Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Zamanaşımının Müteselsil borçlulardan birine karşı kesilmesi durumu?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-04-2013, 11:53   #1
Meragi

 
Varsayılan Zamanaşımının Müteselsil borçlulardan birine karşı kesilmesi durumu?

Sayın Meslektaşlarım,

Olay yaralanmalı trafik kazası. Müvekkilimiz olayda yaralandı. Trafik kazası nedeniyle kusurlu aracın şoförü ceza davasında ceza aldı. Müvekkilimizin yaralanması sebebiyle şoföre karşı maddi tazminat davası açtık.

Fakat zamanaşımı süresi dolduktan sonra aracın sahibinin şoför değil; başka bir şirket olduğunu öğrendik.

Şoförden tahsilat yapmak mümkün olmadığı için araç sahibi olan şirkete karşı da dava açtık ve iki davayı birleştirdik.

6098 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 155. maddesi "Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur." demektedir.

Bu maddeye göre şirkete karşı zamanaşımı dolduktan sonra açtığımız davanın durumu nedir? Şirkete karşı da zamanaşımı kesilmiş midir? Yoksa şirkete karşı açtığımız ikinci dava zamanaşımı sebebiyle red mi edilir?
Old 17-04-2013, 13:33   #2
Av. Kübra İSLAMOĞLU BAYER

 
Varsayılan

Olayınızın 818 sayılı eski BK döneminde gerçekleştiğini anlıyorum. Bu bağlamda:

(V) MÜRURU ZAMAN

Madde 60 - Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz.

Şukadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur.


Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak tevlit etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile sakıt olsa bile o alacağı vermekten imtina edebilir.

Dolduğundan söz ettiğiniz hukuk zamanaşımı ise M 60/2 bağlamında aşağıdaki kararları incelemenizi tavsiye ederim:

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 04.12.2008T, 2008/13761E.2008/15023K. :

“Tazminat davasında uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanabilmesi için mutlaka bir ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararının bulunması gerekmez.”
Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 14.06.2004T. 2004/1183E., 2004/7711K.

“Ceza davası zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için, ceza davası açılmış bulunması gerekmediği gibi; mahkumiyet kararı verilmiş olması da koşul değildir. Bu anlamda, cumhuriyet savcılığının koğuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararı dahi, bağlayıcı ve etken değildir.”

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 23.06.1983T, , 5841E-6468K.,
Uzamış ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için fail hakkında ceza davası açılmış olması şart olmayıp haksız eylemin ceza hukuku bakımından suç olması yeterlidir.
Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 25.01.1990T. , 89/6101 , .90/285K:

“Tazminat davasının ceza kanunları gereğince süresi daha uzun zamanaşımına tabi cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş olması halinde o zamanaşımının mutlak surette uygulanması gerekir. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, haksız eylemin sadece suç niteliğinde bulunması yeterlidir.”

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 14.06.2004,2004/1183E. , 2004/7711K.

“Ceza davası zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için, ceza davası açılmış bulunması gerekmediği gibi; mahkûmiyet kararı verilmiş olması da koşul değildir.”

Ayrıca trafik kazası olması nedeniyle bakınız:

2918 Sayılı Kanun:


Zamanaşımı (YÜR. TAR.: 18.06.1985)

Madde 109 - Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.

Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.

Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.

Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.

Diğer hususlarda, genel hükümler uygulanır.
Old 17-04-2013, 20:37   #3
Meragi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Kübra İSLAMOĞLU
Olayınızın 818 sayılı eski BK döneminde gerçekleştiğini anlıyorum. Bu bağlamda:

(V) MÜRURU ZAMAN

Madde 60 - Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz.

Şukadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur.


Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak tevlit etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile sakıt olsa bile o alacağı vermekten imtina edebilir.

Dolduğundan söz ettiğiniz hukuk zamanaşımı ise M 60/2 bağlamında aşağıdaki kararları incelemenizi tavsiye ederim:

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 04.12.2008T, 2008/13761E.2008/15023K. :

“Tazminat davasında uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanabilmesi için mutlaka bir ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararının bulunması gerekmez.”
Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 14.06.2004T. 2004/1183E., 2004/7711K.

“Ceza davası zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için, ceza davası açılmış bulunması gerekmediği gibi; mahkumiyet kararı verilmiş olması da koşul değildir. Bu anlamda, cumhuriyet savcılığının koğuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararı dahi, bağlayıcı ve etken değildir.”

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 23.06.1983T, , 5841E-6468K.,
Uzamış ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için fail hakkında ceza davası açılmış olması şart olmayıp haksız eylemin ceza hukuku bakımından suç olması yeterlidir.
Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 25.01.1990T. , 89/6101 , .90/285K:

“Tazminat davasının ceza kanunları gereğince süresi daha uzun zamanaşımına tabi cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş olması halinde o zamanaşımının mutlak surette uygulanması gerekir. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, haksız eylemin sadece suç niteliğinde bulunması yeterlidir.”

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 14.06.2004,2004/1183E. , 2004/7711K.

“Ceza davası zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için, ceza davası açılmış bulunması gerekmediği gibi; mahkûmiyet kararı verilmiş olması da koşul değildir.”

Ayrıca trafik kazası olması nedeniyle bakınız:

2918 Sayılı Kanun:


Zamanaşımı (YÜR. TAR.: 18.06.1985)

Madde 109 - Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.

Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.

Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.

Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.

Diğer hususlarda, genel hükümler uygulanır.

Teşekkür ederim Kübra Hanım,
Sanırım 2918 Sayılı Kanun'un 109. maddesi gereğince araç sahibi için de zamanaşımı kesilmiş. Bu maddeye göre davaya devam edilebilir. Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Borçlulardan birine karşı takibin unutulması av.kenan Meslektaşların Soruları 6 12-10-2018 12:27
Avukatlık Ücretinde Müteselsil sorumlukuk- Müteselsil borçlulardan birinden feragat preator07 Meslektaşların Soruları 1 14-06-2012 15:30
Müteselsil Sorumluların Birbirine Karşı Açacakları Rücu Davaları mdelen82 Meslektaşların Soruları 4 05-01-2012 19:41
Borçlu olmayan birine karşı yapılan haciz işlemi Av.Furkan Kamalak Meslektaşların Soruları 1 25-05-2009 10:59
memurun devlete karşı sorumluluğu-müteselsil sorumluluk Avukat Neslihan Meslektaşların Soruları 0 21-01-2009 14:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07571602 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.