Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sahte imza teminatsız satış durdurma mümkün mü?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-02-2014, 12:07   #1
av.ayverdi

 
Varsayılan Sahte imza teminatsız satış durdurma mümkün mü?

Sayın meslektaşlarım;
Müvekkilimin imzası bulunduğu senet takibe konulmuş ancak savcılık soruşturmasında Adli Tıp Kurumu imzanın sahteliğini belirtmiştir;ancak takip kesinleşmiş müvekkilimin taşınmazı satışa çıkarılmıştır bilahare tarafımızca menfi tespit davası açılmışsa da mahkeme ancak teminat karşılığında (iik 72)paranın alacaklıya ödenmeyeceğine karar vermiştir. Sorum şu ki teminatsız satışın durdurulmasına ve ya CMK 128 uyarınca satışın durdurulabileceğine ilişkin Yargıtay kararı yahut çözüm önerilerinizi acilen bekliyorum....Teşekkürler

Saygılarımla.
Old 26-02-2014, 12:28   #2
Burakgerets

 
Varsayılan Aynı dertten bende muzdaribim!!!

Alıntı:
Yazan av.ayverdi
Sayın meslektaşlarım;
Müvekkilimin imzası bulunduğu senet takibe konulmuş ancak savcılık soruşturmasında Adli Tıp Kurumu imzanın sahteliğini belirtmiştir;ancak takip kesinleşmiş müvekkilimin taşınmazı satışa çıkarılmıştır bilahare tarafımızca menfi tespit davası açılmışsa da mahkeme ancak teminat karşılığında (iik 72)paranın alacaklıya ödenmeyeceğine karar vermiştir. Sorum şu ki teminatsız satışın durdurulmasına ve ya CMK 128 uyarınca satışın durdurulabileceğine ilişkin Yargıtay kararı yahut çözüm önerilerinizi acilen bekliyorum....Teşekkürler

Saygılarımla.

Sayın meslektaşım aynı olay benimde başıma geldi ve hakim özel kanun olduğunu belirterek İİK 72 ' ye öncelik verdi halbu ki bu hakkaniyet dışı zira dava değerinin yüksek olduğu davalarda yüksek teminat miktarlarını yatırmak müvekkilimin maddi durumu itibariyle mümkün değil hal böyleyken imzanın sahteliği sabitken göz göre göre satışın yapılmasına izin vermek hakkaniyet dışı olduğunu düşünüyorum şunu belirtmek isterim ki icra dairesinden önce talepte bulunun bunun reddi halinde icra hukukta şikayette bulunarak şansınızı deneyin derim ancak Yargıtay kararı bulamadım buna ilişkin...
Old 26-02-2014, 14:26   #3
Luck

 
Varsayılan

Sayın av.ayverdi,

HMK,
Yazı veya imza inkârının sonucu

MADDE 209- (1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.

hükmüne yer vermesine rağmen, Yargıtay'ın farklı yönde kararları var. Yine de hakim ikna edilebilirse, teminatsız bir ihtiyati tedbir kararı almak mümkün. Hatta, Kanun'un açık hükmü karşısında, tedbir kararına dahi gerek yok aslında ama uygulama bu yönde gelişmedi..

T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/3644

K. 2012/8311

T. 17.5.2012

• TEMİNATSIZ TEDBİR KARARI VERİLMESİ İSTEMİ ( Bonoda Tahrifat İddiası Bulunduğundan H.M.K'nun 209.md. Hükmü Uyarınca Tedbir Kararı Verilmesi Gerekirken Bu Yön Gözardı Edilerek İ.İ.K'nun 72/3.md. Dayanılarak Tedbir Kararı Verilmesinin Doğru Görülmediği )

• TAHRİFAT İDDİASI ( H.M.K'nun 209.md. Hükmü Uyarınca Tedbir Kararı Verilmesi Gerekirken Bu Yön Gözardı Edilerek İ.İ.K'nun 72/3.md. Dayanılarak Tedbir Kararı Verilmesinin Doğru Görülmediği - Teminatsız Tedbir Kararı Verilmesi İstemi )

• TEDBİR KARARI VERİLMESİ İSTEMİ ( Teminatsız - Bonoda Tahrifat İddiası Bulunduğundan H.M.K'nun 209.md. Hükmü Uyarınca Tedbir Kararı Verilmesi Gerektiği/İ.İ.K'nun 72/3.md. Dayanılarak Tedbir Kararı Verilemeyeceği )

2004/m.72/3

6100/m.209

ÖZET : Dava, davacının keşidecisi olduğu davalı emrine düzenlenen bononun tahrif edilerek bedelinin yükseltildiği, bu nedenle arttırılan kısım için borçlu olunmadığının tespiti ile dava keşinleninceye kadar 6100 sayılı HMK gereğince teminatsız tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Bonoda tahrifat iddiası bulunduğundan HMK.nun 209.maddesindeki hüküm uyarınca tedbir kararı verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek İİK.nun 72/3.maddesine dayanılarak tedbir kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sırasında mahkemece verilen ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararının süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, davacının keşidecisi olduğu davalı emrine düzenlenen 31.08.2011 keşide tarihli 30.09.2011 vadeli 800.00 TL.lık bononun tahrif edilerek 80.000 TL. haline getirildiği, bu nedenle 79.200 TL.lık kısım için borçlu olunmadığının tespiti ile dava keşinleninceye kadar 6100 sayılı HMK gereğince teminatsız tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece tensiple birlikte HMK.nun 209 ve devamı maddelerindeki koşullar oluşmadığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, İİK.nun 72/3.maddesi uyarınca %15 teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklısına ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilmiş, bu ara karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bonoda tahrifat iddiası bulunduğundan HMK.nun 209.maddesindeki hüküm uyarınca tedbir kararı verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek İİK.nun 72/3.maddesine dayanılarak tedbir kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle 18.11.2011 tarihli yerel mahkemenin takibin teminatsız olarak durdurulması talebinin reddine ilişkin kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/16983

K. 2012/8706

T. 20.3.2012

• İMZA İNKARI ( Kambiyo Senedine Dayalı Haciz Yoluyla Takip/Takibin İptali Talebi - Davacının Aynı Zamanda Menfi Tespit Davası ve Sahteciliğe İlişkin Kamu Davası da Açtığı/Senedin Herhangi Bir İşleme Alınmamasına Karar Verilerek Takibin Durdurulacağı )

• KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS HACİZ YOLU İLE TAKİP ( İmza İnkarına Dayalı Takibin İptali Talebi - Davacının Aynı Zamanda Menfi Tespit Davası ve Sahteciliğe İlişkin Kamu Davası da Açtığı/Senedin Herhangi Bir İşleme Alınmamasına Karar Verilerek Takibin Durdurulmasına Hükmedileceği )

• SAHTECİLİK DAVASI ( İmza İnkarına Dayalı Takibin İptali Talebi - Davacının Aynı Zamanda Menfi Tespit Davası ve Sahteciliğe İlişkin Kamu Davası da Açtığı/Senedin Herhangi Bir İşleme Alınamayacağı )

• MENFİ TESPİT DAVASI ( İmza İnkarına Dayalı Takibin İptali Talebi - Davacının Aynı Zamanda Menfi Tespit Davası ve Sahteciliğe İlişkin Kamu Davası da Açtığı/Senedin Herhangi Bir İşleme Alınamayacağı )

6100/m.209

ÖZET : Borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmış, 10 örnek ödeme emri tebliği üzerine, borçlu vekili takip dayanağı senetteki imzanın müvekkili tarafından başka bir amaçla atılmış olduğunu, bu imzanın çalışanı tarafından kullanılarak bilgisayar ortamında takip dayanağı bononun oluşturulduğunu belirterek borca itiraz etmiş, takibin iptalini istemiştir.
Borçlu icra mahkemesine bu başvurusu dışında menfi tespit davası açmış olup, ayrıca takip dayanağı bono hakkında dava dışı lehtar ile alacaklı hakkında Ceza Mahkemesi'nde sahtecilik suçu kapsamında kamu davası bulunduğu da görülmektedir. Bu durumda anılan konuda bir karar verilinceye kadar, senet herhangi bir işleme esas alınamaz. Takibin durdurulmasına karar verilmelidir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- Temyiz dilekçesi veren L. E.'in dosyada taraf sıfatı olmayıp temyiz isteminde bulunamayacağından temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE;
3- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmış, 10 örnek ödeme emri tebliği üzerine, borçlu vekili takip dayanağı senetteki imzanın müvekkili tarafından başka bir amaçla atılmış olduğunu, bu imzanın çalışanı tarafından kullanılarak bilgisayar ortamında takip dayanağı bononun oluşturulduğunu belirterek borca itiraz etmiş, takibin iptalini istemiştir.
Borçlu icra mahkemesine bu başvurusu dışında İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/592 esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açmış olup, ayrıca takip dayanağı bono hakkında dava dışı lehtar ile alacaklı hakkında İzmir 7.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2010/162 sayılı dosyasında sahtecilik suçu kapsamında kamu davası bulunduğu da görülmektedir. Bu durumda 6100 Sayılı HMK 209/1 maddesi uyarınca, anılan konuda bir karar verilinceye kadar, senet herhangi bir işleme esas alınamaz. İcra takibinin yukarıda yer verilen madde doğrultusunda durdurulması gerekirken, istemin imza itirazı olarak vasıflandırılıp, imza incelemesi yapılarak İİK.nun 170/3. maddesi gereğince sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta takibin durdurulması kararı verildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda 3 nolu bentte yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 438. maddeleri uyarınca ( ONANMASINA ), 18.40 TL onama harcının mahsubuna, bakiye 2,75 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 20.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 26-02-2014, 14:45   #4
av.ayverdi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Luck
Sayın av.ayverdi,

HMK,
Yazı veya imza inkârının sonucu

MADDE 209- (1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.

hükmüne yer vermesine rağmen, Yargıtay'ın farklı yönde kararları var. Yine de hakim ikna edilebilirse, teminatsız bir ihtiyati tedbir kararı almak mümkün. Hatta, Kanun'un açık hükmü karşısında, tedbir kararına dahi gerek yok aslında ama uygulama bu yönde gelişmedi..

T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/3644

K. 2012/8311

T. 17.5.2012

• TEMİNATSIZ TEDBİR KARARI VERİLMESİ İSTEMİ ( Bonoda Tahrifat İddiası Bulunduğundan H.M.K'nun 209.md. Hükmü Uyarınca Tedbir Kararı Verilmesi Gerekirken Bu Yön Gözardı Edilerek İ.İ.K'nun 72/3.md. Dayanılarak Tedbir Kararı Verilmesinin Doğru Görülmediği )

• TAHRİFAT İDDİASI ( H.M.K'nun 209.md. Hükmü Uyarınca Tedbir Kararı Verilmesi Gerekirken Bu Yön Gözardı Edilerek İ.İ.K'nun 72/3.md. Dayanılarak Tedbir Kararı Verilmesinin Doğru Görülmediği - Teminatsız Tedbir Kararı Verilmesi İstemi )

• TEDBİR KARARI VERİLMESİ İSTEMİ ( Teminatsız - Bonoda Tahrifat İddiası Bulunduğundan H.M.K'nun 209.md. Hükmü Uyarınca Tedbir Kararı Verilmesi Gerektiği/İ.İ.K'nun 72/3.md. Dayanılarak Tedbir Kararı Verilemeyeceği )

2004/m.72/3

6100/m.209

ÖZET : Dava, davacının keşidecisi olduğu davalı emrine düzenlenen bononun tahrif edilerek bedelinin yükseltildiği, bu nedenle arttırılan kısım için borçlu olunmadığının tespiti ile dava keşinleninceye kadar 6100 sayılı HMK gereğince teminatsız tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Bonoda tahrifat iddiası bulunduğundan HMK.nun 209.maddesindeki hüküm uyarınca tedbir kararı verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek İİK.nun 72/3.maddesine dayanılarak tedbir kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sırasında mahkemece verilen ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararının süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, davacının keşidecisi olduğu davalı emrine düzenlenen 31.08.2011 keşide tarihli 30.09.2011 vadeli 800.00 TL.lık bononun tahrif edilerek 80.000 TL. haline getirildiği, bu nedenle 79.200 TL.lık kısım için borçlu olunmadığının tespiti ile dava keşinleninceye kadar 6100 sayılı HMK gereğince teminatsız tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece tensiple birlikte HMK.nun 209 ve devamı maddelerindeki koşullar oluşmadığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, İİK.nun 72/3.maddesi uyarınca %15 teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklısına ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilmiş, bu ara karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bonoda tahrifat iddiası bulunduğundan HMK.nun 209.maddesindeki hüküm uyarınca tedbir kararı verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek İİK.nun 72/3.maddesine dayanılarak tedbir kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle 18.11.2011 tarihli yerel mahkemenin takibin teminatsız olarak durdurulması talebinin reddine ilişkin kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/16983

K. 2012/8706

T. 20.3.2012

• İMZA İNKARI ( Kambiyo Senedine Dayalı Haciz Yoluyla Takip/Takibin İptali Talebi - Davacının Aynı Zamanda Menfi Tespit Davası ve Sahteciliğe İlişkin Kamu Davası da Açtığı/Senedin Herhangi Bir İşleme Alınmamasına Karar Verilerek Takibin Durdurulacağı )

• KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS HACİZ YOLU İLE TAKİP ( İmza İnkarına Dayalı Takibin İptali Talebi - Davacının Aynı Zamanda Menfi Tespit Davası ve Sahteciliğe İlişkin Kamu Davası da Açtığı/Senedin Herhangi Bir İşleme Alınmamasına Karar Verilerek Takibin Durdurulmasına Hükmedileceği )

• SAHTECİLİK DAVASI ( İmza İnkarına Dayalı Takibin İptali Talebi - Davacının Aynı Zamanda Menfi Tespit Davası ve Sahteciliğe İlişkin Kamu Davası da Açtığı/Senedin Herhangi Bir İşleme Alınamayacağı )

• MENFİ TESPİT DAVASI ( İmza İnkarına Dayalı Takibin İptali Talebi - Davacının Aynı Zamanda Menfi Tespit Davası ve Sahteciliğe İlişkin Kamu Davası da Açtığı/Senedin Herhangi Bir İşleme Alınamayacağı )

6100/m.209

ÖZET : Borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmış, 10 örnek ödeme emri tebliği üzerine, borçlu vekili takip dayanağı senetteki imzanın müvekkili tarafından başka bir amaçla atılmış olduğunu, bu imzanın çalışanı tarafından kullanılarak bilgisayar ortamında takip dayanağı bononun oluşturulduğunu belirterek borca itiraz etmiş, takibin iptalini istemiştir.
Borçlu icra mahkemesine bu başvurusu dışında menfi tespit davası açmış olup, ayrıca takip dayanağı bono hakkında dava dışı lehtar ile alacaklı hakkında Ceza Mahkemesi'nde sahtecilik suçu kapsamında kamu davası bulunduğu da görülmektedir. Bu durumda anılan konuda bir karar verilinceye kadar, senet herhangi bir işleme esas alınamaz. Takibin durdurulmasına karar verilmelidir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- Temyiz dilekçesi veren L. E.'in dosyada taraf sıfatı olmayıp temyiz isteminde bulunamayacağından temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE;
3- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmış, 10 örnek ödeme emri tebliği üzerine, borçlu vekili takip dayanağı senetteki imzanın müvekkili tarafından başka bir amaçla atılmış olduğunu, bu imzanın çalışanı tarafından kullanılarak bilgisayar ortamında takip dayanağı bononun oluşturulduğunu belirterek borca itiraz etmiş, takibin iptalini istemiştir.
Borçlu icra mahkemesine bu başvurusu dışında İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/592 esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açmış olup, ayrıca takip dayanağı bono hakkında dava dışı lehtar ile alacaklı hakkında İzmir 7.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2010/162 sayılı dosyasında sahtecilik suçu kapsamında kamu davası bulunduğu da görülmektedir. Bu durumda 6100 Sayılı HMK 209/1 maddesi uyarınca, anılan konuda bir karar verilinceye kadar, senet herhangi bir işleme esas alınamaz. İcra takibinin yukarıda yer verilen madde doğrultusunda durdurulması gerekirken, istemin imza itirazı olarak vasıflandırılıp, imza incelemesi yapılarak İİK.nun 170/3. maddesi gereğince sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta takibin durdurulması kararı verildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda 3 nolu bentte yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 438. maddeleri uyarınca ( ONANMASINA ), 18.40 TL onama harcının mahsubuna, bakiye 2,75 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 20.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın Luck,

Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim.Fakat açtığımız menfi tespit davasında ilgili HMK maddesini ileri sürsekse de hakim şaşırıcalacak bir şekilde HMK'nın genel kanun olduğunu ve İİK 72/3'ün uygulama alanı bulacağını dile getirip bizden teminat talep etmiştir. yanıtınızda vermiş olduğunuz yargıtay kararlarını biz de ek olarak sunmamıza rağmen bu yönde bir karar verdi.

CMK 128'e dayanıp senede dolandırıcılık suçu nedeniyle el konulmasını sağlayıp, ardından da takibe dayanak senede el konulduğu için satışı durdurma imkanı var mı diye bir düşünceye girmişsek de bu konuda kararsızım.

Başka alternatif bir satışı durdurma imkanımız varsa ve bu konuda bilgilendirirseniz tekrar ve tekrar müteşekkir, olurum.

Saygılarımla.
Old 26-02-2014, 14:59   #5
Luck

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.ayverdi
CMK 128'e dayanıp senede dolandırıcılık suçu nedeniyle el konulmasını sağlayıp, ardından da takibe dayanak senede el konulduğu için satışı durdurma imkanı var mı diye bir düşünceye girmişsek de bu konuda kararsızım.

Sayın av.ayverdi,

Gerçekten hâkimin bu yönde bir görüşe sahip olmasını anlamakta zorlanıyorum. Özellikle HMK öncesi, bilirkişi incelemesi safhasında tedbiren takibi durduran hâkimler, bugün HMK bu durma anını davanın başına çekti diye bir anda HMK genel kanun görüşünü benimsediler..

Yukarıda belirttiğiniz yol ile de takibi durdurabileceğinizi zannetmiyorum. Zira, senet aslının savcılıkta olduğu bazı dosyalarda, savcılıktan onaylı örnek ile ve istendiğinde aslının savcılık tarafından gönderilmesi suretiyle takip başlatıldığını duymuştum. Bu nedenle, zaten takip kesinleşip, incelemeler yapıldıktan sonra senet aslının dosyada olmamasından bir şey çıkacağını zannetmiyorum.

Yukarıdaki içtihatlar doğrultusunda muhtemelen hakimin kararı bozulacak, ama satış gerçekleşmiş olacak ve siz de sebepsiz zenginleşme davası açmak zorunda kalacaksınız gibi görünüyor. Yerinizde olsam hâkimin sorumluluğu hükümlerini de işleterek Devlet'e karşı da tazminat davası açardım.

Saygılarımla,
Old 06-03-2014, 21:23   #6
av.arpay

 
Varsayılan

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :



Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlanıldığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesinde borca ve imzaya itiraz ettiği, alacaklı hakkında İstanbul 4.Ağır Ceza Mahkemesi'nde resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılıktan dava açıldığını, ayrıca İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi'nde de sahtecilik iddiasına dayalı menfi tespit davasının derdest olduğunu ileri sürerek takibin iptali talep ettiği anlaşılmıştır.



İstanbul C.Başsavcılığı'nın 20.02.2012 tarihli iddianamesiyle alacaklı ve bonoyu imzaladığı iddia edilen N.. K..hakkında borçlunun şikayetçi üzerine resmi evrakta sahtecilik suçundan cezalandırılmaları talebi ile Ağır Ceza Mahkemesi'ne kamu davası ile İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi'nden alınan derkenarda da mahkemenin 2012/40 esas sayılı dosyasında sahteciliğe dayalı menfi tespit davasının bulunduğu belirlenmiştir.



6100 Sayılı HMK. nun 209/1. maddesinde; "Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme tabi tutulamaz" düzenlemesi yer almaktadır. Bu maddeyi kapsamı itibari ile ikiye ayırmak gerekir. Bunlardan birincisi senetteki imzanın inkar edilmesi, diğeri ise yazının inkarıdır.



Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde, imzaya itiraz, İcra ve İflas Kanunun 170.maddesinde açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, aynı takipler yönünden yazının sahteliği iddiası konusunda aynı kanunda özel bir hüküm mevcut değildir. İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir.



Buna göre imzaya itiraz İcra ve İflas Kanununda özel olarak düzenlendiğine göre anılan itiraz hakkında bu kanunun 170.maddesinin uygulanması zorunlu olduğundan, imzanın inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan 6100 Sayılı HMK. nun 209.maddesinin uygulama yeri yoktur.



Ne var ki sahtelik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması durumu İcra ve İflas Kanununda özel bir düzenleme bulunmadığından sorunun çözümü için 6100 Sayılı HMK. nun 209.maddesinin uygulanması gerekecektir.



İmzaya itiraz hakkında uygulanması gereken İİK. nun 170/1.maddesi uyarınca itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz.



Şu hale göre kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine konu edilen senedin imza inkarı nedeni ile sahteliğinin iddia edilmesi halinde İİK. nun 170/1.maddesi uyarınca satış dışında hiçbir takip işlemi durmaz.



Ancak sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayanması halinde ise 6100 Sayılı HMK. nun 209/1.maddesinin amir hükmü gereği icra takibi olduğu yerde durur. Bunun için sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü Cumhuriyet Savcılığı ya da mahkemece ayrıca tedbir kararı verilmesi gerekmez. Borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce anılan madde uyarınca sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması gerekir. İcra müdürünün kararının taraflarca İİK. nun 16/2.maddesi uyarınca süresiz şikayet konusu yapılabileceği tabidir. Öte yandan borçlu tarafından doğrudan icra mahkemesine başvurulmasına da yasal engel olmadığı gibi, hakim, 6100 Sayılı HMK. nun 209/1.maddesini re’sen nazara almalıdır.



Pek tabidir ki mahkemece sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayandığının belirlenmesi halinde takip hukukunun özelliği ve ivedi karar verilmesi gerekliliğinin bir sonucu olarak, sahtelik davası bekletici mesele yapılmadan, sahtelik davasında karar verilinceye kadar icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekir.



O halde mahkemece yukarıda yapılan açıklama ve ilkeler doğrultusunda ceza ve menfi tesbit davaları iddiası değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu talebin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.



SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
icra takibinin iptali-yeni takip avgubse Meslektaşların Soruları 1 21-06-2011 12:03
önceden ödenmiş bir senedin banka dekontlarını icra'ya konulmuş başka bir senedin ödemesi gibi göstermek av.rahsan Meslektaşların Soruları 9 23-04-2011 17:40
ortak olduğu şirkete senet verilmesi,senedin yurt dışında düzenlenmiş olması, av.aybeg Meslektaşların Soruları 2 05-08-2010 12:57
şirket ortaklığının borçlu olduğu senedin icra takibi buketoz Meslektaşların Soruları 3 21-03-2007 22:06
Icra takibinin durdurulmasi ve Alacaktan Feragat umutlaw Meslektaşların Soruları 11 28-02-2007 11:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06121302 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.