuğunuz husus hükme etkili bir husus ise re'sen incelenmelidir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
bankanın çek üzerindeki keşideci imzasını inceleme yetkisi var mıdır?? avangardea Meslektaşların Soruları 17 23-01-2019 12:30
dar mükellef eurobond faiz geliri için beyanname vermek zorunda mıdır turan eler Meslektaşların Soruları 1 04-01-2010 10:53
Dosya Hesabini Yapmak İcra MÜdÜrÜnÜn GÖrevİ DeĞİl Mİdİr???? AV.SANEM Meslektaşların Soruları 11 13-02-2009 14:42
ankara 13. asliye ceza mahkemesi dosya inceleme av.asen öznur Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 1 19-03-2008 16:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02925706 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.