Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

SÖĞÜt AĞaci İle Sohbet

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-12-2012, 21:24   #1
Durdu GÜNEŞ

 
Varsayılan SÖĞÜt AĞaci İle Sohbet

SÖĞÜT AĞACI İLE SOHBET

Adam, hayatın rutinlerinden bunalmıştı. Farkında olmadan etrafını çevreleyen kuralların içinde bir mahpus duygusu yaşıyordu. En küçük kural ihlalinde hayatının akışının değiştirecek yaptırımların farkındaydı. İhtiyaçların ve kuralların alabildiğine çoğalması; yorgunluğu, tıkanmışlığı, tükenmişliği, engellenmişliği beraberinde getiriyordu.

Şehirden uzaklaşıp dere kenarında... söğüt ağaçlarının da bulunduğu bir çay bahçesine geldi. Söğüt ağacının gölgesi ne kadar da rahatlatıcıydı. Aspirinin acıyı kesmesi gibi bir anda içsel gerilimin yerini hoş bir duygu almıştı. Her halde aspirin de söğüt ağacından yapılıyor olmalı diye düşündü içinden.

Kendi kendine “Nedir bu hayat gailesi, telaş, gerginlik, öfke?” diye sordu. Sonra “Keşke dere kenarında bir söğüt olsaydım” diye geçirdi içinden.

Söğüt ağacının yaprakları hareketlendi. Söğüt dile geldi. “Sen bir insansın. Sen söğüt olamazsın. Ama benim hayatıma bakarak daha huzurlu bir insan olabilirsin” dedi.

Adam, söğüt ağacının konuşmasına anlam veremedi. “Halüsinasyon görüyorum herhalde” dedi. Sonra “Neticede bir söğüt ağacı” bana gölgeden başka ne verebilir ki” dedi.

Söğüt ağacı konuşmasına devam etti. “ Benim hayatıma bakarak belki ruhsal sorunlarına çözüm getirebilirsin. Nasıl ki kabuklarımdan yapılan aspirin fizyolojik acılarını gideriyorsa benden alacağın öğütle de psikolojik ağrıların gidecektir.”

Adam, “Halüsinasyon mu? Rüya mı? Gerçek mi? Bilmem ama önemli değil seni dinliyorum? İçimdeki, öfkeyi, kaosu, sıkıntıyı dindirmek istiyorum” dedi.

Söğüt ağacı “Dinle o zaman, kendi hayatımdan örneklerle sana 10 ders vereceğim.” Dedi başladı anlatmaya:

1- Söğüt ağacı olarak biz köklerimizin üstünde dururuz. Biz oradan besleniriz. Köklerimiz bizim ayakta durmamızı, rüzgârda uçmamamızı, suların bizi alıp götürmemesini sağlar. Siz insanlarda kökünüze sahip çıkın, onunla barışık olun, onunla kavga etmeyin. İç huzurunuz köklerinizdeki ilişkilerinize bağlıdır.

2- Söğüt ağacı olarak bizim bir kimliğimiz var. Rengimiz, şeklimiz, duruşumuz bir şahsiyetimiz var. Bu halimizden memnunuz, ne kimseye özeniriz, ne kimseye haset ederiz. Oysa insanlar bir şahsiyet oluşturmakta ve onu benimseyip kimseye özenmeden, kimseye haset etmeden ayakta durma başarısını gösteremiyor, mutsuz oluyorlar.

3- Biz söğüt ağaçları olarak her şeyi zamanında yaparız. İlkbaharda yapraklarımız açılır, sonbaharda dökülür. Örneğin kış zamanı yaprak açmayız. Biyolojik ihtiyacımıza uygun bir zaman planımız vardır. Biyolojik saatimize dikkat ederiz. Oysa insanlar, zamanını doğru ve yerinde kullanamaz, perişan olur, ceza alır, mutsuzluğa düşer.

4- Söğüt ağacı olarak bizler hiç karşılık beklemeden iyilik yaparız. Dallarımıza kuşlar yuva yapar, yapraklar arasında kelebekler uçuşur. Köklerimizde, gövdemizde sizin fark etmediğiniz bir sürü canlı yaşar. İnsanlar gölgemizde huzur bulurlar. Bunun karşılığında hiçbir şey istemeyiz. Biz verirken huzuru yaşarız. Siz insanların bundan örnek alması gerek. Vermeyi değil, sömürmeyi, çıkarcılığı değil erdemi tercih etmeniz gerek.
5- Biz söğüt ağaçlarında israf olmaz. Yapraklarımız dökülür, toprağa karışır. Onu tekrar kullanırız. Doğadaki varlığımız onu kirletmez. Yani bizim atıklarımız bir şeye dönüşerek, ekosistemde yaşanabilir ve sürdürülebilir yapısını devam ettirir. Oysa insanlar doğayı geri dönülmez şekilde kirletir. Nefes aldığı havayı, içtiği suyu yaşadığı yeryüzünü bozar. Sonra yaşanamaz bir dünyada mutsuzluk yaşar.

6- Söğüt ağaçları olarak bizlerin genç görünme kaygısı, yaşlanma korkusu olmaz. Her yıl gövdemizdeki halkaların sayısı bir bir artar. Hangi yaştaysak onu gösteririz. Riyakârlığımız, aldatma duygumuz, yanıltma duygumuz yoktur. Biz yaşımızla da barışığız. İnsanlar olduğundan daha genç görünebilmek ve yaşlılığın görüntüsünden kurtulmak için ne gereksiz kaygılar yaşıyorlar.

7- İnsanlar kafalarında bir değer yargısı oluşturup sonra o değer yargısı nedeniyle birbirini öldürebiliyorlar. İnsanlar zehirli düşünce üretip sonra da onunla hayatlara nasıl kıyıyorlar biz anlamayız. Oysa bizim söğüt olmak dışında bir amacımız yoktur. Biz insanlar gibi değer yargısı üretip sonra intihar etmeyi, ölmeyi öldürmeyi düşünmeyiz. Söğüt ağacı olarak yaşamak bizim kutsalımızdır. Onun üzerinde değer kabul etmeyiz.

8- Biz söğütlerin etiketleme derdi yoktur. her şeyi olduğu gibi görürüz ve anlarız. Oysa insanlar hemen etiket yapıştırır. Allah aşkına peygamber çiçeğinin peygamberlikle, ebu cehil karpuzunun Ebu Cehil’le ne ilgisi var?

9- Biz söğüt ağaçları güneşin yakıcı olduğunu biliriz. Güneş sayesinde varlığımızı sürdürdüğümüzü de biliriz. Güneşin yararlı özelliklerini göz ardı ederek onun yakıcı özelliğini öne çıkarmayız. Salt yakıcı diye genellemeyiz. “Güneş kötüdür” diye iyi kötü ekseninde kutuplaştırmayız. Ondaki yakıcılığı bir faciaya dönüştürmeyiz. Oysa insanlar öyle mi? Birçok konuda onca faydalı yönü bırakıp bir olumsuzluğu genelleştirir sonra da faciaya dönüştürürsünüz.

10- Söğüt ağaçları olarak kuşların, kelebeklerin, insanların zihinlerini okuyarak kötülük yapacağı varsayımıyla hareket etmeyiz. “Kim olursa olsun, gelsin dallarımıza konsun, gölgemize otursun, varlığımız onların huzuru için feda olsun” felsefemiz budur. Bizim gölgemiz Mevlana tekkesi gibidir. Oysa insanlar ne zihinler okuyup kötülük senaryoları oluşturarak, kendilerini mutsuz ederler.

Adam bir an ne kadar insani zaaflar içinde olduğunu düşündü. Sonra ağaca baktı “Bundan böyle sana söğüt ağacı değil, öğüt ağacı diyeceğim ve öğütlerine dikkat edeceğim” dedi.

Düşündü, sonra bir türkünün dizelerini mırıldanmaya başladı. “Erisin dağların karı Geçti ömrümün baharı Ecel kapımı çalmadan Durma gel ömrümün varı”

Durdu GÜNEŞ
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sohbet Tarzı yazışmalara ayrılan özel "THS Sohbet Alanları" Foruma Erişim Admin Site Lokali 0 23-09-2009 09:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03986502 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.