Almanya'da boşanma davasının,Türk vatandaşı ilk eşten olan çocuk için sonuçları

Merhaba Sayın Meslektaşlarım,
Bir konuda acil olarak yardımınıza ihtiyacım var.
Müvekkil Türk vatandaşı bir bayan eşi ise Türk kökenli bir Alman vatandaşı.Ortak çocukları olmamakla beraber,müvekkilin Türkiye'de yapmış olduğu ilk evlilikten 16 yaşında bir kız çocuğu var.
Bayram tatili için Türkiye'ye gelen müvekkile,eşi boşanmak için geçmesi gereken 1 yıllık ayrılık süresini başlatmak amacıyla başvurduğunu söyleyerek kızını getirmemesini ,çünkü 2 ay sonra başvurusu yüzünden kızın sınırdışı edilebileceğini beyan ediyor.Müvekkilin kızı 1 yıldır Almanya da bir okula devam etmekte ve öğrenim hayatını orada devam ettirmek istiyor kaldı ki Türkiye ye döndüğünde sene kaybı yaşayacağı da aşikar bir durum.Bildiğin kadarıyla Almanya da eşler 1 yıl ayrı kaldıktan sonra boşanma davası açılıyor.Sorum ise müvekkilin kızının sınırdışı edilme olasılıpı nedir?Müvekkil de boşanmak istiyor ancak nafaka ve kızının okul durumu yüzünden savayı uzatmak isteyebilir,ne yapmalıyız?
Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler...Acil olarak cevap verirseniz sevinirim

Sayın insomnias,

kızın oturma müsaadesi, velayet hakkı sahibi olan anneye bağlıdır, üvey babaya değil. Annenin oturma müsaadesi konusunda herhangi bir bilgi verirseniz, ben veya başka bir katılımcı, kızın boşanmadan sonraki durumu hakkında bir bilgi verebilir.

...kızını getirmemesini ,çünkü 2 ay sonra başvurusu yüzünden kızın sınırdışı edilebileceğini beyan ediyor... ifadesi benim düşünceme göre bir hikaye sadece.

Saygılarımla

Sayın Meslektaşım,

Sayın Gemici'nin yazdığı gibi müvekkilinizin kızı büyük ihtimal annesine bağlı olarak (velayeti annesinde olduğu için) Almanya'da oturum hakkı almıştır. Büyük ihtimal müvekkiliniz ilk eşinden boşandığında kızının velayeti kendisine verilmiştir. Müvekkiliniz Almanya'daki eşiyle evlenip aile birleşim vizesi ile Almanya'ya geldiğinde velayeti altındaki kızını da kendisi ile birlikte Almanya'ya getirmiştir. Müvekkiliniz eski düzenlemeye göre en az 2 yıl, yeni düzenlemeye göre en az 3 yıl Almanya'daki eşiyle aynı ikametgahta kalmışsa eşinden boşansa bile ondan bağımsız oturum hakkı alabilir. Bu durumda müvekkilinizin velayeti altındaki çocuğunun da oturum hakkına halel gelmeyecektir.

Saygılarımla

Bizim de yurtdışı işlemlerle ilgili bir sıkıntımız var. Müvekkil (bayan), eşinden Danimarkada boşanmış ama eşi Türkiyede tanıma davası değil de boşanma davası şeklinde davayı açmış ve davada geç bitmiş, haliyle nüfusa geç işlenmiş. Danimarkadaki boşanmadan sonra 2.evliliğini yapan ve çocuğu olan müvekkile, şimdi çocuğunu kaydettiremiyor. Çünkü ilk evliliğinin resmiyette devam ettiği tarihte çocuk dünyaya geldiği için ilk eşinin çocuğu olarak kaydının yapılacağı engeliyle karşılaşmış. Böyle bir durumda, çocuğunu sonradan gerçek babasının nüfusuna kaydetmek içim gerekli davayı açması için her eşinin de (bu arada 2.eşten de ayrılmı) vekalet vermeyecekleri gibi yurtdışında olmaları nedeniyle davayı sürüncemede bırakacakları ve çok sıkıntı çıkaracaklarını söylüyor. Çocuk hala kayıtsız olduğu için pasaportunu alamıyor ve Türkiyeye bu sebeple gelemiyor. Danimarkadaki mahkeme kararına Türkiyede Tanıma Davası açılsaydı, boşanma tarihi olarak yurtdışındaki kararın tarihi esas alınacağından, bu sıkıntı yaşanmayacaktı. Böyle bir durumda başka çözüm yolu yok mu?

Merhaba Sayın Meslektaşım,

Bence müvekkilinizin Danimarka'da boşandığı eşinin Türkiye'de açıp sonuçlandırdığı davaya karşı HUMK 445 hükmüne göre yargılamanın iadesi (iadei muhakeme) davası açın. Usulü hükümler imkan veriyormu bilmiyorum ama aynı dava ile birlikte Danimarka Aile Mahkemesinden alınan boşanma kararının da tanınmasını talep edin veya tanıma davasını ayır bir dava açarak iadei muhakeme davası ile birleştirilmesini veya bu dava için bekletici mesele yapılmasını talep edin. Somut deliliniz Danimarka Aile Mahkemesinin kesinleşmiş boşanma kararıdır. Diğer haklı gerekçelerinizi de dilekçenize yansıttığınızda, kesin hükmü bağlanmış bir yabancı mahkeme boşanma kararı olmasına rağmen, sonradan usulsüz yollarla alınan Türkiye'deki boşanma kararını ortadan kaldırabilirsiniz. Tanıma davası ile boşanma tarihi olarak Danimarka Aile Mahkemesinin vermiş olduğu kesinleşmiş boşanma kararındaki tarihi Türk nüfus kayıtlarına işlettirebilirsiniz. Bu aşamadan sonra müvekkiliniz yaptığı 2. evliliği Türk konsolosluğunun evlenme birimine bildirir. Müvekkilinizin çocuğu eğerki Danimarka Aile Mahkemesinin vermiş olduğu kesinleşmiş boşanma kararından sonraki 300 gün içinde (iddet müddeti) doğmamışsa yapılan 2. evlilikteki eşin kütüğüne kaydolur. Sözkonusu çocuk iddet müddeti içinde doğmuşsa o zaman müvekkilinizin veya ilk eşinin bu çocuğun nesebinin tashihi için dava açması gerekir.

Saygılarımla

Sayın Akgül,cevabınız için tşk ederim. Şöyle çekincelerim var; Yargılanmanın iadesinde amaç kabaca, yanlış verilmiş kararın, hükme etki edecek ve yargılama aşamasında mevcut olmayan delillerle hükmün düzeltilmesini sağlamaktır. Ortada yanlış verilmiş bir karar yok, boşanma davası açılmış ve kabulüne karar verilmiş. Boşanma davasında usulden veya esastan bir yanlışlık bulunmamakta.Yargılamanın iadesine konu olur mu tereddütlüyüm. Bir de şöyle bir sorun var, biliyorsunun iskandinav ülkelerindeki boşanma kararlarında bizdeki gibi kesinleşme şerhi bulunmamakta. Türkiye'de açılacak Tanıma Davası için yabancı mahkeme kararında kesinleşme şerhi olma zorunluluğu arandığından, tanıma davası açma imkanı da kalmıyor. Bilmiyorum, bu çekincelerim yersiz mi? Vardır elbet bir çözüm yolu!

Sayın meslektaşım,

İskandinav ülkelerindeki mahkemelerce verilen boşanma kararlarında kesinleşme şerhinin bulunmadığı konusu ilk kez duymaktayım. Bir yabancı mahkeme boşanma kararının Türkiye'de tanıtılabilmesi için gerekçeli, kesinleşmiş ve Aposttile şerhi eklenmiş olması gerektiği bizim kanuni düzenlemelerimize göre zorunlu unsurlar.

Saygılarımla

Kesinlesme serhi soyle konulmamistir ki iki taraf tek celsede anlasmislar bir protokol hazirlanmis aslinda o protokol ve eki bir kesinlesme anlamindadir metni okudugunda ve duzgun ceviri yapildiginda anlasilacaktir.

Danimarka`da boşanma işlemlerinin kendine has bir özelliği var. AB nin tek ülkesi olarak Danimarka 2201/2003 sayılı tüzüğü imzalamamıştır. Söz konusu tüzük özel hukuk ve ticaret hukuku alanındaki mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi ile ilgilidir.

Danimarka da boşanma kararları mahkemeler tarafından değil bu işle görevli resmi daireler tarafından gerçekleştirilir. Danimarka boşanma kararlarının en başta gelen özelliklerinden birisi, tarafların ikisinin de Danimarka'da oturması durumunda, tarafların milli hukuklarının değil, Danimarka hukukunun uygulanmasıdır. Bunun anlamı Danimarkada oturan Türk vatandaşı bir çiftin boşanması durumunda Danimarka hukukunun uygulanacak olmasıdır. Tanıma ve tenfiz için boşanmada Türk hukukunun uygulanması gerektiğini öngören hukukumuzun bu türden bir boşanmayı tanıması ve tenfizi hukukuen söz konusu olamaz benim düşünceme göre. Tanınsa bile tanıma kıstaslarının diğer ülke kararlarına oranla daha değişik olması gerekir.
Yargıtay'ın alttaki linkten ulaşılabilecek Brüksel Asliye Mahkemesi(Belçika) hakkındaki kararı sırf fikir verme konusunda faydalı olabilir. Kararın kesin karar vasfını taşımayan Danimarka boşanma kararına uygulanma olanağı yok bence. Alman mahkemeleri belirli koşullar altında Danimarka'dan alınmış bir boşanma kararının tanınabileceğini öngörüyor.

http://www.e-akademi.org/incele.asp?...er/karar-8.htm

Türkiye ile Danimarka arasında konu hakkında ikili bir anlaşma olup olmadığını bilemiyeceğim. Konuyu en iyi şekilde Adalet Bakanlığı cevaplandırır düşüncesindeyim.

Saygılarımla

Tüm yanıt veren saygıdeğer meslektaşlarıma teşekkür ederim.

Danimarka 1961 anlasmasina taraftir, her ne kadar bosanma belgeleri görevli resmi daireler tarafindan verilsede bunlar tercüme edilebilir daha sonra APOSTILLE yapilir Türk konsolosluk tarafindan onaylatilir Türkiye de tanima ve tenfiz davasi acilmak suretiyle diger islemler tamamlanir.