Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

hizmet tespiti davsı açmak zorunlumu?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-05-2009, 10:23   #1
avsevilaldemir

 
Varsayılan hizmet tespiti davsı açmak zorunlumu?

Merhabalar herkese.Arkadaşlar ilginç bişey geldi başıma,işin içinden çıkamıyorum.
Kısacası,10 yıldır aynı işyerinde sigortasız çalışan bir müvekkilimin haksız çıkışı neticesinde kıdem-ihbar davası açmış bulunmaktayım.Hizmet tespitini ise,dava sonunda açaraım diye düşünmüştüm.Ancak geçen celse yargıç hanım sigortasız çalıştığı için tarafımıza öncelikle hizmet tespiti davası açmamaız yönünde süre verdi,dava açıldığında ise bekletici mesele yapcakamış.Benim aklım ermedi,hizmet tespiti davası açam gibi bir zorunluluğum yok,kaldı ki tanıklar geldi ve tüm çalışma sürelerei tespit edildi.Bi,ldiğim kadarıyla daha önce hizmet tespiti açılmışsa evet tazminat davası onu bekler,ancak açılmamışda tazminat davası ona delil oluşturur.
Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahiplerinin bilgilerini ve bu yöndeki yargıtay kararlarını benimle paylaşmalarını diliyorum.Zira hakimi ikna etmem için yar.kararı şart...Yoksa anlayabileceğini zannetmiyorum.Şimdiden teşekkür...
Old 18-05-2009, 10:59   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Kıdem ve ihbar tazminatlarını talep edebilmek için ayrı bir hizmet tespiti davası açılması zorunlu değildir. Tazminat alacakları davasında haksız fesih, çalışma süresi ve ücret hususlarını kanıtlayarak sonuca ulaşabilirsiniz.
Old 18-05-2009, 13:06   #3
avsevilaldemir

 
Varsayılan

teşekkür Cengiz Bey,ben de öyle düşünüyorum,ama İş Hakimi nedense aksi kanaatte,bu konuda yargıtay kararı bulmam gerekiyor..
Old 17-06-2009, 16:28   #4
Av.Zeynep

 
Varsayılan

Benim de benzer bir davam var. İşveren işçinin işten çıkışını vermeden bir ay önce sigortasını kesiyor. Daha sonra da işçinin iş sözleşmesini haksız olarak feshediyor. Şimdi, iddiaları, sigortada görüne çıkış tarihinde işçinin kendi isteği ile işten çıktığı yönünde. Diyelim ki biz, iş bu davada, işçinin sigortasının kesildiği tarihten 1 ay sonra iş sözleşmesinin feshedildiğini ispatlasak, yine de hizmet tespiti davası açmamız gerekir mi. Kıdem tazminatının hesabı için gereken sürenin tespitinden hariç, feshin oluş şekli ve tarihi açısından da hizmet tespiti davası da açmak gerekir mi? Zira işçi iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte çalışıyor olduğunu söylüyor, işveren ise bundan bir ay önce sigorta kayıtlarında görüldüğü üzere kendi isteği ile işten çıktı diyor. Feshin sigorta çıkışından bir ay sonra olduğunu ispatlamam için de ill aki hizmet tespiti gerekir mi, yoksa o bir aylık süre ile iigli kıdem tazminatı hesabı yapılmayarak mı dosya karara çıkarılır?
Old 30-06-2009, 12:18   #5
Av.Zeynep

 
Varsayılan

Yoruma göre şekillenecek bir konu. Bu nedenle ilgilenen meslektaşlarımızdan yorum bekliyorum...Teşekkürler...
Old 30-06-2009, 12:42   #6
emi_shn

 
Varsayılan

aşağıda eklediğim yargıtay kararına göre önce hizmet tespitinin yapılması ardından kıdem ve ihbar tazminatının istenebileceği belirtilmektedir.

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/30862
Karar: 2005/20641
Karar Tarihi: 08.06.2005

ÖZET : Davacı, işyerinde 1.4.1983-7.10.1998 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını iddia ederek bu çalışması süresinin tespiti ile kıdem, ihbar tazminatı ve diğer işçilik alacakları talebinde bulunmuştur. Davalı, davacının 30.5.1995 tarihinden sonra çalışmadığını, işyerini kendisinin terk ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Dinlenen davacı tanıkları, davacının 1995'ten sonra da işyerinde çalıştığını belirlemişlerdir. Somut olayda öncelikle, davacının işyerinde hangi tarihler arasında çalıştığının belirlenmesi ve bu hususta hizmet tespitine karar verilmesi gerekir. Bu husus belirlendikten sonra talep edilen alacaklar hakkında bir karar verilmesi isabetli olacaktır.

(1475 S. K. m. 14) (506 S. K. m. 79)

Dava: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin, Fazla mesai ücreti, hafta sonu, milli ve dini bayram paralarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: 1. Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Davacı, işyerinde 1.4.1983-7.10.1998 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını iddia ederek bu çalışması süresinin tespiti ile kıdem, ihbar tazminatı ve diğer işçilik alacakları talebinde bulunmuştur.

Davalı, davacının 30.5.1995 tarihinden sonra çalışmadığını, işyerini kendisinin terk ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davacının 1.4.1983-30.5.1995 tarihleri arasında işyerinde çalıştığı kabul edilerek, kıdem, ihbar tazminatı ve ücret alacağına hükmedilmiş, hizmet tespiti davasının da reddine karar verilmiştir.

Dinlenen davacı tanıkları, davacının 1995'ten sonra da işyerinde çalıştığını belirlemişlerdir.

Somut olayda öncelikle halledilmesi gereken husus, davacının işyerinde hangi tarihler arasında çalıştığının belirlenmesi ve bu hususta hizmet tespitine karar verilmesi gerekir. Bu husus belirlendikten sonra talep edilen alacaklar hakkında bir karar verilmesi gerekir.

Böyle olunca mahkemenin hizmet tespiti talebini reddetmesi hatalıdır.

Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 8.6.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 04-07-2009, 12:48   #7
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

kıdem ve ihbar tazminatı vs. diğer işçi alacakları davasının temel dayanağı "hizmet ilişkisi" dir. yani işverenle işçi arasında hizmet sözleşmesi olması yeterlidir. işverence ssk da bazı aylarda 30 günden az çalışmış gibi gösterilebilir, veya aralarda tekrar işe giriş bildirgeleri verilip arada boşluk varmış gibi gösterilebilir. hizmet tespitine ilişkin dava ile kıdem tazminatı vs. diğer işçilik alacaklarına ilişkin davaların araştırılma, delillerin değerlendirilmesi vs. hususları birbirinden farklıdır. Yukarıdaki yargıtay kararında aynı davada hem hizmet süresinin tespiti, hem de belirtilen alacaklar ile tazminatlar talep edilmiştir. Bu durumda öncelikle mahkemece hizmet tespitine ilişkin araştırma yapılıp bir karar verilecek, diğer alacaklara ilişkin dava ise tefrik edilip öyle karar verilecektir. soruya gelirsek, tabii ki hizmet tespitini talep etmeden işçinin işe başladığı ve işten fiilen (SSK cetvelinde görülen değil) ayrıldığı günü ve işten işverence çıkarıldığını belirterek belirtilen tazminat ve alacaklar konusunda dava açılabilir. Burada işverenin sigortada gösterdiği işten çıkış tarihinde işçinin işi haklı bir sebep olmaksızın bıraktığını ispatlamak zorundadır. birçok yargotay kararında belirtildiği üzere fiili çalışma olgusu her türlü delille (özellikle tanık) ispat edilebilir... mahkemenin hizmet tespiti davası açmak için süre vermiş olması ilginç??!! burada ssk dosyası dikkatle inelenip, işten çıkış bildirgesine işçinin imza atıp atmadığı,imza varsa bunun işçiye ait olup olmadığı konusunda mutlaka beyanda bulunmak gerekir ayrıca...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hizmet tespiti Av.Mehmet_Ali Meslektaşların Soruları 2 13-04-2009 10:41
hizmet tespiti Av.Mehmet_Ali Meslektaşların Soruları 2 24-01-2009 11:24
Bağ-Kur hizmet tespiti Av. İsa kargın Meslektaşların Soruları 2 08-01-2009 12:47
hizmet kusuruna dayanarak tüketici mahkemesinde dava açmak mümkün mü SMK38 Hukuk Soruları Arşivi 3 12-10-2006 19:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06157994 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.