|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
22-03-2010, 14:13 | #1 |
|
Ptt'ye KarŞi AÇilacak Tazmİnat Davasi Adlİ Yargida Mi İdarİ Yargida Mi AÇilmali?
Muvekkilim Hac Görevi için Arabistan'a gittiğinde PTT'ye bağlı Diyanet Kargo ile bir kısım hediyelik eşyalarını Türkiye'ye göndermiştir.Ancak gönderilen eşyalar müvekkilime ulaşmamış ve müvekkilimin yapmış olduğu başvuru neticesinde kolinin zayi olduğu yazılı olarak bildirilmiştir.Bunun üzerine PTT'ye dava açmak düşüncesindeyiz , ancak söz konusu davanın adli yargı da mı idari yargı da mı açılacağına net olarak karar verememiş durumdayım.Yardım ederseniz sevinirim.Saygılarımla
|
22-03-2010, 20:43 | #2 |
|
adli yargı
merhaba
bizde benzer bir tazminat davasını idari yargıda açtık ve görevsizlik yedik dava adli yargıda karara çıktı Ancak hakim herne kadar karar vermiş ise de iadri yargının görevli olduğu kananatinde |
23-03-2010, 09:07 | #3 |
|
Sn gökceahmet elinizdeki kararı ulaştırma şansınız var mı? Benimde şu an biraz farklı olsa da dosya var. Görevsizlik iddiası halen inceleniyor.
|
23-03-2010, 11:06 | #4 |
|
Sayın gökçeahmet cevabınız için teşekkür ederim.Sayın Şengül'ün arz ettiği gibi , elinizdeki kararı ulaştırma şansınız var mı ? Saygılarımla
|
23-03-2010, 13:46 | #5 |
|
T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi Esas: 2006/1262 Karar: 2006/2015 Karar Tarihi: 01.03.2006 TAZMİNAT DAVASI - HAKSIZ EYLEM - PTT İLE ÜÇÜNCÜ KİŞİLER ARASINDA ÇIKAN UYUŞMAZLIKLAR - YARGI YOLU - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ ÖZET : PTT'nin Kanun Hükmünde Kararname ve Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğu belirtilmiştir. Sözü edilen yasal düzenlemelerden, bu nitelikteki kuruluşların özel hukuk hükümlerine göre yönetebileceği ve faaliyet göstereceği, eylem ve işlemlerinin idari eylem ve işlem niteliğinde olmayıp diğer özel hukuk tüzel kişilerinde olduğu gibi, özel hukuka ilişkin bulunduğu sonucuna varılmalıdır. Davalı kuruluşun açıklanan niteliği gereği, üçüncü kişilerle aralarında çıkacak uyuşmazlıklara da idari yargı yerinde değil, adli yargı yerinde bakılmalıdır. Yerel mahkemece, anılan yasal düzenleme gözetilmeksizin dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. (233 S. KHK. m. 2) (1086 S. K. m. 7, 27) Dava: Davacı Endüstri ve Tic. vekili Avukat C.S.K. tarafından, davalı Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü aleyhine 09.03.2005 gününde verilen dilekçe ile posta idaresinin görevi zamanında ve doğru biçimde yapmaması nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli idare mahkemesine gönderilmesine dair verilen 04.10.2005 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü: Karar: Dava, haksız eylem sonucu uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Davacı, icra dosyasından üçüncü kişiye APS ile ulaştırılması gereken haciz ihbarnamesinin geç ulaştırılması sonucu uğradığı zararın giderimini istemiştir. 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye ekli cetvelde Kamu İktisadi Kuruluşları arasında yer alan PTT, aynı Kararname'nin 2/3. maddesi gereğince sermayesinin tamamı devlete ait olup tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan ve gördüğü bu kamu hizmeti dolayısıyla ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan Kamu İktisadi Teşebbüsü olarak tanımlanmıştır. Ayrıca 22 Şubat 2000 tarih ve 23972 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Ana Statüde de PTT'nin Kanun Hükmünde Kararname ve Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğu belirtilmiştir. Sözü edilen yasal düzenlemelerden, bu nitelikteki kuruluşların özel hukuk hükümlerine göre yönetebileceği ve faaliyet göstereceği, eylem ve işlemlerinin idari eylem ve işlem niteliğinde olmayıp diğer özel hukuk tüzel kişilerinde olduğu gibi, özel hukuka ilişkin bulunduğu sonucuna varılmalıdır. Davalı kuruluşun açıklanan niteliği gereği, üçüncü kişilerle aralarında çıkacak uyuşmazlıklara da idari yargı yerinde değil, adli yargı yerinde bakılmalıdır. Yerel mahkemece, anılan yasal düzenleme gözetilmeksizin dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları |
24-03-2010, 01:03 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Ptt, Kargo TaŞimaciliĞi, İlİŞkİ, TÜketİcİ Mevzuati 4077 Sayili Yasa
PTT işletmesi, vatandaşa posta ve kargo hizmeti veririken ticari esaslara göre çalışmaktadır. Kurumun kamu tüzel kişiliği devam eder iken yaptığı işin mahiyeti de yine aynı idi. Özelleşmekle verdiği hizmetin hukuki niteliğinde de bir değişiklik olmamıştır. PTT nin posta veya kargo gönderilerini iletmesi, emanet ve taşımacılıkla ilgili Borçlar Kanundan ileri gelen ve bu yasalar nedeniyle de sorumlulukları olan bir hizmet aktinin sonucudur. PTT, nesne taşımaktadır. Bu özel hukuk ilişkisidir. Ancak Borçlar Kanunu'na göre daha özel bir yasal düzenleme vardır. Zira vatandaş, kargosunun bir yerden bir yere taşınmasını talep eder iken tüketici, hizmet tüketen konumundadır. Dolayısıyla ilişki Borçlar yasasına nazaran daha özel olan 4077 sayılı yasa kapsamına girmektedir. 4077 sayılı yasanın amacı düzenleyen 1. kapsamı düzenleyen 2. tanımları düzenleyen 3. ve ayıplı mal ve hizmeti düzenleyen 4. maddelerine bakmanızı öneririm. AMAÇ Madde 1 - Bu Kanunun amacı, (...) kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. KAPSAM Madde 2 - Bu Kanun, 1 inci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar. TANIMLAR Madde 3 - Bu Kanunun uygulamasında; ........... d) Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti, e) Tüketici: Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi, f) Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri, g) Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişileri, h) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi, AYIPLI HİZMET Madde 4/A - Sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarında veya standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplı hizmet olarak kabul edilir. Tüketici, hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde bu ayıbı sağlayıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, sözleşmeden dönme, hizmetin yeniden görülmesi veya ayıp oranında bedel indirimi haklarına sahiptir. Tüketicinin sözleşmeyi sona erdirmesi, durumun gereği olarak haklı görülemiyorsa, bedelden indirim ile yetinilir. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 4 üncü maddede belirtilen şartlar çerçevesinde tazminat da isteyebilir. Sağlayıcı, tüketicinin seçtiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Sağlayıcı, bayi, acente ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Daha uzun bir süre için garanti verilmemiş ise, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile ayıplı hizmetten dolayı yapılacak talepler hizmetin ifasından itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak, sunulan hizmetin ayıbı, tüketiciden sağlayıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz. Ayıplı hizmetin neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek edinilen hizmetler hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmaz. Bu hükümler, hizmet sağlamaya ilişkin her türlü tüketici işleminde de uygulanır. Sayın meslektaşım, henüz ülkemizde çok bakir olan tüketici mevzuatının uygalama alanı, yukarıda aktarılan yasa hükümlerinden de açıkça anlaşılacağı üzere oldukça geniş bir alanı oluşturmaktadır. 4077 sayılı yasa kapsamında ele alınması gereken bir mevzuuyu genel mahkemelerde ele alırsanız sonuç size ya da müvekkilinize zarar verebilir. Görevsizlikten Ret ile sonuçlanma ihtimali son derece doğal olur. Burada Tüketici mahkemelerinin şikayet tarihi itibari ile görev sınırını tespit edip zararın görev sınırının altında mı üzerinde mi gerçekleştiğini tespit etmeniz ve buna göre ya Tüketici Sorunları Hakem Heyeti ya da Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi görev sınırları içinde kalıyor diye tercih yapıp dava ya da şikayetinizi niza konusu etmeniz gerekir. Şikayet ya da davanızda ayıplı hizmet nedeniyle eşya bedellerini ve zararınızı talep edeceksiniz. Aynen ifa mümkün olmaz ise nakten tazmin isteyeceksiniz. Kanaatlerimizi pylaşmış olduk. Yararlı olması dileklerimle selam ve saygılar... |
06-04-2010, 11:48 | #7 |
|
Av. Doğan Bey size özel bir sebepten dolayı özelinize msj atmak istedim ama kapalı olduğu için ulaşamadım... ilgilenirseniz sevinirim..
|
06-04-2010, 12:56 | #8 |
|
Bende size özel mesaj atamadım ve mail yollayamadım.. dbekiroglu@windowslive.com mail adresi , mail atabilirsiniz.. Saygılarımla
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İdarİ Yargida Temyİz İtİraz İlİŞkİsİ | avkt_63 | Meslektaşların Soruları | 12 | 30-07-2011 16:55 |
İdarİ Yargida Manevİ Tazmİnat | prometeus | Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu | 1 | 02-06-2009 09:08 |
İdarİ Yargida SÜre+islah+acİll | hukukcu1985 | Meslektaşların Soruları | 10 | 21-08-2008 15:24 |
İdarİ Yargida BİlİrkİŞİ Raporuna İtİraz SÜresİ | tolga | Meslektaşların Soruları | 1 | 03-04-2008 11:00 |
İdarİ Yargida BoŞluk Doldurma | sadakat | Meslektaşların Soruları | 2 | 10-11-2006 15:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |