Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ssk emeklisine maaş haczi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-10-2006, 15:53   #1
johnross

 
Varsayılan ssk emeklisine maaş haczi

bilindiği üzere ssk dan emekli olanlar üzerine maaş haczi konulması hukuken mümkün değil. Son reformdan sonra SOSYAL GÜVENLİK KURUMU (SSK, EMEKLİ SANDIĞI ve BAĞ-KUR) çatısı altında birleşmesinden sonra bu durum nasıl olacak?
Old 05-02-2007, 22:18   #2
PINAR YILMAZ

 
Varsayılan

Bu konuyla ilgili tasarı 2008'e ertelendiğine göre bu sorunun cevabını ancak o zaman alabileceğiz sanırım.
Old 05-02-2007, 22:23   #3
cagrik

 
Varsayılan

Geçenlerde icra dairesinde borçlu ssk maaş haczini mahkeme kararıyla kaldırtmış ve parasını iade almak için icra müdür yardımcısıyla konuşuyordu. Bayan sizin bu talebi kabul etmemeniz gerekmiyor mu diye söylenince,müdür yardımcısı sinirlenerek bunu anlamaya senin tahsilin yetmez dedi. Ondan sonra bayanın eşine bu konuda kanunda takdir yetkisi bizlere verilmemiş dedi. Kanundaki madde açık ve net değil mi?Konulamaz şeklindeki ifadeden bu anlaşılmakta.Zaten en çok teori ile pratik arasında fark olan hukuk dalı İcra İflas Hukukudur herhalde.
Old 08-02-2007, 09:41   #4
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Teoride SSK maaşına haciz konulamaz.Ancak pratikte şikayet olmadıktan sonra maaş haczi koyuluyor ve SSK da bu kesintiyi ilgili icra dosyasına gönderiyor.İleriki vadede borçlu kaldırılmasını talep ettiği anda ise kaldırılıyor.

Sigorta kurumlarının birleştirirlmesi konusuna gelince Bağkur un hukuk işleri müdürü ile görüştüğümde kendisi protokol olarak birleşecekleri pratikte ise birleşmelerinin çok zor olacağını,zira kurumların çalışma şekillerinin farklı olduğunu,tek bir taban oluşturulsa bile geçmişe dönük işlemlerin düzenlenmesinin çok zor olacağını belirtti.
Birleşme söz konusu olduğu durumda ise ya emekli maaşlarına bir düzenleme getirilerek ya tüm emekli maaşlarına haciz konulabileceği hususu düzenlenmeli ya da tam aksi.Zira kurumlar tek çatı altında toplanıp tek bir yerden maaş alan emekliler arasındaki farklı uygulama hakkaniyet kurallarına aykırı olacaktır.

Saygılarımla...
Old 08-02-2007, 13:56   #5
Hilal Eken (Wilkinson)

 
Varsayılan

Emekli maaşına haciz konulması talebini icra müdürünün reddetmesi gerekir, uygulamada, maaş haczi taleplerini icra memurları dikkatle okumadıkları için haciz konulması mümkün oluyor. Sonra da yapılan yanlış işlemin düzeltil-mesi için zaman harcanıyor ve masraf yapılıyor. Fuzuli israfa bir örnek daha.

Saygılarımla
Old 19-01-2008, 23:48   #6
Av. Salim

 
Varsayılan

Sayın Hilal Eken, sanırım yanılıyorsunuz. Yargıtay'ın bu konuda, yani icra memurunun emekli maaşına haciz konmasını kendiliğinden reddedemiyeceği, talep üzerine haciz koyması gerektiği, ancak borçlunun mercie şikayet başvurusu yaparak bu haczi kaldırabileceği şeklindeki bir kararını Yargıtay Kararları Dergisinde okumuştum. Şu anda içtihat programımda bulamadım , ama icra memurlarının uygulaması bu yönde ve Yargıtayın benimsediği biçimde. Saygılar.
Old 20-01-2008, 00:02   #7
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Sayın Av. Salim çok önemli bir noktaya dikkat çekmiş. Teşekkür ederim. Bahsettiği Yargıtay kararları aşağıdadır. Saygılarımla...

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas : 2004/12-202
Karar : 2004/196
Tarih : 31.03.2004

ÖZET : İcra müdürüne alacaklının haciz isteminin yerine getirilmesi konusunda takdir yetkisi tanındığından sözedilemeyeceği gibi, başka alanlarda tanınmış takdir yetkisinin yorum yoluyla kapsamının genişletilmesi de hatalıdır.

(506 sayılı SSK. m. 121) (2004 sayılı İİK. m. 79, 82, 85)

KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sincan İcra Tetkik Merciince şikayetin reddine dair verilen 27.10.2003 tarih ve 2003/292 E. 306 K. s. kararın tetkiki davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 16.02.2004 tarih ve 2003/25384-2004/2916 s. ilamı ile; (...İİK.nun 85.maddesine göre icra dairesince alacaklının haciz talebinin yerine getirilmesi zorunlu olup bu konuda İcra Müdürünün taktir hakkı bulunmamaktadır. Her ne kadar 506 S. Yasanın 121.maddesi gereğince işçinin emekli maaşının haczi mümkün değil ise de bu husus haciz işleminden sonra borçlunun şikayeti halinde gözönünde bulundurulacağından merciice şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Şikayetçi; kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığını, borçlunun emekli maaşının haczi isteminin icra müdürü tarafından, "506 s. Kanunun 121. maddesi uyarınca SSK tarafından bağlanan emekli maaşlarının haczinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, kamu düzenine aykırı talebin reddine" karar verildiği, oysa icra memurunun bir malın veya bir hakkın haczedilip haczedilmeyeceğini takdir edemeyeceğini, alacaklının haciz istemini yerine getirmek zorunda olduğunu, haczedilemezlik iddiasını ancak borçlunun şikayet yoluyla tetkik merciine bulunabileceği" nedenle, icra memurluğu işleminin şikayeten iptal edilmesine karar verilmesini istemektedir.

Yerel İcra Mahkemesi, "İcra Müdürlüğünce uygulanması gerekli hükümlerin İcra ve İflas Kanununun 82/1-9 ve 506 s. Kanunun 121. maddeleri olduğu, bu hükümlerin kamu düzeni düşüncesi ile konulduğunu, icra memurunun alacaklının isteğini otomatikman hemen kabul ve yerine getirecek mevkide bulunduğunu öne sürmenin kanunun yapısına ters düşeceği, SSK emekli maaşının nafaka dışında haczinin mümkün bulunmadığı ve bunun resen dikkate alınması gerekeceği" yönünde gerekçeler ile şikayetin reddine karar vermiştir.

Yüksek Özel Daire başlıkta yer alan gerekçe ile hükmün bozulmasına oybirliği ile karar vermiş, yerel İcra Mahkemesi önceki kararında direnmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 506 s. Kanunun 121. maddesi dikkate alındığında, alacaklının, borçlu sigortalının emekli maaşının haczi isteminin yerine getirilmesi konusunda icra müdürünün takdir hakkı bulunup bulunmadığı noktasındadır.

Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan devlete ait bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belirli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ilişkin mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır.

İcra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç üç tarih içerisinde haczi yapması gerekir (m.79/1). İcra Müdürü, "borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan menkul mallarıyla gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflarda dahil olmak üzere tüm alacaklarına yetecek miktarı" haczedecektir (m.85/1).

Gerek İcra ve İflas Kanununun 79.maddesinde, gerekse 85.madde ifadesinden ortaya çıkan sonuç, icra müdürüne haciz uygulaması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır. Gerçekten de 79. madde kesin bir ifadeyle icra dairesinin haczi yapacağından, 85.madde; maddede belirtilen kanuni koşullar altında borçlunun mal ve haklarının haczolunacağından söz etmektedir. 85.madde sadece, "alacaklara yetecek miktarın" saptanması konusunda icra müdürüne bir takdir hakkı tanımaktadır.

Uyuşmazlığın çözümünde, kamu düzeni düşüncesinden hareketle, anılan Kanunun 85/son maddesinden de yararlanılabilir.

İcra ve İflas Kanununun 85/son maddesinde; "Haczi koyan memur borçlu ve alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir" biçiminde ifadesini bulan hüküm ile, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak, alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesinin güvence altına alınmasını amaçlamaktadır. Bu ilkenin bir gereği olarak icra müdürü, işlemlerinde, tüm ilgililerin yararlarını dikkate almak zorundadır.

İcra memurları, alacaklının alacağına kavuşması için gerekli olan takip işlemlerini yapacaktır. İcra Müdürüne yaptığı bir kısım işlemlerde hiçbir takdir yetkisi tanınmamıştır.

Buna karşın, Medeni Hukukta olduğu gibi, İcra ve İflas hukukunda da Kanun bazı konularda memurun davranış tarzını direkt olarak öngörmekten kaçınarak işi memurun takdir yetkisine bırakmıştır. Bu duruma, İcra ve İflas Kanununun "Kısmen haczi caiz olan şeyler" başlığı ile 83.maddesi örnek gösterilebilir. Bu maddede; "Takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir."şeklinde tanımlanan hüküm ile, haciz isteminin yerine getirilmesi için icra müdürüne bir takdir yetkisi verilmesi değil, kamu düzeni düşüncesi ile alacaklının alacağını tahsil ile borçlu ve ailesinin geçimi arasında bir menfaat dengesinin sağlanması amaçlanmıştır.

Alacaklının haciz istemi konusunda icra müdürünün taktir yetkisi bulunduğu sonucuna varılırsa, olumsuz işlemleri için şikayet yoluna alacaklının, takdir yetkisi bulunmayıp haciz talebini uygulamak durumunda olduğu kabul edilirse, bu halde borçlunun şikayet yolunu başvurması gerekecektir. Her iki halde da soruna İcra Mahkemesince çözüm bulunsa da, bu süreç, taraflar arasında sağlanmaya çalışılan dengeyi etkileyecektir.

İcra ve İflas Kanunu 83/a maddesi, 82. ve 83.maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmaları geçerli saymamıştır. Zira, borçlu, böyle bir anlaşmanın kendisine hazırlayacağı tehlikeleri önceden tahmin edemez.

Buna karşılık, borçlu haczi caiz olmayan bir malın haczine, malın haczi sırasında muvafakat verebileceği gibi, şikayet yoluna gitmeyerek zımnen rıza gösterebilir. Bu halde borçlu artık, haczedilen bu nitelikteki mal yada hakkından mahrum kalmanın tüm sonuçlarını bilmektedir.

Alacaklı ile borçlu arasında, icra memuru tarafından gözetilmesi gereken denge, bu sürecin icra müdürünün takdirine bırakılmayıp, alıcı yararına kullanılmasını zorunlu kılacaktır.

Kaldı ki, şikayet kabul edilirse, şikayet konusu işlem ya bozulacak, yada düzeltilecektir. İşlemin bozulması, geçmişe etkilidir (extunc). Böylece bu işleme dayanarak yapılmış tüm işlemler de hükümsüz olacaktır. Kamu düzeni düşüncesi ile getirilen bu düzenlemeler, borçlunun menfaatlerinin gözetilerek bir denye oluşturulduğu sonucunu doğurmaktadır.

Bütün bu maddi ve hukuki olgular dikkate alındığında, Kanun hükmünün açık ifadesi ve içeriği ile icra müdürüne alacaklının haciz isteminin yerine getirilmesi konusunda takdir yetkisi tanıdığından sözedilemeyeceği gibi, başka alanlarda tanınmış takdir yetkisinin yorum yoluyla kapsamının genişletilmesi isabetsizdir.

O durumda mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bu sebeple direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Şikayet eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarda gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istem halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 31.3.2004 günü oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Şikayet konusu işlem, icra memurunun, davalı borçlunun SSK.'ca bağlanan emekli maaşının tamamının haczi için alacaklı tarafından yapılan haciz talebinin reddine ait bulunmaktadır.

Haciz istek konusu yapılan maaşın haczedilemeyeceği 506 s. Yasa'nın 121 ve 1479 s. Yasa'nın 67'nci maddeleri hükümleri uyarınca emredici bir hükümle düzenlenmiştir. Anılan Kanun hükümleri uyarınca bu maaşın İİK.nun 82'nci maddesinde sayılan haczi caizi olmayan mallar ve haklar kapsamında mütalaa edilmesi gerekir. Bu halde icra memurunun, İİK.nun kendisine tanıdığı yetki ve verdiği görev gereğince, anılan hükümler uyarınca haczi mümkün olmayan maaşın haczi konusunda alacaklı talebinin reddi karar vermesinde ve Mercii'ce de bu yöne ait alacaklı şikayetinin reddinde kanuna aykırılık bulunmadığından, Merci kararının onanması düşüncesinde olduğundan sayın çoğunluğun bozma kararına iştirak etmiyorum.

Kaynak : Corpus Arşiv





T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

Esas : 2005/11976
Karar : 2005/15468
Tarih : 12.07.2005



KARAR METNİ :
Yukarıda gün ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı vekili tarafından İcra Müdürlüğüne 25.04.2005 gününde başvurularak borçlunun Emekli Sandığı, Bağkur ve SSK'dan almakta olduğu emekli maaşı üzerine haciz konulması talep edilmiş, bu talebin İcra Müdürlüğünce SSK yönünden emekli maaşının haczi kabil olmadığı gerekçesi ile reddedildiği anlaşılmıştır.

İİK.nun 85. maddesine göre haciz isteminin icra memurunca yerine getirilmesi zorunlu olup, memurun haczedilecek menkul, gayrimenkul yada hakların niteliği esas alınarak bunun haczinin mümkün bulunup bulunmadığı konusunda bir takdir hakkı yoktur. Her ne kadar 506 S. Yasanın 121. maddesi gereğince işçinin SSK'dan almakta olduğu emekli maaşının haczi mümkün değil ise de, bu husus haciz işleminden sonra, borçlunun şikayeti halinde göz önünde bulundurulacağından (HGK.nun 31.03.2004 gün ve 2004/12-2002 esas - 2004/196 karar) Mahkemece şikayetin kabulü ve İcra Müdürü işleminin iptali yerine, bu istemin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.

SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.07.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : Corpus Arşiv
Old 20-01-2008, 00:02   #8
Av. Salim

 
Varsayılan

Şimdi buldum kararı ekliyorum

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2004/12-202

K. 2004/196

T. 31.3.2004


• HACİZ ( SSK. Tarafından Bağlanan Emekli Maaşı - İcra Müdürüne Alacaklının Haciz İsteminin Yerine Getirilmesi Konusunda Takdir Yetkisi Tanınmadığı/Haczedilemezlik İddiasını Borçlunun Şikayet Yoluyla Bulunabileceği )

• EMEKLİ MAAŞININ HACZİ ( Haczedilebileceği/İcra Müdürüne Alacaklının Haciz İsteminin Yerine Getirilmesi Konusunda Takdir Yetkisi Tanınmadığı - Haczedilemezlik İddiasını Borçlunun Şikayet Yoluyla Bulunabileceği )

• HACZEDİLMEZLİK ( SSK. Tarafından Bağlanan Emekli Maaşının Haczi - İcra Müdürüne Alacaklının Haciz İsteminin Yerine Getirilmesi Konusunda Takdir Yetkisi Tanınmadığı/Haczedilemezlik İddiasını Borçlunun Şikayet Yoluyla Bulunabileceği )

• İCRA MÜDÜRÜNÜN TAKDİR YETKİSİ ( Alacaklının Haciz İsteminin Yerine Getirilmesi Konusunda Yetki Tanınmadığı - SSK. Tarafından Bağlanan Emekli Maaşının Haczedilebileceği )

• ŞİKAYET ( SSK. Tarafından Bağlanan Emekli Maaşının Haczi - İcra Müdürüne Alacaklının Haciz İsteminin Yerine Getirilmesi Konusunda Takdir Yetkisi Tanınmadığı/Haczedilemezlik İddiasını Borçlunun Şikayet Yoluyla Bulunabileceği )



ÖZET : Şikayetçi; kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığını, borçlunun emekli maaşının haczi isteminin icra müdürü tarafından, "506 sayılı Yasa'nın 121. maddesi uyarınca SSK. tarafından bağlanan emekli maaşlarının haczinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, kamu düzenine aykırı talebin reddine" karar verildiği, oysa icra memurunun bir malın veya bir hakkın haczedilip haczedilmeyeceğini takdir edemeyeceğini, alacaklının haciz istemini yerine getirmek zorunda olduğunu, haczedilemezlik iddiasını ancak borçlunun şikayet yoluyla tetkik merciine bulunabileceği" nedenle, icra memurluğu işleminin şikayeten iptaline karar verilmesini istemektedir.
İcra müdürüne alacaklının haciz isteminin yerine getirilmesi konusunda takdir yetkisi tanındığından sözedilemeyeceği gibi, başka alanlarda tanınmış takdir yetkisinin yorum yoluyla kapsamının genişletilmesi de isabetsizdir.DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sincan İcra Tetkik Merciince şikayetin reddine dair verilen 27.10.2003 gün ve 2003/292 E. 306 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 16.02.2004 gün ve 2003/25384-2004/2916 sayılı ilamı ile; ( ...İİK.nun 85. maddesine göre icra dairesince alacaklının haciz talebinin yerine getirilmesi zorunlu olup bu konuda İcra Müdürünün taktir hakkı bulunmamaktadır. Her ne kadar 506 sayılı Kanun'un 121. maddesi gereğince işçinin emekli maaşının haczi mümkün değil ise de bu husus haciz işleminden sonra borçlunun şikayeti halinde gözönünde bulundurulacağından merciice şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Şikayetçi; kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığını, borçlunun emekli maaşının haczi isteminin icra müdürü tarafından, "506 sayılı Yasa'nın 121. maddesi uyarınca SSK. tarafından bağlanan emekli maaşlarının haczinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, kamu düzenine aykırı talebin reddine" karar verildiği, oysa icra memurunun bir malın veya bir hakkın haczedilip haczedilmeyeceğini takdir edemeyeceğini, alacaklının haciz istemini yerine getirmek zorunda olduğunu, haczedilemezlik iddiasını ancak borçlunun şikayet yoluyla tetkik merciine bulunabileceği" nedenle, icra memurluğu işleminin şikayeten iptaline karar verilmesini istemektedir.
Yerel İcra Mahkemesi, "İcra Müdürlüğünce uygulanması gerekli hükümlerin İcra ve İflas Yasası'nın 82/1-9 ve 506 sayılı Yasa'nın 121. maddeleri olduğu, bu hükümlerin kamu düzeni düşüncesi ile konulduğunu, icra memurunun alacaklının isteğini otomatikman hemen kabul ve yerine getirecek mevkide bulunduğunu öne sürmenin yasanın yapısına ters düşeceği, SSK. emekli maaşının nafaka dışında haczinin mümkün bulunmadığı ve bunun re'sen dikkate alınması gerekeceği" yönünde gerekçeler ile şikayetin reddine karar vermiştir.
Yüksek Özel Daire başlıkta yer alan gerekçe ile hükmün bozulmasına oybirliği ile karar vermiş, yerel İcra Mahkemesi önceki kararında direnmiştir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 506 sayılı Yasa'nın 121. maddesi dikkate alındığında, alacaklının, borçlu sigortalının emekli maaşının haczi isteminin yerine getirilmesi konusunda icra müdürünün takdir hakkı bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır.
İcra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç üç gün içinde haczi yapması gerekir ( m.79/1 ). İcra Müdürü, "borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan menkul mallarıyla gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflarda dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı" haczedecektir ( m.85/1 ).
Gerek İcra ve İflas Yasası'nın 79. maddesinde, gerekse 85. madde ifadesinden ortaya çıkan sonuç, icra müdürüne haciz uygulaması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır. Gerçekten de 79. madde kesin bir ifadeyle icra dairesinin haczi yapacağından, 85. madde; maddede belirtilen yasal koşullar altında borçlunun mal ve haklarının haczolunacağından söz etmektedir. 85. madde sadece, "alacaklara yetecek miktarın" saptanması konusunda icra müdürüne bir takdir hakkı tanımaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde, kamu düzeni düşüncesinden hareketle, anılan Yasa'nın 85/son maddesinden de yararlanılabilir.
İcra ve İflas Yasası'nın 85/son maddesinde; "Haczi koyan memur borçlu ve alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir" şeklinde ifadesini bulan hüküm ile, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak, alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesinin güvence altına alınmasını amaçlamaktadır. Bu ilkenin bir gereği olarak icra müdürü, işlemlerinde, bütün ilgililerin yararlarını dikkate almak zorundadır.
İcra memurları, alacaklının alacağına kavuşması için gerekli olan takip işlemlerini yapacaktır. İcra Müdürüne yaptığı bir kısım işlemlerde hiçbir takdir yetkisi tanınmamıştır.
Buna karşın, Medeni Hukukta olduğu gibi, İcra ve İflas hukukunda da Yasa bazı konularda memurun davranış tarzını direkt olarak öngörmekten kaçınarak işi memurun takdir yetkisine bırakmıştır. Bu duruma, İcra ve İflas Yasası'nın "Kısmen haczi caiz olan şeyler" başlığı ile 83. maddesi örnek gösterilebilir. Bu maddede; "Takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir."şeklinde tanımlanan hüküm ile, haciz isteminin yerine getirilmesi için icra müdürüne bir takdir yetkisi verilmesi değil, kamu düzeni düşüncesi ile alacaklının alacağını tahsil ile borçlu ve ailesinin geçimi arasında bir menfaat dengesinin sağlanması amaçlanmıştır.
Alacaklının haciz istemi konusunda icra müdürünün taktir yetkisi bulunduğu sonucuna varılırsa, olumsuz işlemleri için şikayet yoluna alacaklının, takdir yetkisi bulunmayıp haciz talebini uygulamak durumunda olduğu kabul edilirse, bu durumda borçlunun şikayet yolunu başvurması gerekecektir. Her iki durumda da soruna İcra Mahkemesince çözüm bulunsa da, bu süreç, taraflar arasında sağlanmaya çalışılan dengeyi etkileyecektir.
İcra ve İflas Yasası 83/a maddesi, 82. ve 83. maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmaları geçerli saymamıştır. Zira, borçlu, böyle bir anlaşmanın kendisine hazırlayacağı tehlikeleri önceden tahmin edemez.
Buna karşılık, borçlu haczi caiz olmayan bir malın haczine, malın haczi sırasında muvafakat verebileceği gibi, şikayet yoluna gitmeyerek zımnen rıza gösterebilir. Bu durumda borçlu artık, haczedilen bu nitelikteki mal yada hakkından mahrum kalmanın bütün sonuçlarını bilmektedir.
Alacaklı ile borçlu arasında, icra memuru tarafından gözetilmesi gereken denge, bu sürecin icra müdürünün takdirine bırakılmayıp, alıcı yararına kullanılmasını zorunlu kılacaktır.
Kaldı ki, şikayet kabul edilirse, şikayet konusu işlem ya bozulacak, yada düzeltilecektir. İşlemin bozulması, geçmişe etkilidir ( extunc ). Böylece bu işleme dayanarak yapılmış bütün işlemler de hükümsüz olacaktır. Kamu düzeni düşüncesi ile getirilen bu düzenlemeler, borçlunun menfaatlerinin gözetilerek bir denye oluşturulduğu sonucunu doğurmaktadır.
Tüm bu maddi ve hukuki olgular dikkate alındığında, Yasa hükmünün açık ifadesi ve içeriği ile icra müdürüne alacaklının haciz isteminin yerine getirilmesi konusunda takdir yetkisi tanıdığından sözedilemeyeceği gibi, başka alanlarda tanınmış takdir yetkisinin yorum yoluyla kapsamının genişletilmesi isabetsizdir.
O halde mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Şikayet eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 31.3.2004 günü oyçokluğu ile karar verildi.
Old 20-01-2008, 02:14   #9
hakarar

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım; yürürlüğe girişi geciktirilmiş olan 5510 sayılı yasa 01.01.1008 itibarıyla yürürlüğe girmiş ve bu yasa ile de; gerek SSK'dan gerekse Bağ-Kur'dan enmekli maaşı alanların emekli maaşlarına haciz konulamayacığına ilişkin yasa hükümleri yürürlükten kaldırılıp, buna ilişkin yeni bir kısıtlayıcı hüküm de getirilmemiş olduğundan, artık bu türden emekli maaşlarına da haciz konulabilecektir.
Old 23-01-2008, 14:41   #10
Tuncer B. GÜNGÖR

 
Varsayılan

Sanik durumundaki kisi dolandiricilik sucundan 1 senelik bir ceza aliyor. Avukati yargitaya müracaat ediyor, yargitay bozuyor ve dosya tekrar mahkemeye dönüyor. Mahkeme tekrar 1 sene ceza veriyor. Bu sirada sanik yurtdisina cikmis ve Almanya ya yerlesmis. Mahkeme kararini sanigin kendisine teblig edemiyor ancak avukatinin bürosunda kendisinin vekalet vermemis oldugu, ancak kendisi vekalet verdikten sonra bu büroda sigortali olarak ise baslamis olan bir avukat tebligati aliyor. Kendi avukati ona ulasamiyor ve temyize gitmiyor.

Sanik su anda Almanya da önemli bir yayinci. Tarafsiz yayin yapan bir gazetenin sahibi oldugu icin Avrupa da üstdüzey politik cevrelerde de saygi gören bir kisi. Almanya da sinirsiz oturma iznine sahip ve Türk Konsoloslugunda da kaydi var. Ancak bu karar nedeniyle Türkiye ye gelemiyor.
# Tebligati kendisi bizzat almamis olmasina karsin, gecerli midir?
# Mahkemeye Almanya adresini bildirsek, oraya tebligat yapilsa, temyize müracaat sürecini bastan baslatabilir miyiz?
# Cezayi paraya cevirme sansimiz bu asamadan sonra olabilir mi?
Bu konularda fikir desteginiz olabilir mi?
Old 23-01-2008, 14:46   #11
Tuncer B. GÜNGÖR

 
Varsayılan

Adres bilgilerini henüz daha bildirmemiş olanlar için 1 yıllık hapis cezası uygulaması başladı mı?
Bu bildirimden sonra ' Nüfus Müdürlüğüne de bilgi vermek zorunluluğu var mı?
Bu konudaki görüş ve bilgilerinize acil ihtiyacım var.
Saygılarımla...
Old 23-01-2008, 16:25   #12
hakarar

 
Varsayılan

1 ) Öncelikle, tebligatı büroda almış olan sigortalı avukatın aldığı bu tebligat, hem yanında çalışmakta olduğu işveren konumundaki avukatı ve hem de müvekkili durumunda olan sanığı bağlar; yani bu sonuçları itibarıyla geçerli bir tebligattır. Özellikle ceza davalarında, sanık savunucusuna yapılmış olan tebligat yeterlidir.

2 ) Ancak, sanığın, karar sırasında yurtdışında olması, yani her halde bu karara ulaşamayacak durumda olması gibi, ayrıcalıklı, özel bir durum söz konusu olduğundan, bu husus belirtilerek, yargılamanın iadesi isteminde bulunabileceği kanısındayım.
Old 23-01-2008, 18:25   #13
Av. Salim

 
Varsayılan

Tuncer bey konuyla çok ilgili olmamış sorunuz ama hadi neyse
Old 24-01-2008, 11:17   #14
Tuncer B. GÜNGÖR

 
Varsayılan

Av.Salim bey,
Önce ilginizden ötürü teşekkür ederim ama zannederim ki sorumu yanlış anladınız. İkinci sorumun , birincisi ile hiç alakası yok, O da başlı başına ayrı bir soru. Son nüfus tesbiti çalışmaları nedeni ile beyanda bulunmayanlara 1 yıl hapis verileceğini okudum ve bunun uygulamaya geçip geçmediğini ve şu anda yapılacak bir kaydın , Nüfus Müdürlüğüne bildirilmesinin mecburi olup olmadığını öğrenmek istemiştim.
Saygılarımla...
Old 25-01-2008, 11:19   #15
Tuncer B. GÜNGÖR

 
Varsayılan

Son nüfus tesbiti çalışmaları nedeni ile beyanda bulunmayanlara, İKAMETGAH BİLDİRMEYENLERE, 1 yıl hapis verileceğini okudum ve bunun uygulamaya geçip geçmediğini ve şu anda yapılacak bir kaydın , Nüfus Müdürlüğüne bildirilmesinin mecburi olup olmadığını öğrenmek istemiştim.
Saygılarımla...
Old 18-03-2008, 23:08   #16
ortaköylü

 
Varsayılan

değerli meslektaşlar..ssk maaşına konulan usulsüz haczin kaldırılması için dava açıp onu da kazandığımız da alacaklı bankalar usulsüz olarak haczettikleri maaş kesintilerini iade etmiyor borca mahsup ediyorlarmış,bu konu hakkında bilginiz ve aksi için yani yapılan kesintilerin tarafımıza yani borçluya geri iadesi için ne yapmamız gerekir.. bu konuda yargıtay kararı olan yada bilgisi olan varsa ,, çok teşekkür ederim..
Old 18-03-2008, 23:17   #18
Av.EJDER HAKARAR

 
Varsayılan

Zira öyleyse Mahkemeler neden ssk maaş hacizlerini kaldırıyor.
Old 18-03-2008, 23:21   #19
Av.EJDER HAKARAR

 
Varsayılan

Sayın Ortaköylü alacak verecek ilişkisi bir krediden kaynaklanıyorsa tüketici mahkemesinde istirdat davası açabilirsiniz.Ancak doğrusu bunu ben pek etik bulmuyorum.Çünkü bu bana bir hakkın kötüye kullanılması gibi geliyor.
Old 19-03-2008, 01:47   #20
hakarar

 
Varsayılan

Arkadaşlar; bana gelen yeni bir mesaj üzerine, bu bölümü gözden geçirirken farkettiğim için, düzeltmem gerekti: 5510 sayılı yasanın yürürlüğe girişi, yoğun toplumsal tepki nedeniyle tekrar ertelendi ve 01.06.2008'e bırakıldı; yani, halen maaş hacizleri yapılabilmekle birlikte, süresiz şikayete tâbi olup, sonradan İcra Hukuk Mahkemesi kararıyla kaldırılabiliyor.

Ejder HAKARAR meslektaşımın, bankalarla ilgili etik ilişkisi hakkındaki görüşüne ise katılamadığımı belirtmek zorundayım; çünkü, etik olan herhangi bir eylemini göremediğim ve günümüzde yasal tefecilik anlamında her türlü sınırı zorlayan bu kurumlarla ilgili olarak, tüketiciyi sınırlayabilecek tek unsurun, açık yasal düzenlemeler ve yasaklar olduğu kanısındayım. Daha açıkçası, "banka" adını taşıyan kurumların, etik kavramıyla yan yana getirilmesi bile beni rahatsız ediyor.
Esenlik dileklerimle.
Old 04-05-2008, 00:42   #21
Mustafa BARAN

 
Varsayılan

Bankalar baştan buyana bir sürü haksız uygulamalar yapıp yetkilerini kötüye kullanarak maaşlara bloke koyuyorlar daha sonra Tüketici mahkemelerinde blokenin kaldırılması üzerine bu kez anlam verilmeyecek şekilde bloke koydukları maaşları mapsup ediyorlar. bu sebeple bu konuda banka tarafından maaşına el konulup verilmeyen kişiler varsa diğer avukatlarımında belirttikleri gibi Tüketici Mahkemelerinde veya Asliye Hukuk Mahkemelerinde ( Tüketici Sıfatıyla) istirdat davalarını açsınlar ve haksız olarak el konulan paralarını alacaklardır. kanun açık İİK.nun 83 ve 83/a maddesi açık kişinin maaşı ancak 1/4 oranında haciz edilir. ayrıca Borçlar kanunun 123 maddesi uyarınca maaşlara yönelik bu tür alacaklar bankalar tarafından borca takas kabiliyeti yoktur kesinlikle haksız el konulan ve bloke edilen paralarını alacaklardır.
Old 04-05-2008, 10:48   #22
Av.Duran Küçüköner

 
Varsayılan

Şu anda Cumhurbaşkanlığında imzada olan ve 5510 sayılı yasada değişiklikler yapılmasına ilişkin olan 5754 sayılı yasanın 56.maddesi aşağıya eklenmiş olup 506 sayılı yasanın 121.maddesine benzer bir düzenlemenin yapıldığı anlaşılmaktadır.

MADDE 56- 5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesinin başlığı “Devir, temlik, haciz ve Kurum alacaklarında zamanaşımı” şeklinde, birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.
Old 26-05-2009, 15:12   #23
av_sibelll

 
Varsayılan

bağkur emekli maaşlarına haciz koydurabiliyor muyuz? bu sorununu cevabını halen bulabilmiş değilim. Uygulamada emekli maaşına haciz mümkün değil deniliyor.
Old 26-05-2009, 15:49   #24
hakarar

 
Varsayılan

Kısaca Bağ-Kur Sigorta Kanunu, diye andığımız 1479 sayılı yasanın 67. maddesi, yürürlükten kaldırılmamış olup, yürürlükteki bu madde uyarınca da,


"Madde 67 - Bu Kanun gereğince bağlanacak aylıklar, nafaka borçları dışında, haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez.
Ancak, sigortalılara veya hak sahibi kimselerine Kurumca fuzulen ödendiği anlaşılan her türlü aylık yardımlar 55 inci maddenin son fıkrası saklı kalmak kaydiyle, ilgililerin sonraki her çeşit istihkaklarından, kesilmek suretiyle geri alınır."
Bu arada, Emekli Sandığı'na bağlı emeklilerin emekli maaşları için de aynı uygulama geçerlidir.

İyi çalışmalar ve esenlikler dilerim.
Old 26-05-2009, 18:03   #25
Mustafa BARAN

 
Varsayılan Eskİ Uygulama İle Emeklİ SandiĞi,baĞkir Ve Sİgortalilarin MaaŞina Hacİz Uygulanmiyor

Değerli site yöneticeleri bundan böyle yeni çıkan 5510 sayılı kanunun 5757 sayılı kanunun 56 maddesi ile değişik 93 maddesine göre " Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık, ve ödenekleri, sağlık hizmetleri sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez, gelir aylık ve ödenekleri ; 88 nci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez, " bu açık hüküm nedeni ile artık 01.01.02008 tarihinden itibaren Emekli sandığı emeklilerinin maaşı çıkan yasa uyarınca artık haczedilemez hükmü açıktır.
Alacaklı vekili veya alacaklı asil maaşa haciz uygulamasını istediğinde emeklilerin maaşına haciz uygulamasını icra müdürü doğrudan red ediyor ve itiraza kabil olmayıp kesin karar niteliğindedir. Artık bundan sonra ancak haciz mahalli dışında borçlunun ancak muvafakatı ile emekli maaşlarına haciz uygulanacak. yapılacak şey yok kanun açık.

[FONT='Verdana','sans-serif'][/font]
Old 27-05-2009, 13:14   #26
AV ŞEYDA

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım, uygulama açısından halen SSk maaşlarına haczi kaldırılana kadar uyguluyorsunuz. Bağkur ve emekli maaşları için bu kıstlama yok.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ssk emeklisine maaş haczi johnross Meslektaşların Soruları 11 22-02-2009 01:33
Maaş Haczi - Talimat hediye Meslektaşların Soruları 15 13-12-2006 18:46
Maaş Ve Maaş Hesabı Haczi gokhancay Hukuk Soruları Arşivi 20 05-12-2006 22:13
maaş haczi esra giritli Hukuk Soruları Arşivi 2 19-04-2006 14:04
maaş haczi esra giritli Hukuk Soruları Arşivi 0 16-04-2006 14:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07698393 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.