Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Şüpheli Avukata ZOR KULLANMA tehditi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-03-2009, 16:47   #31
betull

 
Varsayılan

Hakan Bey, faksınız az önce elime ulaştı, yardımlarınız ve desteğiniz için çok teşekkür ederim.
Old 18-10-2011, 01:08   #32
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
(Başvuru Bürosu)





Soruş. : 2011/129484

Büro : 2011/530



KONUSU : Hukuka aykırı yazının gözden geçirilmesi hakkındadır.



Başsavcılığınızın 04.10.2011 tarihli Şüpheli Çağrı Kağıdı İstanbul Barosu’nda kayıtlı olan avukatlık büro adresime 17.10.2011 tarihinde bildirilmiştir.

Bu çağrı kâğıdının son cümlesinde:
"…gelmediğiniz takdirde 5271 sayılı CMK. 145 ve 146 maddeleri uyarınca zorla getirilme kararı çıkartılarak getirileceğiniz hususu tebliğ olunur"
denmektedir.

Başsavcılıkça, bir hukukçuya, bir Avukata gönderilen çağrı kağıdında böylesi bir uyarı yazılmış olması, öncelikle nezaket kuralları ile bağdaşmamaktadır.

Çünkü 5237 sayılı TCK. "Yargı görevi yapanlar" başlığı altında:
m.6 d) "Yargı görevi yapan deyiminden: ...hakimler ile cumhuriyet savcısı ve avukatlar,... anlaşılır"
demektedir.

Yasanın bu tanımına göre yargı görevi yapanlardan savcının yine yargı görevi yapan avukatı zor yoluyla getirteceğini belirtmesi eşitler arası ilişkiye uygun görülmemiştir.

Yasal dayanak olarak gösterilen 5271 sayılı CMK. 146. maddesi hükmünün olayda uygulama yerinin olup olmadığı bir yana, esasen böylesi bir ifade ile kaleme alınmış bir davetiyenin kendisi hukuka açıkça aykırıdır.

İstanbul Barosu Başkanlığı'nın 05.10.2000 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında alınan karar ile benzer bir olayla ilgili olarak Avukatlara, Savcılıklarca gönderilen davetiyelerde, "zorla getirileceğiniz" hususunda ihtar yazılmasının yasal dayanağının olmadığı, Avukatlara gönderilen davetiyelerde böylesi bir ibareye yer verilmemesi hususunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına karar verilmiştir.

Söz konusu karar, Baro Başkanlığı'nın 17.10.2000 tarih ve 15008 sayılı yazısı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirilmiştir.

Bu çağrı kâğıdının kaleme alınış biçiminde herhangi bir kasıt olmadığına peşinen inanmak istediğimizi öncelikle belirtmek isteriz. Ancak, hukuka ve mesleki saygınlığa inanan Avukatlar olarak bu şekilde kaleme alınmış bir çağrıya, bu hali ile uymayacağımız doğaldır.

Ayrıca mesleğimin avukatlık olduğu olay yerindeki kamera görüntüleri ve/veya memur tanıklığı ile ortaya çıkmış veya büro adresimin bilgisi Baro Levhası’ndan okunurken AVUKAT OLDUĞUMUZ öğrenilmiş olmalıdır.

Eğer emrinizdeki memurlar eksik bilgi vermiş veya onlardan eksik bilgi alınmış ise yönetim zafiyetinin giderilmesi gerektiği açıktır. Yok, eğer “Avukat” olduğumuz öğrenilmiş olmasına rağmen tebliğ belgesine yazılmamış ise avukatlık mesleğine özel kasıtla davranılmış olduğu görüntüsü ortaya çıkacaktır.

Ayrıca, Şüpheli Çağrı Kâğıdı içeriğinde soyadımız ve adresimiz yanlış yazılmıştır.

Ayrıca, AİHS m.6/3-2 uyarınca, şüphelinin kendisi hakkındaki isnadı öğrenme hakkı var olup, bu husus şüpheli için hak ve soruşturma memurlarına ise ödevdir. Buna göre hangi zamandaki ve hangi yerdeki olayla ilgili şüpheli sıfatı verildiğinin ve o olaydaki davranışımın ne olduğunun ve nasıl olupta hukuka aykırı olduğunun ayrıntılı biçimde açıklanması zorunludur. Herkesin her iddiasını savcılığınızın ciddiye almaması gerektiği gibi, biz avukatların da ciddi görmeyeceğimiz hususlarda rahatsız edilmememiz gerektiği açıktır.

Başsavcılığınızın, Avukatlara gönderilen davetiyelerin yazılış biçimiyle ilgili olarak, kalem personelinin dikkatini çekmesinin bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.

Bundan başka, savcıların da, imza için önlerine gelen yazıyı (yakından bildiğimiz ağır iş yüküne rağmen) imzalamadan önce asgari bir özenle denetlemeleri gerektiğine inanıyoruz.

Sunduğumuz nedenlerle, Başsavcılığınızın 04.10.2011 tarihli çağrı kâğıdına bu hali ile uyulması mümkün değildir.

Başsavcılığınızca, yukarıda açıklamaya çalıştığımız esaslara uygun yeni bir çağrı kâğıdı gönderilmesi halinde ise, hukuka uygun yeni çağrının derhal değerlendirileceği şüphesizdir.


SONUÇ VE İSTEK:

1. Başsavcılığınızca, 04.10.2011 tarihli çağrı kâğıdının düzeltilerek, Avukat Ömer Kaviliye usulüne yani hukuka uygun bir şekilde hazırlanacak yeni bir çağrı yazılması;
2. Yazılacak çağrı kâğıdı yeni bir davetiye sayılacağından, bu çağrı kâğıdında "tekid / tekiden" ibarelerine de yer verilmemesi

istenir.



Ömer KAVİLİ



15638 Sicilli Avukat

Örgüt üyesi ve yöneticisi

Şüpheli olduğu iddia edilen

Old 18-10-2011, 01:40   #33
Av. Savaş Tunca

 
Varsayılan

Ne zaman güzel bir film izlemeye otursam birden bilgisayarıma birisi bir mesaj gönderiyor. Bu durumu "Allah'ın hikmeti" olarak açıklamak işime gelse de, ardından ikinci mesaj gelince tüm forumu okumak zorunda kalıyorum. Zorunda kalıyorum çünkü, biraz okuduktan sonra "Acaba ileride ne yazmışlardır?" diye merak ediyor insan. Ben tartıştığımız konuya "az biraz" maruz kaldığım için (Ömer Bey bilir) "Gene mi süphelisiniz?" demekten bıktım usandım... Ancak Ömer Bey, nuh diyor peygamber demiyor. Hal böyle olunca, bir de dilekçesine yazmış "yoğun iş yükünüz var da, gözünüzden kaçmıştır da". Değerli Meslektaşım, "seri kesim yapan kasap" usulü çalışan adliyemiz desem eksik kalır, çünkü kasap da sonuçta bir insandır. Adliyemiz, ne yazık ki insan kimliğinin az biraz yakınında; şüpheli veya sanıkların veya diğer kişilerin ne insan olduklarının ve insanın da hak sahibi varlık olduğunun; bu hak hak sahibi insanın "manevi haklarının" da olabileceğinin farkında olmayan "seri kesim yapmak üzere kurulmuş yarı-otomatik tavuk kesim çiftliği" tarzı çalıştığından, bu çabanızı avukatlık meslek etiğinin bir gereğini yerine getirmek adına olumlu buluyorum. Ancak, "yarı-otomatik" bu örgütün ne yazık ki henüz kendi kendine öğrenme ile ilgili bölümü çalışmadığı gibi, öyle bir bölümünün olup olmadığından bile kuşkuluyum. Kullanma kılavuzunu bulursanız, bir sonraki dilekçe ile bana da gönderiniz.

Saygıyla,
-Uzaktaki avukat(çık)-
Old 23-10-2011, 01:50   #34
Av.Ömer KAVİLİ

 
Neşeli

Alıntı:
Yazan Av. Savaş Tunca
Ne zaman güzel bir film izlemeye otursam birden bilgisayarıma birisi bir mesaj gönderiyor. Bu durumu "Allah'ın hikmeti" olarak açıklamak işime gelse de, ardından ikinci mesaj gelince tüm forumu okumak zorunda kalıyorum. Zorunda kalıyorum çünkü, biraz okuduktan sonra "Acaba ileride ne yazmışlardır?" diye merak ediyor insan.
Ben tartıştığımız konuya "az biraz" maruz kaldığım için (Ömer Bey bilir) "Gene mi süphelisiniz?" demekten bıktım usandım... Ancak Ömer Bey, nuh diyor peygamber demiyor.

Hal böyle olunca, bir de dilekçesine yazmış "yoğun iş yükünüz var da, gözünüzden kaçmıştır da". Değerli Meslektaşım, "seri kesim yapan kasap" usulü çalışan adliyemiz desem eksik kalır, çünkü kasap da sonuçta bir insandır.

Adliyemiz, ne yazık ki insan kimliğinin az biraz yakınında; şüpheli veya sanıkların veya diğer kişilerin ne insan olduklarının ve insanın da hak sahibi varlık olduğunun; bu hak, hak sahibi insanın "manevi haklarının" da olabileceğinin farkında olmayan "seri kesim yapmak üzere kurulmuş yarı-otomatik tavuk kesim çiftliği" tarzı çalıştığından, bu çabanızı avukatlık meslek etiğinin bir gereğini yerine getirmek adına olumlu buluyorum.

Ancak, "yarı-otomatik" bu örgütün ne yazık ki henüz kendi kendine öğrenme ile ilgili bölümü çalışmadığı gibi, öyle bir bölümünün olup olmadığından bile kuşkuluyum. Kullanma kılavuzunu bulursanız, bir sonraki dilekçe ile bana da gönderiniz.

Saygıyla,
-Uzaktaki avukat-

Old 23-10-2011, 03:43   #35
av.ilyasmeral

 
Varsayılan

dilekçeyi eşitler arası ilişki üzerine kurmuşsunuz. sanık müdafi yahut katılan vekili olunması halinde avukat ile savcı arasında bir eşitlikten söz edilebilir. mesleki görev ifa edilmeyecek olunan bir pozisyonda eşitler arası ilişkden söz edilemeyeceği kanaatindeyim. bu bakış açısına göre amiri konumundaki adalet bakanı savcı tarafından ifadeye çağrılamaz.

avukatın hak arayıcı olması kendi kişisel olayı ile ilgili olmayıp başkalrının meselelerine çözüm üretmek amacıyla yaptığı eylemlerle ilgilidir. bu nedenle ifadeye gitmeyen şüphelinin avukat dahi olsa zorla getirilmesine karar verilebileceği kanaatindeyim.
Old 23-10-2011, 10:36   #36
carlito

 
Varsayılan Sanık Avukat Olursa..

Saygıdeğer Meslektaşlarım , peki Avukat'in şüpheli değil de artık iddianameden sonra Sanık sıfatını aldığı ve yargılandığı Mahkeme'den tebliğ aldığı celpte mazereti olmadıgı halde gelmediği takdirde zorla getirileceği yaziyorsa bu kOnudaki değerli görüşlerinizi paylaşmanızı rica ediyorum. Avukat Avukattir yani sanık da olsa bu sekilde Mahkeme'den gelen bir celbin de nezaketsiz olduğunu dusunmekteyim.. Saygılarımla
Old 23-10-2011, 14:55   #37
av.ilyasmeral

 
Varsayılan

sayın meslektaşım ben başka bir soru sormak ıstıyorum; çağrı kağıdına gelmediği takdirde zorla getirileceği yazılmayan şüpheli avukat ifade vermeye gıtmediği takdirde savcılık makamı ne yapacaktır. şüphelinin zorla getirilmesine karar verebilecekmidir?

kaldı kı CMK 145 hükmü gayet açıktır.

İFADE VEYA SORGU İÇİN ÇAĞRI

Madde 145 - (1) İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır.

savcılığa zorla getirmenın çağrı kağıdına yazılıp yazılmaması hususnda takdır yetkısı bırakmamaktadır. ayrıca maddede bazı meslek guruplarının nasıl çağrılacağına ilişkin bır düzenleme yoktur. şüphelinin avukat hakim savcı bakan olması farketmeksizin madde hükmünün yerine getirilmesi gerekir. sanık sıfatı kazanmış avukat bakımından da fikirlerim benzer yöndedir. zira madde hükmü ifade ve sorgu başlıklı olup sanığa ve şüpheliye uygulanması gerekir.
Old 24-10-2011, 08:55   #38
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
(Başvuru Bürosu)

Soruş. : 2011/129484

Büro : 2011/530

KONUSU : Hukuka aykırı yazının gözden geçirilmesi hakkındadır.

Üstadım, sizinle aynı düşüncede değilim bu konuda. Bir kere, çağrı kağıdının içeriğini yasa belirlemiştir, görevlilere bırakmamıştır. m.145'de de aynen böyle yazılacağı yazmaktadır.

İkinci olarak, 1136 sayılı yasa m.58 anlamında ve görevinizden dolayı bir soruşturmaya uğramadığınız anlaşılıyor. Bu sebeple, yasalar önünde eşitlik ilkesi gereğince size de bu usulün tatbikinin normal ve hukuka uygun olduğu kanısındayım.

Esasen hukukçu olmanız ve davetiyedeki ibareye kendi adınıza alışkın olmamanız hasebiyle duygusal yaklaştığınızı düşünüyorum.

Saygılarımla.
Old 28-10-2011, 19:26   #39
Av.Ömer KAVİLİ

 
Neşeli

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Üstadım, ...

Esasen hukukçu olmanız ve davetiyedeki ibareye kendi adınıza alışkın olmamanız hasebiyle duygusal yaklaştığınızı düşünüyorum.

Saygılarımla.





Old 29-10-2011, 07:35   #40
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Cengiz Aladağ
Çağrı kağıdında muhatap olarak "Av.Ömer Kavili" yazıyor ise, dolayısıyla kendisine çağrı kağıdı gönderilen kişinin bir avukat olduğu biliniyor ise; C.M.K. 145. maddesinde "İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır." düzenlemesi olsa da durum hukuka aykırıdır diye düşünüyorum.

Gerekçelerim:
1) Avukatlık Yasası'nın 1/2 maddesi:
"Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder."
2) T.C.K.nun 6/d maddesi:
"d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler ve adlî, idarî ve askerî mahkemeler üye ve hâkimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar,"
Avukata gönderilecek tebligatta "zorla getirme" hususunun vurgulanmasının hukuka aykırı olduğu konusunda Sayın Aladağ'ın görüşüne katılıyorum.
Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Üstadım, sizinle aynı düşüncede değilim bu konuda. Bir kere, çağrı kağıdının içeriğini yasa belirlemiştir, görevlilere bırakmamıştır. m.145'de de aynen böyle yazılacağı yazmaktadır.

İkinci olarak, 1136 sayılı yasa m.58 anlamında ve görevinizden dolayı bir soruşturmaya uğramadığınız anlaşılıyor. Bu sebeple, yasalar önünde eşitlik ilkesi gereğince size de bu usulün tatbikinin normal ve hukuka uygun olduğu kanısındayım.

Esasen hukukçu olmanız ve davetiyedeki ibareye kendi adınıza alışkın olmamanız hasebiyle duygusal yaklaştığınızı düşünüyorum.
Sayın Güntay'a katılamıyorum. Maruz kalınan soruşturmanın görev dolayısıyla olmadığının nereden anlaşıldığını da anlamadım.

Sayın Kavili yorumda bulunmamış ama hukuka aykırılıklara müdahalelerde bulunuyor olması nedeniyle hakkında başlatılan soruşturmalar ve açılan davalar nedeniyle "sanık" olmaya alıştığı konusunda şüphe yok.
Old 29-10-2011, 20:46   #41
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Maruz kalınan soruşturmanın görev dolayısıyla olmadığının nereden anlaşıldığını da anlamadım.

Yazının,
Alıntı:
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
(Başvuru Bürosu)
verilmiş olması yeterince anlatıyor...
Old 29-10-2011, 20:55   #42
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Yazının, İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
(Başvuru Bürosu)verilmiş olması yeterince anlatıyor...
Göremediğim bir nokta mı var üstad? Avukatların mesleklerini icra ederken soruşturmaya maruz kalmaları durumunda malumunuz Adalet Bakanlığı'ndan izin alınır ve savcılıkça avukata, savunmasını yapması için davetiye gönderilir. Somut durumda farklı olarak, göreve ilişkin bir soruşturma olmadığı sonucuna nasıl vardığınızı yine anlayamadım.
Old 29-10-2011, 22:20   #43
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Sayın Ekici, forumun üst sayfalarında Sayın Kavili kendisi şüpheli sıfatıyla çağrıldığını belirtmiş zaten. Bence de yapılan hukuka ve yasalara uygundur. Burada Avukatlık Kanunu'na atıfta bulunan meslektaşlarıma hatırlatmak isterim; Sayın Kavili müdafii sıfatıyla değil şüpheli sıfatıyla çağrılmıştır. Çağrıda bir yanlışlık varsa o da "zorla getirme" ibaresi değil "avukat" ibaresinin yazılı olmasıdır.

Md.1:Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.

Meslek Kuralları Md 9. Avukat, kanunen bulunduğu başkaca mevki ve olanaklarının mesleki çalışmalarına etkili olmamasına dikkat eder.
Avukat, mesleki çalışması dışında kişisel anlaşmazlıklarda, avukatlık sıfatının özelliklerinden yararlanamaz.

Avukat benzer şekilde kendisine ait hukuk davasında avukat sıfatını kullanamamaktadır. Yasalarda olmayan bir hak ve yetkinin sırf meslektaş dayanışması adına kullanılabileceğini söylersek bazı hakim ve savcıların meslektaş dayanışması adına hukuku zorladıkları olaylara gösterdiğimiz tepki ile çelişmiş oluruz.
Avukata zorla getirme ihtarı yazılamaz ise ihtar edilmeden zorla getirilebilir mi? Zorla getirilemez ise yakalanabilir mi? Bunların cevabı hayır ise yargılama nasıl yapılır?
Old 30-10-2011, 08:11   #44
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Sayın Ekici, forumun üst sayfalarında Sayın Kavili kendisi şüpheli sıfatıyla çağrıldığını belirtmiş zaten. Bence de yapılan hukuka ve yasalara uygundur. Burada Avukatlık Kanunu'na atıfta bulunan meslektaşlarıma hatırlatmak isterim; Sayın Kavili müdafii sıfatıyla değil şüpheli sıfatıyla çağrılmıştır. Çağrıda bir yanlışlık varsa o da "zorla getirme" ibaresi değil "avukat" ibaresinin yazılı olmasıdır.

Md.1:Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.

Meslek Kuralları Md 9. Avukat, kanunen bulunduğu başkaca mevki ve olanaklarının mesleki çalışmalarına etkili olmamasına dikkat eder.
Avukat, mesleki çalışması dışında kişisel anlaşmazlıklarda, avukatlık sıfatının özelliklerinden yararlanamaz.

Avukat benzer şekilde kendisine ait hukuk davasında avukat sıfatını kullanamamaktadır. Yasalarda olmayan bir hak ve yetkinin sırf meslektaş dayanışması adına kullanılabileceğini söylersek bazı hakim ve savcıların meslektaş dayanışması adına hukuku zorladıkları olaylara gösterdiğimiz tepki ile çelişmiş oluruz.
Avukata zorla getirme ihtarı yazılamaz ise ihtar edilmeden zorla getirilebilir mi? Zorla getirilemez ise yakalanabilir mi? Bunların cevabı hayır ise yargılama nasıl yapılır?
Sayın KIRMIZI;

Sayın KAVİLİ'nin Şüpheli sıfatıyla çağrıldığı konusunda zaten tereddüt yok. Müdafii olarak görev yapılan bir soruşturma ya da kovuşturma kapsamında avukata zorla getirilme kararının verilemeyeceği zaten aşikar.

Kastettiğimse, görevini yerine getirirken/hukuka aykırılıklara müdahale ederken maruz kaldığı bir soruşturmayla ilgili olarak çağrılıyor olması. Örneğin, -somutlaştırmak amacıyla söylüyorum, af buyurun- hırsızlık suçu kapsamında ifadesi alınmak üzere çağrılmıyor. Dolayısıyla, ilk defa gönderilen davetiyede zorla getirme yönünde bir ibarenin olmasını avukatlık mesleğinin özü itibariyle doğru bulmuyorum.

Burada ifade etmeye çalıştığım şey, avukatın soruşturmaya maruz dahi kalmaması değil ki Elbette soruşturma/kovuşturma söz konusu olacak. Bu anlamda avukatın meslek itibariyle herhangi bir ayrıcalığı olmadığı konusunda tereddüdümüz yok. Sadece, hukuki nezaketin gereği olarak zorla getirileceğine ilişkin bir cümlenin tebligatta yer almasının doğru olmadığına dem vuruyoruz. Bir hakim ve savcı hakkında yürütülen soruşturmada benzer şekilde bir ibareye rastlayanınız oldu mu?

Saygılarımla..
Old 31-10-2011, 05:27   #45
av.ilyasmeral

 
Varsayılan

cmk 145 şerhinin avukatlara çıkacak tebligatlarda uygulanmaması gerektiğini savunan meslektaşlarımın cevap vermediği bir nokta var. 145 şerhi zarfa hukuki nezaket gereği yazılmadı, çağrılan avukatta ifadeye gitmedi. bundan sonra ceza muhakemesi nasıl işleyecektir?
Old 31-10-2011, 08:00   #46
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Avukat hakkında görevi ile ilgili soruşturma izninin "tartışmasız ve istisnasız" bir şekilde, Adalet Bakanlığınca veriliyor olması ve Yargıtay 4. Ceza Dairesinin, Avukatlar hakkında mahkemesince verilen "Son Soruşturmanın Açılmaması" kararını neredeyse yok sayan kararları ortadayken, Çağrı kağıdına "zorla getirilecektir" denmesi, ehven-i şerdir.

Varsa bir itirazınız, buna yoğunlaşalım…

Avukatlık Kanunu 58. madde aynen:

Alıntı:
Madde 58 – (Değişik :23/1/2008-5728/331 md.)

Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanununun duruşmanın inzibatına ilişkin hükümleri saklıdır. Şu kadar ki, bu hükümlere göre avukatlar tutuklanamayacağı gibi, haklarında disiplin hapsi veya para cezası da verilemez.

Avukatlık Kanunu 59. Madde:

Alıntı:
Kovuşturma izni, son soruşturmanın açılması kararı ve duruşmanın yapılacağı mahkeme:

Madde 59 – 58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.

Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenliyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir.

İddianamenin bir örneği, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun hükümleri uyarınca, hakkında kovuşturma yapılan avukata tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine avukat, kanunda yazılı süre içinde bazı delillerin toplanmasını ister veya kabule değer bir istemde bulunursa nazara alınır, gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir.

Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır. (Ek cümle : 2/5/2001 - 4667/38 md.) Durum avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirilir.

Şeklindedir. Hal böyle olmasına rağmen Yargıtay 4. Ceza Dairesi istikrar kazanan kararında aynen şunu diyor:

""… Atılı suçun unsurları oluşmadığından bahisle son soruşturma açılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, mevcut delillerin takdir ve değerlendirmesinin son soruşturma aşamasında yargılamayı yapacak olan mahkemesine ait olacağı gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet yoktur!"

Bu ne manaya geliyor?

"Ey Son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek mahkeme, sakın ha soruşturmanın açılmamaısna karar verme, kararını bozarım" demektir. O halde bu son soruşturmanın açılıp-açılmamasına dair inceleme yapacak mahkeme aşamasının ne hükmü kalıyor?

"Son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere" dosya kendiisne gönderilen Ağır Ceza Mahkemesi, "Suçun unsurları oluşmadığı için Son Soruşturmanın açılmamasına" karar veremeyecekse, Av.K.59. madde hükmünün manası nedir?

Yargıtay, açık kanun hükmüne rağmen, kanunun uygulanmasına "kararları istisnasız bozarak" engel olabiliyorsa eğer, avukatı kim, neden ciddiye alsın?!

Bir avukat, müvekkili adına muhatabına ihtarname gönderdi diye, yıllarca "hukuki tehdit" iddiası ve şikayet dilekçesi nedeniyle yargılanabiliyorsa, bu başlığı tartışmak çok ama çok magazin kalır…

Ölmüşüz ağlayanımız yok beyler...
Old 31-10-2011, 09:14   #47
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
cmk 145 şerhinin avukatlara çıkacak tebligatlarda uygulanmaması gerektiğini savunan meslektaşlarımın cevap vermediği bir nokta var. 145 şerhi zarfa hukuki nezaket gereği yazılmadı, çağrılan avukatta ifadeye gitmedi. bundan sonra ceza muhakemesi nasıl işleyecektir?

Sayın MERAL;

Sayın DİKİCİ konuya çok yerinde bir yaklaşım getirdi. Ancak sizin sorunuzu da yanıtlayayım: Avukat, birçok üst düzey yetkiliye/hakime/savcıya vb. yapıldığı gibi (mesleği itibariyle başlı başına üst düzey yetkili değildir ama yargılamanın olmazsa olmazıdır) yine "nezaketen" aranır, kendisine telefon/mail vb. alternatif iletişim yollarıyla ulaşılmaya çalışılır. Bunun mümkün olmaması durumunda -ki avukatın, Avukatlık Kanunu gereği adresi belirli olmalıdır- mesleki anlamda bir ihmalin varlığı sabit olduğundan zorla getirme kararı çıkarılır ve ceza muhakemesi işler. Yoksa ifade etmeye çalıştığımız şey, avukat hakkında zorla getirilmesi yönünde bir kararın hukuka/teamüllere/nezakete aykırılığı değildir.

Saygılarımla..
Old 31-10-2011, 10:32   #48
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.ilyasmeral
cmk 145 şerhinin avukatlara çıkacak tebligatlarda uygulanmaması gerektiğini savunan meslektaşlarımın cevap vermediği bir nokta var. 145 şerhi zarfa hukuki nezaket gereği yazılmadı, çağrılan avukatta ifadeye gitmedi. bundan sonra ceza muhakemesi nasıl işleyecektir?

T.C.K.nun 6/d maddesinde "yargı görevi yapan" olarak tanımlananlardan avukat dışındakiler için aynı soruyu soralım:

"CMK 145 şerhi zarfa hukuki nezaket gereği yazılmadı, çağrılan yüksek mahkeme üyesi (veya adlî, idarî ve askerî mahkeme üye veya hakimi ya da Cumhuriyet savcısı) de ifadeye gitmedi. Bundan sonra ceza muhakemesi nasıl işleyecektir?"

Bu soruya verilecek yanıt ne ise, soruyu avukat için sorduğumuzda verilecek yanıt da odur.
Old 31-10-2011, 11:42   #49
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Sayın MERAL;

Sayın DİKİCİ konuya çok yerinde bir yaklaşım getirdi. Ancak sizin sorunuzu da yanıtlayayım: Avukat, birçok üst düzey yetkiliye/hakime/savcıya vb. yapıldığı gibi (mesleği itibariyle başlı başına üst düzey yetkili değildir ama yargılamanın olmazsa olmazıdır) yine "nezaketen" aranır, kendisine telefon/mail vb. alternatif iletişim yollarıyla ulaşılmaya çalışılır. Bunun mümkün olmaması durumunda -ki avukatın, Avukatlık Kanunu gereği adresi belirli olmalıdır- mesleki anlamda bir ihmalin varlığı sabit olduğundan zorla getirme kararı çıkarılır ve ceza muhakemesi işler. Yoksa ifade etmeye çalıştığımız şey, avukat hakkında zorla getirilmesi yönünde bir kararın hukuka/teamüllere/nezakete aykırılığı değildir.
Saygılarımla..

Sayın Ekici,

Avukat, müdafi/vekil olarak bulunduğu yargılamanın olmazsa olmazıdır. Bu kural bizzat kendisinin soruşturulduğu bir genel soruşturma dosyasına teşmil edilemez.

Sayın Kavili'ye gönderilen yazı, bir "davetiye"dir. Bu kesin. Ancak davetiyeye yasal bir buyruk olarak, davete icap etmemesinin sonucu da derc edilmiştir. Konu bundan ibarettir.

Saygılarımla.
Old 31-10-2011, 12:03   #50
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın Ekici,

Avukat, müdafi/vekil olarak bulunduğu yargılamanın olmazsa olmazıdır. Bu kural bizzat kendisinin soruşturulduğu bir genel soruşturma dosyasına teşmil edilemez.

Sayın Kavili'ye gönderilen yazı, bir "davetiye"dir. Bu kesin. Ancak davetiyeye yasal bir buyruk olarak, davete icap etmemesinin sonucu da derc edilmiştir. Konu bundan ibarettir.

Saygılarımla.
Sayın GÜNTAY;

Davetiyedeki ihtarın hakime/savcıya yapılmaması gerektiği gibi avukata da yapılmaması gerekir.

Saygılarımla..
Old 31-10-2011, 12:33   #51
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Sayın GÜNTAY;

Davetiyedeki ihtarın hakime/savcıya yapılmaması gerektiği gibi avukata da yapılmaması gerekir.

Saygılarımla..

Neden? Kişisel suç niteliğinde ise bittabi yazılacak bu ibare. Savunduğunuz "gerekirliğin" yasal temeli nedir?
Sanırım düğümü 39 no.lu mesajı ile benim konuya ilişkin olarak yazdığım 38 no.lu mesajımdaki tesbitlerim aksine bir husus belirtmeyen Sayın Kavili çözecek.
Ne sebeple soruşturuluyorsunuz Sayın Kavili?
Saygılarımla.
Old 31-10-2011, 12:58   #52
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Neden? Kişisel suç niteliğinde ise bittabi yazılacak bu ibare. Savunduğunuz "gerekirliğin" yasal temeli nedir?
Sanırım bu düğümü konuya ilişkin ilk mesajımdaki tesbitlerim aksine bir husus belirtmeyen Sayın Kavili çözecek. Ne sebeple soruşturuluyorsunuz Sayın Kavili?
Saygılarımla.
Konuya görüş belirtmeye başladığım ilk mesajdan itibaren "kanuna" değil "hukuka" aykırılığa atıfta bulundum. CMK 145 kapsamında yaklaştığımızda meslek mensuplarına göre herhangi bir ayrım yapılmadığını görürüz, kabul. Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere bu madde düzenlemesinde hiç kimse ayrık tutulmamıştır. Ancak Cumhurbaşkanı'nın sorumsuzluğu vardır -dokunulmazlığı yoktur- ve şahsi eylemlerinden dolayı soruşturma ya da kovuşturmaya maruz kalabilirse de bu şekilde bir davetiye gönderebilir misiniz? Kısacası, soruna bakış açımızı 145 ile kısıtlarsak savcılıkça gönderilen davetiyenin kanuna uygun olduğu sonucuna da varmamız mümkün olabilir fakat hukuka uygunluk bakımından bir sorun olduğu da muhakkaktır.
Old 02-11-2011, 23:57   #53
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Neden? Kişisel suç niteliğinde ise bittabi yazılacak bu ibare. Savunduğunuz "gerekirliğin" yasal temeli nedir?
Sanırım düğümü 39 no.lu mesajı ile benim konuya ilişkin olarak yazdığım 38 no.lu mesajımdaki tesbitlerim aksine bir husus belirtmeyen Sayın Kavili çözecek.
Ne sebeple soruşturuluyorsunuz Sayın Kavili?
Saygılarımla.

Soruşturan savcı yazamamış, o nedenle GİZLİ bir nedenle

Biz de zaten "niye çağrıldığımızın açıklanmasını" istemiştik.

Belki nedeni şu olabilir.

Çağlayan AVM denilen Adliye binasına turistik amaçlı geziye gitmemiz nedeniyle, BÜRO adresimize ve fakat AVUKAT OLDUĞUMUZ YAZILMAYARAK çağrı kağıdı yollanmış olabilir.

Yoksa, yoksa, yoksa !

Hayır, hayır, ben sizler gibi kötüniyetli (!) olmayacağım.

Ömer Kavili
Neyin şüphelisi olduğunu bilemeyen avukat


" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "

www.kavili.com/


İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

ÖZDEMİR ASAF
Old 03-11-2011, 00:14   #54
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Soruşturmanın ve suçlamanın şüpheliden gizlenmesi zulümdür.

Zulmün nüfuz edilmez kalkanı olan gizlilikle silahlanmış bir soruşturmadan, şüpheli kendisini nasıl layık-ı vechile sakınabilir ve kendini savunabilir?.. (Beccaria'dan esinle...)

Sayın Kavili, kötü niyeti, hukuka olan bağlılığım men eder. Siz de iyi bilirsiniz ki, salt cürüm atfının (iddianın) bir kıymet-i harbiyesi yoktur. Ben sadece yazıyı çıkaran makam zaviyesinden değerlendirdim konuyu, ondan yana olmadım ama...

Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
şüpheli ifade tutanağındaki sorular su. Meslektaşların Soruları 15 18-10-2011 14:58
Şüpheli/Sanığın avukat olması durumunda zorunlu müdafilik. edumlu Meslektaşların Soruları 9 14-01-2008 22:15
isim benzerliği nedeniyle şüpheli konumuna düşen kişiniz tazmin isteği! av.egemen Meslektaşların Soruları 4 20-03-2007 15:58
Şüpheli diye uçaktan indirildi, ödenen tazminatla zengin oldu Seyda Hukuk Haberleri 4 22-01-2007 16:03
Polis teknolojiyi yakaladı, şüpheli vatandaş merkeze götürülmeden sorgulanıyor ahmetsacit Hukuk Haberleri 1 19-09-2006 15:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09476089 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.