Imzali mektubun ceza davasindaki etkisi hakkinda.

X kisi 2005 yilinda bir is yerinde X1 ve X2 ile birlikte calismis. X X1 ve X2 in sefi konumundayken mevkisinden yararlanarak surekli olarak ise gec gelip, kendi yetkisinde olan faturalari X e imzalatip ve ara oglen saatlerinde 1 saatten fazla olarak ise geri donmeyip ve arada sirada kasadan ayin sonunda geri birakacagim vaadiyle para alimistir. Isveren Almanyada oldugundan olaylardan habersiz tabi nitekim is verenin kardesi durumun farkina varinca abisine konuyu anlatir ve isveren Turkiyedeki magazasinda calisan X i isten cikartir ve is sozlesmesini fesh eder. Bu olaydan sonra ayni is yerinde calisan X2 sef olarak calismaya baslar ve bu kiside X ile disardan analsarak bu isyerinden para calmaya baslarlar. X1 durumun farkina vardiginda X ile X2 bu kisiyi ortadan kaldirmak isterler ve bir plan yaparak X in dikkatsizliginden ve Alt Ust liskisi konumundanda yararlanarak bir kac bos kagida imza attirmasinin saglarla ve bu sekilde kagitlarda aykiri satislar yapilmis gibi yazilar yazarak X hakkinda hirsizlik yaptigina dair suc duyurusunda bulunurlar ve is veren bunu duydugunda X i hirsizlik yaptigi gerekcesiyle isten cikartir. Savclik iddianamesini X1 in hirsizlik yaptigi uzerine duzenler, ancak isten atilan ilk sef olan X bu esnada bir trafik kazasi gecirir ve olumle karsi karsiya gelir bu esnada her halde duygularina hakim olmayarak X1 e bir mektup yazarak her seyi kendisinin planlandigini ve olumle karsi karsiya geldiginden kendisinin af edilmesini ve ozur diledigini bilgisayarda yazar ve altina kendi islak imzasini atarak X1 in ev adresine normal posta yolu ile gonderir. Soz konusu mektup savciligia suc duyurusu olarak sunulmustur.
Burada takildigim nokta: ilk sef olan X in yukarida belirtmis oldugum sekilde itiraf icerikli bir mektp gonderilmesinin X1 in bu davadan beraat ettirilmesi icin ne gibi etkileri olabilecegidir?

Ek aciklama:

ilk sef olan X gonderdigi ilk imzali mektubundan yaklasik 20 gun sonra X1 in ev adresine normal posta ile yine islak imzali olarak bir mektup gondererek kendisine gonderdigi ilk mektubu resmi makamlar nezdinde kullandigini duydugu anda mafya olan (mektupta aynen bu ifade kullanilmis) agabeyi ve babasi tarafindan vurulucagi seklinde ifadeler kullanarak bir tehdit olarak gondermistir ve X1 korkusundan bu ikinci mektubu hala savciliga teslim etmemistir.

X ilk sorgulamasinda ilk gonderdigi mektuptan haberinin olmadigini ve boyle bir seyin kendisinin yapmadigini iddia etmis ve tum suclamalari red etmistir.

X gecirdigi kazadan sonra olmemistir ve sagdir, suanda baska bir iste calismaktadir.

Ceza hukuku dalinda bilgisi olan sayin meslektaslarimin bilgilerini paylasmalarini saygiyla dilerim.

Ceza hukukunda "delil serbestisi" ilkedir. X'in gönderdiği mektup, ikrar mahiyetinde kabul edilebileceğinden, davanın aydınlatılması bakımından oldukça önemli bir delil. Ancak, bu belgenin yargılama safhasında X'in tanık olarak vereceği beyanlarla desteklenmesi gerekir.Zira kanaatimce x2, kendisi hakkında suçlama içeren iddiaları kesinlikle kabul etmeyecektir ve durumun aksini ileri sürecektir. Öte yandan X'in imzaladığı kağıtlar vs. de gözardı edilmemeli. Yani, basit bir suçlama değil söz konusu olan..

x ölüyor mu?
ölmediyse ifadesi alındığında, farklı bir beyanda mı bulunuyor.
Bir de mektupta olayları ne kadar açık anlattığı da önemli tabi.

Sayin Meslektasim,

X sadece siddetli bir kaza geciriyor ve suanda iyi durumdadir. Mektup icerisinde her seyi detayli olarak aciklamistir ve X2 den ozur dilemistir. X ilk ifadesinde her seyi red ediyor ve mektubu kendisinin yazmadigini ifade ediyor.

Bilginiz saygiyla sunarim.

Eğer tehdit içerikli bir mektup daha gönderilmiş ise her ikisinin de delil olarak sunulması iddianızı kuvvetlendirecektir.(ıslak imzanın bulunması sebebi ile yazılı delil başlangıcı)
üstelik, x1 in hayatının tehlikede olduğu gerekçesi ile tedbir istenilmesi ve doğacak zararlardan x in sorumlu tutulması da söz konusu.
Ayrıca ispat kuralına göre; artık x'in imzanın kendisine ait olmadığını ispat etmesi gerekiyor; eğer imzanın x'e ait olduğu bilirkişi raporları ile desteklenirse
-ki Adli Tıbbın bu konuda çok başarılı olduğu bir gerçek-
lehe olacağı kanaatindeyim.
İkinci mektubun varlığı da iddianızı kuvvetlendirecektir.