İtİrazin İptalİ Davasinda Davaya Cevaplarin İlk Celsede VerİlmİŞ Olmasi

Müvekkilime karşı ,dayanağı sözleşme olarak gösterilen bir ilamsız takip yapıldı.
İlamsız takibe süresi içersinde itiraz ettik.İtirazımızda;

Sözleşmenin vekil eden tarafından imza ve tanzim edilmediğini,imzanın müvekkile ait olmadığını,imzanın ve sözleşmenin sahte olduğunu ve karşı tarafa hiç bir borcumuz olmadığını,belirttik.

Daha sonra tarafımıza İtirazın İptali Davası açıldı.İlk celsede;

Müvekkilimizin hiç bir borcu olmadığını
Müvekkil tarafından söz konusu belgenin imza ve tanzim edilmediğini İMZA İNCELEMESİ YAPILMASINI ve
Davacının vekil edenimin yanında çalıştığı dönemde resmi dairelerde kullanılmak üzere imzalı ve fakat boş belgeyi haksız olarak ele geçirmiş olabileceğini bu nedenle İMZA VE YAZI İNCELEMESİ YAPILMASINI
-İmza ve yazının aynı kalemden çıkıp çıkmadığının
-Takip dayanğı beldeki yazıların davacının el ürünü olup olmadığının tespitini talep ederek.Sözleşmenin haksız olara ele geçirilmiş olabileceğini bu nedenle sözleşmenin sahte olduğunu belirttik. Davacı ilk celsede verdiğimiz cevap dilekçesini kabul etmediğini ve savunmayı genişlettiğimizi belirtti.Bizde savunmanın genişletilmesinin söz konusu olmadığını;itiraz dilekçemizde de imzaya itiraz ettiğimizi,vekil eden tarafından belgenin tanzim ve imza edilmediğini ve sözleşmenin sahte olduğunu belirttiğimizi,ifade ettik.

Bu konuda ki düşüncelrinizi ve varsa yargıtay kararı paylaşırsanız seviniriz.

Sayın Goldan,endişe etmenize ve Yargıtay kararı aramanıza gerek olmadığı fikrindeyim..Zira üzerinde tereddüt bulunmayan husus borçlunun itirazında bildirdiği sebepler dışındaki tüm savunmalarını da itirazın iptali davasında esasa cevap süresi içerisinde ileri sürebileceğidir.İtiraz dilekçesinde ileri sürülen hususlar zaten davanın konusudur mahkeme yapacağı incelemeyle öncelikle bu itiraz nedenlerinin haklı olup olmadığını araştıracaktır.Bunların esasa cevap süresi tekrar ileri sürülmemiş olması konusu zaten borçlunun itirazının iptali olan davada artık incelenemeyeceği anlamına gelmemelidir.
Yargıtay icraya itirazda belirtilmeyen itiraz sebeplerinin dahi bu davada usule uygun olarak ileri sürülebileceğini ve tartışılması gerektiğini kabul etmişken,sırf esasa cevap süresi geçtikten sonra bu itiraz nedenlerinin yinelenmesini borçlu aleyhine yorumlamak hukuk mantığına da aykırı olur diye düşünüyorum.

itirazın iptali davasında icra takibine karşı yapılan itiraz dışında yeni itirazlar sunabilirsiniz.Bunun engelleyen bir hüküm yok.itirazla bağlı olduğunuz durum sadece itm de görülen itirazın kaldırılması davası için söz konusu.ancak bu olayda esasa cevap süresi içinde verilmeyen bir cevap dilekçesi söz konusu.Bu durumda sizinde bildiğiniz üzere davayı inkar etmiş sayılırsınız.ileri sürülen tüm vakıalar tarafınızca kabul edilmemiş varsayılır.Bu nedenle inkarın dışında yapacağınız her savunma savunmanın genişletilmesi yasağına takılır.Bu anlamda esasa cevap süresinden sonra ilk celsede verdiğiniz savunmada inkar dışında başkaca bir itiraz varsa burada sıkıntı yaşabilirsiniz.Öyle ki savunmayı genişletme yasağına giren konuda sunacağınız delillerde karşı tarafın itirazı ile karşılaşırsa inceleme konusu olmayacaktır/olmaması gerekir.
fakat sizin olayda sayın ömeroğlunun belirtiği gibi icraya yapılan itirazlar mahkemece her durumda inceleme konusu olacaktır.mahkeme siz cevap vermemiş olsanız dahi icradaki itirazın haklı olup olmadığı konusunda inceleme yapacaktır.davaya verdiğiniz cevapla itirazınız aynı doğrultuda.Bu nedenle sıkıntı olacağını düşünmüyorum..

Her ikinize de teşekkür ederim.Serkan Bey'in söylediği gibi asıl aklıma takılan problem esasa cevap süresi olan 10 günlük cevap süresi içersinde cevap dilekçesini verememiş olmamızdı.Ama icraya yaptığım itiraz da belgenin sahteliğini öne sürmüştüm zaten.Umarım düşündüğümüz gibi olur.Hoşçakalın