Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ecrimisil ve İzale-i Şuyu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-10-2022, 11:07   #1
avpek

 
Varsayılan Ecrimisil ve İzale-i Şuyu

Sayın meslektaşlarım merhabalar,

Halihazırda 1/5 pay üzerinden 5 maliki olan bir aile taşınmazı bakımından; müvekkilin annesi olan pay sahibi vefat ediyor. Vefat eden annenin müvekkil dahil 4 eşit paylı mirasçısı bulunuyor. Halihazırda, taşınmazdaki diğer pay sahipleri taşınmazda oturmaktadır. Annenin vefatı akabinde kardeşleri müvekkile herhangi bir hak vermeyip taşınmazı kullanmakta, ikamet etmekte ve semere sağlamaktadır.

Annenin vefatı akabinde intikal yapılmamış olmakla müvekkil dahil kardeşlerin payının toplam 1/5'e eşit olduğundan bahisle açacak olduğumuz ecrimisil ve izale-i şuyu davaları yalnızca kardeşlere yani mirasçılara mı yöneltilmelidir? Yoksa taşınmazdaki mirasçı olmayan dahil tüm pay sahiplerine mi yönlendirilmelidir?

Bir de tapuda intikal yapılmamış olması bir problem teşkil edecek midir? Yalnızca mirasçılık belgesi ile her iki dava da ikame edilebilir mi? Şimdiden cevaplarınız için çok teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim. Saygılarımla.
Old 23-10-2022, 08:04   #2
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avpek
Sayın meslektaşlarım merhabalar,

Halihazırda 1/5 pay üzerinden 5 maliki olan bir aile taşınmazı bakımından; müvekkilin annesi olan pay sahibi vefat ediyor. Vefat eden annenin müvekkil dahil 4 eşit paylı mirasçısı bulunuyor. Halihazırda, taşınmazdaki diğer pay sahipleri taşınmazda oturmaktadır. Annenin vefatı akabinde kardeşleri müvekkile herhangi bir hak vermeyip taşınmazı kullanmakta, ikamet etmekte ve semere sağlamaktadır.

Annenin vefatı akabinde intikal yapılmamış olmakla müvekkil dahil kardeşlerin payının toplam 1/5'e eşit olduğundan bahisle açacak olduğumuz ecrimisil ve izale-i şuyu davaları yalnızca kardeşlere yani mirasçılara mı yöneltilmelidir? Yoksa taşınmazdaki mirasçı olmayan dahil tüm pay sahiplerine mi yönlendirilmelidir?

Bir de tapuda intikal yapılmamış olması bir problem teşkil edecek midir? Yalnızca mirasçılık belgesi ile her iki dava da ikame edilebilir mi? Şimdiden cevaplarınız için çok teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim. Saygılarımla.

Belirttiğiniz gibi, taşınmaz, bir aile taşınmazıdır. Vefat eden anne, sağlığında intifadan men gibi bir işlemde bulunmamıştır. Bu itibarla açılabilecek bir ecrimisiğl davası pek başarılı olamaz kanaatindeyim. Ölümden sonra ki oturmalar için ecrimisil istenecekse, intifadan men ihbarnamesi göndermek veya izalei şuyuu davası açmak gerekir ve ecrimisil bu tarihlerden sonrası için istenebilir. Tapuda intikalin yapılmamış olması herhangi bir sorun teşkil etmez. Mirasçılık belgesi ile dava açılabilir. İzale-i şuyuu dâvası, yanlız mirasçılara değil, tapu sicilinde malik olarak kimler gözüküyorsa, bu maliklerin tümüne karşı yöneltilir, diğer maliklerden ölmüş olanlar veya dava sırasında ölenlerin mirasçılarına yöneltilir veya teşmil edilir. Kolay gelsin.
Old 23-10-2022, 08:52   #3
avpek

 
Varsayılan

Meslektasim oncelikle cevabiniz icin cok tesekkur ederim. Evet olumden sonraki oturmalar icin ecrimisil istenecek, olumden sonra gunumuzden 5-6 sene once sozlu olarak intifadan men beyaninin iletildigini, yazili beyanin da 2019 yilinda ihtarla gonderildigi belirtildi. Oncelikle tanikla sozlu beyanin varligini kanitlayarak bu itibarla 5 senenin tamami bakimindan ecrimisil talep edecegiz. Mahkemece kabul gormez ise 2019 ila karar tarihi arasindaki ecrimisile hukmedilecek bildigim kadariyla.
Old 23-10-2022, 09:17   #4
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avpek
Meslektasim oncelikle cevabiniz icin cok tesekkur ederim. Evet olumden sonraki oturmalar icin ecrimisil istenecek, olumden sonra gunumuzden 5-6 sene once sozlu olarak intifadan men beyaninin iletildigini, yazili beyanin da 2019 yilinda ihtarla gonderildigi belirtildi. Oncelikle tanikla sozlu beyanin varligini kanitlayarak bu itibarla 5 senenin tamami bakimindan ecrimisil talep edecegiz. Mahkemece kabul gormez ise 2019 ila karar tarihi arasindaki ecrimisile hukmedilecek bildigim kadariyla.

Karar tarihi değil de dâva tarihinden geriye doğru beş yıl olarak biliyorum. Tekrar bakmak gerekir, acaba uygulama değişmiş mi diye. Kolay gelsin.
Old 23-10-2022, 19:34   #5
akrd61

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Cumhur Okyay
Karar tarihi değil de dâva tarihinden geriye doğru beş yıl olarak biliyorum. Tekrar bakmak gerekir, acaba uygulama değişmiş mi diye. Kolay gelsin.
T.C YARGITAY 5. Hukuk Dairesi Esas: 2021 / 13622 Karar: 2022 / 11355 Karar Tarihi: 21.06.2022

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın açılmamış sayılmasına dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince ve davalılardan TEDAŞ ile DEDAŞ vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaza yönelik el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; birleştirilen dava ise davalı belediyece diğer davalıya yapılan satışın ve tapunun iptali ile TEDAŞ Genel Müdürlüğü adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm, davacı, davalı ... ve birleştirilen dosya davacısı TEDAŞ vekillerince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki bilgi ve belgelere kararın dayandığı gerekçelere göre; Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı 21-21-1 No.lu Devir Kurulu Başkanlığı’nın 31.10.1984 tarih ve 4 numaralı kararı ile " Yerleri ekli listede belirtilen 7 adet İndirici Trafo Merkezi ile 49 adet Tali Trafo Merkezlerinin kesin devrinin yapılmasına" ilişkin kararı gereğince, dava konusu taşınmazın 630 m2’lik kısmının TEK’e devrine karar verilmiş, ancak; bu kısmın tapusunun iptali ile TEDAŞ’a tescil edilmeden taşınmazın tamamı dava dışı önceki malik ...’e satılmıştır.
Dava konusu taşınmazın 630 m2’lik kısmının 2705 sayılı yasa uyarınca devrine karar verilmişse de, TEDAŞ tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşıldığından, tapunun halen davacı adına kayıtlı olduğu da gözetilerek, davalı idare tarafından el atılan 943.76 m2’lik kısmın tamamına el atmanın önlenmesi ve kalline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Ecrimisil bedelinin ise dava tarihi olan 28.01.2008 ila dava konusu taşınmazın satın alındığı 07.06.2007 tarihleri arasında geçen dönem için hesaplanması gerekirken, dava tarihinin 25.12.2013 olarak kabul edilerek yapılan hesaplama sonucu fazlaya hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı, davalı ... ve birleştirilen dosya davacısı TEDAŞ vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan ve davalılar TEDAŞ ile DEDAŞ'tan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 21/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C YARGITAY 8. Hukuk Dairesi Esas: 2020 / 1097 Karar: 2021 / 5433 Karar Tarihi: 23.06.2021
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


KARAR

Davacı vekili, davalının dava konusu 433 ada 169 parsel sayılı taşınmazı tek başına otopark ve araç yıkama yeri olarak kullandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile el atma tarihinden itibaren 2012 yılına kadar 5.000 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 24.04.2014 tarihinde bilirkişi raporu ile belirlenen 68.212 TL değer üzerinden harç tamamlamıştır.
Davalı vekili, zamanaşımı def’ini ileri sürmüş ve müvekkilinin otopark ve sair iş yeri işletmediğini, müvekkili ile otoparkı işleten üçüncü kişi arasında kira ilişkisi bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı vekilinin ecrimisilin hesaplanmasına yönelik temyiz itirazlarına gelince, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).

25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olduğu söylenemez. Şöyle ki, hükme esas alınan 03.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda talep edilen son dönem olan 2012 yılı için ecrimisil belirlenerek geriye doğru hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece yeniden konusunda uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca araştırma ve inceleme yapılması, hasıl olacak sonuca göre belirlenecek ecrimisile davacıların payı da göz önünde bulundurularak hükmedilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Bunun yanısıra, dava dilekçesine göre davacı tarafın 2012 yılına kadar ecrimisil talep etmiş olmasına göre, mahkemece 01.01.2012 tarihinden sonraki dönemin hesaplamaya dahil edilmesi de yanlıştır.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 23.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Kolay gelsin...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İzale-i şuyu av.oznrdmrc Meslektaşların Soruları 1 31-10-2016 10:05
Meydana getirme, Ecrimisil , İzale-i şuyu prior tempore potior iure Meslektaşların Soruları 0 02-05-2015 12:11
İzale-i Şuyu durgunlu Meslektaşların Soruları 6 21-02-2012 23:25
İzale i şuyu bsdbsdbsd97 Meslektaşların Soruları 5 25-04-2008 16:29
İzale-i Şuyu Av.Günar Meslektaşların Soruları 8 31-03-2007 00:45


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03884697 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.