Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bakiye İlam Harcının Tahsili ve gecikme zammı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-12-2011, 00:11   #1
Hak Hukuk

 
Varsayılan Bakiye İlam Harcının Tahsili ve gecikme zammı

Bakiye ilam harcına gecikme zammı işletileceğine dair bir hüküm kanunlarımızda yer almakta mıdır? Bilgi ve düşüncesini paylaşacaklara şimdiden teşekkürler.
Old 17-12-2011, 09:21   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hak Hukuk
Bakiye ilam harcına gecikme zammı işletileceğine dair bir hüküm kanunlarımızda yer almakta mıdır? Bilgi ve düşüncesini paylaşacaklara şimdiden teşekkürler.

492 S.K. m.28/a: " (1) sayılı tarifede yazılı nispî harçlar aşağıdaki zamanlarda ödenir :

a) Karar ve ilam harcı,

Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenir. Şu kadar ki, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır. Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez..."

6183 S.K. m.51: "Amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 1,40 oranında gecikme zammı tatbik olunur. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir..."

Danıştay 9. Daire, 15.11.2006 T., Esas: 2005/3936, Karar: 2006/4415: "... Mahkemelerce harç tahsil müzekkeresinin vergi dairesi müdürlüğüne gönderilmesi üzerine 6183 sayılı Kanunun 37. maddesi uyarınca idarece mükelleflere usulüne uygun bir tebligat yapılarak bir aylık ödeme süresi verilmesi ve bu sürenin sonunda harcın ödenmemesi halinde gecikme zammı uygulanması gerekmektedir.

Olayda ise, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin gönderdiği harç tahsil müzekkeresi üzerine vergi dairesi müdürlüğünce davacı Kurum'a bu borcu ile ilgili olarak bir tebligat yapılıp, bir aylık ödeme süresi verilmeden ilam harcının tahsil edildiği görülmüş olup, bu durumda, ortada vadesinde ödenmemiş bir amme alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, ilam harcına gecikme zammı uygulanmasında isabet görülmemiştir..."

492 S.K. m.37: "Amme alacakları hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödenir.

Hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş âmme alacakları Maliye Vekâletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödenir.

Bu ödeme müddetinin son günü âmme alacağının vadesi günüdür. Amme borçlusu isterse borcunu belli zamanlardan önce ödeyebilir."

Saygılar...
Old 18-12-2011, 19:46   #3
Hak Hukuk

 
Varsayılan

Eskiden bakiye ilam harcı ödenmedikçe ilam taraflara verilemiyor ve icraya konamıyordu. Karar verildikten 2 ay sonra Yazı İşleri Müdürü Vergi Dairesine, bakiye ilam harcının davayı kaybedenden tahsili için Harç Tahsil Müzekkeresi yazıyordu. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin diyelim 7 yıl sonra davalı veya davacı bu harcı ödemeye gittiğinde kendisinden sadece harcın aslı alınıyordu; herhangi bir gecikme zammı veya faiz alınmıyordu. Son birkaç yıldır bu uygulama değişti ve muhatabından harç aslı yanında gecikme zammı da alınmaya başlandı.Bu konuda herhangi bir yasal değişiklik söz konusu değil, yani 6183 sayılı AATUHK eskiden de şimdiden de benzer hükmü taşıyordu.Fakat eskiden gecikme zammı alınmıyordu, şimdi alınıyor.
Old 02-02-2012, 00:16   #4
Hak Hukuk

 
Varsayılan

25 Mart 2007 PAZAR
Resmî Gazete
Sayı : 26473
DANIŞTAY KARARLARI
Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanlığından:
______________
Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanlığından:
EsasNo: 2004/3936
Karar No: 2006/4415
Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcılığı
Davacı:TETAŞ Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A. Ş.
Vekili:Av. Seda Alagün
İnönü Bulvarı No:27 KLMN Blok K:5 - Bahçelievler/ANKARA
Davalı:Yeni Vergi Dairesi Müdürlüğü - ANKARA
İstemin Özeti:Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 14.3.2003 tarih ve E:2002/801, K:2002/125 sayılı kararıyla hükmedilen ilam harcının vadesinden sonra ödendiğinden bahisle davacı Kurum'dan tahsil edilen gecikme zammının yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, davacı Kurumun Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce hükmedilen ilam harcını yasal süresinde ödememesi üzerine anılan Mahkemece 31.5.2002 tarih ve 2002/57 sayılı harç tahsil müzekkeresi düzenlenerek harcın tahsili için davalı idareye gönderildiği, davalı idarece gerekli ilan işleminden sonra 15.8.2002 tarihinde toplu tahakkuk ettirildiği, tahakkuk tarihinden itibaren bir aylık ödeme süresi içerisinde ödenmeyen harç için 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre cebri tahsil takip işlemlerine başlanılacağının bir yazı ile davacı Kuruma bildirilmesi üzerine davacı Kurumun 3.10.2002 tarihinde ilam harcını gecikme zammı ile birlikte ödediğinin anlaşıldığı, bu durumda yasal süresinde ilgili Mahkemeye, daha sonra da tahakkuku yapan davalı idareye vadelerinde ödenmeyen ilam harcı için tahsil edilen gecikme zammında isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden Ankara 1. Vergi Mahkemesi'nin 20.2.2003 tarih ve E:2002/924, K:2003/123 sayılı kararını; davacı Kuruma borcu ile ilgili olarak usule uygun bir tebligat yapılmadan, harcın tahsili sırasında davacı Kurumdan gecikme zammı tahsilinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozan Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin 18.9.2003 tarih ve E:2003/2409, K:2003/2865 sayılı kararının düzeltilmesi isteminin, kararının verildiği tarihten itibaren iki aylık süre içinde ödenmeyen ilam harcı için tahsil edilen gecikme zammının yasal olduğu gerekçesiyle kabulüne ve Ankara 1. Vergi Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararının onanmasına ilişkin Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin 3.3.2004 tarih ve E:2004/488, K:2004/609 sayılı kararının, davacı Kurum tarafından kanun yararına bozulması istenilmektedir.
Danıştay Başsavcılığı'nın Kanun Yararına Bozma İstemi: Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.3.2003 tarih ve E:2002/801, K:2002/125 sayılı kararıyla hükmedilen ilam harcının, vadesinden sonra ödendiğinden bahisle davacı Kurumdan tahsil edilen gecikme zammının, faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davayı reddeden Ankara 1.Vergi Mahkemesinin 20.2.2003 tarih ve E:2002/924, K:2003/123 sayılı kararının onanmasına ilişkin Ankara Bölge İdare Mahkemesince verilen 3.3.2004 tarih ve E:2004/488, K:2004/609 sayılı kararın; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek davacı Kurum tarafından kanun yararına bozulması istemi üzerine konu incelendi.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51 inci maddesinde, bölge idare mahkemesi kararlarından niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.3.2002 tarih ve 2002/125 sayılı kararla davacı Kurum aleyhine ilam harcına hükmedildiği, harcın 2 aylık süre içinde ödenmemesi üzerine adı geçen Mahkemece 31.5.2002 tarih ve 2002/57 sayılı harç tahsil müzekkeresi düzenlenerek ilgili vergi dairesi müdürlüğüne gönderildiği, vergi dairesince 6.8.2002 tarihinden itibaren 10 gün süre ile ilan edilerek 15.8.2002 tarihinde ilam harcının tahakkuk ettirildiği ve süre verilmeksizin harcın ödenmesi istemini içeren tarihsiz bir yazının davacı Kuruma 23.9.2002 tarihinde tebliği üzerine 3.10.2002 tarihinde de ilam harcı ile birlikte gecikme zammı tahsil edildiği, tahsil edilen bu zammın yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle davacı Kurum tarafından açılan davanın Ankara 1. Vergi Mahkemesince yukarıda sözü edilen kararla, yasal süresinde ilgili Mahkemeye, daha sonrada tahakkuku yapan davalı vergi dairesine vadelerinde ödenmeyen ilam harcı için tahsil edilen gecikme zammında yasalara aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği ve bu kararın, Ankara Bölge İdare Mahkemesince kanun yararına bozulması istenilen söz konusu kararla onandığı anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37 nci maddesinde, amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarında ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Bakanlığınca belirlenecek usule göre yapılacak olan tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu, 55 inci maddesinde ise amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir "ödeme emri" ile tebliğ olunacağı belirtilmiş, aynı Kanunun 51 inci maddesinde de amme alacağının müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için gecikme zammı uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu maddelere göre amme alacağının vadesinde ödenmemesinin bir yaptırımı olan gecikme zammının uygulanabilmesi için alacağın doğmasının yanı sıra vadesinin mükellef tarafından bilinmesi ve vade sonunda da alacağın ödenmemiş olması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanununun "nispi harçlarda ödeme zamanı" başlıklı 28/a maddesinde, karar ve ilam harçlarının dörtte birinin peşin, geri kalanının ise kararın verilmesinden itibaren 2 ay içinde ödeneceği, karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilamın verilmeyeceği, 37 nci maddesinde, bu Kanunda ödeme zamanı gösterilen harçlardan süresinde ödenmeyenlerin ilgili mahkeme ve daireler tarafından sürenin sonundan itibaren onbeş gün içinde bir yazı ile o yerin vergi dairesine bildirileceği ve harçların vergi dairesince tahsil olunacağı belirtilmiştir. Gerçi 492 sayılı Kanunun 28/a maddesinde ilam harcının ödenmesi için 2 aylık süre öngörülmüş ise de, bu hüküm mahkeme kararının tebliğinden önce harcın tahsilini sağlamaya yönelik olup, ilam harcının vadesini belirleyen bir nitelik taşımamaktadır.
Bu durumda , 492 sayılı Kanunun 28/a maddesinde öngörülen 2 aylık süre içinde ödenmeyen nispi ilam harcının, 6183 sayılı Kanunun genel hükümleri çerçevesinde tahsili yoluna gidileceğinden, Kanunun 37. maddesine göre vergi dairelerince öncelikle mükelleflere bir bildirim yapılarak borçlarını ödemeleri için bir aylık süre verilmesi suretiyle alacağın vadesinin belirlenmesi ve bu süre içinde amme alacağının ödenmemesi halinde de gecikme zammı uygulanması gerekmektedir.
Olayda yukarıda belirtilen usule uygun biçimde bir aylık ödeme süresi verilmeden davacı Kurumdan tahsil edildiği anlaşılan ilam harcının, vadesinde ödenmediğinden söz edilemeyeceğinden, ilam harcına gecikme zammı uygulanmasında ve gecikme zammının iadesi istemini reddeden Mahkeme kararının onanmasına ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında kanuna aykırılık açıktır.
Belirtilen nedenlerle hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılan Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 3.3.2004 tarih ve E:2004/488 K:2004/609 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51 inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Konuyu temyizen Yüksek Dairenizin takdir ve kararına saygı ile sunarım.
Tetkik Hakimi Güneş Kurtoğlu Karacık'ın Düşüncesi: 6183 sayılı Kanunun 51. maddesinin, ödeme zamanına ilişkin 37. maddesi ile birlikte incelenmesinden; amme alacağına gecikme zammının uygulanabilmesinin, harç alacağının doğmuş olması, vadesi ile miktarının mükellef tarafından bilinmesi ve vadenin sonunda da ödenmemesine bağlı olduğu sonucuna varıldığından, vadesi ve miktarı mükellef tarafından bilinmeyen ilam harcı için, bir aylık süre verilmeden gecikme zammı hesaplanmasında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteminin kabulü gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin 3.3.2004 tarih ve E:2004/488, K:2004/609 sayılı kararının Danıştay Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilerek bozulmasının istenilmesi üzerine işin gereği görüşüldü:
İstem; davacı Kurumdan tahsil edilen gecikme zammının faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davayı reddeden Ankara 1. Vergi Mahkemesi'nin 20.2.2003 tarih ve E:2002/924, K:2003/123 sayılı kararının onanmasına ilişkin Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin 3.3.2004 tarih ve E.2004/488, K:2004/609 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden, Aktaş Elektrik A. Ş. tarafından Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde davacı Kurum'a karşı açılan davanın, 14.3.2002 tarihinde davacı Kurum aleyhine sonuçlandığı ve 2002/125 sayılı kararla davacı Kurum'dan 45.266.753.370 TL ilam harcının alınmasına hükmedildiği, harcın iki aylık süre içinde ödenmemesi üzerine Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce 31.5.2002 tarih ve 2002/57 sayılı harç tahsil müzekkeresi düzenlenerek davalı idareye gönderildiği, davalı idarece 6.8.2002 tarihinden itibaren on gün süre ile ilan edilerek 15.8.2002 tarihinde ilam harcının tahakkuk ettirildiği , harcın ödenmesi istemini içeren tarihsiz bir yazının davacı Kurum'a 23.9.2002 tarihinde tebliği üzerine 3.10.2002 tarihinde de ilam harcı ile birlikte gecikme zammının tahsil edildiği, tahsil edilen bu gecikme zammına karşı davacı Kurum tarafından; ''kendilerine herhangi bir tebligat yapılarak ödeyecekleri harç miktarı bildirilmeden, bu harca dayanılarak gecikme zammı hesaplanamayacağı, ilam harcının hesaplandığı Mahkeme kararının 14.10.2002 tarihinde tebliğ edildiği, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28/a maddesinde yer alan -kararın verilmesinden itibaren- ifadesinin, gerekçeli kararın taraflara tebliği biçiminde anlaşılmasının gerektiği" iddialarıyla açılan davanın Ankara 1. Vergi Mahkemesi'nce reddedildiği, bu kararın kanun yararına bozulması istenilen Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayıları belirtilen kararı ile onandığı anlaşılmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun "Ödeme Zamanı ve Önce Ödeme" başlıklı 37. maddesinde; amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak olan tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu, aynı Kanunun ''Ödeme Emri'' başlıklı 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, "Gecikme Zammı, Nispet ve Hesabı" başlıklı 51. maddesinde de; amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için gecikme zammı tatbik olunacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda belirtilen 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi hükmünden gecikme zammının amme alacağının vadesinde ödenmemesinin bir müeyyidesi olduğu, amme alacağına gecikme zammının uygulanabilmesi için öncelikle alacağın doğması, vadesinin ve miktarının mükellef tarafından bilinmesi ve vade sonunda alacağın ödenmemiş olması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda , vadenin başlangıcı , amme alacağının geç ödenmesi halinde istenecek olan gecikme zammı yönünden önem arz etmektedir.
Diğer taraftan , 492 sayılı Harçlar Kanununun nisbi harçlarda ödeme zamanını belirleyen 28/a maddesinde, karar ve ilam harçlarının dörtte birinin peşin, geri kalanının kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödeneceği karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilamın verilemeyeceği, "süresinde ödenmeyen harçlar" başlıklı 37. maddesinde de, bu Kanunda ödeme zamanı gösterilen harçlardan süresinde ödenmeyenlerin, ilgili mahkeme ve daireler tarafından sürenin sonundan itibaren onbeş gün içinde bir yazı ile o yerin vergi dairesine bildirileceği ve harçların vergi dairesince tahsil olunacağı belirtilmektedir. Yukarıda açıklanan 28/a madde hükmündeki "karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilamın verilmeyeceği" yolundaki ibare, kararın tebliğinden önce ilam harcının tahsilini sağlamak amacıyla getirilmiş olup, ilam harcının vade başlangıcını tesbit eden bir hüküm niteliğinde değildir. Genelde uygulamada kısa kararın mahkemedeki duruşmada açıklanması sırasında açıklanan kararın harcının ne kadar olduğu çoğu durumlarda henüz hesaplanmamış olduğu için bilinmemekte, borçlu olunan bu meblağ ancak gerekçeli kararın mahkemece hazırlanıp yazılması, kararın tebliğe çıkarılacak hale gelmesi ile açıklığa kavuşmaktadır. Kararın hazırlanması, tebliğe çıkarılacak hale gelmesi tarihlerinin tesbiti tam olarak mümkün olamayacağı gibi bu tarihin, davanın tarafları olan kişilerce de bilinmesi imkansız olduğundan, vade tarihinin başlangıcının belirlenmesi gerekmektedir.
Bütün bu açıklamalar karşısında, Mahkemelerce harç tahsil müzekkeresinin vergi dairesi müdürlüğüne gönderilmesi üzerine 6183 sayılı Kanunun 37. maddesi uyarınca idarece mükelleflere usulüne uygun bir tebligat yapılarak bir aylık ödeme süresi verilmesi ve bu sürenin sonunda harcın ödenmemesi halinde gecikme zammı uygulanması gerekmektedir.
Olayda ise, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin gönderdiği harç tahsil müzekkeresi üzerine vergi dairesi müdürlüğünce davacı Kurum'a bu borcu ile ilgili olarak bir tebligat yapılıp, bir aylık ödeme süresi verilmeden ilam harcının tahsil edildiği görülmüş olup, bu durumda, ortada vadesinde ödenmemiş bir amme alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, ilam harcına gecikme zammı uygulanmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcısı tarafından yapılan temyiz isteminin kabulü ve Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin 3.3.2004 tarih ve E:2004/488, K:2004/609 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmesine ve Resmî Gazete'de yayımlanmasına 15.11.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Old 14-02-2013, 21:02   #5
Av.Funda Vural

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım;
Bilindiği üzere mahkeme kararlarını almak için bakiye karar harcını artık ödemiyoruz,ancak bir dosyamda bakiye ilam harcı mahkemece yanlış hesaplanmış,dosyayı temyiz ettik,dosya yargıtaydan bozularak döndü ve harç miktarı düzeltildi,ancak yazı işleri müdürü harç tahsil müzekkeresi düzenleyip vergi dairesine göndermiş,vergi dairesinden müvekkile ödeme emri geldi ödeme emrinde harcın karardaki ilk hali ile ödeme emri düzenlenmiş ,yargıtay bozma kısmı yokmuş gibi.Önce mahkemeye sonra Vergi dairesine yazılı başvuru ile anapara miktarını düzelttirdik ,ancak bu kez de ilk karar tarihinden itibaren gecikme zammı alınması konusunda mahkeme diretti,vergi dairesi de ilk karar tarihinden itibaren gecikme zammı aldı ,ihtirazi kayıtla yatıralım dava açalım dedik,ihitrazi kaydımızı makbuza yazdıramadık,yukarıdaki kararlardan gecikme zammı ödemememiz gerektiğini anlıyorum,zira tarafımıza usulüne uygun bir bildirim yok,dava açacağım gecikme zammmının geri almak için ,ancak ödeme emrinin düzeltilmesini isteyemiyorum ,dilekçe ile napara miktarı düzeltildi ,gecikme zammının iadesi için nasıl bir yol izlemeliyim ?dava açma süresi ve prosedür konusunda yardımlarınızı rica ediyorum , saygılarımla..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
5018 sayılı kanunda kredi ve gecikme zammı tahsili Av.Günes Meslektaşların Soruları 0 25-10-2010 15:12
Gecikme Zammı yeniden belirlenmiştir Muhsin KOÇAK Mali Hukuk Çalışma Grubu 0 19-10-2010 12:00
bağkur borcu (gecikme zammı) avsafran Meslektaşların Soruları 3 20-11-2008 10:35
Su bedeline geçikme zammı. yesm Hukuk Soruları 0 18-07-2008 13:06
Para Cezalarında Gecikme Zammı glossator Meslektaşların Soruları 0 20-02-2003 13:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05613208 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.