Evlilik dışı doğan çocuğun anneye teslim talebinin reddedilmesi ne yapılabilir?

Merhaba Meslektaşlarım, Türkiye'de bir devlet hastanesinde evlilik dışı doğan ve anne ve babası TC vatandaşlığında bulunmayan 1 yaşındaki bebeği Türk Hukuku uygulayarak anneye teslim almak istiyoruz. Anne de baba da Türk vatandaşı değillerdir ve mülteci statüsündedirler. Bebek de Türk Vatandaşlığını kazanmış değildir. Bebek şu an baba tarafından İstanbul dışında bir şehirde alıkonmaktadır. Baba aleyhine velayet istemli dava açtık ve dava dilekçemiz karşı tarafa tebliğ edildi ve tedbiren çocuğun teslimini talep ettik. Mahkeme çocuğun kimliksiz olmasından dolayı, bir teslim karar verilse bile teslimin hangi çocuk hakkında verileceğini belirleyemeceği gerekçesi ile reddetmiştir. Bu aşamada çocuğu nasıl spesifikleştirebiliriz, hangi hukuki aksiyonları alabiliriz bu konudaki önceki dosyalarında benzer bir olayla karşılaşan ve uygulama tecrübesi olan meslektaşlarımızdan kıymetli fikirlerini paylaşmalarını rica ederiz. Saygılarımızla.

Tarafların müşterek beyanları ile varlığı tereddütsüz olan çocuğun sırf nüfus kaydının bulunmaması hukuki düzenlemelere engel değildir. Bu yönde yargıtay kararları vardır. Ancak şu anda yargıtay kararlarının künyesi elimde değil. Daha önce okumuştum.
Hatta mesleki hukuk rehberi kapsamında bulunan (2007 yılında THS ye eklediğim)Yargıtay İçtihatlarının ilk maddesinde de yazmışım.

Çok teşekkürler sayın meslektaşım. Şimdiki motivasyonumuz ise bahsini ettiğiniz Yargıtay kararına ulaşmak olacak. Umarım kısa süre içinde bulabiliriz.

Yargıtay kararını bulamıyorum malesef elinde olan meslektaşlarımızın yardımına ihtiyacımız var. Saygılar.

Alıntı: Yazan Fazladanödemeyeçözüm Merhaba Meslektaşlarım, Türkiye'de bir devlet hastanesinde evlilik dışı doğan ve anne ve babası TC vatandaşlığında bulunmayan 1 yaşındaki bebeği Türk Hukuku uygulayarak anneye teslim almak istiyoruz. Anne de baba da Türk vatandaşı değillerdir ve mülteci statüsündedirler. Bebek de Türk Vatandaşlığını kazanmış değildir. Bebek şu an baba tarafından İstanbul dışında bir şehirde alıkonmaktadır. Baba aleyhine velayet istemli dava açtık ve dava dilekçemiz karşı tarafa tebliğ edildi ve tedbiren çocuğun teslimini talep ettik. Mahkeme çocuğun kimliksiz olmasından dolayı, bir teslim karar verilse bile teslimin hangi çocuk hakkında verileceğini belirleyemeceği gerekçesi ile reddetmiştir. Bu aşamada çocuğu nasıl spesifikleştirebiliriz, hangi hukuki aksiyonları alabiliriz bu konudaki önceki dosyalarında benzer bir olayla karşılaşan ve uygulama tecrübesi olan meslektaşlarımızdan kıymetli fikirlerini paylaşmalarını rica ederiz. Saygılarımızla.

Yakınlarda buna benzer bir dava açtım. Aslında sizin olayınız hukuki açıdan çok net. Medeni Kanunun 337. Maddesinde “Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir.” Denmektedir. Bu sebeple sizin açtığınız velayet davasının reddi gerekir çünkü velayet zaten annede. Sizin yapmanız gereken tek husus Savcılığa gidip çocuk kaçırıldığı için suç duyurusunda bulunmak.

Benim açtığım davada yabancı devlet vatandaşı olan müvekkilim yurtdışında çocuğunu okula kaydettirmek istiyor ancak ülkesi babanın da imzasını istiyor. Hatta Türkiye'ye çocukla gidersen çocuğu babanın rızası olmadan geri almayız diyor. Biz Aile mahkemesinde velayetin anneye ait olduğunun tespiti için dava açtık ve reddedildi. Gerekçesi de müvekkilin zaten velayete sahip olduğu ve çocukla ilgili her işlemi yapabileceği şeklinde. Yani hakim reddederken istediğim kararı yazmış oldu.

Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti anneye ait olmakla beraber
çocuk baba tarafından kaçırılmış ve fiilen baba yanında kalıyorsa anneye teslimi için aile mahkemesine dava açılabiliyor. Bu konudaki Yargıtay kararını Av. Ufuk Bozoğlu benzer bir konuda paylaşmıştı :
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/17750
Karar: 2013/8314
Karar Tarihi: 27.03.2013

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir (HMK.33). Her ne kadar evlilik dışı doğan çocuğun velayeti anneye ait ise de (TMK.md.337) çocuğun baba yanında alıkonulduğu, davanın çocuğun teslimi talebini de içerdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle, karar verildi. 27.03.2013

Çok teşekkürler meslektaşlarım,ikame ettiğimiz dava Türk Hukuku'nun uygulanması gerektiğinin tespiti ,velayetin anneye ait olduğunun tespiti ve çocuk teslimi istemli; dava dilekçesi güç bela tebliğ edilip şehir dışındaki adres tespit edilince tedbiren derhal teslim talep ettik ancak yargıçla şifahi olarak da görüştük kaygısı hangi çocuk olduğunu bilemeyeceği teslim kararı verse bile bu kararın herhangi bir çocuk hakkında verilemeyeceği hukuken belirlenmiş bir çocuk olmadığı için bir teslim kararı da veremeyeceği yönünde oldu; yukarıdaki meslektaşımızın belirttiği çocuğun davacı annenin beyanları ile var olduğu açık iken bir karar vermekten kaçınılamayacağına ilişkin Yargıtay kararı sunmak istiyoruz. Zira yargıç işin kolayına kaçıp tarafımızdan kesin süre vererek olmayan nüfus kayıtlarının teslimini talep etti. Zaman geçiyor çocuk annesinden uzak kalmaya devam ediyor çocuğun yüksek menfaati ise hukuki tartışmalar ekseninde hukuki himayeden epey uzaklaşıyor.

''_ Varlığı tereddütsüz ise çocuğun nüfusa kayıtlı olmaması velayeti ve nafakayı düzenlemeye engel değildir.''
2 HD 31.10.1985 8631/8789
Aynı Konuda : 2 HD 15.1.1971 4294-234

Çok teşekkürler Yargıtay kararı faydalı olacaktır meslektaşım,ancak mahkeme Möhuk madde 14 gereği Türk Hukuku'nun uygulanamayacağı ara kararını aldı. Mahkeme tarafların müşterek hukukunu araştırıp ilgili hükümleri getirmemizi talep etti. Suriye Hukuku'nda velayete ilişkin hükümlere ulaşılabilirlik konusunda dil engeline takılıyoruz.

MADDE 14 :Boşanma ve ayrılık
(1) Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabidir. Tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları halinde müşterek mutad mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanır.

(2) Boşanmış eşler arasındaki nafaka talepleri hakkında birinci fıkra hükmü uygulanır. Bu hüküm ayrılık ve evlenmenin butlanı halinde de geçerlidir.

(3) Boşanmada velayet ve velayete ilişkin sorunlar da birinci fıkra hükmüne tabidir.

(4) Geçici tedbir taleplerine Türk hukuku uygulanır.

Sayın meslektaşım ;

Madde 14 ün 4. fıkrası geçici tedbir taleplerine Turk hukukunun uygulanacağını yazıyor. Bu durumda çocuğun teslimi konusundaki tedbir talebiniz için eklediğim yargıtay kararlarını kullanabilirsiniz. Umarım yardımcı olur. Kolay gelsin.