Hakim Gafına Karşı Ne Yapılabilir?

Değerli meslektaşlarım gaflar silsilesi olarak adlandırabileceğim bir olay hakkında görüşlerinizi almak istiyorum. A işçisi B şirketi aleyhine işçilik alacakları sebebiyle dava açıyor. Mahkeme davayı kabul ediyor ve karar 2010 yılında kesinleşiyor.
Kesinleşen bir dosya üzerinden gelişen olayları aşağıya aktarıyorum:
1. A işçisi 06.02. 2013 tarihinde kararı veren İş Mahkemesine müvekkil C şirketi aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunuyor. Hakim 3 yıl sonra dosyayı açıp ek karar adı altında bir karar verip müvekkil C şirketini davalı sıfatına sokup müvekkil şirket hakkında da hüküm tesis ediyor. Ayrıca Ek Karar ibaresinin altına İhtiyati haciz ibaresi ekleyip müvekkilin mallarının haczine karar veriyor.
2. Karar 1 ay sonra tebliğ ediliyor ve hemen ihtiyati haciz kararına itiraz ediyoruz. Müvekkil C şirketinin davayla, davalıyla ilgisi olmadığını, hakkında yargılama yapılmadan aleyhine hüküm tesis edilemeyeceğini, karar vermekle hakimin dosyadan el çekmiş sayıldığını ve kesinleşen ve kapanan bir dava üzerinde yeniden karar verilemeyeceğini, ihtiyati haciz kararının borçlunun 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczine şeklinde verilmesi gerektiğini, isim belirterek direkt 3. şahsın mallarının haczine karar verilemeyeceği gerekçelerini ileri sürüyoruz.
4. Dosyayı kontrole gittiğimde bizim müvekkile (kendi dilekçemize cevap vermemiz gibi komik bir durum) ve davalı B şirketine tebligat çıktığını ki B şirketi müflis olup bila tebliğ iade gelmiş, alacaklı işçiye tebligat çıkmadığını, tensip zaptı düzenlenmediğini görüyoruz. Aradan bir aydan fazla zaman geçmiş hakimle bir karar vermesi için görüşmek istiyorum. Hakimin odası kiltili, arkadaşlarıyla çay içmeye gittiği söyleniyor, kalem ne yapacağını bilmiyor.
5. Bu arada ek ya da ihtiyati haciz kararı (Ne olduğunu niteleyemiyorum) icraya konulmuş. İhtiyati haciz kararı ilamların icrası şeklinde icra takibine konu edilmiş ve İcra Dairesi tarafından müvekkile icra emri gönderilmiş. İhtiyati haciz kararında 16 bin TL miktarla sınırlı karar verildiği halde icra emrinde 30 bin TL ödenmesi emredilmiş.(Sanırım asıl kararda 30 bin TL yazdığı için).
6. İcra emrinin iptali için hemen dava açtık. Dosya üzerinden karar verilecek bir şikayet olduğu halde İcra Hakimi dilekçeler teatisinin tamamlanmasının beklenmesine karar vermiş. Bu itirazın üzerinden 1 aydan fazla zaman geçmiş ve tebligatlar ne zaman yapılır ne zaman duruşma açılır belli değil.
7.Bu arada icra müdürü müvekkil şirketin 10 milyon Dolar değerindeki arsasına ve sadece bir tanesinin bile borcu karşılayacağı belli olan 4 adet makam arabasına haciz koymuş. Araçlar her an bağlanıp müdürler içindeyken trafikten men edilebilir.
8. İcra müdürüne ihtiyati haciz kararı 16 bin iken 30 bin TL miktarında icra emri gönderdiğini, sadece şirket arazisi borcu karşılayacakken en azından araçlara konulan haczin kaldırılmasını talep ettik. İcra müdürü haklısınız avukat bey ama biz kararlarımızdan dönemiyoruz, siz şikayet yoluyla haczin kaldırılmasını talep edin dedi.İcra emrinin iptalinde bile hala duruşma açılmamışken sanırım hacze itirazımız da seneye görülür.

Konu biraz uzun oldu ama gaf sayılacak bu karar karşı yapılacak başka bir şey var mıdır?

bence bu sayın hakimi hakimler ve savcılar yüksek kuruluna şikayet edin. böyle bir karar olamaz. bir bedeli olmalı

Müvekkiliniz, işçi alacağı davasında asıl işveren miydi?

Anlattığınızdan anladığım şu:

Sizin müvekkil şirketiniz, bir dava ile uzaktan yakından hiçbir alalakası olmadığı halde, -üstelik kesinleşmiş bir davada- taraf gösterilmiş ve malları itiyaten haczedilmiş.

Doğru mu anlamışım?

Alıntı: Yazan Av.Selim Balku Müvekkiliniz, işçi alacağı davasında asıl işveren miydi? Anlattığınızdan anladığım şu: Sizin müvekkil şirketiniz, bir dava ile uzaktan yakından hiçbir alalakası olmadığı halde, -üstelik kesinleşmiş bir davada- taraf gösterilmiş ve malları itiyaten haczedilmiş. Doğru mu anlamışım?

Asıl ya da alt işveren değil, davanın tarafları ile alakası yok.

yok artık diyorum başka bir şey diyemiyorum. Yapılacak iş sabah mesai saati başlangıcı ile birlikte hakimin odasının önünde bitmek üsluplu ve sert bir şekilde konuşmak. Ne demek 1 ayda tensip düzenlememek ya. Ayrıca yukarıdaki arkadaşın dediği gibi tüm olayı bir dilekçe ile HSYK ya bildirmek. Bu hukuksuzluk, vurdumduymazlık karşısında yapabilecek bir şey yok. Gene hakkımızı hukuk yolu ile aramaktan başka çare yok. İhtiyati haciz kararına itiraz sonuçlanmadan takibin iptali söz konusu değil.

Alıntı: A işçisi B şirketi aleyhine işçilik alacakları sebebiyle dava açıyor. Mahkeme davayı kabul ediyor ve karar 2010 yılında kesinleşiyor.

Alıntı: 1. A işçisi 06.02. 2013 tarihinde kararı veren ____. İş Mahkemesine müvekkil C şirketi aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunuyor. Hakim YX XX 3 yıl sonra dosyayı açıp ek karar adı altında bir karar verip müvekkil C şirketini davalı sıfatına sokup müvekkil şirket hakkında da hüküm tesis ediyor. Ayrıca Ek Karar ibaresinin altına İhtiyati haciz ibaresi ekleyip müvekkilin mallarının haczine karar veriyor.

Sayın meslektaşım,

Öncelikle;

1) İhtiyati haciz kararı kimler hakkında istenmiş? İlama dayanıldığı halde, sadece, ilamda adı geçmeyen "C" hakkında mı, ihtiyati haciz istenmiş?

2) İhtiyati haciz istendiği halde mahkeme neden esasa dair "ek karar" vermiş? Bunun ek karar olduğundan emin misiniz, yeni bir karar olmasın!

Sanki birşeyler eksik kalmış gibi...

Açıkçası bunları anlamak veya anlamlandırmak zor.

Bu arada, yargılama uzayacağı için dosyaya teminat sunup, taşınmaz üzerindeki haczi kaldırmanız doğru olur.

Sayın CKARAN,
Ayrıca mahkeme ve hakim ismini kapatmanız bence uygun olur.

Alıntı: Yazan Av.Mehmet Saim Dikici Sayın meslektaşım, Sanki birşeyler eksik kalmış gibi... .

Olacak iş değil ama olur mu olur...

Saim Beye ek olarak, ihtiyati haciz isteyen tarafın dayanaklarını, sebeplerini yazmamışsınız.

Alıntı: Yazan Av.Mehmet Saim Dikici Sayın meslektaşım, 2) İhtiyati haciz istendiği halde mahkeme neden esasa dair "ek karar" vermiş? Bunun ek karar olduğundan emin misiniz, yeni bir karar olmasın! Sanki birşeyler eksik kalmış gibi... Açıkçası bunları anlamak veya anlamlandırmak zor.

2010 yılına ait karar numarası ile ek karar denip ihtiyaten haczine karar verilmiş.

Alıntı: Yazan Av.CKaran 2010 yılına ait karar numarası ile ek karar denip ihtiyaten haczine karar verilmiş.

Üstad;

1. İŞ Mahkemesinin kesinleşen kararı ile aynı Mahkemeye başvurarak, kesinleşen kararın davalısı hakkında ihtiyati haciz istenebilir. Ancak o davanın tarafı olmayan kişi hakkında (C şirketi) ihtiyati haciz kararı verilmesi hatadan daha ağır bir şeydir.

2. İş Mahkemesi hakimi dosyadan el çekmiş olduğundan kesinleşen dosya üzerinden değil, AYRI BİR DEĞİŞİK İŞ NUMARASI İLE ihtiyati haciz kararı vermeli idi. İkinci hata budur. (ilamın tarafı olan B şirketi hakkında bir karar olsa idi, belki ek karar olarak verilmesi mazur görülebilirdi)

3. İş Mahkemesi hakimi İİK'daki ihtiyati hacze itiraz prosedürü çerçevesinde duruşma açması ve her iki tarafı duruşmaya çağırması ve acil olarak ihtiyati hacze itiraz konusunda karar vermesi gerekir. Bu usulün gerçekleştirilmemesi hata ve ihmaldir.

4. İhtiyati haciz kararı (tıpkı çeklerdeki gibi)doğrudan takibe konur. Ancak C şirketi ilgili ilamın tarafı olmadığından İCRA EMRİ gönderilemez. Bu da başka bir hatadır.

Bu şartlarda HSYK şikayeti yapsanız yeridir. Ancak sorununuzu çözer mi? İşin aciliyyeti olduğuna göre dosyalarınız için baskı yapmanız doğru olur.

Selamlar.

Alıntı: Yazan Av.CKaran Değerli meslektaşlarım gaflar silsilesi olarak adlandırabileceğim bir olay hakkında görüşlerinizi almak istiyorum. A işçisi B şirketi aleyhine işçilik alacakları sebebiyle dava açıyor. Mahkeme davayı kabul ediyor ve karar 2010 yılında kesinleşiyor. Kesinleşen bir dosya üzerinden gelişen olayları aşağıya aktarıyorum: 1. A işçisi 06.02. 2013 tarihinde kararı veren İş Mahkemesine müvekkil C şirketi aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunuyor. Hakim 3 yıl sonra dosyayı açıp ek karar adı altında bir karar verip müvekkil C şirketini davalı sıfatına sokup müvekkil şirket hakkında da hüküm tesis ediyor. Ayrıca Ek Karar ibaresinin altına İhtiyati haciz ibaresi ekleyip müvekkilin mallarının haczine karar veriyor. 2. Karar 1 ay sonra tebliğ ediliyor ve hemen ihtiyati haciz kararına itiraz ediyoruz. Müvekkil C şirketinin davayla, davalıyla ilgisi olmadığını, hakkında yargılama yapılmadan aleyhine hüküm tesis edilemeyeceğini, karar vermekle hakimin dosyadan el çekmiş sayıldığını ve kesinleşen ve kapanan bir dava üzerinde yeniden karar verilemeyeceğini, ihtiyati haciz kararının borçlunun 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczine şeklinde verilmesi gerektiğini, isim belirterek direkt 3. şahsın mallarının haczine karar verilemeyeceği gerekçelerini ileri sürüyoruz. 4. Dosyayı kontrole gittiğimde bizim müvekkile (kendi dilekçemize cevap vermemiz gibi komik bir durum) ve davalı B şirketine tebligat çıktığını ki B şirketi müflis olup bila tebliğ iade gelmiş, alacaklı işçiye tebligat çıkmadığını, tensip zaptı düzenlenmediğini görüyoruz. Aradan bir aydan fazla zaman geçmiş hakimle bir karar vermesi için görüşmek istiyorum. Hakimin odası kiltili, arkadaşlarıyla çay içmeye gittiği söyleniyor, kalem ne yapacağını bilmiyor. 5. Bu arada ek ya da ihtiyati haciz kararı (Ne olduğunu niteleyemiyorum) icraya konulmuş. İhtiyati haciz kararı ilamların icrası şeklinde icra takibine konu edilmiş ve İcra Dairesi tarafından müvekkile icra emri gönderilmiş. İhtiyati haciz kararında 16 bin TL miktarla sınırlı karar verildiği halde icra emrinde 30 bin TL ödenmesi emredilmiş.(Sanırım asıl kararda 30 bin TL yazdığı için). 6. İcra emrinin iptali için hemen dava açtık. Dosya üzerinden karar verilecek bir şikayet olduğu halde İcra Hakimi dilekçeler teatisinin tamamlanmasının beklenmesine karar vermiş. Bu itirazın üzerinden 1 aydan fazla zaman geçmiş ve tebligatlar ne zaman yapılır ne zaman duruşma açılır belli değil. 7.Bu arada icra müdürü müvekkil şirketin 10 milyon Dolar değerindeki arsasına ve sadece bir tanesinin bile borcu karşılayacağı belli olan 4 adet makam arabasına haciz koymuş. Araçlar her an bağlanıp müdürler içindeyken trafikten men edilebilir. 8. İcra müdürüne ihtiyati haciz kararı 16 bin iken 30 bin TL miktarında icra emri gönderdiğini, sadece şirket arazisi borcu karşılayacakken en azından araçlara konulan haczin kaldırılmasını talep ettik. İcra müdürü haklısınız avukat bey ama biz kararlarımızdan dönemiyoruz, siz şikayet yoluyla haczin kaldırılmasını talep edin dedi.İcra emrinin iptalinde bile hala duruşma açılmamışken sanırım hacze itirazımız da seneye görülür. Konu biraz uzun oldu ama gaf sayılacak bu karar karşı yapılacak başka bir şey var mıdır?

Alıntı: Yazan Av.CKaran Asıl ya da alt işveren değil, davanın tarafları ile alakası yok.

Alıntı: Yazan Av.CKaran 2010 yılına ait karar numarası ile ek karar denip ihtiyaten haczine karar verilmiş.

Sayın Av.CKaran,
Başınıza devlet kuşu konmuş, haberiniz yok.
İhtiyati hacze itiraz etmişsiniz ama bunun sonuçlanması uzun süreceğe benziyor. Başka yollar önereyim:
1- Öncelikle bu ilamla müvekkilinize icra emri gönderilemeyeceği için İcra Hukuk Mahkemesi'ne ilama aykırılıktan dolayı şikayette bulunabilir ve icra emrinin iptalini sağlayabilirsiniz. Bu şikayet süreye tabi değildir. Bu arada ihtiyati haciz de icrai hacze çevrilmiş ise, icra emrinin iptali ile birlikte hacizlerin kaldırılmasını da isteyebilirsiniz.
2- HMK 46. maddeye göre (olayda 1-c fıkrası) devlet aleyhine tazminat davası açabilirsiniz.
Kolay gelsin.

Alıntı: Yazan Av.CKaran 2010 yılına ait karar numarası ile ek karar denip ihtiyaten haczine karar verilmiş.

Sayın Karan, ihtiyati haciz talep eden işçi, talep dilekçesinde ne yazmış? Daha öz ile, talebin dayanağı nedir?

Süreci merak eden meslektaşlar için gelişmeleri aktarayım. İcra Hakimi işin önemi ve talebin içeriğini dikkate alarak duruşma açmadan esasa geçip ilamda taraf olmadığından müvekkil yönünden icra emrini iptal etmiştir. Kendisine teşekkür ederim.
İş hakimi ise itirazı kısmen kabul edip fiili irtibat nedeniyle gayrimenkul üzerindeki haczin devamına, menkullerin üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar vermiştir. Evrak üzerinden karar verilmesine rağmen itiraz yolu açık olmak üzere "açıkça okunup usulen anlatıldı" şeklinde karar vermiştir. Halbu ki "Tebliğden itibaren temyiz yolu açık olmak üzere" şeklinde karar verilmesi gerekirdi.

Sayın meslektaşım,
Yazdıklarınıza ne diyebilinir ki. Türk hukuk sistemin geldiği en son nokta. Bence bu olayı hukuk fakültesinde ki öğrencilere derslerde anlatmalı. Tam bir hukuk gafııı. vede içler açısı.......

Süreçten biraz daha haber vereyim İhtiyati hacze itirazımız halen devam ediyor. Bu arada davanın tarafı olmayan müvekkil şirket davacı olarak davada yer alıyor, davacı işçi ise davalı olarak yer alıyor. Hakimin kararını Yargıtay bozduğu için dosya yeniden esas numarası aldı. Bu arada işçinin kesinleşmiş işçilik alacakları davası da bozulmuş oldu ve işçi davacı olduğu davada davalı konuma düştü. İhtiyati haczin reddine karar verdiğinde işçinin alacağının da reddine karar verilmiş olur mu bilmiyorum
Değişen 4. hakimle duruşmayı sürdürüyoruz. Artık ben de gülüyorum bakalım sonu ne olacak?

Davacı davalı sıfatı nasıl değişiyor ya da nasıl sıfat ekleniyor. Benim iyice kafam karıştı, bu konuyu takip etmemek daha sağlıklı olacak

Alıntı: Yazan Av.CKaran Süreçten biraz daha haber vereyim İhtiyati hacze itirazımız halen devam ediyor. Bu arada davanın tarafı olmayan müvekkil şirket davacı olarak davada yer alıyor, davacı işçi ise davalı olarak yer alıyor. Hakimin kararını Yargıtay bozduğu için dosya yeniden esas numarası aldı. Bu arada işçinin kesinleşmiş işçilik alacakları davası da bozulmuş oldu ve işçi davacı olduğu davada davalı konuma düştü. İhtiyati haczin reddine karar verdiğinde işçinin alacağının da reddine karar verilmiş olur mu bilmiyorum Değişen 4. hakimle duruşmayı sürdürüyoruz. Artık ben de gülüyorum bakalım sonu ne olacak?

Kusura bakmayın kendimi tutamadım. Allah size bol sabır ve hayırlı işler versin.

Alıntı: Yazan Av.Mehmet Saim Dikici Kusura bakmayın kendimi tutamadım. Allah size bol sabır ve hayırlı işler versin.

Son duruşmada hakime dedim ki; hukuk fakültesinde olsa bu kararı veren hakimi gaf nedeniyle ders geçirmezlerdi dedim. Hakim güldü, ihtiyati haciz kararını kaldırdı.Sanırım iyi bir gerekçeli karar yazacak.
Kusura bakmıyorum Saim Bey, ben de gülüyorum çünkü.