Yeni Ceza Yasamızda Felsefe Değişti

Yeni Ceza Yasamızda yeni düzenlemelerin Ceza Hukukunun en temel ilkelerini değiştirdiği, suç tanımının değiştiği, felsefesinin değiştiği yasayı hazırlayanlarca dile getirilmiştir.

Buna göre tüm hukuk bilgimiz yeniden gözden geçirilmek ve yenilenmek zorunda gözüküyor.

İcra İflas Yasamız ve önceki (Haziran 2005'e kadar ŞU ANDAKİ) Ceza Yasamız çerçevesindeki eski bilgiye göre Mal Beyanında Bulunmama suç tipinden verilen ceza mahkumiyeti erteleme veya paraya çevirme işlemleri yapılmadan çektirilecek idi.

Yeni Ceza Yasamız, kendi getirdiği (yeni) kuralların diğer özel yasalarda da uygulanacağını belirtmekle, Avukat Habibe Kayar meslektaşın yeni yayınladığı (Mal Beyanında Bulunmama...başlığı altında) Yargıtay İnancını sonuçlamış oluyor. Burada belki yasaların zaman bakımından uygulanması sorunu gündeme düşünülebilir. Ancak Haziran 2006'da yürülüğe girecek yasanın kuralları lehte olduğundan, özgürlükler alanında bireye önem veren anlayışla, LEHE OLAN KURAL HEMEN UYGULANMIŞTIR diyebiliriz.

Nice tartışma ve karmaşaya yol açacağı düşünülen yeni Ceza Yasamızın eleştirilmeye gereksinmesi var.

Avukat Ömer KAVİLİ
İstanbul Barosu

Hasan PULUR, Milliyet, 25.04.2005

Yeni Ceza Yasası'nın dili...


"DÜNYANIN en diri, en üretken, en akışkan dilini, benim ses bayrağımı, uzak diyarlarda olduğumda yurdum, ülkemde ana sütüm dediğim dilimi yıkmaya, onu gülünç durumlara düşürmeye kimin hakkı olabilir ki? Kim buna yeltenir, onlarla savaşırım elbette. Bu benim, dilime, ülkeme ulusuma karşı borcumdur. Sizlerin de..." (x)
Kim söylüyor bunları?
Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk...
Niçin söylüyor?
Yeni Türk Ceza Yasası için söylüyor.
***
SAMİ Selçuk, örnekler veriyor:
"Suç koymak."
Türkçe de böyle bir kullanım var mı?
Yok!
Tasarının bazı maddelerinde "talep", bazı maddelerinde "istem" bazen "sakınamayacağı hata", bazen "kaçınılmaz hata", bazı maddelerde "aşağılama", bazı maddelerde "takbih ve tezyif."
Bunlar Sayın Selçuk'un belirttiği birkaç örnek...
Üstelik yasanın "anlaşılır bir dil iddiası" da var.
"Talep, takbih, tezyif, bilistifade, nizam ve amir, vazifesi icabı, bilfiil, aidat, memnuniyet, tertip, bala..."
Bu mu anlaşılır dil?
Sami Selçuk, "Bırakınız Türk insanını, artık bilgisayarların bile belleklerinde yer almayan sözcükler" diyor.
Sayın Selçuk'un, "Öğrencilerime bile okumaktan utandım" dediği 102/2. madde var, meraklısı bulur, okur.
Nesi var bu maddenin?
Sami Selçuk diyor ki:
"Bu ne kaba, saba, ne mene bir anlatımdır öyle. Belli ki Almancadan Almancaya çevrilmiş, Almancadan Türkçeye değil. Çünkü sözcük sözcük çevrildiği için, Türkçede Almanca bir anlatım bu. Oysa Türkçedeki karşılığı var bu anlatımın."
Stendhal, "Bu denli güzel anlatımı, her gün okuduğum Fransız Medeni Yasası'na borçluyum" dermiş.
Ya bu yasayı okusaymış...
***
PEKİ bu eleştiriyi yapan Sayın Selçuk'un önerisi ne, çözüm nasıl bulacak?
Üç önerisi var:
"1- İki ay içinde bu yasanın yalnızca dili biraz düzeltilebilir ve yasa yürürlüge girer. Bu, yıkımdır.
2- Yasadan vazgeçilir. Şimdilik eski yasada kimi düzeltmeler yapılır ve yeni yasa için bilimsel bir kurul oluşturulur. En gelişmiş ülkelerde bile bunun ortalama süresi 20 yıldır. İşin ciddiyeti ve bilinci iyi algılanmalıdır. Bu, sağduyudur.
3- İvedi ise, en doğrusu Atatürk'ün yaptığıdır. Dünyanın en başarılı yasasını almak. O zaman sorun ortalama dört ayda çözülür. Bu, kanımca en sağlam, en çabuk ve en kestirme çözümdür."
***
HİÇ merak etmeyin "birinci öneri" uygulanır.
Varsın Sami Selçuk "Bilim aklın ürünüdür, duyguların değil" desin.
——
(x) Kırmızı Çizgi, aylık dergi, sayı: 1

Ulusal Egemenliğimizin simgelerinden dilimiz ağır tehlike altında. Bunun hukuktaki yansımalarından biri de yeni ceza yasamız. Temelinde felsefe olmayınca, bölük pörçük, derme çatma, şurdan burdan kotarılmış cümlelerle düzenlenen yasalar altında yaşam sürecek görünüyor.

Dilini özümseyememiş, ereğini anlatamayan, kargaşada bir kalabalık ! Türkiye bu olmamalı.

DİLİM, DİLİM;

ETTİ BENİ,

DİLİM DİLİM.

her ne kadar buraya mesaj yazan her üye yasanın dilini ve diğer yönlerini eleştirsede ben hem eski yasayı hem yeni yasayı bütün ayrıntılarıyla aynı senede alabilen bir öğrenci olduğum için yasanın üstüne bu kadar gidilmemesi gerktiğini düşünüyorum.Dilinin Türkçeleşmesi çok iyi oldu .Bazı terim hataları var ayrıca bazı yerlerde de hala eski dil kullanılmış ama bu yasa eskiye nazaran bence dil yönünden iyi bir yasa oldu.İçeriğine gelince her ne kadar kanunun bütün yönleri eleştirilsede bence kanunun kötü olduğunun iddia edilmesi kanunun yanlış yorumlanmasında n kaynaklanıyor.Aslında lafzi değilde gai yoruma gidilse kanunun bazı eksiklikler dışında gayet hukuki ve çağdaş olduğu anlaşılacaktır...Bence biçok yönüyle iyi bir yasa oldu.
Saygılarımla hukuk dördüncü sınıf öğrencisi Pınar Yılmaz..

Köhnemiş 19. yy. Ceza hukuku düşüncesi terk edildi.bence yeni ceza kanunumuzun temel bir felsefesi var.Buradaki arkadaşlarımıza Doç. Dr. İzzet Özgenç hocamızın Gazi Şerhi kitabını alıp okumalarını tavsiye ederim.