Asıl işveren,alt işveren ve 2. alt işverenin işçinin parasal haklarından doğan sorumlulukları

Müvekkilim, bir sigara fabrikasında alt işverene bağlı bir işçi(hemşire) olarak 14 ay çalışmıştır.Alt işveren işçilerine,sözleşmeyi feshederseniz yeni alt işverenin işçileri olarak fabrikada çalışmaya devam edebilirsiniz, etmezseniz işinizi kaybedersiniz demiştir.Bunun etkisiyle müvekkilim, fabrikayla ilk alt işveren arasındaki sözleşmenin sona erdiği,yeni bir alt işverenle sözleşme yapıldığı,iş koşullarındaki esaslı değişiklik nedeniyle iş sözleşmesini feshettiği kayıtlarını içeren fesihnamesini(başkaca da bir kayıt yoktur) ilk alt işverene vermiştir.İşine de hiç kesinti olmadan 2-3 yıl daha yeni alt işverenin emri altında devam etmiştir ve ordan da çıkmıştır.Yeni alt işveren kendi döneminin kıdem tazminatını müvekkilime ödemiş ancak 14 aylık kıdem tazminatı ve bazı hafta sonu ve bayram tatilleri ücretleri gibi verilmesi gereken ücretler ödenmemiştir.

Benim fikrim, müvekkilimin yaptığı feshin geçersiz olduğu(Yargıtay kararları da bu yönde, yalnız yargıtay kararlarında işçi sözleşmeyi feshetmesine rağmen aynı işverenle çalışmaya devam ediyor ve yargıtay bu durumun, gerçekte fesih olmadığını gösterdiğini söylüyor,davama bire bir uyan olay yok) ,ilk alt işverenin müvekkilime karşı olan parasal yükümlülüklerinden kurtulmak maksadıyla müvekkilimi tehdit ederek bu fesihnameyi aldığı(diğer işçilerden de alınmıştır ve onlar da ara vermeden çalışmaya devam etmişlerdir),işi aslında yeni alt işverene devrettiği bunun da işe hiç ara verilmemesiyle sabit olduğu,yeni alt işverenin de bunda menfaati olduğu(önceki dönem kıdem tazminatından kurtulma,ilk alt işverenle o şartla(ilk alt işveren yönünden işçilere kıdem tazminatı ödemeyerek işini nispeten daha yüksek bedelle devretme,alt işveren için müteselsil sorumluluktan kurtulma,hazır işe konma) anlaşıp hazır işçiler ve işe konma),Yargıtay kararlarına göre her iki alt işverenin de (ilk alt işveren sadece kendi dönemiyle sorumlu) işçinin parasal haklarından müteselsilen sorumlu olduğu,İş kanununa göre de asıl işveren(sigara fabrikası)le birlikte alt işverenin işçinin alacaklarından müteselsilen sorumlu olduğu,dolayısıyla da kanun ve Yargıtay kararları doğrultusunda ilk alt işverenin sadece kendi döneminden sorumlu olmak üzere asıl işveren ve 2. alt işverenin borçtan müteselsilen sorumlu oldukları yönünde.(3ü de müteselsilen sorumlu yani)

Delil olarak fesihnameyi,fesihnameye rağmen çalışmaya aralıksız devam edilmesini ve 2. alt işiverenin yaptığı kıdem tazminatı ödemesini göstereceğim.Tanık da gerekir mi? Diğer işçiler orda hala çalışmaları veya tekrar o fabrikada işe girme ihtimali olabilir ilerde diye tanık olmayabilirler.

Bu olayla ve üstteki fıkrada sorduklarımla ilgili fikirleriniz nelerdir.Teşekkür ederim tüm meslektaşlarıma.

meslektaşım merhabalar;
yazdıklarınızdan anladığım üzerine yorum yapacağım.yeni işveren önceki dönem alacaklarından da sorumlu oluyor asıl işverenle birlikte..fesihnameye gelince,baskı altında imzalanmıştır şeklinde değerlendirilebilir.sonuçta işinde esaslı değişiklik oldu mu ki?orda da hemşire idi burada da hemşire olarak çalışmışsa bu hususta tanık dinletmeniz faydalı olabilir.
nacizane fikirlerim bunlar..

Bu durumu işyerinin devri olarak yorumlayan birçok karar var. Onlara baktınız mı?

Sayın meslektaşım, işyeri devredilmişse işyerini devralan işveren işçinin bütün işçilik alacaklarından sorumludur. Ancak işin belli bir bölümünde veya eklentilerinde çalışma söz konusuysa alt işveren asıl işveren ile birlilkte sorumlu olur.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesindeki düzenlemeye göre, “işyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.
Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.

Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır. Tüzel kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz.
Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz. Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır.
Yukarıdaki hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri halinde uygulanmaz.” denilmektedir. Aradığınız yanıtların tümünün bu madde kasamında olduğunu düşünüyorum. Başarılar...

Alıntı: Yazan Avbelgin meslektaşım merhabalar; yazdıklarınızdan anladığım üzerine yorum yapacağım.yeni işveren önceki dönem alacaklarından da sorumlu oluyor asıl işverenle birlikte..fesihnameye gelince,baskı altında imzalanmıştır şeklinde değerlendirilebilir.sonuçta işinde esaslı değişiklik oldu mu ki?orda da hemşire idi burada da hemşire olarak çalışmışsa bu hususta tanık dinletmeniz faydalı olabilir. nacizane fikirlerim bunlar..

Cevap veren tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyorum öncelikle.

Bugün kitabı ve yargıtay kararlarını incelemeye devam ettim.Bir yandan da neler yapabilirim diye düşündüm.İş koşullarında esaslı değişiklikle ilgili içtihatlara da denk geldim.Evet eski alt işverenin işçisi olarak çalışırken de aynı fabrikada hemşire, yenisiyle çalışırken de aynı fabrikada hemşire, fabrikadaki işçilerin daha mı fazla hastalanacaklar ki miş koşullarında değişiklik olsun.Bulduğum bazı kararlarda da işçinin feshi, alt işverenin matbu formunda yapmasının aslında alt işverenin işçiyi feshe zorladığına dair bir emare olduğu söylenmiş.En önemlisi de Yargıtay kıdem tazminatı bakımından devredenin 2 yıl değil 10 yıllık zamanaşımı süresince sorumlu olduğunu kararlılıkla söylüyor.(Sayın emranın alıntıladığı 6. maddedeki 2 yıllık süre, kıdem tazminatı açısından Yargıtay tarafından kabul edilmemiş)

Yaklaşık 200-300 karara göz attım bunlardan 30-40ını tamamen okudum.Gerçekten çok ilginç bir dava olacak.