Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Yargıtay Kararları

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 4,50 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-07-2006, 22:35   #1
adıge

 
Varsayılan Yargıtay Kararları

Değerli meslektaşlarım,
Pek çoğumuz, Yargıtay'a gidipte onanmasını veya bozulmasını beklediğimiz ve hatta kesin gözüyle baktığımız kararların sürpriz bir şekilde beklentimizin tam tersi bir sonuçla dönmesi gibi bir sonuçla karşılaşmışızdır. Ben Yüksek Yargıtayımızın çok büyük bir iş yükü altında olduğunu bu iş yükünü kaldıracak kapasiteyi çoktan aştıklarının farkındayım. Çıkmasını istediğim ve faydalı olacağına çok inandığım istinaf mahkemelerinin faaliyete geçtiğinde Yargıtayımızın bu yükünü alacağı kesindir. Ancak bu aşamaya gelene kadar Yüksek Yargıtay incelediği dosyalarda (nekadar -miktar açısından- inceleyebilirse) hukuka uygun karar vermek dosyadaki belgeleri iyi incelemek zorunda değil midir? Örneğin, dosyada iki ayrı bilirkişi raporu var ve bu iki rapor birbirini yüzdeyüz teyid ederken yaklaşık dörder sayfadan ibaret her iki raporda konunun uzmanı birer prof bilirkişi varken bu raporlara hiç değinmeden rapordaki gerekçelere katılmama nedenlerini açıklamadan sanki dosyada hiç rapor yokmuş gibi karar yazılabilir mi? Yine taraflardan birinin beyanlarındaki hukuki açıklamalara hiç değinmeden şartlı fiyat teklifi ikrar gibi algılanıp karar yazılabilir mi? Kısacası Yüksek Yargıtayımız dosya içeriğinden bağımsız olarak (Rapora ve/veya taraf beyanlarına ve/veya Mahkemenin gerekçesine neden katılmadığını GEREKÇELENDİRMEDEN) karar yazabilir mi? Ben yukarıdaki örneklerde ve başkaca örneklerde bu gibi durumlarla karşılaştım ve karşılaşan meslektaşlarımlada sohbetlerim oldu. Yargıtayımızın nekadar iş yükü ağır olursa olsun incelediği dosyalarda verdiği kararların gerekçesiz ve yarım sayfadan ibaret kararlar olarak çıkmasını doğru bulmuyor ve kabullenemiyorum. Yargıtayımızn bu konudaki eksikliğini biran evvel farkına varması ve gidermesini ümit ve temenni ediyorum. Bu konuda fikri olan meslektaşlarımı da konuyu tartışmaya davet ediyorum. Saygılarımla,
Old 15-07-2006, 23:09   #2
Tractatus

 
Varsayılan

Konu sadece Yargıtay'dan ibaret değil. Türkiye'deki hakim-savcı açığı ortada. Şu ana 10.000 yeni hakim-savcı alınsa bile bu açık kapanamaz. Hal böyle olunca yerel mahkemelerde, sacılıklarda ve Yargıtay'da görevli hukukçu personel dosyaları incelemekte gerekli özeni gösteremez. Bunu çok normal karşılıyorum. Burda sorumlu olanlar hukuk personeli değil, hukuk personeline taşıyabileceğinden fazla dosya yükü gelmesine rağmen bunun önlemini almayan devlettir.
Old 16-07-2006, 01:19   #3
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Konu tamamen eksik personelden kaynaklanıyor kanaatimce. Hakimlerin sosyal haklarındaki olumsuzluklar hukuk mezunlarını genelde başka tercihlere yönlendiriyor. Yargıtay kararlarındaki gerekçesizlik yine tetkik hakimlerinin iş yükünden kaynaklanan bir durum. Ama arada yine hiç beklemediğim karara 2-3 sayfa gerekçe yazıldığına da şahit olmuyor değilim.

Devlet savunma bütçesine ayırdığının yarısını adalete ayırmadıkça yargıda kalite hayallerimizi sanırım oldukça ertelemeliyiz.

Saygılar...
Old 16-07-2006, 10:07   #4
adıge

 
Varsayılan

Arkadaşlar, ben de çok güzel, kitap gibi yazılmış gerekçeli yargıtay kararlarına rastladım. Ancak sanıyorum herhalde bu tip kararlar tüm dosyalar içinde samanlıktaki iğne kadar yer tutar. Konu bence personel eksikliğinden ibaret değil, mevcut üyeler yaptıkları işten bıkmış buyükü kaldıramaz hale gelmişler. Herhalde birçoğumuz Yargıtay'a mürafaya gitmişizdir. Benim gözlemim şuki burada dosyalara da avukatlara da gerek personel gerekse üyeler tarafından SSK doktoru muamelesi yapılıyor yani bir bezmişlik bıkkınlık görüyorum. Özellikle personel hergün karşılaştıkları yoğunluk karşısında artık özellikle avukatları avukat olarak değilde iş takipçisi görüyor ve ona göre muamele ediyorlar. Üyelerin dosyaları incelerken ki ruh hallerinin de bundan farksız olmadığını sanıyorum. Oysa bence iş yükü nekadar ağır olursa olsun sorumluluk bilinci içinde olan adalet dağıttığını unutmayan hakimlerin atıyorum günde 10 dosya inceliyorsa 5 dosya incelesin ama GEREKÇELİ adam gibi kararlar yazsınlar. Ben burada kimseyi suçlamak değil sistemi nasıl daha olumlu hale getirebilirizin fikirlerini bulmak amacındayım. Selamlar
Old 16-07-2006, 12:42   #5
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Bir arkadaşımın Yargıtayda tetkik hakimliği yapan bir arkadaşından duyduğuna göre günlük dosya inceleme sınırı 50 imiş. Keşke 10 lu sayılarda olsa. Bu adam o 50 dosyayı hangi arada incelesin, hangi arada araştırıp içtihat yaratsında hangi arada gerekçe oluşturup yazdırsın. Çok zor çok.

Saygılar...
Old 28-07-2007, 15:24   #6
galip uğur

 
Varsayılan Yorum Farki !

Çok önemli bir konuya değindiniz. Bu nedenle teşekkür ederim.
Yargıtay'ın iş yükünün çok fazla olduğu konusunda kuşku yok. Ancak çıkan yanlış kararların sadece bu iş yüküne bağlı olduğunu düşünmek safdillik olur kanısındayım. Yargıtay Başkanı Sayın Osman Aslan, Önceki yıl konuşmasında "adli hata"ların olabileceğini vurgulamıştır. Kendisine katılıyorum. Hata her alanda yapılabilir. Ancak hatanın düzeltilme yollarını da açık bulundurmalıyız. Hepimiz biliyoruz ki Yargıtay "Karar Düzeltme" isteklerine sıcak bakmamaktadır. Bu tutumdan vaz geçilmelidir.
Ben şahsen tetkik hakimi olsun, kurul üyesi hakim olsun, hiçbir yargıcın bilerek ve isteyerek kişisel iradeleriyle yanlış karar vermek isteyeceklerini düşünmüyorum. Ancak bir gerçek var ki insanlar Yargıtay'a yerel mahkemenin verdiği kararı beğenmedikleri için giderler. Burada büyük görev tetkik hakimlerine düşüyor. Öncelikle yerel mahkeme kararının beğenilebilirliği incelenmelidir. Daha sonra da hazırladıkları layihayı izlemeleri gerekir. Karar taraflara tebliğ aşaması dahil hiçbir aşamada "bozma"dan "onama"ya; "onama"dan "bozma"ya dönüşmemelidir. (bende bu konuda somut bir örnek vardır: bir tarihte bir daireden 2 no.lu karar çıkmış, daha sonraki bir tarihte de 1 no.lu karar çıkmıştır. İsteyenlere tarih ve noları bildirilir.)
Konuya bu yönden bakılıp gerekli önlemler alındığı takdirde sızlanmalar azalacak, sadece sayısı oldukça azalmış basit adli hatalar kalacak, bunlar da "karar düzeltme" yoluyla düzeltilerek, pırıl pırıl bir yargı sistemi oluşacaktır inancını taşıyorum.
Bu vesileyle konuyu gündeme taşıyan sayın arkadaşıma tekrar teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Mal Rejimi / Katkı Payı-Katılım Alacağı/Değer Artış Payı/Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 112 11-11-2019 17:51
yargıtay kararları sedaoner Hukuk Soruları Arşivi 0 17-03-2006 23:30
Aile İçi Şiddet ve Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 2 13-04-2004 10:34
Yargıtay Kararları onur Hukuk Soruları Arşivi 6 27-02-2002 03:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04474711 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.