Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

çek iptali-karardan sonra müdahale

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-12-2009, 18:54   #1
oznuruslu

 
Varsayılan çek iptali-karardan sonra müdahale

Sayın Meslektaşlarım,zayii nedeniyle çek iptali için dava açmıştık.İlan yapıldı,yasal süre geçti ve yapılan duruşmada çekin iptaline karar verildi.Çeki elinde bulunduran kişi mahkemeye başvurmadı fakat ihtiyati haciz yoluyla icra takibi yapmıştı ve itiraz etmiştik.' gün sonra itirazımız üzerine duruşma yapılacak.Biz duruşmada çekin iptali hakkındaki kararı sunsak,müdahalede bulunabilirler mi?aslında karardan sonra taraf olmak mümkün gözükmüyor ama fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Old 07-12-2009, 19:14   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/4607
Karar: 2005/4131
Karar Tarihi: 25.04.2005

ÖZET: Kanunda, ihtiyati haciz kararına itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmıştır. Bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak itiraz edilmesi mümkün değildir. Bu durum karşısında mahkemece, ihtiyati haciz kararının kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır.

(2004 S. K. m. 50, 257, 258, 265) (1086 S. K. m. 10) (818 S. K. m. 73)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 31.08.2004 tarih ve 2004/154-D. iş sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi karşı taraf vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ata Durak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: İhtiyati hacze itiraz eden vekili, karşı tarafın talebi üzerine müvekkili aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının dayandığı çekin müvekkili tarafından keşide edilip dava dışı M. C. 'ye ciro edildiğini, M. tarafından çekin çaldırılıp çek iptali davası açıldığını, bu davada çek üzerine ödeme yasağı konulduğunu ayrıca Ankara Mahkemeleri'nin yetkili olduğunu ileri sürerek, hukuka aykırı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, çekin çalınmış ve çek iptali davası açılmış olması karşısında İİK.nun 257. maddesinde yazılı şartların varlığı konusunda tereddüde düşüldüğü, çek hakkında ödeme yasağı konulduğu, İİK.nun 258. maddesi yollamasıyla İİK.nun 50'nci, HUMK.nun 10'uncu ve BK.nun 73 'üncü maddeleri uyarınca borcun para borcu olması karşısında yetki itirazının yerinde görülmediği gerekçesiyle, yetki itirazının reddine, çekin çalındığı iddiasıyla iptaline ilişkin dava açıldığı anlaşıldığından ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Kararı, karşı taraf vekili temyiz etmiştir.

Dava, ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İİK.nun 265'inci maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmıştır. Bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak itiraz edilmesi mümkün değildir. Somut olayda ise ihtiyati haciz kararına itiraz eden vekilinin yukarıda belirtilen itiraz sebepleri, İİK.nun 265'inci maddesinde sayılan sebeplerden olmayı bu davada incelenmesi mümkün değildir. Bu durum karşısında mahkemece, ihtiyati haciz kararının kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle karşı taraf vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın karşı taraf yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.04.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 07-12-2009, 19:19   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Kearardan sonra taraf olmak mümkün olmasa da hak sahipleri tarafından hasımlı olarak açılacak bir dava ile, çek iptali kararının iptali talep edilebilecektir.
Old 07-12-2009, 19:22   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/13286
Karar: 2007/231
Karar Tarihi: 15.01.2007

ÖZET: Çeklerin çalınması nedeniyle açılan davada verilmiş bulunan iptal kararı bir ilam olmayıp tespit niteliğini taşımaktadır. Ayrıca bu karar, hasımsız olarak tesis edilmiş bulunmaktadır. Bu durumda iptal edilen çekin gerçek hamili olduğunu ileri süren Mustafa Köylüoğlu'nun iptale ilişkin kararın ortadan kaldırılmasını istemesi mümkündür.

(6762 S. K. m. 669)

Dava: Hasımsız olarak açılan davada Elazığ Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 08.09.2005 gün ve 2005/165 - 2005/350 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi 3. kişi Mustafa Köylüoğlu tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Döndü Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin Fırat-Vet Veterinerlik Hay. Ür. İth. İhr. San.ve Tic. Ltd. Şti. tarafından Roda Çevre Koruma Ürünleri Ltd. Şti. adına verilen Elazığ Akbank şubesine ait 22.04.2005 gün Z3434651 nolu ve 16.667.000.000.TL.sı tutarlı ve yine aynı banka şubesine ait 20.05.2005 gün ve Z3434652 nolu ve 16.667.000.000.TL.sı bedelli iki adet çeki kaybettiğini, ileri sürerek, anılan çeklerin iptalini talep etmiştir.

Davaya, Mustafa Köylüoğlu vekili, müvekkilinin 22.04.2005 gün Z3434651 nolu ve 16.667.000.000.TL.sı tutarlı çek yönünden yetkili hamil olduğunu savunarak, davaya müdahil olmuştur.

Mahkemece, iddia ve dosyadaki kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile, 22.04.2005 gün Z3434651 nolu ve 16.667.000.000.TL.sı tutarlı çek yönünden davanın reddine, 20.05.2005 gün ve Z3434652 nolu ve 16.667.000.000.TL.sı bedelli çek yönünden davanın kabulü ile bu çekin iptaline karar verilmiştir.

Kararı, Mustafa Köylüoğlu vekili temyiz etmiştir.

Dava, TTK. nun 730/20. maddesindeki atıf uyarınca aynı Yasa'nın 669 v.d. maddelerine dayalı olarak açılmış bulunan çek iptali davasıdır.

Bir kararı temyiz yoluna ancak davanın tarafları başvurabilir. Taraflar dışındaki üçüncü kişiler temyiz yoluna başvuramaz. Kararda üçüncü kişilerin hakkını zedeleyen hükümler bulunsa bile onun bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden bu kişilerce, verilen karar temyiz edilemez. Ancak o kararın iptali için mahkemeye başvurulabilir. Bu başvurma hakkı, asıl kararı temyiz etme yetkisi vermez.

Somut olayda da, çeklerin çalınması nedeniyle açılan davada verilmiş bulunan iptal kararı bir ilam olmayıp tespit niteliğini taşımaktadır. Ayrıca bu karar, hasımsız olarak tesis edilmiş bulunmaktadır. Bu durumda iptal edilen çekin gerçek hamili olduğunu ileri süren Mustafa Köylüoğlu'nun iptale ilişkin kararın ortadan kaldırılmasını istemesi mümkündür. Temyiz eden, davaya asli ve fer'i müdahil de olmamıştır. Bu bakımdan temyiz isteminin reddi gerekir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle Mustafa Köylüoğlu vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 1.90 YTL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15.01.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 07-12-2009, 19:29   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Kısaca çekin iptaline ilişkin karar bulunması ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmez. İİK.nun 265'inci maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmıştır. Bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak itiraz edilmesi mümkün değildir. Somut olayda ise ihtiyati haciz kararına itirazınız, İİK.nun 265'inci maddesinde sayılan sebeplerden olmayıp bu davada incelenmesi mümkün değildir. Bu durum karşısında mahkemece, ihtiyati haciz kararının kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekecektir. İhtiyati hacze itiraz duruşmasına zaten karşı taraf da gelecektir. Müdahale talebinde bulunmasına gerek yoktur.
Old 07-12-2009, 19:36   #6
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Ancak, İİK.m.266 uyarınca teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılmasını talep edebilirsiniz.
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/13753
Karar: 2005/12450
Karar Tarihi: 15.12.2005

ÖZET: İstem, ihtiyati haciz kararının itiraz yolu ile kaldırılmasına ilişkindir. Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlu, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı kararı veren mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Bu durumda itirazın, ihtiyati haciz kararının takibe konulduğu tarihten önce veya sonra yapılması arasında bir fark yoktur. İstem, borçlunun gösterilen teminat karşılığında ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemi olmadığına göre, bu istemin mahkemece incelenmesi ve karar bağlanması gerekirken, istem hakkında görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.

(2004 S. K. m. 265, 266)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Tekirdağ Asliye 2.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 21.07.2005 tarih ve 2005/84-D.İş sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ramazan Özcan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: İhtiyati hacze itiraz eden vekili, müvekkil dinlenmeden yokluğunda verilen ihtiyati haciz kararının dayandığı çekler hakkında daha önce ihtiyati tedbir kararı verildiğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Karşı taraf alacaklı vekili, takip başladıktan sonra yapılacak itirazların İcra Tetkik Mercii tarafından incelenmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece; iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ihtiyati haciz kararına itirazın, kararın takibe konulduğu tarihten sonra yapıldığı, İİK. nun 266. maddesi hükmü gereğince davaya bakmaya görevli yargı yerinin İcra Tetkik Mercii olduğu gerekçesiyle, görevsizlik ve İTM. ne gönderme karar verilmiştir.

1- İstem, ihtiyati haciz kararının itiraz yolu ile kaldırılmasına ilişkindir.

İcra İflas Kanunu'nun 265. maddesine göre, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlu, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı kararı veren mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Bu durumda itirazın, ihtiyati haciz kararının takibe konulduğu tarihten önce veya sonra yapılması arasında bir fark yoktur.

Öte yandan İcra İflas Kanunu'nun 266. maddesinde ise borçlunun haczedilen malların kıymeti oranında teminat göstermesi halinde, ihtiyati haciz kararının kaldırılması düzenlenmiştir. Bu durumda mallar üzerindeki ihtiyati haciz tamamen kalkmakta ve onun yerine gösterilen teminat ihtiyaten haczedilmiş sayılmaktadır.

O halde, istem, borçlunun gösterilen teminat karşılığında ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemi olmadığına göre, yukarıdaki açıklamalar ışığında, bu istemin mahkemece incelenmesi ve karar bağlanması gerekirken, istem hakkında İİK'nun 265. maddesi yerine 266. maddesinin uygulanacağı düşünülerek görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.

2- Kabule göre de, ihtiyati hacze itirazın yeni bir değişik iş esasına kaydedilmesi ve bu esas üzerinden karara bağlanması gerekirken, ihtiyati haczin numarası üzerinden karar verilmesi de doğru değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, kararın itiraz eden borçlu yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.12.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/10738
Karar: 2004/18533
Karar Tarihi: 13.12.2004

ÖZET: Kararın teminat karşılığı kaldırılması yalnız icra tetkik merciinden istenebilir. Davacı tarafından böyle bir talepte bulunulmadığı gözetilerek mahkemece işin esası ile ilgili karar verilmesi gerekir.

(2004 S. K. m. 265, 266)

Dava: Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı, yokluğunda ihtiyati haciz hararı verildiğini, kararın kendisine tebliğ edilmediğini, yokluğunda haciz yapılıp takibe geçildiğini, 01.09.2003 tarihinde haczi öğrendiğini kendisinin İstanbul' da ikamet ettiğini bu itibarla mahkemenin yetkili olmadığını ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir.

Davalı icra takibine başlanması sebebi ile yetkinin İcra Tetkik Mercii'ne geçtiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, yokluğunda verilen ihtiyati haciz kararına yetki itirazında bulunmuştur. İhtiyati haciz kararının 04.08.2003 tarihinde davacının yokluğunda verildiği, 22.08.2003 tarihinde yine davacının yokluğunda haciz yapıldığı ve 19.08.2003 tarihinde davacı aleyhine icra takibine geçildiği, davacı tarafça 01.09.2003 tarihinde haczin öğrenildiği bildirilerek 05.09.2003 tarihinde yetki itirazında bulunulduğu görülmektedir. Mahkeme kararının gerekçe kısmında İİK 265 ve 266. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı infaz edildikten sonra açılacak davalara bakma yetkisinin İcra Tetkik Merciine ait olduğu belirtilerek, hüküm kısmında görev yeri belirtilmeksizin görevsizlik kararı verilmiştir. İİK. 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze karşı yapılan itirazları çözmekle görevli mahkeme, ihtiyati haciz kararını veren mahkemedir. Asıl takibe geçilmesinin bu duruma etkisi yoktur.

Ancak kararın teminat karşılığı kaldırılması İİK 266 maddesi gereğince yalnız icra tetkik merciinden istenebilir. Davacı tarafından böyle bir talepte bulunulmadığı gözetilerek mahkemece işin esası ile ilgili karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.12.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 08-12-2009, 14:54   #7
Tuğçe AYMEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan oznuruslu
Sayın Meslektaşlarım,zayii nedeniyle çek iptali için dava açmıştık.İlan yapıldı,yasal süre geçti ve yapılan duruşmada çekin iptaline karar verildi.Çeki elinde bulunduran kişi mahkemeye başvurmadı fakat ihtiyati haciz yoluyla icra takibi yapmıştı ve itiraz etmiştik.' gün sonra itirazımız üzerine duruşma yapılacak.Biz duruşmada çekin iptali hakkındaki kararı sunsak,müdahalede bulunabilirler mi?aslında karardan sonra taraf olmak mümkün gözükmüyor ama fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Sayın Şenel Bey, yapılan duruşmayı ihtiyati haciz duruşması olarak değerlendirmiş ancak anladığım kadarıyla siz ödeme emrine karşı yaptığınız itiraz nedeniyle icra mahkemesinde görülen duruşmadan bahsetmektesiniz. Bir de cevap vermeden önce sizin çekteki sıfatınızı öğrenebilir miyim?Ayrıca açılan iptal davasının zamanı ile yapılan takibin zamanını net olarak anlayamadım. Cümlenizden eş zamanlı gibi anladım ama daha net belirtirseniz seviniri. Diğer yandan Şener Beyin, "hak sahipleri tarafından hasımlı olarak açılacak bir dava ile, çek iptali kararının iptali talep edilebilecektir" ifadesine katılmadığımı belirtmek isterim. Nitekim bu şekilde verilmiş yargıtay kararını bir dersimizde de inceleme olanağı bulmuş ve bir mahkeme kararının (hasımsız olarak görülmüş bir dava bile olsa) başka bir mahkeme kararı ile ortadan kaldırılmasının mümkün olmayacağı sonucuna varmıştık. Nitekim hukuk sistemimizde de bir yerel mahkemenin bir başka yerel mahkemenin kararını ortadan kaldırması mümkün değildir. İyi Çalışmalar!
Old 10-12-2009, 10:55   #8
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Sayın AYMEN'in de belirttikleri gibi yapılacak duruşmayı ihtiyati hacze itiraz duruşması olarak değerlendirirek soruyu yanıtlamaya çalışmıştım. Duruşma ödeme emrine itiraz duruşması ise, çek iptali ile ilgili kararı hasımsız olarak alınmış olup, kararın tarafı olmayan takip alacaklısını bağlamaz. Bu durumda, alacaklı yönünden yargılamayı gerektiren bir husus bulunmadığı gözetilerek borçlunun sair itirazları incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Sayın AYMEN'in çek iptal kararının iptal edilebileceğine ilişkin ifademe katılamadığı şeklindeki görüşüne saygı duymakla birlikte, gerek öğretide gerekse uygulamada iptal davasının hasımsız açılan bir dava olduğu için bu dava sonunda alınmış olan iptal kararının kesin hüküm teşkil etmeyeceği kabul edilmektedir. Bu nedenle senedi iyiniyetle devralan üçüncü şahısların haklarına iptal kararının hiçbir etkisi olamaz. Senedi iyiniyetle iktisap etmiş olan şahsın durumu iptal kararı ile değişmez.Sayın AYMEN'in iptal kararının iptal edilmesinin mümkün olmadığı şeklindeki ifadesi sadece görüş ve tenkitten ibarettir. Nitekim tıpkı Sayın AYMEN'in eleştirisi gibi , kıymetli evrakın iptali hakkındaki TTK. hükümlerinin karışık ve çelişkilerle dolu olduğu gerekçe gösterilerek bu husus öğretide eleştirilere uğramıştır. Benim de ztemennim bu eksikliklerin ve iptale ilişkin hükümlerin düzenleme tarzının en kısa zamanda ele alınmasıdır.
Saygılarımla
Old 10-12-2009, 10:55   #9
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/5279
Karar: 2005/8465
Karar Tarihi: 19.04.2005

ÖZET: Takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfında olduğu ve çeki birbirine bağlı cirolarla eline geçiren alacaklının TTK.'nun 702. maddesi hükmüne uygun biçimde selahiyetli hamil konumunda bulunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, TTK.' nun 702. maddesinin 2. cümlesinde çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir denilmektedir. İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin çek iptali ile ilgili kararı hasımsız olarak alınmış olup, kararın tarafı olmayan takip alacaklısını bağlamaz. Bu durumda, alacaklı yönünden yargılamayı gerektiren bir husus bulunmadığı gözetilerek borçlunun sair itirazları incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.


(6762 S. K. m. 692, 702)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı H. Şimşek vekili tarafından borçlu Bahtiyar Kaya hakkında 7.500.000.000 TL. asıl alacağın tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 163 numaralı ödeme emri gönderilmiştir.

Takip dayanağı belgenin TTK.' nun 692. maddesinde öngörülen koşulları taşıdığı, kambiyo senedi vasfında olduğu ve çeki birbirine bağlı cirolarla eline geçiren alacaklının TTK.'nun 702. maddesi hükmüne uygun biçimde selahiyetli hamil konumunda bulunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, TTK.' nun 702. maddesinin 2. cümlesinde (çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir.) denildiği için çek arkasındaki Bülent Koçak'a ait ciro imzasının çizilmiş olması dayanak çek nedeni ile selayetli hamilin keşideciyi takip hakkını ortadan kaldırmaz. Sadece Bülent Koçak'ın bu çek nedeni ile sorumlu tutulması mümkün bulunmamaktadır.

Bundan başka, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 08.10.2004 tarihli ve 2004/676-979 sayılı çek iptali ile ilgili kararı hasımsız olarak alınmış olup, kararın tarafı olmayan takip alacaklısını bağlamaz. Bu durumda, alacaklı yönünden yargılamayı gerektiren bir husus bulunmadığı gözetilerek borçlunun sair itirazları incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.04.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 11-12-2009, 09:52   #10
Tuğçe AYMEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şenel DELİGÖZ
Sayın AYMEN'in de belirttikleri gibi yapılacak duruşmayı ihtiyati hacze itiraz duruşması olarak değerlendirirek soruyu yanıtlamaya çalışmıştım. Duruşma ödeme emrine itiraz duruşması ise, çek iptali ile ilgili kararı hasımsız olarak alınmış olup, kararın tarafı olmayan takip alacaklısını bağlamaz. Bu durumda, alacaklı yönünden yargılamayı gerektiren bir husus bulunmadığı gözetilerek borçlunun sair itirazları incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Sayın AYMEN'in çek iptal kararının iptal edilebileceğine ilişkin ifademe katılamadığı şeklindeki görüşüne saygı duymakla birlikte, gerek öğretide gerekse uygulamada iptal davasının hasımsız açılan bir dava olduğu için bu dava sonunda alınmış olan iptal kararının kesin hüküm teşkil etmeyeceği kabul edilmektedir. Bu nedenle senedi iyiniyetle devralan üçüncü şahısların haklarına iptal kararının hiçbir etkisi olamaz. Senedi iyiniyetle iktisap etmiş olan şahsın durumu iptal kararı ile değişmez.Sayın AYMEN'in iptal kararının iptal edilmesinin mümkün olmadığı şeklindeki ifadesi sadece görüş ve tenkitten ibarettir. Nitekim tıpkı Sayın AYMEN'in eleştirisi gibi , kıymetli evrakın iptali hakkındaki TTK. hükümlerinin karışık ve çelişkilerle dolu olduğu gerekçe gösterilerek bu husus öğretide eleştirilere uğramıştır. Benim de ztemennim bu eksikliklerin ve iptale ilişkin hükümlerin düzenleme tarzının en kısa zamanda ele alınmasıdır.
Saygılarımla

Öncelikle çek iptali kararlarının maddi hukuk açısından kesin hüküm teşkil etmemesi konusunda farklı bir düşüncem olmadığını belirtmek isterim. Başka bir ifade ile Sayın Şenel Beyin de belirttiği gibi çek iptali kararları maddi hukuk açısından sonuç doğurmaz. Dolayısıyla çek iptali kararı bu kararı alan kişinin gerçek hak sahibi olduğunu göstermez. Bu nedenle gerçek hak sahibi olduğunu iddia eden çek hamili ortaya çıktığı zaman çek iptali davacısının bu kişiye karşı hak sahipliğini ortaya koymak amacıyla dava açması gerekir. Benim katılmadığım husus ise tamamen yargılama sistemine ilişkin olarak çek iptali kararı veren mahkemenin bu kararının bir başka mahkeme tarafından ortadan kaldırılmasıdır. Söz konusu hasımsız açılan bir dava olsa bile sonuç değişmeyecektir. Diğer yandan çek iptali davalarının bu derece karışması bence TTK hükümlerinin karışık olmasından ziyade -değerli bir hocamın da belirttiği üzere- bu maddelerin gereği gibi uygulanmamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Kanun koyucu abesle iştigal etmez:-)) iyi Çalışmalar!
Old 11-12-2009, 11:05   #11
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Yasanın kıymetli evrakın iptali ile ilgili hükümlerinin çok karışık ve birbiri ile çelişkili mahiyette olduğu şeklindeki görüşümü yineliyorum. Nitekim bu husus Domaniç başta olmak üzere bir çok hukukçu tarafından eleştirilmiştir. Nitekim makbuz senetleri ve varantlar 243. maddede tanzim edilmiş oldukları halde, bunların iptaline ilişkin hükümler ayrıca 761. maddede de düzenlenmekle uygulamada güçlüklere neden olmaktadır. Ödemenin men'i talebinde bulunulması halinde bunu talep edenden teminat alınıp alınmayacağı hususunda bir boşluk olduğu da söylenebilir. Müracaat borçlularına başvurulup başvurulamayacağı ve iptal kararı alan davacı ile iyiniyetli hamilin karşı karşıya kalmaları halinde hangisinin tercih olunacağı hususunda da bir çözüm yolu yasada olmadığı için uygulamada güçlükler yaratması olanaklıdır. Bu nedenle uygulamada karşı karşıya kalınabilecek aksaklıkların kıymetli evrak hukukunun genel ilkelerine ters düşmeyecek şekilde hukukun genel prensiplerine ve kıyas yoluna başvurmak surutiyle çözümlenmesi gerektiği kanısındayım. İyi Çalışmalar!
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Karardan Sonra Şikayetten Vazgeçme AVUKAT ŞÜKRAN Meslektaşların Soruları 7 12-06-2019 13:30
karardan sonra mahkeme dışı sulh aes Meslektaşların Soruları 10 17-04-2010 19:55
Karardan sonra feragat edildiği halde ilamlı icra aslı ongur Meslektaşların Soruları 1 22-02-2009 20:04
Karardan sonra teminat yatırılarak tedbir kaldırılabilir mi? senemü Meslektaşların Soruları 1 24-12-2008 19:27
TMK 181/2 Karardan Sonra Tebligattan Önce Uygulanabilir mi? Gratius Meslektaşların Soruları 2 10-05-2007 18:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05190110 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.