Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Toplumun dirlik ve esenliği ile avukatların kazançları arasındaki ters orantı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-01-2012, 22:55   #1
janveljan

 
Dikkat Toplumun dirlik ve esenliği ile avukatların kazançları arasındaki ters orantı

Bir gün büronuzda oturuken içtiğiniz soda şisesinden bir dudağı yerde bir dudağı gökte bir cin çıksa,elinde tuttuğu değneği size vererek,

-Bu sihirli bir değnektir, bunu başının üzerinde 3 defa döndürüp masaya bir kez vurursan yaşadığın bu ülke dirlik ve esenlik kazanır,hırsızlık ve yolsuzluk kalmaz,en büyük suç kaldırıma araba parketmek olur,toplumun tüm bireyleri kanun ve kurallara harfiyen uyar” dese..

Ne yapardınız ?

Buda soru mu tabiki değneği masaya vururdunuz değil mi ?

Peki birde şöyle düşünün;

Toplumda tüm bireyler yasalara ve ahlak kurallarına riayet edip,tüm çekleri,senetleri,faturaları zamanında öderse cebri icraya gerek kalmaz,eğer siz icra işi yapan bir avukatsanız işinizin dolayısıyla gelirinizin büyük bir bölümünü belki de tümünü yitireceksiniz.

Bunun gibi, herkes yasalara uygun davranır hiç suç işlemezse, eğer siz bir ceza avukatıysanız size artık dava gelmeyecek sonuçta geliriniz sıfırlanacak.

Diğer yandan ödemeniz gereren kiralar, taksitler,faturalar var.Boş bir günümde her ay düzenli olarak yapmam gereken ödemelerin kaç kalem olduğunu merak etmiştim.13' e gelince uğursuzluktur deyip saymayı bıraktım

Şimdi tekrar soruyorum;

O sihirli değneği başınızın üstünde 3 kere çevirip masaya güm diye vurur muydunuz ?
Old 12-01-2012, 01:09   #2
Av.İlker DOLGUN

 
Karar

Alıntı:
Toplumda tüm bireyler yasalara ve ahlak kurallarına riayet edip,tüm çekleri,senetleri,faturaları zamanında öderse cebri icraya gerek kalmaz,eğer siz icra işi yapan bir avukatsanız işinizin dolayısıyla gelirinizin büyük bir bölümünü belki de tümünü yitireceksiniz.

Bunun gibi, herkes yasalara uygun davranır hiç suç işlemezse, eğer siz bir ceza avukatıysanız size artık dava gelmeyecek sonuçta geliriniz sıfırlanacak.

Düşüncelerinizin gerçekleşmesi durumunda;

a)emniyet ve asayiş sağlandığı için asker/polis/jandarma/zabıtaya,
b)adalet ve eşitlik tesis edildiği için hakim/savcı/icra müdürü/mübaşir/hülasa bilumum adliye personeline,
c)suç/suçlu kavramları olmadığı için gardiyan ve cezaevi personellerine gerek kalmayacak, sayılanlar işsiz kalacaktı.

Hal böyle olunca, içinde çalışanı ve kapısını açanı/çalanı olmayan binalar da (karakol, emniyet müdürlüğü, alay/tugay/tümen komutanlıkları,adliye, cezaevi vs.) olmayacaktı.

Hastalık olmasaydı; doktora,hemşireye,eczacıya (bunlar olmayan yerlerde kırıkçı/sınıkçıya)

Bu liste böyle devam eder,gider..

Yani meslektaşım, tüm bu sayılanlardan sonra, avukatları problemlerden ve sistemin işlememesinden dolayı para kazanan insanlar olarak görmek hatta kazancın devamı için sistemin düzelmesini istemeyecekleri ve hayali ya da farazi de olsa "lambaya dokunmayacaklarını" iddia etmek avukatlara haksızlık etmek olur diye düşünüyorum.

Sorunuza cevap verecek olursam;

Alıntı:
O sihirli değneği başınızın üstünde 3 kere çevirip masaya güm diye vurur muydunuz ?

Bir an tereddüt etmez, vururdum!..
Old 12-01-2012, 07:17   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Refah ve huzur arttıkça her sabah başka bir ilde/ilçede hukuk fakülteleri açılmaz. Açılsa da herkes gidip hukuk fakültesine başvurup, hukukçu olmak istemez. Hukukçu sayısı azalır. Hukukçu sayısı azalınca avukat sayısı da azalır. Avukat sayısı azalınca avukatın alacağı ücret artar. vs vs…

Bunlar birbirine bağlı şeyler.

Özetle, sanıldığının aksine refah ve huzurun arttığı yerde avukatın kıymeti ve geliri artar.
Old 12-01-2012, 10:29   #4
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

"
...
3.Hak aramak zorunda kalınmayacak bir düzende yaşamak, insansal özlemdir.

4.Hak arama bilinci yaygınlaştıkça davaların artacağı, mesleki bir tespittir.
..."

http://www.turkhukuksitesi.com/showt...015#post529015 , ileti,45
Old 12-01-2012, 14:03   #5
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

"...toplumun tüm bireyleri kanun ve kurallara harfiyen uyar..."

kanun ve kurallar her zaman doğru değildir, doğruya ulaşma hedefindedir(en azından öyle varsayıyoruz). tüm kuralların doğru olduğu bir düzende ise hayat zaten çekilmez olacaktır. o zaman derdim avukatlık değil, karar verme yetimin elimden alındığını düşünmem olacaktır.
Old 12-01-2012, 17:43   #6
janveljan

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av.İlker DOLGUN
Düşüncelerinizin gerçekleşmesi durumunda;

a)emniyet ve asayiş sağlandığı için asker/polis/jandarma/zabıtaya,
b)adalet ve eşitlik tesis edildiği için hakim/savcı/icra müdürü/mübaşir/hülasa bilumum adliye personeline,
c)suç/suçlu kavramları olmadığı için gardiyan ve cezaevi personellerine gerek kalmayacak, sayılanlar işsiz kalacaktı.

Hal böyle olunca, içinde çalışanı ve kapısını açanı/çalanı olmayan binalar da (karakol, emniyet müdürlüğü, alay/tugay/tümen komutanlıkları,adliye, cezaevi vs.) olmayacaktı.

Hastalık olmasaydı; doktora,hemşireye,eczacıya (bunlar olmayan yerlerde kırıkçı/sınıkçıya)

Bu liste böyle devam eder,gider..

Yani meslektaşım, tüm bu sayılanlardan sonra, avukatları problemlerden ve sistemin işlememesinden dolayı para kazanan insanlar olarak görmek hatta kazancın devamı için sistemin düzelmesini istemeyecekleri ve hayali ya da farazi de olsa "lambaya dokunmayacaklarını" iddia etmek avukatlara haksızlık etmek olur diye düşünüyorum.

Sorunuza cevap verecek olursam;



Bir an tereddüt etmez, vururdum!..

Sevgili üstat,

Masaya vurulduğunda topluma dirlik ve esenlik geliyor."Sağlık" Cin'in vaatleri arasında yok maalesef

Dirlik ve esenliğin neferleri olan asker,polis,bekçi , hakim, savcı bizimle aynı durumda ancak topluma sağlık hizmeti veren doktor hemşire vesair çalışanların durumu farklı.(İnternette bir yerlerde doktorların da bizim sitemize benzer bi siteleri vardır mutlaka, o sitede masaya vurulduğunda tüm toplum bireylerinin sağlıklı ,yanakların da kan damlayan bireyler olması mümknü ama siz işsiz beşparasız kalacaksınız ne yapardınız diye sorulabilir tabi )

Hülasa, soruma cevap vermişsiniz vermesine de toplumda benzer durumda olan pek çok meslek gurubunu saydıktan sonra ,bizi böyle göstermek haksızlıktır, diyerek sanki gerekçesiz yada kaçamak bir cevap vermişsiniz gibi geldi bana ne dersiniz ?
Old 12-01-2012, 17:54   #7
janveljan

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Refah ve huzur arttıkça her sabah başka bir ilde/ilçede hukuk fakülteleri açılmaz. Açılsa da herkes gidip hukuk fakültesine başvurup, hukukçu olmak istemez. Hukukçu sayısı azalır. Hukukçu sayısı azalınca avukat sayısı da azalır. Avukat sayısı azalınca avukatın alacağı ücret artar. vs vs…

Bunlar birbirine bağlı şeyler.

Özetle, sanıldığının aksine refah ve huzurun arttığı yerde avukatın kıymeti ve geliri artar.

değerli dostum Av.Mehmet Saim Dikici,

Bizim cinin sihirli değneği dirlik ve essenliği sağladığından toplumda huzurun artacağı düşünülse bile,bu sayede refahın artacağı konusunda şüphelerim var.(Gerçi özelllikle güzel memlekteimizde hırsızlık ve yolsuzluğun bitmesi ile genel refahta mutlaka bir artış olur)

Ancak asıl önemlisi her ilçe de hukuk fakültesi açılıp açılmamasının konumuza direk bir etkisi yok.

Masaya vurduğunuzda icra,dosyaları,ceza dosyaları ,boşanma dosyaları sıfırlanacak.Ortada pasta kalmayacak ki,hukuku fakültelerinin artışı yada azalışı önem arzetsin.

Son cümlenizdeki avukatın önem ve gelirinin artacağı görüşünüze katılamıyorum.(Kurguyu ben yaptım ve dosyalar sıfırlanınca avukatın geliri artmaz,kaç tane fakülte kapanırsa kapansın.maalesef bu böyle )
Old 12-01-2012, 18:04   #8
janveljan

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
"
...
3.Hak aramak zorunda kalınmayacak bir düzende yaşamak, insansal özlemdir.

4.Hak arama bilinci yaygınlaştıkça davaların artacağı, mesleki bir tespittir.
..."

http://www.turkhukuksitesi.com/showt...015#post529015 , ileti,45

Değerli üstadım,

Birinci maddedeki görüşünüze katılıyorum.

İkinci maddedeki hak arama bilinci arttıkça davaların artacağı tespiti de doğrudur.

Ancak kurgusal sorumuzda ,hak arama bilincinin artacağına ilişkin bir veri olmadığı gibi,

Bireylerin yasa ve ahlak kaidelerine birebir uyduğu bir toplumda,uyuşmazlıkların sıfırlanması (başka bir ifadeyle hak aramanın gereğinin kalmaması) sonucu hak arama bilincinin artması sonuca etkili olmayacaktır.

Bu durumda hak arama bilinci yüksek, nizasız, çekişmesiz, davasız bir toplum, bürosunda boş oturan avukatlar söz konusu olacaktır.
Old 12-01-2012, 18:11   #9
janveljan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan izavukat
"...toplumun tüm bireyleri kanun ve kurallara harfiyen uyar..."

kanun ve kurallar her zaman doğru değildir, doğruya ulaşma hedefindedir(en azından öyle varsayıyoruz). tüm kuralların doğru olduğu bir düzende ise hayat zaten çekilmez olacaktır. o zaman derdim avukatlık değil, karar verme yetimin elimden alındığını düşünmem olacaktır.

Üstat "tüm kuralların doğru olduğu bir düzende hayatın çekilmez olduğu" görüşünüze katılmıyorum.

Yanlış kurallarla çevrili bir düzende yaşmayı hiç istemem doğrusu.

Ancak "hayatın tüm anlarını kurallara uygun olarak yaşamak" bir monotonluk yaratıp, giderek çekilmez bir hal alabilir.

Tabi tüm bunların, mesleğimizle ilgili kurgusal sorumuzla bir ilintisinin olmadığını da söylemeliyim
Old 12-01-2012, 18:19   #10
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan janveljan
Bir gün büronuzda oturuken içtiğiniz soda şisesinden bir dudağı yerde bir dudağı gökte bir cin çıksa,elinde tuttuğu değneği size vererek,

?[/b]

Soda şişesinden çıksa çıksa gaz çıkar. HMK'da bu husu düzenlenmediyse, cinler hala lambadan çıkmaktadır.

O nedenle sözkonusu paragrafın altındakiler hiçbir zaman gerçekleşmez.

Masaya vurduğumuzda soda şişesi üstümüze dökülmeyecekse, vururum.
Old 12-01-2012, 18:20   #11
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan janveljan
...toplumun tüm bireyleri kanun ve kurallara harfiyen uyar” dese..

Soru: Kuralları kim ve neden koymuş?

Şayet herkesin harfiyen uyacağı kurallara dair bir düzenleme varsa; (kuvvetle muhtemel) o kurallarda karşı çıkacağım hususlar olacağından :

Alıntı:
Yazan janveljan
...O sihirli değneği başınızın üstünde 3 kere çevirip masaya güm diye vurur muydunuz ?
böyle birşey yapacağımı hiç sanmıyorum

Saygılar...
Old 12-01-2012, 18:22   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.İlker DOLGUN
Düşüncelerinizin gerçekleşmesi durumunda;

a)emniyet ve asayiş sağlandığı için asker/polis/jandarma/zabıtaya,
b)adalet ve eşitlik tesis edildiği için hakim/savcı/icra müdürü/mübaşir/hülasa bilumum adliye personeline,
c)suç/suçlu kavramları olmadığı için gardiyan ve cezaevi personellerine gerek kalmayacak, sayılanlar işsiz kalacaktı. Hal böyle olunca, içinde çalışanı ve kapısını açanı/çalanı olmayan binalar da (karakol, emniyet müdürlüğü, alay/tugay/tümen komutanlıkları,adliye, cezaevi vs.) olmayacaktı.!..

Bu kadar işsizin olduğu yerde, mutlaka hırsızlık, gasp, rüşvet, dolandırıcılık, sahtecilik, miras, muvazaalı işlemlerden dolayı binlerce dava olur. Yine en şanslı meslek bizim meslek olur.
Old 12-01-2012, 18:30   #13
janveljan

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Soda şişesinden çıksa çıksa gaz çıkar. HMK'da bu husu düzenlenmediyse, cinler hala lambadan çıkmaktadır.

O nedenle sözkonusu paragrafın altındakiler hiçbir zaman gerçekleşmez.

Masaya vurduğumuzda soda şişesi üstümüze dökülmeyecekse, vururum.

Suat bey,

Cinler Eski HUMK zamanından iptidai yağ lambasından çıkıyordu. Yeni HMK ile çağa uydu ve artık soda şişesinden çıkıyor.

Hem bu sayede hazmı da kolay.

Bu arada cevabınızda "cin'in nereden çıkacağı konusunda kanunda yeteri kadar açıklık yok Yargıtay'ın bu konudaki kararını bekleyelim" ,demenizden bir an korkmadım dersem yalan olur, O yüzden korktum.

saygılar,
Old 12-01-2012, 18:38   #14
janveljan

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Bu kadar işsizin olduğu yerde, mutlaka hırsızlık, gasp, rüşvet, dolandırıcılık, sahtecilik, miras, muvazaalı işlemlerden dolayı binlerce dava olur. Yine en şanslı meslek bizim meslek olur.

İşin ilginç yanı bu muhtemel işsizler ordusu da toplumun tüm kural ve kaidelerine istisnasız uyuyorlar.Dolayısıyla o dediklerinizin hiçbiri gerçekleşmeyecek.(Ne sihirli sopaymış ama değil mi ?)
Old 12-01-2012, 18:42   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan janveljan
İşin ilginç yanı bu muhtemel işsizler ordusu da toplumun tüm kural ve kaidelerine istisnasız uyuyorlar.Dolayısıyla o dediklerinizin hiçbiri gerçekleşmeyecek.(Ne sihirli sopaymış ama değil mi ?)

Tarihte öyle bir Site-Kent devleti vardı. Ona felsefeciler "Altın Çağ" diyorlar. Oradaki dirlik düzeni kıskanan komşu devletler tarafından işgal edilmiştir.
Old 12-01-2012, 18:43   #16
janveljan

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Soru: Kuralları kim ve neden koymuş?

Şayet herkesin harfiyen uyacağı kurallara dair bir düzenleme varsa; (kuvvetle muhtemel) o kurallarda karşı çıkacağım hususlar olacağından :


böyle birşey yapacağımı hiç sanmıyorum

Saygılar...

Nevra hanım,

Kuvvetle muhtemel kimin tarafından konulduğu belli olmayan ve size dayatılan kurallara karşı çıkardınız ama,

sihirli değneği bir kere masaya vurduğunuzda toplumun geri kalan tüm bireyleri gibi kural ve kaidelere sizde uyacaksınız.

(Suat beye de biraz önce söylediğim gibi ,sopa tam sopaymış yani )
Old 12-01-2012, 18:59   #17
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Alıntı:
janveljan
Alıntı:
en büyük suç kaldırıma araba parketmek olur,

1.Kurala karşı gelme iradesi varsa... Gerisi de gelir.

2.Kaldırımdan geçemeyen en az iki kişi, muhtemel bir dükkan sahibi,belediye, vb. potansiyel müvekkil olur.

3.Düşünen, soran, neden, niçin, niye diyen oldukça avukata gereksinim duyulur.

4.Şeytan'nın bilinen tarihi 2600, avukatın 2500 yıl... Bir o kadar daha gider...
Old 12-01-2012, 20:22   #18
üye31284

 
Varsayılan

Açıkçası o değnek bende olsa evet, güm diye masaya vururdum ve muhtemelen kırılırdı.

Yalnız anlamadığım; herkese tepeden, nur-nimet-para iniyor da bu sihirli değnek bir tek avukatlara mı işlemiyor? Herkes çekini, senedini ödüyor; avukat ödeyemiyor.

Hem önleyici avukatlık diye bir şey var... Ne nasıl söylenirse iftira-hakaret olmaz, hangi sözleşme-senet nasıl düzenlenirse ödemenin kaçışı olmaz vs vs vs... Sonra danışmanlık diye de bir şey var... Yani herkes bu kadar mükemmel ötesi olup da hala senet yapıp, çek yazıyorsa ortada hala potansiyel var demektir değil mi?

Yani demem o ki o sihirli değnek aslında önleyici avukatlıktan başka bir şey olmasa gerek...
Old 12-01-2012, 20:33   #19
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan janveljan
değerli dostum Av.Mehmet Saim Dikici,

Bizim cinin sihirli değneği dirlik ve essenliği sağladığından toplumda huzurun artacağı düşünülse bile,bu sayede refahın artacağı konusunda şüphelerim var.(Gerçi özelllikle güzel memlekteimizde hırsızlık ve yolsuzluğun bitmesi ile genel refahta mutlaka bir artış olur)

Ancak asıl önemlisi her ilçe de hukuk fakültesi açılıp açılmamasının konumuza direk bir etkisi yok.

Masaya vurduğunuzda icra,dosyaları,ceza dosyaları ,boşanma dosyaları sıfırlanacak.Ortada pasta kalmayacak ki,hukuk fakültelerinin artışı yada azalışı önem arzetsin.

Son cümlenizdeki avukatın önem ve gelirinin artacağı görüşünüze katılamıyorum.(Kurguyu ben yaptım ve dosyalar sıfırlanınca avukatın geliri artmaz,kaç tane fakülte kapanırsa kapansın.maalesef bu böyle )



Siz şimdi sihirli değnekle masaya vurdunuz diye Fırt'taki Arap Kadri karısını boşamayacak öyle mi?




Refahın arttığı yerlerde her türlü hizmetin değeri artar. Yolsuzluk ve hırsızlık için de masaya o değnekten bir tane daha vurmak gerekmez mi?
Old 12-01-2012, 21:07   #20
janveljan

 
Dikkat sen ne güzel abimizdin Arap Kadri

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Siz şimdi sihirli değnekle masaya vurdunuz diye Fırt'taki Arap Kadri karısını boşamayacak öyle mi?




Refahın arttığı yerlerde her türlü hizmetin değeri artar. Yolsuzluk ve hırsızlık için de masaya o değnekten bir tane daha vurmak gerekmez mi?

Sevgili üstat,

Benim arap kadri ile tanışıklığım 80 li yıllara gider.lise yıllarımda cuma günleri rahmetli Oğuz Aral çiçeği burnuda genç çizerleri Cağaloğlu'ndaki Gırgır dergisinde toplar, getirdiğimiz 15 karikatürden, her seferinde en çok 1 tanesini alır, aşırı taramalardan kaçının,şunlar şunlar olmamış diye fırça atar gönderirdi. (ilk kazandığım para Oğuz Aral'dan alığım 5 TL telif ücretidir.)

Arap Kadri de Oğuz abinin kardeşi rahmetli Tekin Aral'ın kardeş dergi Fırt'ta yarattığı bi anti kahramandı.

Bizim kadri abiyle o yıllardan gelen bi tanışıklığımız bir hukumuz vardır.Hatırladığım kadarıyla Arap Kadri hiç evlenmemiş müzmin bekar bi abimizdi.

Hiç evlenmemiş birinin boşanması da söz konusu olamayacağı için sen bu boşanma işini unut, bize burdan ekmek çıkmaz be dostum.
Old 12-01-2012, 21:14   #21
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan janveljan
Sevgili üstat,

Benim arap kadri ile tanışıklığım 80 li yıllara gider.lise yıllarımda cuma günleri rahmetli Oğuz Aral çiçeği burnuda genç çizerleri Cağaloğlu'ndaki Gırgır dergisinde toplar, getirdiğimiz 15 karikatürden, her seferinde en çok 1 tanesini alır, aşırı taramalardan kaçının,şunlar şunlar olmamış diye fırça atar gönderirdi. (ilk kazandığım para Oğuz Aral'dan alığım 5 TL telif ücretidir.)

Arap Kadri de Oğuz abinin kardeşi rahmetli Tekin Aral'ın kardeş dergi Fırt'ta yarattığı bi anti kahramandı.

Bizim kadri abiyle o yıllardan gelen bi tanışıklığımız bir hukumuz vardır.Hatırladığım kadarıyla Arap Kadri hiç evlenmemiş müzmin bekar bi abimizdi.

Hiç evlenmemiş birinin boşanması da söz konusu olamayacağı için sen bu boşanma işini unut, bize burdan ekmek çıkmaz be dostum.

Fena mı oldu, karikatürist olduğunuzu da öğrenmiş olduk.
Old 12-01-2012, 21:21   #22
janveljan

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Fena mı oldu, karikatürist olduğunuzu da öğrenmiş olduk.

Amatörce uğraşmıştım o yıllarda. (Hasan Kaçan'dan Ustura Dergisinde yayınladığı karikatür ve mizahi hikayelerimin telif ücretlerini hala alamadım.Bununla ilgili bi telif ücreti alacağı davasını belirsiz alacak davası şeklinde açabilir miyim ne dersiniz )

Olur da sihirli değneği güm diye masaya vurursam işsiz kalınca yapacak ek işim olsun diye yedekte tutuyorum.
Old 12-01-2012, 21:31   #23
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan janveljan
''yaşadığın bu ülke dirlik ve esenlik kazanır,hırsızlık ve yolsuzluk kalmaz,toplumun tüm bireyleri kanun ve kurallara harfiyen uyar” dese..
Bir gün bu da olacak. İnsanlık henüz çok geri. İnsanlık yeterince ilerlediğinde insanlar bencillikten kurtulacak. Kimse başkasının hakkına el uzatmayacak.

O zaman avukatlık mesleği de, nalbantlık gibi, saraçlık gibi, keçecilik gibi yok olup gidecek.

Cellatlık mesleğinin yok olmasına kimse üzülmemiştir. Bakalım avukatlık mesleğinin yok olmasına üzülen olacak mı?
Old 12-01-2012, 21:47   #24
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan janveljan
Nevra hanım,

Kuvvetle muhtemel kimin tarafından konulduğu belli olmayan ve size dayatılan kurallara karşı çıkardınız ama,

sihirli değneği bir kere masaya vurduğunuzda toplumun geri kalan tüm bireyleri gibi kural ve kaidelere siz de uyacaksınız...

O vakit, "sanmıyorum" kelimemi düzelteyim böyle birşeyi "kesinlikle" yapmam

Alıntı:
Yazan janveljan
...Benim arap kadri ile tanışıklığım 80 li yıllara gider.lise yıllarımda cuma günleri rahmetli Oğuz Aral çiçeği burnuda genç çizerleri Cağaloğlu'ndaki Gırgır dergisinde toplar, getirdiğimiz 15 karikatürden, her seferinde en çok 1 tanesini alır,...

Son sayfadaki "çiçeği burnundakiler" köşesi mi bu hemen arşivleri karıştıralım

Alıntı:
Yazan janveljan
...Hatırladığım kadarıyla Arap Kadri hiç evlenmemiş müzmin bekar bi abimizdi...

Old 12-01-2012, 23:21   #25
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

İnsan ile nâkısa kelimesi eşanlamlıdır. İnsan demek nâkısa demektir.

İnsan mükemmel bir varlık olmadığına ve olamayacağına göre;

Yine ve daima borçlular borcunu rıza ile eda etmeyecek, yine birileri diğerinin canına ve malına zarar verecek, biri diğerinin bilerek, bilmeyerek, elde olan veya olmayan nedenlerle bir hakkını ihlal edecek vs. vs. vs.

Toplumun dirlik ve esenliği suç ve özel hukuk ihlallerinden zarar görmez; zira suç ve ihlali ortadan kaldırmak imkansızdır. Toplumlar yüzyıllardır bununla varolmuştur. Toplumun dirlik ve esenliği suç ve ihlallerin karşılıksız kalmasıyla, etkin hukuki korunma ve adaleti temin yollarının olmamasıyla bozulur, yok olur. Bu yokolmanın şiddet ve süresi toplumdan topluma ve sosyal düzenleyici ve moral kuralların yoğunluk ve etkisine göre değişir...

Bu sebeple, hukuka, yargıya, savunmaya ve avukata kolay ve nitelikli erişim toplumun dirlik ve esenliğine hizmet eder.

Ezcümle, orantının türü: doğru orantıdır.

Saygılar.
Old 13-01-2012, 00:43   #26
janveljan

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
İnsan ile nâkısa kelimesi eşanlamlıdır. İnsan demek nâkısa demektir.

İnsan mükemmel bir varlık olmadığına ve olamayacağına göre;

Yine ve daima borçlular borcunu rıza ile eda etmeyecek, yine birileri diğerinin canına ve malına zarar verecek, biri diğerinin bilerek, bilmeyerek, elde olan veya olmayan nedenlerle bir hakkını ihlal edecek vs. vs. vs.

Toplumun dirlik ve esenliği suç ve özel hukuk ihlallerinden zarar görmez; zira suç ve ihlali ortadan kaldırmak imkansızdır. Toplumlar yüzyıllardır bununla varolmuştur. Toplumun dirlik ve esenliği suç ve ihlallerin karşılıksız kalmasıyla, etkin hukuki korunma ve adaleti temin yollarının olmamasıyla bozulur, yok olur. Bu yokolmanın şiddet ve süresi toplumdan topluma ve sosyal düzenleyici ve moral kuralların yoğunluk ve etkisine göre değişir...

Bu sebeple, hukuka, yargıya, savunmaya ve avukata kolay ve nitelikli erişim toplumun dirlik ve esenliğine hizmet eder.

Ezcümle, orantının türü: doğru orantıdır.

Saygılar.

Değerli Meslektaşım,

Siz bir takım sosyolojik tespitler yapmışsınız.

Evet insan eksik zaafları kusurları olan bir varlıktır.Bunu kaçınılmaz sonucu olarak da toplumda uyuşmazlıklar,çatışmalar olacak.

Ancak ben konuyu başlatırken kurgusal bir varsayımda bulundum.Şişeden bir cin çıksa verdiği sihirli değnekle,içinde yaşadığımız toplumu ,çatışmasız,kavgasız dirlik ve esenlik içindeki bir topluma dönüştürme imkanı verse ne yapardınız diye sordum.

Soda şişesinden bir cin çıkıp size sihirli bir değnek vereceğine inanıyorsunuz da, bu sihirli değneğin dirlik esenlik içinde çatışmasız bir toplum yaratacağına mı inanmıyorsunuz.

Dolayısıyla sosyolojik birtakım tahliller sonrası, çatışmasız toplum olmaz,her zaman çatışma olacaktır demek doğru bir tespit ama sorumun cevabı değil.

Son cümlenizdeki yargıya ve avukata kolay ve nitelikli erişimin toplumun dirlik ve esenliğine katkı yapacağı bu anlamda aralarında doğru orantı olduğu da doğru bir tespit.

Ancak ben kurgusal sorumda toplumdaki dirlik ve esenliğin artması ve giderek çatışmasız bir topluma ulaşılması durumunda (lütfen sosyolojik olarak olmaz demeyin sihir var işin içinde ) toplumda avukatlara ihtiyacın azalması bunun doğal sonucu olarak kazançlarını azalmasını dikkatlerinize sunmuştum.

Bu durumda toplumun dirlik ve esenliği ile bizim kazançlarımızın arasında açıkça bir ters orantı yok mu ?

Toplumun dirlik ve esenliği ile mesleki çıkarlarımız arasındaki bu ters orantının, çatışmanın, aradaki bu yaman çelişkinin meslektaşlarımın iç dünyalarında nasıl bir etki yaptığını nasıl cevaplar bulduklarını merak ederek bu başlığı açtım.

Düşünün bir doktorsunuz, karşılaştıklarınıza afiyettesinizdir,sıhhatiniz yerindedir inşallah diyorsunuz. Oysa herkesin sıhhat içinde olduğu bir toplumda size ihtiyaç yok, bir nevi yok hükmündesiniz.

Bu durumun siz farkında olduğunuz gibi,diğer insanlar da farkında.Siz şuna benzer şeyleri hiç duymadız mı ?
- Bu kriz bi tek size yaradı, icra işinden paraya para demiyosunuz,

-Bu hırsızlıklar,katiller uğursuzlar olmasa siz avukatlar iş bulamaz para kazanmazsınız.

En dikkat çekici yorumu,sayın Armağan Konyalı yapmış;

Alıntı:
Bir gün bu da olacak. İnsanlık henüz çok geri. İnsanlık yeterince ilerlediğinde insanlar bencillikten kurtulacak. Kimse başkasının hakkına el uzatmayacak.

O zaman avukatlık mesleği de, nalbantlık gibi, saraçlık gibi, keçecilik gibi yok olup gidecek.

Cellatlık mesleğinin yok olmasına kimse üzülmemiştir. Bakalım avukatlık mesleğinin yok olmasına üzülen olacak mı?
Old 15-01-2012, 21:05   #27
Av.Muhammet Aydın

 
Varsayılan

Bir onkoloğun yegane amacı;onkoloğa ihtiyaç duyulmayıncaya kadar kanserle mücadele etmektir.Onkolog incelediği konudaki kanseri yendiği anda mesleği sonsuza dek yok olacağını bilmesine rağmen nasıl azimle sarılıyorsa işine. Bizde tüm ihtilafların yok olacağı o gazozdan çıkan cinin geldiği güne kadar sarılacağız mesleğimize...Cin geldiğinde ihtilafları mı yok eder,şişesinin kapağını zorlayanımı bilmem ama elbet herkesin nefsinden sıyrılacağı o cennette avukatlık mesleğinin de daha bir çok mesleğinde tadıda, adıda, olmayacaktır. E artık bende kendi köşkümün bahçesinde,yeşil çimenlere çıplak ayağımla basıp,burnuma gelen toprağın,temiz havanın ve eşimin yaptığı yemeğin kokusunu içime çekerken,çocuklarımın cıvıltılarıyla huzurla yaşlanırdım.Durun galiba ben bu cini tanıyorum.Üstat,şişeyi açarken kapak boğazıma kaçmış ve ölmüş olabilirim.O cinde galiba cin değil...Hayırlısı...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatların Aylık Kazançları Ne Kadar? Admin Konumuz : Hukukçular 13 09-08-2012 21:25
Toplumun Nafaka Alacaklısı lacivert_37 Hukuk ve Felsefe 2 07-11-2009 17:59
anaysa toplumu mu ? toplumun anayasası mı ? misSbeGum Hukuk Lisans Eğitimi 1 21-03-2008 13:21
Toplumun Kamusallaşması Av. Hulusi Metin Hukuk Sohbetleri 4 19-08-2006 23:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05590796 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.