Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Terekenin borca batık olması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-07-2009, 09:04   #1
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan Terekenin borca batık olması

A şahsı 2001 yılında yaralamalı bir trafik kazasında 2 kişiye çarpıyor. Yaralanan 2 kişiye kendi hayat ve sağlık sigortaları tarafından tedavi masrafları ödeniyor. Daha sonra ödemede bulunan sigorta şirketi A şahsına kusuru oranında rücu davası açıyor. Dava 2001 yılında açılıyor. Dava devam ederken 2004 yılında A şahsı vefat ediyor. Davaya mirasçıları dahil ediliyor. Mirasçılar yasal süre içerisinde mirası reddetmiyorlar. Daha doğrusu davayla ilgilenmiyorlar. Murisinde bazı borçlarını ödüyorlar. Dava 2008 yılında sonuçlanıyor ve 48.000 Tl civarında bir meblağa mahkum ediliyorlar.
Şimdi mirasçılar "terekenin borca batık olduğunu" iddia ediyorlar ve 48.000 TL den mesul olmadıklarını belirtiyorlar.

1) Mahkemedeki alacak davasında "terekenin borca batık" olduğu iddiasında bulunmayan, mahkemeden bunun tespiti için dava açma süresi istemeyen, mirasıda yasal süresi içerisinde reddetmeyen mirasçılar alacak davasının açılıp kesinleşmesinden sonra açacakları "terekenin borca batıklığı" davasıyla bu meblağı ödemekten kurtulabilirlermi?
2)Mirasçıların, murisin vergi borcunu, bakkal borcunu ödemiş olmaları mirası red haklarını ortadan kaldırır mı ve terekenin borca batık olduğunu iddia etme haklarını engeller mi?

Saygılar.
Old 29-07-2009, 10:45   #2
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Konu hakkında çok ayrıntılı ve uygulamaya yönelik bilgim bulunmamakla beraber kanun metnindeki düzenlemeler ve içtihatlardan anladığım kadarı ile yardımcı olmaya çalışacağım :


Esasen red beyanında bulunmamış olsalar dahi mirasbırakının ödemeden aczi ölüm tarihinde açıkça belli ise veya bu durum tespit olunur ise mirasçılar mirası hükmen reddetmiş sayılıyor. İlgili madde;


B. Ret
I. Ret beyanı
1. Ret hakkı
MADDE 605.- Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.
Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.

Murisin ödemeden aczi konusunda, mirası zımnen kabul etmiş olmadıkça her zaman için tespit davası açılması mümkün. Konu ile ilgili bir Yargıtay kararı aşağıda;

T.C.YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/14125 K. 2003/15438

T. 12.11.2003

• MİRASIN REDDİ ( Ölümü Tarihinde Miras Bırakanın Ödemeden Aczinin Açıkça Belli veya Resmen Tespit Edilmesi Durumunda Mirasın Reddedilmiş Sayılması )

• MURİSİN ÖDEMEDEN ACZİNİN TESPİTİ ( Mirasçıların Zımnen Mirası Kabul Etmiş Duruma Düşmemeleri Durumunda Her Zaman Tespit İsteyebilmeleri )

• TEREKENİN HÜKMEN REDDİ ( Ölümü Tarihinde Miras Bırakanın Ödemeden Aczinin Açıkça Belli veya Resmen Tespit Edilmesi Durumunda Mirasın Reddedilmiş Sayılması )

• GÖREVLİ MAHKEME ( Terekenin Hükmen Reddi İsteğinde Görevin Genel Hükümlere ve Değer Esasına Göre Tespit Edilmesi Davanın da Alacaklı Hasım Gösterilerek Açılmasının Gerekmesi )

• PASİF HUSUMET EHLİYETİ ( Terekenin Hükmen Reddi İsteğinde Görevin Genel Hükümlere ve Değer Esasına Göre Tespit Edilmesi Davanın da Alacaklı Hasım Gösterilerek Açılmasının Gerekmesi )

1086/m.8,76

4721/m.605,610

4722/m.17


ÖZET : Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tesbit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Mirasçılar zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tesbitini isteyebilirler.
Terekenin hükmen reddi isteğinde görevin genel hükümlere ve değer esasına göre tesbit edilmesi, davanın da alacaklı hasım gösterilerek açılması gerekmektedir. DAVA : Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 4722 Sayılı Kanun'un 17. maddesine göre davaya 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu uygulanacaktır.
1-Hakim re'sen Türk Kanunları mucibince hüküm verir. ( HUMK. 76. m ) Hukuki niteleme hakime aittir.
Dava ve talep terekenin hükmen reddine ilişkindir. Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tesbit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. ( TMK. m. 605/2 ) Mirasçılar Türk Medeni Kanunu' nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tesbiti istenebilir.
Hükmen red isteğinde görev genel hükümlere ve değer esasına göre tesbit edilir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Davacılar hakkındaki Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/212 nolu dosyasındaki dava gözetildiğinde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmeden yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. ( 23.12.1942 gün 24/29 sayılı İBK )
2-Kabule göre de; hükmen red talebinde dava alacaklı hasım gösterilerek açılır. Buna rağmen hasımsız bir dava şeklinde uyuşmazlığın incelenmesi kabul şekli bakımından usul ve kanuna aykırıdır. Gerçek hasıma yöneltilen ve görevli mahkemede açılan bir davada hükmen red koşullarının bulunup bulunmadığı incelenebilir. Davanın, alacaklılara yöneltilmesi, dava dilekçesinin açıklanan nedenlerle görev yönünden reddi gerekirken davaya devamla davanın süre yönünden reddi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.
(Kaynak: Kazancı İçtihat Bankası)

Yine bir başka karar da sizin olayınıza ışık tutabilir aşağıda alıntılıyorum;
T.C. YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

E. 2008/4-332 K. 2008/336

T. 16.4.2008

• RÜCUAN TAZMİNAT( Miras Bırakanın Ödemeden Aczi Açıkça Belli veya Resmen Tespit Edilmiş İse Miras Reddedilmiş Sayıldığı )

• ÖDEMEDEN ACİZ ( Dosya Kapsamından Miras Bırakanın Menkul ve Gayrimenkulu Bulunmadığı Gibi Herhangi Bir Gelirinin de Bulunmadığı/Miras Bırakanın Ödemeden Aczinin Açıkça Belli Olduğunun Kabulü Gerektiği )

• MİRASI HÜKMİ RED (Miras Bırakanın Ödemeden Aczi Açıkça Belli veya Resmen Tespit Edilmiş İse Miras Reddedilmiş Sayıldığı - Sonuç Doğurabilmesi İçin Herhangi Bir İrade Açıklamasına veya Dava Açılmasına Gerek Olmadığı )

• MİRASI HÜKMEN REDDETMİŞ SAYILAN KİŞİ (Tereke Alacaklıları Aleyhine Husumet Yönelterek Bu Durumun Tespitini İsteyebileceği Gibi Bunu Defi Yoluyla da İleri Sürebileceği - Rücuan Tazminat )

4721/m. 605, 610


ÖZET : Dava, rücuan tazminat talebine ilişkindir. Uyuşmazlık, mirasın reddine ilişkin hükümlerin uygulanıp uygulanamayacağı noktasında toplanmaktadır. Miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. Hükmi reddin sonuç doğurabilmesi için herhangi bir irade açıklamasına veya dava açılmasına gerek yoktur. Mirası hükmen reddetmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi bunu defi yoluyla da ileri sürebilir. Dosya kapsamından miras bırakanın menkul ve gayrimenkulu bulunmadığı gibi herhangi bir gelirinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda miras bırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle, mirasın hükmen reddedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.

DAVA : Taraflar arasındaki "Rücuen Tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy Asliye 9. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 25.05.2005 gün ve 2004/92 E., 2005/185 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 17.11.2006 gün ve 2005/13100 E., 2006/12449 K. sayılı ilamı ile;
( ... Dava, haksız eylem nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Davalıların miras bırakanı polis memurunu öldürdükten sonra cezaevinde intihar etmiştir. Mirasçı davalıların yasada öngörülen süre içerisinde mirası reddederek buna ilişkin karar örneğini dosyaya sunmadıkları anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalılarca mirasın reddedildiği ve terekenin borca batık olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Mirasın reddine ilişkin yasal hükümlerin burada uygulanamayacağı gözetilerek işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın, açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava rücuen tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memurunun davalıları oğlu YA tarafından silahlı saldırıya uğradığını ve sonrasında vefat ettiğini, davalıların oğlu Y.A'nın ise intihar ettiğini, ölen polis memurunun hastane giderlerinin 4.355.040.000 TL. olduğunu ve müteveffa polis memurunun mirasçılarına 32.585.000.000 TL. tazminat ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek 32.585.000.000 TL.'nin 31.12.2003 tarihinden itibaren, 4.355.040.000 TL.'nin ise 22.11.2002 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalılara oğullarından intikal eden mal varlığı bulunmadığını, aczi tüm çevre tarafından bilinirken öldüğünü, MK. 605/2. maddesinde açıkça belirtildiği gibi ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli ise mirasın reddedilmiş sayılacağını, mirasçıların ayrıca bir irade açıklamasına gerek bulunmadığını, davalıların mirası hükmen red etmiş olmaları nedeniyle miras bırakanın borcunun tazminine yönelik davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Yerel Mahkemece; "Davalıların miras bırakanının, ölüm tarihinde ödemeden aciz içinde olduğu ve mirasın hükmen red edildiği ve mirası red eden mirasçı davalıların miras bırakanın borcundan dolayı sorumlu olmadıklarının kabulü gerekir." gerekçesi ile davanın reddine dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, mirasın reddine ilişkin yasal hükümlerin somut olayda uygulanıp uygulanamayacağı noktasındadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605. maddesi "B.Ret; I.Ret beyanı; I.Ret hakkı" başlığı ile düzenlenmiştir.
Birinci fıkrası "Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler." hükmünü içermektedir. Kayıtsız, şartsız red ( hakiki red )olup, bu davada uygulama dışındadır.
İkinci fıkrası "Ölümü halinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır" hükmünü amirdir. Bu hüküm bir karinedir. Konumuzu veyadan önceki cümle ilgilendirmektedir. Türk Kanunu Medenisi'nin 545. maddesinin sadeleştirilmiş şekli aynen kaleme alınmıştır.
Bir çok yargı kararlarında ve ilmi görüşlerde bu red, hükmi red olarak isimlendirilmektedir. Türk Medeni Kanunu, "hakiki redde" süre ile kayıtlı ve mirasçıların tek taraflı irade açıklamasını öngördüğü halde, söz konusu "hükmi reddin" sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması ya da dava yolu öngörmemiştir. Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği ( TMK. m. 599 )yönündeki kurala bir istisna getirilmiştir. Eğer mirasçı olabilecek kişi sarih irade beyanıyla ya da Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır.
Mirası hükmen red etmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def'i yolu ile de ileri sürebilir.
Somut olayda, mirasçılar def' i yolunu tercih etmişlerdir. Açılan bu davada miras bırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olduğunu dile getirmişlerdir. İşte bu halde mirasın reddedilmiş olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumun teyidi yönünden, mahkeme duruşma safahatında; Tapu Sicil Müdürlüğü'ne, SSK İhtiyarlık Sigorta Müdürlüğü'ne, Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne, Emekli Sandığı'na müzekkereler yazmış, aldığı cevaplarla miras bırakanın hiçbir taşınmazının bulunmadığı, vergi mükellefi olmadığı, SSK ve Emekli Sandığı'ndan maaş almadığı belirlenmiştir. Ayrıca; Emniyet Müdürlüğü'nden alınan cevabi yazıda da, miras bırakanın ölmeden önce boşta gezdiği, işinin olmadığı, üzerine kayıtlı mal varlığının bulunmadığı tespit edilmiştir. Dinlenen şahit de bu durumu teyit etmiştir.
Bu açıklamalardan anlaşıldığı gibi, miras bırakanın taşınır, taşınmaz hiçbir malı olmadığı gibi, maaşının da bulunmadığı, herhangi bir işte de çalışmadığı belirlenmiştir. Yani miras bırakanın ödemeden aczi açıkça bellidir. Karinenin doğruluğu somut olayda saptanmış olup, aksi davacı tarafından ispat edilememiştir.
Bu görüşümüzü; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 14.03.1984 gün ve 1982/2266 E, 1984/239 sayılı kararı ile, 14.03.2001 tarih ve 2001/2-220 E, 240 sayılı kararları da doğrulamaktadır.
Yukarıda açıklanan ve tüm dosya muhteviyatına uygun olan gerekçeler karşısında usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 16.04.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
(Kaynak: Kazancı İçtihat Bankası)

Ancak 2. sorunuza gelecek olur ise TMK 610/II fıkrası sizin açınızdan sorun yaratabilir.
M.610/II:
Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez.

Mirasçılar tarafından vergi borcunun ödenmiş olması mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olan işler dışında sayılabilir ya da en azından bir dava açtığınız takdirde bu yönde bir savunma ile karşılaşabilirsiniz. Ancak burada ödediğiniz verginin ne olduğu da önem taşıyor bence ve de ödeme kimin adına gözüküyor? Sonuçta ödeme muris adına gözüküyorsa o bedelin mirasçıları tarafından ödendiği ya da hangi mirasçı tarafından ödenip ödenmediği ispat olunamaz. Karışık bir durum... Vergi borcu kısmını biraz daha açarsanız daha fazla yardımcı olabilirim belki Örneğin veraset ve intikal vergisi ödediyseniz bu durumda iş iyice farklılaşır.

Saygılarımla,
Old 29-07-2009, 11:27   #3
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Duygu Hanım,
Öncelikle zaman ayırıp emek harcadığınız için teşekkür ederim.

Vermiş olduğunuz Yargıtay kararları faydalı oldu. Ama kafamdaki şu soru hala ortadan kalkmadı. Sunmuş olduğunuz Yargıtay kararında öncelikle "hükmi red" hususunun herhangi bir irade beyanı olmaksızın kanunen doğduğuna değinilmiştir. Buna göre mirasçılar bir dava esnasında hükmi red olgusunu ayrı bir dava açarak veya mahkemede def'i olarak ileri sürebilmektedirler. Buraya kadar bir problem yok.

Olayımızda açılan alacak davasında murisin ölümü anında terekenin borca batık olduğunun herkesçe biliniyor olduğunu farzetsek dahi şu sorun önümüze çıkıyor.
Borca batıklık hususu;
ne alacak davasının görüldüğü mahkemede def'i olarak ileri sürülmüş,
ne ayrı bir tespit davası açılmış,
ne de mahkemece bu hususta re'sen bir araştırma yapılmıştır.
Karar mirasçılar aleyhine verilmiş, Yargıtaya gitmeksizin kesinleşmiştir.

Şu aşamada elimizde hukuken kesinleşmiş bir mahkeme kararı vardır.

Sonuç olarak şu aşamada mirasçılar murisin ölümü anında tereke borca batıktı, bu batıklık hükmen red sonucunu doğurur, bunun için bir irade açıklamasına dahi gerek yoktur, biz davada bunu ileri sürmesek dahi hükmi red sonuçlarını doğurur diyebilirlermi?

Eğer derlerse alacak davasını gören mahkemenin verdiği ve kesinleşmiş kararın akıbeti ne olacaktır?

Kanaatimce artık ortada maddi anlamda kesinleşmiş bir hüküm vardır. Sonradan açılacak tespit davası mirasçılar lehine olsa dahi karar kesin olduğu için bu meblağı ödemek zorunda kalacaklardır.

Değerli görüşler için teşekkürler.
Old 29-07-2009, 16:05   #4
Av. Taner BAŞ

 
Varsayılan

MK 605/2 (Eski kanun 545/2) Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır diyorki
"Bu duruma hükmi Ret deniliyor. Bu durum açıkça belli ise; terekenin pasifleri aktifleri aşmış ise ret karinesi gündeme geliyor.

Ancak bunun istisnası şu: Tereke değerlerine sahip çıkan; tereke işlerine karışma ret karinesini çürütebilir.
Mirasçılar hali hazırda murislerinden kendine intikal eden değerleri kullanıyorlar ise hükmi retten yararlanamayacaklardır.

Benzer bir olayda Yargıtay şu kararı veriyor :
Y. 2. HD. 11.12.1984 10040/10249
" mirasçılık sıfatı nedeniyle aleyhlerinde açılan tazminat davasında davacıya bir miktar para ödeyerek davasından vazgeçmesini sağlamışlardır. Yargıtay bu davranışlarını (sulh) terekeye sahip çıkma niteliğinde bir eylem kabul ederek mirasçıların hükmi ret karinesinden faydalanamayacaklarını sonucuna varmıştır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Terekenin Borca Batık Olduğunun Tespiti Davası üye19870 Meslektaşların Soruları 9 28-12-2010 23:46
Mürisin çifte vatandaşlığa sahip olması durumunda terekenin akibeti Sinem Bakırcıoğlu Uluslararası Hukuk, Milletlerarası Özel Hukuk ve AB Hukuku Çalışma Grubu 1 05-09-2009 16:27
Mirasın Reddi Hakkının Düşmesi v eterekenin borca batık olması ececel Meslektaşların Soruları 0 01-07-2009 14:51
ikrazatçıdan alınan borca ilişkin sözleşmede yer alan temerrüd faizinin fahiş olması Av. Eser Bozkurt Meslektaşların Soruları 1 28-01-2008 14:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04090500 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.