Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Mirasın hükmen reddi davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-07-2017, 09:11   #1
furugferruhzad

 
Varsayılan Mirasın hükmen reddi davası

Borçlu baba vefat ediyor geride çocukları ve eşi kalıyor mirasçı olarak çocuklar 3 aylık reddi miras süresinde mirası reddetmiyorlar ve borç sebebiyle çocuklardan birinin maaşına birinin de iki ticari taksisine haciz konuluyor borçlunun bir evi var(haline münasip olduğunu düşünüyorum)borç 19.000,00 TL ev de 50.000,00 TL civarında yapabilir.Mirasın hükmen reddi davası açılması durumunda ve eve de haciz konması durumunda meskeniyet iddiasında bulunarak araçları kurtarabilir miyim sizce mirasın hükmen reddi davasının akıbeti ne olur?
Old 14-07-2017, 17:38   #2
avukatgaye

 
Varsayılan Mirası ret davası lehinize sonuçlanırsa zaten müvekkilinizin evi satılamaz

B. Ret

I. Ret beyanı

1. Ret hakkı

Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.

Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.


Bildiğiniz gibi Üç aylık süre hükmen ret davasında (takipler bulunması terekenin açıkça borca batık olması) uygulanmıyor.Buna göre zaten davayı açtığınız kanaatindeyim. Bu davada da icralar yönünden tedbir kararı mı? Yada süresiz şikayet mi ?Öte yandan, İİK. nun 53.maddesine göre; borçlunun ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri bırakılır. Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse mirası ret süresince mirasçılar hakkında takip yapılamaz. Bu maddenin uygulanabilmesi için icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması ya da murisin takibe başlandıktan sonra ölmüş olması gerekir. İİK. nun 53.maddesine aykırı olarak takip yapılması ya da takip işlemlerine devam edilmesi nedenlerine dayalı olarak ilgililer İİK. nun 16.maddesi uyarınca icra mahkemesine şikayette bulunabilirler. İİK. nun 53.maddesine aykırılık iddiası ise kamu düzeni ile ilgili olduğundan İİK. nun 16/2.maddesi uyarınca şikayet süresiz olacaktır. işte ona emin olamadım. Saygılarımla.
Old 17-07-2017, 08:43   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Aşağıdaki kararda da ifade edildiği gibi; mirasçıların miras bırakanın borcu nedeniyle evinin haczinde meskeniyet iddiasında bulunma hakları vardır. Ayrıca alacaklı aleyhine şartları oluşursa hükmen tescil davası da açabilirler.

Ancak hem hükmen reddin ve hem de meskeniyet iddiasının aynı anda sonuç yaratması ve mirasçıların bu sonuçlardan aynı anda yararlanması düşünülemez. Kararda da belirtildiği gibi önce mirasın reddi davasının sonuçlanması gerekeceğinden meskeniyet ile ilgili dava mirasın reddi davasının sonucunu bekleyecektir.

Mirasın hükmen reddi davasının ana koşulu, miras bırakanın ödemeden aczinin belli olmasıdır. Bu koşul ölüm tarihindeki malvarlığının belirlenmesi ile ortaya çıkacağından , sonraki değişimler örneğin mirasçıların meskeniyet iddiası dikkate alınmayacaktır. Verilen rakamlara göre miras bırakana ait evin değeri borcu karşılayacak durumda olduğundan açılacak hükmen ret davasının ret ile sonuçlanması ihtimali yüksektir.

Alacaklının ev üzerine haciz koyması halinde , Evin değeri itibariyle herbir mirasçının payına isabet eden miktarla başka bir konut alınması imkansız gibi gözüktüğünden , mirasçılar evi kurtarabilirler. Fakat kendileri şahsi mallları ile de sorumlu olduklarından taşıtlar üzerindeki haczin kaldırılması imkanı pek gözükmemektedir.

Bu durumda ; meskeniyet iddiası ve hükmen reddin hükümlerinden birlikte yararlanarak hem miras bırakana ait evi ve hem de mirasçılara ait taşıtları icra takibinden kurtarma ihtimalinin bu olayda pek olamayacağı kanısındayım.

Durum: “ya ev satılıp borç ödenerek taşıtların satılması önlenecek ya da meskeniyet iddiası ile ev kurtarılarak borç taşıtların satışı ile ödenecek yahut ev ve taşıtların birlikte kurtarılması istenirse borç varsa başka imkanlarla ödenecek “ gibi görünmektedir.

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/5062
K. 2009/4238
T. 23.3.2009

DAVA : Davacılar, murisinin prim borcundan dolayı çıkartılan ödeme emrinin iptali ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,

2-)Dava, davacıların murisi H.G.'ün davalı Kuruma prim borcundan dolayı Kurumca yapılan takibatlarla ilgili olarak çıkartılan ödeme emirleri sonucu murise ait evin haczedilemeyeceği, yapılan haczin kaldırılması istemine ilişkindir.

Yapılan incelemede davacılar murisi H.G.ün Kuruma olan prim borcu sebebiyle 2000/2240, 2000/4835, 2005/5268 takip sayılı ödeme emirleri çıkartıldığı, yapılan hacizler sonucunda davacıların oturduğu binanın taşınmaz kaydına 14.4.2001 tarihinde haciz konduğu davacıların oturdukları bu binadan başka oturacak meskenlerinin bulunmadığı, davacılar murisinin 24.3.2005 tarihinde öldüğü Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesinde 2005/6 Esas sayılı Tereke davasının olduğu, mirasçılar tarafından haczin bu davanın görülmesi sırasında öğrenildiği beyan edilerek 11.5.2005 tarihinde meskeniyet iddiasında bulunulduğu, ayrıca Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesi'nde 2005/322 Esas sayılı mirasın reddi davası açıldığı davanın halen derdes olduğu görülmüştür.

Uyuşmazlık davacılar murisinin 506 Sayılı Kanun'un 80. Maddesine göre prim borcu sebebiyle 6183 Sayılı Yasa'ya hükümleri nazara alınarak çıkartılan ödeme emirlerinden dolayı 6183 Sayılı Kanun'un 70/11. maddesi uyarınca borçlanma halinde münasip evinin haczedilip haczedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu haliyle meskeniyet iddiasında bulunma hakkı borçluya dolayısıyla da mirasçılarına düşmektedir. (HGK. 3.7.1996-12/446-536 kararı da bu yöndedir.).

Somut olayda davacıların açtığı tereke davası ile mirasın reddi davasının henüz sonuçlanmadığı Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmekte olduğu, mirasın reddi davasının ve tereke dosyasının incelenmesi gereği açıktır.

Mahkemece Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2005/6 Esas sayılı ve 2005/322 Esas sayılı dava dosyalarının getirtilip incelenerek ve bu davaların sonucu beklenerek çıkacak sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar vermek gerekirken noksan inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, 23.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 17-07-2017, 12:59   #4
avukatgaye

 
Varsayılan MK 610 ile çelişkili değil mi

II. Ret hakkının düşmesi
Madde 610- Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.

Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez.
Zamanaşımı veya hak düşümü sürelerinin dolmasına engel olmak için dava açılması ve cebrî icra takibi yapılması, ret hakkını ortadan kaldırmaz.
Bu karar MK 610 ile çelişkili omuyor mu?
Old 17-07-2017, 13:07   #5
avukatgaye

 
Varsayılan Miras bırakanın evi mi müvekkilin evi mi?

Miras kabul edilince haklar ve borçlar geçer. Kuralı gereğince ben sorunuzu müvekkilinizin evi zannettiğim için o şekilde cevap yazmışım.
Old 18-07-2017, 08:34   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

(avukatgaye) hanımın "Bu karar (yayınladığımız karar) MK 610 ile çelişkili olmuyor mu? sorusu ile ilgili görüşümü şöylece açıklayabilirim ;

Mirasın gerçek reddi ile ilgili 3 aylık süreye yönelik hükümler mirasın hükmen reddinde uygulanmaz. Şartları mevcut ise TMK.605/2 maddesindeki mirasın hükmen reddi süreye tabi olmadan her zaman ileriye sürülebilir veya tespit davası açılabilir. Dolayısı ile 610/1 maddedeki süreye dayalı hükmün hükmen ret talebinde aleyhe bir unsur olarak kabulü düşünülemez.

Hükmen redde aranan koşul mirasın hukuken kazanılmış olması durumu değil, mirası kabul anlamına gelebilecek açık yada zımni davranışlarda bulunmama koşuludur.Bu koşulun varlığı ise 610/2'de sayılan unsurların (süre hükmü hariç tutularak) olaylara uygulanması ile anlaşılabilir.

Kanunda ve Yargıtay Kararında bir çelişki olmadığını düşünüyorum. Aslında bana göre mirasçının hem meskeniyet iddiasında bulunarak 610/2 maddeye göre terekeye sahiplenmek istediğini açıklayıp ve hemde hükmen ret talebinde bulunmasında bir çelişki görülebilir ve bu husus hükmen ret davasının reddine neden olabilir. Yargıtay da ; önüne gelen olayda öncelikle hükmen ret davasının sonuçlandırılıp onun sonucuna göre sonra meskeniyet iddiasının ele alınmasını ifade ederek çekişmenin daha sağlıklı biçimde çözümleneceğine işaret etmek istemiştir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Mirasın hükmen reddi Hak ve Nisfet Meslektaşların Soruları 3 09-08-2021 14:03
Mirasın Hükmen Reddi - Mirasın Kabul Edildiğini Gösteren Davranış tiryakim Meslektaşların Soruları 2 06-08-2015 10:43
mirasın hükmen reddi manevi tazminat davası açmaya engel midir? BALDIRAN Meslektaşların Soruları 5 08-10-2013 12:59
mirasın hükmen reddi davası mahkeme kararı örneği barisugan Meslektaşların Soruları 0 26-06-2013 15:22
Mirasın Hükmen Reddi atrocity Meslektaşların Soruları 4 19-11-2011 14:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03196311 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.